Yüzüğüm kayboldu 2

Yüzük şu an umrumda değil inanın. Ben gördüğüm muameleye üzülüyorum. Seviyor diyorsunuz da seven kişi "gideceksen gündüz git akşam olmaz ya da kardeşini ara o alsın seni" demezdi.
Gitmeyin sakın evden kocana kapıyı göster o gitsin sen niye çocuğun rahatını bozuyorsun evini kimseye bırakma pişman olursun kocayı postala
 
Detaylıca çıkan tartışmayı anlatayım böyle bence biraz yanlış anlaşılıyor ben o lafı hop diye durduk yere söylemedim hatalı da olsam.

Yüzüğü aradık bulamadık onun gerginliği üstümüzdeydi. Pes edip oturduk konuyu ben açtım. +Çat kapı geldiler uyuyorduk en azından arayabilirlerdi bu zamanda gezme mi olur. Bana danışmadan ev sahibi gibi misafir davet etmeleri de yanlış, bir de annen bana resmen ayıp etti sofraya oturacakken sigara böreği kızart diye emir verdi. Dedim
-beni bir gün önceden arayıp haber verdiler ben gelin dedim çok abartıyorsun bu zaten herkese yayılacak kaçarı yok. Annem de bazen düşünemez ayıbı falan büyütme hem bence sen yanlış anlamışsındır" dedi.
+Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsiniz hadi davet ettin bana niye söylemiyorsun neyim ben bu evde boşuna mı haftalardır eve tıkılıyorum ben. Hem her zaman beni de arayan kadın neden beni de arayıp söylemiyor geleceklerini. Yanlış falan anlamadım ablan da annen de ayıp etti. Dedim biraz ses tonum yükseldi.

-Bundan sonra sülalenden kimseyi koymam bak tepemin tasını attırma (masa yumruklamalar)

+Bu eve virüs girdiyse bunun suçlusu da sensin yüzük kaybolduysa onun da suçlusu sensin bu zamanda bir ton insan getirdin eve. dedim.

Ondan sonra da haddini aşma sen kimsin vs dedi.
Sinirlenmemin sebebi sap yerine konuyorum bu ev benim de evim değil bu evin temizliğini hizmetini yapan gelecek olan misafirleri ağırlacak olan ben değilim sanki. Bir bardağı alıp bir yere koymayan adam hanımından rızasız kimseyi eve davet edemez ve sen kimsin diyemez anlatabiliyor muyum hislerimi?

Üstelik bir de gelen misafir beni hizmetçi yerine koyuyor ev sahibi sanki kendileri. Yemek kurulmuş sofraya oturacağım "sigara böreği getirdik onu kızart da yemekten sonra çayla yeriz" diyor kayın validem. Ayıp değil mi bu?
Görümcem ayrı alem eve başka misafir davet edip getirtiyor ve bana soran yok. Bunların gerginliğinin üzerine yüzük kayboluyor yüzüğün derdine düşüyorum, üstüne aslında misafirlerin çat kapï değil eşimin kabul etmesiyle geldiğini öğreniyorum. Onca gerginliğimin sinirimin üstüne yine ben haksız görülüyorum sülalemden kimseyi koymazmış eve. Ben de susamadım kapatamadım çenemi. Hayır zaten psikolojim altüst durumda virüsten dolayı. Kafam felaket senaryolarıyla dolu. Hırpalanïp fırlatılan da ben oldum.
 
Bana da kızıp saydırmayacağınızı umut ederek açıkca yazacağım.
1. Sapla samanı karıştırıyorsunuz, eşinize habersiz misâfir kabul ettiği için kızıp, sinirinizi başka yerden çıkarıyorsunuz.
2. İletişim konusunda kendinizi geliştirmeye ihtiyacınız var.
3. Çok fevrisiniz.
4. Eş ailesine karşı art niyetlisiniz.
5. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor ama eşinize gelince 'benimle öyle konuşamaz'
6. Eşiniz sizi darp etmemiş daha da fevrileşmeyin diye durdurmak zorunda kalmış.
7. Meseleleri benmerkezci bir bakış açısıyla değerlendiriyorsunuz.
8. ''Sevmem ama sevmeyeni hiç sevmem'' kuralından habersizsiniz ki eşinizin yüzüne ailen hırsız diyebiliyorsunuz. Adama ailesini alenen, yüz kızartıcı bir sebeple kötülersiniz adam da heyheylenip onları savunur.
Eşim, bana, 'ailen hırsız' dese, bırak onu durdurmayı, ben çıkar giderim o evden.
9. Bir bitki çayı içip sakinleşin lütfen.
 
