- 7 Ağustos 2016
- 952
- 1.453
- 43
- 27
- Konu Sahibi nomunomuchua
-
- #41
Ben Bilgisayar öğretmeniyim özel bir kursta. Geçtiğimiz senelerde bir öğrencim olmuştu. Kendisi 50 küsürlü yaşlarında devletten emekli, emekliliğinin sonrasında kamu yönetimi bölümünü bitirdi. Bilgisayarın b sinden anlamazdı kursu bitirdi ve peşine kendine bir bilgisayar aldı. Şuan kim bilir hangi eğitimlerde devam ediyor. Kıssadan hisse, hiç birşey için geç değilYeni yeni geliyor başıma evet.
O gün yediğim hurmalar şimdi tırmalıyor evet :)
O zamanlar pek de umrumda değildi.
Gençlik, gezme tozma merakı, yayıla yayıla okula gitmeler.
Hadi sertifika alalım ilerde lazım olur deseler, hmmm nerde? Ayy çok uzakmış.
Hmm saat kaçta ayy çok erkenmiş diyerek gitmedim..
Bazen o konferanslara gidelim diye çıktık yola arkadaşlarla yolda yaaa boşverin hadi sahil yapalım dedik
onu da gezmelere çevirdik bir güzel :)
Dil öğrenmek için kurslara giden arkadaşlarım oldu.
Ben de gideyim demedim.
Çok güzel çizimler yapardım, arkadaşlarım kızım manyak mısın şunun üzerine bir şey yap harcama kendini derlerdi, hiç dikkate almadım.
Sende bu yetenekler varken devlete atanamasan bile korkma her özel kapar seni derlerdi.
Yeteneklerimi nasıl değerlendirebilirim diye hiç düşünmemiştim..
Sadece okudum, mezun oldum.
Son sene iyi gezeyim, bir daha bu zamanları bulamam diye kpss bile çalışmadım.
Mezun olduktan bir sene sonra etüt merkezlerinde az maaşa sürününce aklım başıma geldi.
Kapattım kendimi odalara, çok ciddi çalışıp atandım o sene.
Herkesin devlete kapağı at yeter oh misss dedikleri durumun ortasına düştüm..
Başta her şey güzeldi aslında.
Mutluydum, ailem çok mutluydu özellikle bu da bana yetiyordu.
Atandığım şehir de ailemin dibiydi, sevdiklerim hep yanımdaydı, üstüne artık düzenli bir maaşım vardı.
Yeme de yanında yat dimi?
Sonra evlendim.
Tayinle başladı içimdeki huzursuzluklar.
Gittiğim yerlerde mutlu olamadım.
İş ortamım, ilk başladığım yerdeki gibi olmadı hiç.
Aklımı, gönlümü İstanbul'da bıraktım sanki.
Şikayet, şikayet, şikayet..
Hep şikayet ettim.
Sonra al sana o zaman dercesine evliliğimde gerçekten şikayet edecek nur topu gibi
yeni bir derdim oluverdi.
Şimdi daha rahat şikayet edebilirdim..
Sonra şikayetler bana yeni huzursuzluklar getirdi.
Hep daha kötüsünü kucakladım..
Bugün durduğum yerde olmak istemediğimi farkettim.
Bu bakanlıkta, bu ülkede, bu insanlıktan çıkmış insanlarla,herkesin içinde at koşturduğu bu saygınlığın s sinin kalmadığı meslekte mutsuzum..
Vaktinde aklımdan bile geçirmediğim yüksek lisansı yapmadığım için pişmanım.
Artık onu yapabileceğim bir yerde yaşamıyorum..
Öğrenmediğim dil için pişmanım her yerde önüme engel olarak çıkıyor.
Geliştirmediğim çizimlerim için pişmanım. Yazdığım öykülerin çizimlerini ben yapamayacağım.
Bu konuda diretmem de anlamsız olacak, yazık olacak..
