Sevgili tolin,
Konularını okumuş, üzüntülerinin benzerlerini çoğu kez yaşamış biri olarak yazıyorum sana. Biliyorum çok zor geliyor herşey. 2 sene olmuş senin, benim 4 sene oldu. Zaman zaman tüm umutlarımı kaybediyorum. Sadece dua ediyorum bende, bazen senin gibi düşünüyorum ama aşk acısı diyerek kapatıyorum üstünü. Ben 4 senedir mutlu olamadığımı düşünüyorum, artık adam gibi adamların kalmadığını düşünüyorum. Yaşım da 30 oldu, ne zaman evlenicem ne zaman çocuk sahibi olucam diye düşünüyorum bazen. Ama yine bu acılardan daha büyük acılar olduğunu görüp kendime geliyorum. 7 yılımı verdiğim adamla ailesi yüzünden ayrıldık, 1 sene sonra gidip başkasıyla evlendi. Hayırlısı buydu demek ki. Sende içini ferah tutmaya çalış, biliyorum çok zor ama hayatın ne zaman ne getireceği belli olmuyor. Daha büyük acılardan korusun Allah.
Geçenlerde şu yazıyı okudum, burda da paylaşayım. Ben severek okudum, belki sende beğenirsin. :)
"Çekip gitmeden, simsiyah dumanlar içinde kalan bir gurbet treni gibi
Yağan yağmurlar sonrasında ekmek tazeliğinde kokan, toprak yolları utandırmadan
İlkokula yeni başlayan bir kız çocuğunun kurdelesi gibi, tertemiz ve terk edilmiş bir çocuğun, gözlerinde biriken hüznü alıp ellerine
Hayatının son demlerini yaşayan ihtiyarların dualarını taşıyarak üzerinde
Yüreğin daralmadan geceleri, hatıralarını kirletecek bir hevese niyetlenmeden kalbin
Ölümün ve toprağın tadını unutmadan
Bir pınarın gözenekleri gibi ağlayarak sabahları
Ve
Akşamın alacakaranlığında rastgele adımlar atmadan şehrin sokaklarında
Kimseye ihanet etmeden, suç ortağı olmadan birilerine
Kelimelerin yerlerini değiştirmeden, hiç kimsenin vebalini almadan ve bir günaha uzatmadan ellerini
Yanlış bir sözün manasına yaslanmadan
Yarına dair uzun emeller yeşertmeden içinde
Ve
Yok etmeden o muzip çocukluğunu
Hayatın tam ortasından yürüyüp geçerek..
Emaneti sahibine teslim etmeden önce
Ve hesap gününün dehşetiyle doğrulmadan daha
Terk edilmiş bir sevdanın en derin yerindeki uykusundan çığlıklar atarak uyanmadan geceleri
Evladının yolunu gözleyen bir annenin tedirginliğine yaslayıp başını
Ve
Kalbinin üzerinde uçuşan kuşları uzaklaştırmadan
Bir hastalık anının telaşına kaptırmadan kendini
İhmal etmeden, mehtabın gölgelerimizi aydınlatan ışığını
Karanlıktaki ayak seslerinden korkmadan; ama bir yolculuk öncesinin garip hüznüyle gülümseyip bütün dostlarına ve çaresiz kalmış insanların beddualarını almadan asla
Güneşin cana yakın sıcaklığını bekleyerek, seher vakitlerinde herkes uyurken, halini arz edip Makam-ı Âliye Bağışlanmış bir hayatı yaşadığımızı unutmadan
Başını öne eğmeden ve aşırı gitmekten alıkoyup öfkeni, sözlerin en güzeliyle dokunarak, yeni başlayan her güne
İçini yakan acıyı hiç kimseye göstermeden
Eşeleyip durmadan kimsenin gizli kalmış günahını
Alnında seccadeden kalan beyaz bir iz
Ve.. geceye şerh düşmek için yıkayarak ellerini
Buz gibi bir metanetle direnip zalimlere
Terk etmemek üzere yemin edip daha önce bulunduğumuz her bir yeri
Taze yayık ayranın köpükleri gibi keyifli
Çocukları peşine takıp koşturan uçurtmalar kadar hercai
Akşam namazlarının vakti kadar kısa ve kati
Bir gülün yaprakları kadar çaresiz
Bir âmânın adımları kadar dikkatli
Unutulmuş iyilikler kadar makbul
Ve Kabul edilmiş bir tövbenin temizliği ile
Bir öğle sıcağında kalan son suyu içer gibi yavaş yavaş
Bir bebeğin ilk adımları gibi heyecanla
Bir gece yarısı çalan telefonun sesine koşar gibi tedirgin
Ve adresine ulaşamayan mektuplar gibi hep geri dönerek
YAŞA VE RAZI OL
Ki senden de razı olunsun
Bir yolcunun taşıyabileceğinden daha fazlasını alma yanına
Mahrum bırakıldığın her şey hayrınadır.
Israrından vazgeç, masumlarla birlikte gez, garipler yoldaşın olsun.
Sofrandan muttakîler yesin, eşyanın hakikatine çevir bakışlarını
İsteme, sana verilsin.
İnfak et, bereketlensin.
Ateşten sakın, kader Yaradanın sırrıdır, onunla uğraşma.
Emredilen ve yasaklanana dikkat et.
Haddi aşma
Ahmaklarla birlikte olma
Nefsini hesaba çek.
Unutma!
Bir tabutu taşımak için dahi, en az dört kişi gerekir.
Kalp kırma, dua et
Son anın dehşeti sarmadan, Ona yönel.