dün kayınvalidem görümcem çat kapı geldi ve yüzüğüm kayıp bulamıyorum her yere baktım demiştim.
Birde madem eşin kabul etmiyo söylediğini yeniden yüzük aldır cezasını o çeksin habersiz bende evde misafir görsem sinir olurum bide misafir gelmiş misafir çağırıyorlar sanki kendi evleri bı sorun geline haddini bilmeyen erkek tarafı işte ,benim kocada öyle ailesi herhalti yapar bı laf söyleyeyim ben karşıma dikilir hemen ailesini korur özür dileyene kadar küs dur hiçbir işini yapma anlayacak hatasini.
 
Benim eşim de afaki suçlasaydı ailemi sen kimsin be ağzını topla haddini bil derdim. Bence çuvaldızı kendinize de batırın.

Benim de görümce gezmeden duramayan bir tip bi orda bi burda, kaynanamlara gelip kaldığı sürece de zırt bırt bizi de çağırıyorlar. 2çocukla hele ki şu zamanda mecburum sanki gidip gelmeye... Acayip sinir oluyorum ama hergün olmasa da haftanın bir günü illa toplaşmak zorundaymışız gibi davranıyorlar. Laftan da anlamıyorlar. Bıktım gerçekten, hayır demekten tiksindim.
 
Adamın ailesine hırsız demeye getirmişsiniz. "Elimde değil" deyince söyledikleriniz hafiflemiyor.
Eşiniz de "sinirlenince şiddet uygularım elimde değil" desin o zaman.

Kötü bir şey de söylememiş. Haddinizi bilmemişsiniz, "haddini bil" demiş.
Olayı kendi kendinize drama çevirmişsiniz.

Yaptığı şey darp değil bence, sinirle yapmamış, sizi zapt etmeye çalışmış. Yine de hoş da değil tabii.
Ama ben olsam aileme hırsız iması yapan adamı yatağa değil direkt kapıya fırlatırdım sanırım.
 
En iyisi ayrıntısıyla tartışmayı anlatmak. Sinirliyken anlatma ve iletişim problemim var kabul ediyorum. Bu açıklamamı da okuyup baştan yargılarsanız sevinirim. Gerçekten hatalıysam özür dileyeceğim çünkü.
Yüzüğü aradık bulamadık onun gerginliği üstümüzdeydi. Pes edip oturduk konuyu ben açtım. +Çat kapı geldiler uyuyorduk en azından arayabilirlerdi bu zamanda gezme mi olur. Bana danışmadan ev sahibi gibi misafir davet etmeleri de yanlış, bir de annen bana resmen ayıp etti sofraya oturacakken sigara böreği kızart diye emir verdi. Dedim
-beni bir gün önceden arayıp haber verdiler ben gelin dedim çok abartıyorsun bu zaten herkese yayılacak kaçarı yok. Annem de bazen düşünemez ayıbı falan büyütme hem bence sen yanlış anlamışsındır" dedi.
+Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsiniz hadi davet ettin bana niye söylemiyorsun neyim ben bu evde boşuna mı haftalardır eve tıkılıyorum ben. Hem her zaman beni de arayan kadın neden beni de arayıp söylemiyor geleceklerini. Yanlış falan anlamadım ablan da annen de ayıp etti. Dedim biraz ses tonum yükseldi.

-Bundan sonra sülalenden kimseyi koymam bak tepemin tasını attırma (masa yumruklamalar)

+Bu eve virüs girdiyse bunun suçlusu da sensin yüzük kaybolduysa onun da suçlusu sensin bu zamanda bir ton insan getirdin eve. dedim.

Ondan sonra da haddini aşma sen kimsin vs dedi.
Sinirlenmemin sebebi sap yerine konuyorum bu ev benim de evim değil bu evin temizliğini hizmetini yapan gelecek olan misafirleri ağırlacak olan ben değilim sanki. Bir bardağı alıp bir yere koymayan adam hanımından rızasız kimseyi eve davet edemez ve sen kimsin diyemez anlatabiliyor muyum hislerimi?