Almadığım her sertifika ve belge için pişmanım başvurduğum mülakatlarda dosyama koyacağım pek bir şey olmayacak..
Yeniden okumaya gücüm de yok, imkanım da yok.
Kendimi geç kalmış hissediyorum.
Tek ümidim şu yayınevi..
Yazmak, yazmak ve bu noktada bir kurtuluş yakalamak..
Ama ondan da çok ümidim yok.
Ruh halim hep başka kurtuluş yolları arıyor kendine.
Uzun zamandır yazmıyorum bile bu yüzden..
Benden bir köy, kasaba olur mu yaa?
Neden böyle oldum?
Tamam çok kafasızdım bu yüzden biliyorum
Nerde okudunuz? Ne kadar ince, ne kadar idealist bir proje. Çok hoşuma gitti.İnsan birazda bulunduğu şartlarda mutlu olmayı bilmeli,öğretmensin ve ataması yapılmayan binlerce öğretmen içinde atanan bir öğretmensin, her meslekte olduğu gibi mutlaka sıkıntıların var ama bak mesela sabah bişey okudum , bir anaokulu öğretmeni öğrencilerinden hayallerindeki oyuncağı çizmelerini istiyor sonrada o çizimleri bezden oyuncaklara çevirip öğrencilerine veriyor, güzel insan...
Nerde okudunuz? Ne kadar ince, ne kadar idealist bir proje. Çok hoşuma gitti.
Nomuu bu havalar mı depreştirdi senin bu karamsarlığını
Sendrom mendrom anlamadığım şeyler ama insanda bazen bir geç kalmışlık hissi bir geriye baktığında pişman olma korkusu oluyor. Hatta bende "gelecekte geçmişe baktığımda pişmanlıkla iç geçirme fobisi" var düşündüm adını böyle koydumtedavisini de bişeyler üreterek buldum o zaman fobi gidiyor. Dil öğrenmek belki hemen şu an gözünün basmayacağı bişey (en azından benim basmıyor) ama küçük küçük şeyler yapmak lazım. Açık öğretime yazıldım mesela yakında sınavlar var onlar oyalar beni. Yeni yemek tarifleri öğrenip yapmak, şu an tam mevsimi evde zeytin kurmak, turşu yapmak, evi temizleyip mis gibi kokutmak, varsa bi hobin onla uğraşmak, bi derneğe takılmak. Bunlar iyi geliyor insana, bulunduğun yerde hepsini de yapabilirsin. Ya da kararlılığın varsa daha radikal kararlar alabilirsin hayatın adına. Ama ne yaparsan yap şikayet etmeeee kendini şikayet etmeye dertlenmeye alıştırma nomu yoksa tüm hayatın böyle geçer, böyle de hayat geçer mi beh
Bence siz durup durup kendinize dert arayan dert edinen birisiniz ben de bunu anladım
Zaman geriye alınmıyor bildiğiniz üzere öyle yaşamak zorundaydınız öyle yaşadınız.Biliyorum insanın kaderi kendi ellerindedir ama demek ki siz size çizilen kadere boyun eğdiniz yoksa o zamandan bir değişim yapardınız değil mi? :)
Hayat şartları işte hayat herkese gülüyor mu? :)
Dert etme, dua et.
Senin lafını sana satayım.
Bu aralar çok fazla seyin içine girdim. Pat diye çıkamayacagım şeyler. Sıkıştım biraz o yüzden :)
Benim su an için en büyük hayalim kendi evim olsun tek başına yaşayabilecegim. Kitaplarim olsun okuyayim. Az biraz vaktim olsun dizi film izleyeyim. Kendime yetecek param olsun ayni zamanda . Kafam rahat olsun kısacası.
