Haklısınız, saydığınız aktivileri belki birer örnek olarak verdiniz ama bunlar üzerinden nasıl düşündüğümü sizlerle paylaşmak isterim. Hayvanlara dokunamam ama barınağa gittim diyelim, ne yapacağım ben orada:) O esnada barına gelmiş başka bir kişi ile iletişim kurup bir şeyler mi paylaşacağım, gerçekten bu mümkün mü? Ya da bir sergiye gittim diyelim, ne gibi bir ortam oluyor orada, ben bir esere bakarken biri yanıma sokulup benimle mi tanışacak? Veyahut bisiklet turuna katıldım diyelim, nefes nefese pedal çevirirken, denk getirip yan yana ilerlemeye çalışırken kendimi mi tanıtacağım? Genelde hep fotoğrafçılık kursu tavsiye edilir, kim gidiyor bu kurslara? İşi gücü bırakıp fotoğraf nasıl çekilir diyen kişilerin nasıl bir yaşamı vardır? Oturulan yerden bir şey olmadığı konusunda kesinlikle haklısınız.
Evet, hep sorumluluklarımı yerine getirdim ve her zaman da aklımın bir köşesini işgal ettiler. Sinemaya gitmiyorum çünkü film izlemek bence anlamlı değil, kurgulanmış bir şeyle zaman harcamak gibi geliyor. Hayatımda hiç konsere gitmedim, müzik dinlerim ama kalabalığın, gürültünün ortasına girmenin ne anlamı var çözebilmiş değilim, evde rahat rahat dinlemek varken:) Öğrenim gördüğüm alan en çok tutkum olan şey ama ondan bile sıkılır oldum şu sıralar. Bir de şu var ben bu konu ile ilgilenen biri ile ilişki kurmak istemem çünkü rekabetçi bir yapım var, bu durumu bir yarışa dönüştürürüm diye kendi bölümümden kimseyle ilgilenmedim ve ilgilenmeyi de düşünmüyorum.
Liseden sonra ara vermeden üniversiye devam ettim eğer kastettiğiniz bu idi ise. Üniversitede hep dersler var aklımda. Derslerden başka bir şey yapmaya pek zaman kalmıyor dolayısıyla birazcık kitap okuyabiliyorum, yemek vs. derken gün bitiyor.
Hepinize cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Müsadenizle geri kalan mesajlara yarın cevap vermek isterim, iyi geceler.
Ben sizi anlayamadım. Hem özgüvensiz gibisiniz hem de her şeye üstten bakan bir tavrınız var. Şurada 3-5 mesajınızı okudum, benim bile enerjimi emdiniz.
Derdinize çözüm sunuluyor, "ben onu sevmem, ben bunu yapmam, oraya gitsem ne olacak, buraya gitsem olaylar nasıl gelişir" demişsiniz hep.
Hayat böyle bir şey değil. "Hımm sergiye gitsem olaylar şöyle şöyle gelişir, o zaman gideyim" diye yaşanmaz.
Hiç mi hoşunuza giden bir şey yok bu hayatta?
Sizinle arkadaş olduğumuzu farzedelim. Kahvelerimizi aldık bir yere oturduk (bunu da gereksiz bulmuyorsanız tabii), ne konuşacağız?
Film izlemiyorsunuz, çünkü kurgu.
Tiyatroya gitmiyorsunuz, çünkü kurgu.
Dizi izlemiyorsunuz diye düşünüyorum, çünkü kurgu.
Anı, biyografi vb dışında kitap okumuyorsunuzdur, çünkü kurgu.
"Hadi şu konsere gidelim" ya da "şu mekana çok iyi bir grup gelmiş oraya gidelim" desem karşılacağım tepki "amaan ne gerek var".
Fotoğrafçılık gibi bir hobiye bakışınız "işi gücü bırakıp fotoğraf çeken insanlar" iken konuşabileceğiniz bir hobiniz olduğunu veya size hobilerimden bahsetmek isteyeceğimi de sanmıyorum.
Sürekli mesleklerimizden bahsedecek halimiz yok. X kişinin yeni koltuk takımını konuşacak da değiliz.
E elimizde kahve bardakları, kalakaldık öylece. Ne yapalım siz söyleyin.
Dışarıdan böyle görünüyorsunuz. Kimsenin yaklaşmaması normal değil mi?
Bunları sizi üzmek için söylemiyorum. Deseniz ki "evet ben asosyalim ve çok mutluyum", "tamam ne güzel" derim.
Ya da bazı insanlar vardır, her konuda bilgisi fikri vardır, çok okur, çok gezer. Ama ya birine ihtiyaç duymaz ya da bu yönlerini dışa vuramadıkları için yalnızlardır.
Sizin durumununuz bu da değil.
Çıplak bir duvarın önüne oturmuşsunuz izliyorsunuz sadece. O duvar çok güzel bir renge boyanabilir, taş kaplanabilir, güzel bir duvar kağıdı kaplanabilir. Ama siz hepsine "eeh ne gerek var" deyip o boş duvarı beraberce izleyebileceğiniz birini istiyorsunuz yanınızda.
Dediğim gibi, bunları sizi üzmek için söylemiyorum. Ama gencecik yaşınızda yazık ediyorsunuz kendinize.
"Sosyal fobiniz varsa bir uzmana gidin" demişler ona da burun kıvırmışsınız. Koca psikiyatri biliminden bile umudunuz yok.
Siz kendinize yardım etmek istemezseniz kimse edemez zaten.
Ya sorununuzu kabul edip bir adım atacaksınız ya da yalnız yaşayıp gideceksiniz böyle.