Üstelik bir de gelen misafir beni hizmetçi yerine koyuyor ev sahibi sanki kendileri. Yemek kurulmuş sofraya oturacağım "sigara böreği getirdik onu kızart da yemekten sonra çayla yeriz" diyor kayın validem. Ayıp değil mi bu?
Görümcem ayrı alem eve başka misafir davet edip getirtiyor ve bana soran yok. Bunların gerginliğinin üzerine yüzük kayboluyor yüzüğün derdine düşüyorum, üstüne aslında misafirlerin çat kapï değil eşimin kabul etmesiyle geldiğini öğreniyorum. Onca gerginliğimin sinirimin üstüne yine ben haksız görülüyorum sülalemden kimseyi koymazmış eve. Ben de susamadım kapatamadım çenemi. Hayır zaten psikolojim altüst durumda virüsten dolayı. Kafam felaket senaryolarıyla dolu. Hırpalanïp fırlatılan da ben oldum.
 
Ateşim var biraz korona olmusum heralde deyin bir daha bulusmak istediginde

Saka bir yana laftan anlamayan insanla da ugrasmak cok zor, Allah yardimciniz olsun.
 
Ayrıntıları okudum.
Misafir ve virüs endişesi konusunda haklısınız.
Eşiniz de masaya yumruk vurup yükselmiş orda haksız, size bilgi vermeden ailesine gelin dediği için haksız.
Yumruktan sonraki söylemde siz hatalısınız.
Yerinizde olsam 'birbirimizden karşılıklı özür dileyelim ve konuyu daha fazla uzatmayalım' modunda olurdum.
Çünkü ikiniz de hatalısınız bununla birlikte sizin suçunuz daha ağır çünkü hırsızlık ithamı çok çirkin.
 
Peki ya haklıysam? Yani ya çalındıysa ve ben boşuna özür dilemiş olursam? Sonuçta o ihtimal de var. Bakın ben önceki konumda da söyledim yüzüğümü koyduğum yerler bellidir ve aradığımda bulurum. Bir defa kayboldu onda da kafam güzeldi içmiştik eşimle olmayacak yere koymuşum. Onun haricinde hiç böyle kaybolmadı. Çöplere baktım mutfağın dolap içlerine, tabakların içine bile baktım. Banyo gideri ve banyodaki çöp gibi absürt yerlere varana kadar aradık yok. Buhar olup uçmayacağına göre? Çalarlarsa çalsınlar ya da kaybolursa olsun yüzük umrumda değil artık bulsam da takmayacağım ama ya ben boşuna özür dilemiş olursam?
Bunca zaman ağzına geleni saydığı ailesi için neden özür dileyeceğim? Beni bu güvensizliğe itip böyle kötü düşüncelere sebebiyet veren de eşimin devamlı ailesini kötülemesi. Ve evet sevmiyorum hiçbirini çünkü eşimin anlattığına göre sevilecek insanlar değiller malesef. Anlattıkları şeylerden dolayı asla sevmeyeceğimi eşime de söylediğimde ben de sevmiyorum diye karşılık vermişti aslına bakarsanız düşündüğüm şeyler için eşimin beni suçlamaya hakkı bile yok bence.
 


Sizin öyle bir bakış açınız var ki hiçbir şey için hiç kimsenin sizi suçlamaya hakkı yok. Çünkü siz hep haklısınız. Haklı çıkmak neden bu kadar önemli sizin için?

Konunuzun özeti resmen şöyle eşime bunları dedim ama ben haklıyım eşim de bana bunu diyerek sinirlendirdi bu yüzden haksız olamam, özür diledikten sonra ya haklılığım anlaşılırsa, neden haksızken özür dileyeyim, haklıyım ben, ben haklı olduğum için istediğimi söylerim haklıyım çünkü.

Bu kadar haklılık, haksızlık kavgası vermek yorucu değil mi?
 

Burada kendi ailesinden yakınan ve bunu eşiyle paylaştığını söyleyen hanımlar oluyor.
Birileri mutlaka "böyle şeyleri eşine anlatma. İlk kavgada 'senin ailen zaten şöyle böyle, sen bile anlaşamıyorsun' der. Hepsini ilk fırsatta yüzüne vurur, sakın anlatma" der.
Şimdi sizin yaptığınız ne oluyor?