Hepsi ise sizde var . İmrendim açıkçası. Bence pişman olacak hiçbir şeyiniz yok . Rahatınıza bakın . Umarim ben de bir gun sizin gibi bagimsiz bir kadin olabilirim :)
Müzmin melankolik diye değiştirsen nickini
Günlük hayattaki halini merak ediyorum eğlendiğin bişeyler var mı eşinle neler yaparsın ...
Konuların hep seninle, pişmanlıklarınla, gerçekleşmeyen hayallerinle ilgili, şunu yapayım ...amaaaan boşver ikilemi arasında sıkışıp kalmışsın
Nomu, bende hiç gezmedim evden çıkmadım sadece ders çalıştım üstelik sosyal faaliyetlerede katılmadım. Şu an şaka maka depresyondayım ve önüme dünyaları sersen ı-ıh olmuyor...
Bu genç arkadaşa var mı bir tavsiyen.. :)
İnsan birazda bulunduğu şartlarda mutlu olmayı bilmeli,öğretmensin ve ataması yapılmayan binlerce öğretmen içinde atanan bir öğretmensin, her meslekte olduğu gibi mutlaka sıkıntıların var ama bak mesela sabah bişey okudum , bir anaokulu öğretmeni öğrencilerinden hayallerindeki oyuncağı çizmelerini istiyor sonrada o çizimleri bezden oyuncaklara çevirip öğrencilerine veriyor, güzel insan...
Ee ne guzel deneme yazıyorsunuz bu da bir yetenek herkes yazamaz. Ben oldum olası acılarımı dalgaya vurup komiklikler cikarip gunluk tutarim. 15-16 yaslarindayken gunlugumu kitaplastirmak isterdim de suan yazdiklarimi gorunce tum pisliklerimi kahkahalarla yazdigim bi gunluk olmus. Rahib Teresalıktan Şehvet Ablanın şehvetli gunlukleri gibi biseye donusmusAilem okursa kesin kalpten gider o yuzden bu da bende pismanlik ve gerceklestirilemeyecek hayal olarak kalsin. Siz yazin yine de ne olur bilemeyiz ama acilari pismanliklari onemsemeyip dalgaya vurmadan atlatamiyorsunuz
Seninki kadarını tembellik etmeyip aklı havada olmayıp ben yapsaydım şimdiye göbek atıyordum, ben okulumu bile yarım bıraktım gezdim tozdum cok deli yaşadım.... şehir şehir bırak ulke ülke gezdim ama noldu şimdi meslek yok bisey yok öz güven yokbenim yerimde olsan kafayı yerdin daha cok. Belki su an hic maddi dedim yok ama manevi olarak cok eksik hissediyorum. Demekki insan hep birseylere pişman olup hep haytinda bir eksik bulabiliyor kendine.
30a ramak kala mezun olucam ben ve tam olarak kariyerimin ne olacagi da 32den sonra belli olacak. bunlar en iyi ihtimal olarak düşündüğüm yaslar
Kendini bıraktıysan eger sikayet etme, ot gibi yasa ve ölümü bekle. küçük prensin filmi çıkmıştı ya; ordaki o yetiskinlerin yasadigi siyah beyaz şehirdeki insanlardan biri olduğunu gör.
Elbette stressiz ve üzüntüsüz yaşayamayacağımız zamanlara geldik. psikopat insan sayısı arttı. ve üstelik artik yeni bir akım başladı "stressiz yaşayamama", insanlar stres duymadan yasadıklarını anlayamadıkları kıvama geldi.
Kısacası ya soğuk iklim kuşağındski ülkelere yerlesicez ya da etrafımızdan zevk almaya baslıycaz..
Bir haber vardı genc bir ögretmen sınıfını düzenlemisti agaclar kuslar... eger sınıf ogretmeniyseniz bu işe kalkışın bence baya bi oyalar sizi ve sınıfıniza girdikce sizin de öğrencilerinizinde ici açılır. cizim yeteneginizi evde video seyrederek çalışma yaparak gelistirin bence, bir yandan da cocuklara çizim dersi de verebilirsiniz haftasonları 1 saat falan. sizi daha üretken daha ise yarar hissettirir. ve aklınız dağılır.
