Nasreddin hoca damdan düşünce sormuşlar hoca halin nicedir diye.. Bana damdan düşeni getirin halimden ancak o anlar demiş...
buraya evlenip mutlu olmayanlar, aldatılanlar, evlililiğin bir halt olmadığını yazmış. Yaşıt veya küçük olup ilişkisi olanlar da amaaan, herşey evlilik mi, çıkar biri bişey olmaz demiş. Tuzu kuru kesim diyebiliriz bu arkadaşlara.

Evde oturma çalış, düğünlere git, sosyalleş diyenler olmuş. Evet güzel öneriler fakat evliliğin bunla da alakası yok.
Evlenmek istiyoruz çünkü sevmek ve sevilmek istiyoruz. Yaşlanıyoruz, hayatı paylaşacak birini arıyoruz. Dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaşabilmek omzunda ağlayıp kucağında şımartılmak istiyoruz sevdiğimiz adamların. Biz yalnız yaşamaktan, yalnız yaşlanmaktan ve yalnız ölmekten korkuyoruz. Bizler o "sırf evlenmek için bi hödükle evlenmiş" kategorisinde olmayı da istemiyoruz. Beklediğimize de, sabrettiğimize de değsin diyoruz. Ömürlük olsun diye dua ediyoruz. Kim boşanmak için evlenir ki?
Bütün bu fırtınalar içdünyamızda koparken, milletin facebookta ilişki durumu değişimi, tepside söz yüzükleri fotoğrafları, nişanda el öpmeler, düğünden enstantaneler, hamilelik haberleri, bebeğin doğumuyla anne&baba&bebek ellerinin yakın çekim fotoğraflarını adım adım izleyip, halil sezai eşliğinde isyana başlıyoruz. Hayır görmesek bile gözümüze sokuluyor. Bülent ersoy hanımefendinin bile bilmem kaçıncı kocayı bulduğu bi dünyada hala bekar olmak hiç de öyle kolay değil.
Asıl sorunumuz ne biliyor musun arkadaşım? Evliliği mutluluk olarak görmemiz. Hata yaptığımız nokta tam da burası.
Konudan konuya atladım ama bu konuda dertli olanlardan biri de benim, yazacak o kadar çok şey varki. Ah ahh efkar bastı...