Şefkatlilerin en şefkatlisi, merhametlilerin en merhametlisi seninle olsun "
N.Kutlutas
Konularını okumuş, üzüntülerinin benzerlerini çoğu kez yaşamış biri olarak yazıyorum sana. Biliyorum çok zor geliyor herşey. 2 sene olmuş senin, benim 4 sene oldu. Zaman zaman tüm umutlarımı kaybediyorum. Sadece dua ediyorum bende, bazen senin gibi düşünüyorum ama aşk acısı diyerek kapatıyorum üstünü. Ben 4 senedir mutlu olamadığımı düşünüyorum, artık adam gibi adamların kalmadığını düşünüyorum. Yaşım da 30 oldu, ne zaman evlenicem ne zaman çocuk sahibi olucam diye düşünüyorum bazen. Ama yine bu acılardan daha büyük acılar olduğunu görüp kendime geliyorum. 7 yılımı verdiğim adamla ailesi yüzünden ayrıldık, 1 sene sonra gidip başkasıyla evlendi. Hayırlısı buydu demek ki. Sende içini ferah tutmaya çalış, biliyorum çok zor ama hayatın ne zaman ne getireceği belli olmuyor. Daha büyük acılardan korusun Allah.
Geçenlerde şu yazıyı okudum, burda da paylaşayım. Ben severek okudum, belki sende beğenirsin. :)
"Çekip gitmeden, simsiyah dumanlar içinde kalan bir gurbet treni gibi
Yağan yağmurlar sonrasında ekmek tazeliğinde kokan, toprak yolları utandırmadan
İlkokula yeni başlayan bir kız çocuğunun kurdelesi gibi, tertemiz ve terk edilmiş bir çocuğun, gözlerinde biriken hüznü alıp ellerine
Hayatının son demlerini yaşayan ihtiyarların dualarını taşıyarak üzerinde
Yüreğin daralmadan geceleri, hatıralarını kirletecek bir hevese niyetlenmeden kalbin
Ölümün ve toprağın tadını unutmadan
Bir pınarın gözenekleri gibi ağlayarak sabahları
Ve
Akşamın alacakaranlığında rastgele adımlar atmadan şehrin sokaklarında
Kimseye ihanet etmeden, suç ortağı olmadan birilerine
Kelimelerin yerlerini değiştirmeden, hiç kimsenin vebalini almadan ve bir günaha uzatmadan ellerini
Yanlış bir sözün manasına yaslanmadan
Yarına dair uzun emeller yeşertmeden içinde
Ve
Yok etmeden o muzip çocukluğunu
Hayatın tam ortasından yürüyüp geçerek..
Emaneti sahibine teslim etmeden önce
Ve hesap gününün dehşetiyle doğrulmadan daha
Terk edilmiş bir sevdanın en derin yerindeki uykusundan çığlıklar atarak uyanmadan geceleri
Evladının yolunu gözleyen bir annenin tedirginliğine yaslayıp başını
Ve
Kalbinin üzerinde uçuşan kuşları uzaklaştırmadan
Bir hastalık anının telaşına kaptırmadan kendini
İhmal etmeden, mehtabın gölgelerimizi aydınlatan ışığını
Karanlıktaki ayak seslerinden korkmadan; ama bir yolculuk öncesinin garip hüznüyle gülümseyip bütün dostlarına ve çaresiz kalmış insanların beddualarını almadan asla
Güneşin cana yakın sıcaklığını bekleyerek, seher vakitlerinde herkes uyurken, halini arz edip Makam-ı Âliye Bağışlanmış bir hayatı yaşadığımızı unutmadan
Başını öne eğmeden ve aşırı gitmekten alıkoyup öfkeni, sözlerin en güzeliyle dokunarak, yeni başlayan her güne
İçini yakan acıyı hiç kimseye göstermeden
Eşeleyip durmadan kimsenin gizli kalmış günahını
Alnında seccadeden kalan beyaz bir iz
Ve.. geceye şerh düşmek için yıkayarak ellerini
Buz gibi bir metanetle direnip zalimlere
Terk etmemek üzere yemin edip daha önce bulunduğumuz her bir yeri
Taze yayık ayranın köpükleri gibi keyifli
Çocukları peşine takıp koşturan uçurtmalar kadar hercai
Akşam namazlarının vakti kadar kısa ve kati
Bir gülün yaprakları kadar çaresiz
Bir âmânın adımları kadar dikkatli
Unutulmuş iyilikler kadar makbul
Ve Kabul edilmiş bir tövbenin temizliği ile
Bir öğle sıcağında kalan son suyu içer gibi yavaş yavaş
Bir bebeğin ilk adımları gibi heyecanla
Bir gece yarısı çalan telefonun sesine koşar gibi tedirgin
Ve adresine ulaşamayan mektuplar gibi hep geri dönerek
YAŞA VE RAZI OL
Ki senden de razı olunsun
Bir yolcunun taşıyabileceğinden daha fazlasını alma yanına
Mahrum bırakıldığın her şey hayrınadır.
Israrından vazgeç, masumlarla birlikte gez, garipler yoldaşın olsun.
Sofrandan muttakîler yesin, eşyanın hakikatine çevir bakışlarını
İsteme, sana verilsin.
İnfak et, bereketlensin.
Ateşten sakın, kader Yaradanın sırrıdır, onunla uğraşma.
Emredilen ve yasaklanana dikkat et.
Haddi aşma
Ahmaklarla birlikte olma
Nefsini hesaba çek.
Unutma!
Bir tabutu taşımak için dahi, en az dört kişi gerekir.
Kalp kırma, dua et
Son anın dehşeti sarmadan, Ona yönel.
Şefkatlilerin en şefkatlisi, merhametlilerin en merhametlisi seninle olsun "
N.Kutlutas