Bir de güneydoguda bir öğretmen sanırım yıllar önce atandigi bir köyde cilek yetistirmeye baslamisti ve her eve göndermisti fidanlari herkes yetistirsin diye. oncesinde de araştırmis burada ne yetisir diye tabi.. simdi o köy cilek üretiminde ön sıralardaymıs türkiyede. siz de biliyorsunuzdur bu olayı bir öğretmen olarak elbette.. bence etrafınızda düşünce olarak olmasa bile -garip insanlar oldugunu söylüyordunuz- hareket ve is güç anlaminda farkındalık olusturabilirsiniz. dertlenmeye degil de bu tarz farklı fikirlere yönlendirin bence düşüncelerinizi.
***buradaki meyve çilek de olmayabilir yanlış hatırlıyor olabilirim.
Benim gibi bir melankolik daha buldum :)
Ama fark var tabi. ben atama bekliyorum.
4 yıldır inek gibi ders çalıştım. kitaplar ben ve dört duvar.
Asosyalliğin dibini gördüm
İyi bir ortalama ile okulu bitirdim.
İlk kpss maceramda ilk 250 ye girdim.bölüm kadro açmadı
Şimdi iyi bir bölümden öabt ye grdim. bazı sebeplerden tercih yapamadım
Bir Bş daha atama olur mu Mülakatta kaç alırım belirsiz
Ayrıca yüksek lisansa kabul edilmedim puanım yetmedi yani
Bulunduğum şehirde hatta normalde de arkadaşım yok (var da yok)
Ales çalışmam lazım. silkelenemiyorum
Of içimi döktüm. Bana bu temiz sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim
Ben Bilgisayar öğretmeniyim özel bir kursta. Geçtiğimiz senelerde bir öğrencim olmuştu. Kendisi 50 küsürlü yaşlarında devletten emekli, emekliliğinin sonrasında kamu yönetimi bölümünü bitirdi. Bilgisayarın b sinden anlamazdı kursu bitirdi ve peşine kendine bir bilgisayar aldı. Şuan kim bilir hangi eğitimlerde devam ediyor. Kıssadan hisse, hiç birşey için geç değil
Nomu valla dilim de varmıyor söylemeye ama senin tüm bu mutsuzluğun nedeni evliliğinse ve de bunu hayatındaki başka şeylere yansıtıyorsan (şehir meslek veliler gibi) bitir gitsin evliliğini madem. Belki o zaman şehir de mutsuz etmez seni mesleğin de.
Ya da hayata bakış açını değiştirmen lazım, 4 sene öncesine gidelim istanbulda değil ankaradayım diye mutsuzdun şimdi artvinde mutsuzsun yani hayat şartları seni istanbuldan başka yere götürüyorsa orada mutlu olmayı öğrenmek lazım. Mesela evliliğini kötü şeyler yaşamana rağmen bitirmiyorsun çünkü iyi tarafları da var eşinin, e o zaman bitirmiyorsan o iyilere yoğunlaş. Huzur mutluluk hayatı algılama şeklinle çok çok ilgili nomum. Sen çok temiz bir insansın mutlu olduğunu görsem kendi kardeşim gibi çok sevineceğim ama karakterindeki sivri köşeler katılıklar senin hayatını zorlaştırıyor. Böyle ikircikli hislerle nasıl yorulmadan yaşıyorsun şaşıyorum. Ya öyle yap ya böyle
Vicdansız artvinde mutsuz olunur mu kuymağını ye otur aşağı :)
Nomu ;
Yapacağım şeyler bir işe yarasın, para getirsin, işime yardımcı olsun dersen hiç bir şey yapamayabilirsin.