Eşiniz ailesiyle ilgili söylenebilir, onlarla anlaşamayabilir, cahil ve çekilmez insanlar olabilirler, ilişkileri mesafeli olabilir vs... Bir sürü şey olabilir.
Ama bunların hiçbiri sizi ilgilendirmez.
Size anlatılan hiçbir şey size adamın ailesine ağzınıza geleni söyleme hakkı vermez.
Haklıyken haksız duruma düşürmüşsünüz kendinizi. Devam etmekte de ısrarcısınız.
 

Yorucu olan bence şu an burada dert anlatmaya çalışmak. Gerek yoktu kusura bakmayın.
 
Şahsen ben eşime her şeyi anlatırım o kafada bir insan değilim eleştirilmesi gerekiyorsa kendi ailemi de eleştiririm ki eleştirdim hatta çok eleştirdim eşim de eleştirdi çünkü bize çok haksızlık yapıldı hem benim ailem taradından hem onun ailesi tarafından. İkimiz de ailelerimiz tarafından yüz üstü bırakıldık. Kış günü elektriğimiz kesildi hava buz gibi ısınacak elektrik yok kızım 1 yaşında, annem başının çaresine bak bize ne dedi, kayınvalidem cebi para doluyken dolmuş paranızı vereyim annen gile gidin dedi. Ne zaman ihtiyaç olsa attılar başlarından ama para bizde olunca bizden iyisi yoktu. iki tarafı da eleştirilmesi gerektiği yerde eleştiriyorum ve eşimle açık açık her düşüncemi paylaşırım. O da benimle paylaşırdı ve eleştirip bu tarz şeyler söyleme hakkını da kendisi verdi bana zamanla. İlk zamanlar ben kendim diyordum ne de olsa ailendir öyle deme ama anlattığı şeyler sağolsun nefret ettirdi ve bana ne düşünsen haklısın dedi hep. Madem seviyordu madem değerliydi madem karakterli namuslu insanlardı o zaman ya bana yalan söyledi ya da şimdi birden kıymete bindiler.
 
Adam sinirlensin diye ailesini hırsızlıkla itham etmişsin adam da sinirlenmiş seni hirpalamis.
İstediğin bu değil miydi?
Bu cümlenin devamı kavgadir. Küçücük çocuğun varken daha çanta hazırlamadan sinirle evden çıkmanın devamı da olaylar büyümesin diye seni evden çıkarmamak - o kavga gürültü ve bogusmadir.
Bunları ongoremeyecek bir zeka seviyesine mi mensupsunuz?
Niyetiniz gercekren evden gitmekse o an o şekilde gidemeyeceginizi siz de biliyorsunuz
Adam karismasa bu sefer hem 'beni göndermeye merakliymis' diye üzülüp kavga cikaracaktiniz hem de gerçekten ciksaniz çocuğun kiyafetleri-esyalari için, kendi kimliğiniz için, paranız değerli eşyanız için vs o eve tekrar girmiş olmanız gerekecekti. Yani filmlerde oluyor o vurup kapıyı çıkmak
Niyetiniz gercekten gitmekse kavgayı keser, bir plan yapar,adam ise gidince eşyaları toparlar , baba evine mi nereye gideceksen giderdin zaten.
Kusura bakma da bu konuda kimse seni haklı göremez. Karı koca iletişim probleminiz var. İletişim problemi çözülebilecek birşey . Bu sebeple böyle sert kavgalar edip çocuğun psikolojisini bozmak da anlamsız pire için yorgan yakıp boşanmak da.
Neden yapıcı olmaya calismiyorsunuz?
 
Korona nedeniyle verdiğiniz tepki dışında haksizsiniz.

Ailesinİ hirsizlikla suclamişsiniz resmen çok ayıp. .ailesiyle arasında sorunlar olabilir sizinle paylaşabilir ama hırsız iması sinirle de olsa söylenecek söz değil .
Çok çok ayıp birsey gözünle gormemişin kı eminim evde biyerden çıkıcak.

Seni darp falan etmemiş ...hem suçlu hem güçlü dediklerinden olmusunuz.
Umarım bu sınırle dediğiniz sözde esinizin gönlünü alır hatani kabul edersin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…