Her şeyi zevk için, hobi olsun diye öğrenmeli ve geçirdiğin zamanlardan zevk almalısın. En azından artık hayatını oturtmuş diyebileceğimiz biri için böyle olmalı.
Bir süredir büyük şeylere adım atmaya çalışıyor ama cesaretini kaybediyorsun gibi görüyorum. Hayatında ciddi bir değişim istiyorsun ki belki bir şeyler düzelir. Bence büyük adımları bir kenara bırak küçük şeylerden başla. Şu an böyle yurt dışıydı, ev almaydı gibi büyük planlar için doğru zamanda değilsin. İşin var çevreni sevmiyorsun, yeteneğin var kullanmıyorsun, vaktin var değerlendirmiyorsun. Hayatında bir şeyler gerçekten hoşuna gitmiyor.
Dünyada fark yaratabilecek bir mesleğe sahipsin, bunu kullan derim.
İstediğin herşeyi şimdi pekala yapabilirsin nomu, sadece gerçekten ne istediğine bak, bul ve bütün ilgini ona yönelt. hayatından hemen hemen hiçbir konuda memnun değilsin ama böyle yaşayıp gidiyorsun. hepsini değiştirmek aslında sadece senin elinde.
bak yüksek işini yapabilirsin hem de okula devam ederek. derslerini 3 güne toparlasan (bildiğim kadarıyla Artvin'de yaşıyorsun şu anda) 2 günde trabzona yüksek için gidip gelebilirsin. Derslerini 3 güne toplaman mümkün olmayan branşta isenyine trabzonda , hafta sonları için falan kursa gidebilir sertifikanı alabilirsin.
Evet yorucu olur ama olur.
Hepimizin hayatında geçmişte değiştirmek istediğimiz şeyler var ama o zaman öyle olması gerekiyormuş öyle olmuş , bunları yaşamamız gerekiyormuş yaşamışız , bundan sonrasında neler yapabiliriz bunlara bakmalıyız..
Kararını ver ve bütün şartları zorlayarak başla istediğini yapmaya..
Testere filminde jigsaw'ın bir tezi vardı. İnsanlar ölümle karşılaşmadan hayatlarınin ne kadar kıymetli olduğunu anlamazlar diyordu.
Sizinde eşiniz var, işiniz var bildigim kadarıyla bir sağlık probleminiz de yok. Bence sahip olduklarinızın farkına varın biraz daha :)
Her insanın bir geç kalınmışlığı, pişmanlıkları vardır mutlaka.
Ama siz çok tatlı naif birisiniz , dertlenmeleriniz bile güzel :)
İçinde bulunduğunuz ortamı bilemem tabii .. ama size bakan o minik gözlerdeki ışıltı Ve çocukların masum kalplerine hitap edebiliyor olmak mesleğinizin en güzel yanı bence . Velileri boşverin ..
En yakın zamanda kitaplarınızı raflarda görür alırız umarım, siz buradan duyurun hepimiz sosyal hesaplarımızda paylaşalım , malum devir internet devri. Sosyal ağlarda popüler kim varsa bir anda kitap yazarı oldu. Siz onlardan kat kat donanımlısınızdır eminim..
Hayallerinizin gerçek olması ve sağlıklı huzurlu bir ömür geçirmeniz dileğiyle ... :)
Bana şimdiki aklım birde eski günlerim lazım, :)
aynı yaşlardayız ve şuan olduğun noktaya ben daha yeni varabildim :) geç ve zor elde edince musmutlu oluyor insan :)
bu yaştan sonra diye bir şey yok benim hayatımda.
henüz 21 yaşındayken bile bölümü bırakmaya karar verdim ay çok geç yeniden sınav ve dört sene olmaz dediler.Bu yaş dan sonra olmazı biraz toplumumuz bilincimize işliyor mu ne yoksa niye olmasın?
Gülten Dayıoğlu aktif yazmaya sanırım 30 larda başladı hala yazıyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?