Cidden insanlar çok düz düşünüyor. Ben montumu alıp çıkarken sadece çıkıp hava almayı düşünüyordum. Bu benim sakinleşme metodum tartışma büyüyorsa işleri daha da batırmadan ortamı bir süreliğine terk ederim.
Henüz çocuğumu almadan terkedecek seviyeye gelmedim gelmem de çünkü evden biri gidecek olursa giden eşim olur büyük ihtimal.
Tabii eşim de dahil herkes temelli terk edeceğimi sandı. Şimdi de dersiniz ki kıvırıyorsun ama çocuğumun üstüne yemin ederim ki temelli terk etme niyetiyle çıkmaya çalışmamıştım.
O zaman ona göre davransaydiniz. Kavga anında kötü sözler söyleyip kapıya gitmek evi terketmek anlamına gelir.
Bence sizin isteğiniz eşinizden kötü sözleri duyunca kapıyı açıp gitmek istemeniz-esinizin gitme diye yalvarmasi-sizin vurup kapıyı çıkmanız- onun sizin yoklugunuzdan korkup kıymetinizi anlaması ve dediklerine pişman olması içindi.
Yazıyı okuyunca çocukluğuma döndüm. Annem de babamla kavga ettiğinde kapıyı vurur çıkar, arabayla dolaşırdı gecenin bir körü. Biz de korkardik ablamla, geri gelmeyecek diye. Gelirdi tabii ki ama boşu boşuna bir gerginlik...
Çocuğunuzun hayatında böyle travmalara sahip olup yirmi sene sonra bu anılarla hatırlanmak istemiyorsanız ikinizin de yetişkin gibi iletişim kurmaya ihtiyacınız var.
O an gerilimden kaçıp uzaklasmak istemeniz güzel bir sey. Keşke kapıdan çıkma isini 'daha fazla konuşursak birbirimizin kalbini kırmaya devam edecegiz' cumlesinin ardından yapsaydiniz.
Bence iletişim problemini çözmeye ihtiyaciniz var. Boyle hakliyken haksız olmuşsunuz. Mesela bu ortamda eve misafir davet etme kısmında siz haklısınız, yine de gelene yüz çevirmeyip ev sahipliği yapmışsınız sizin iyi niyetinizden (teyzem gelse kapıdan kovarim su grip ortamında mesela ben) , eşiniz sizden izin almadan çağırmış...burada da siz haklisiniz rahatsız olmakta.
Bunca şeyde hakliyken o imalarla , ailesi hakkında zamanında söylediği şeyleri yüzüne vurmakla, onu ofkelendirmekle,ofkelendigi zaman soyledigi şeyleri ciddiye alıp evden çıkmaya çalışmakla,arbade yaşanmasına sebep olmakla da sen haksizsin.
Bıktım hep alttan almaktan demişsin ama sizi kişi alttan almak değil,iletişim problemi. Ya bu deveyi gudeceksin ya bu diyardan gideceksin demişler.yani ya suncacik olayda boşanıp kendine yeni hayat kuracaksın (ki konundan anladigim esin kötü biri değil. Ama ailen de iyi sayılmaz. Çocuğununa babasız da olsa sevgi dolu yuva verecek bir aileye sahip misin?) ,ya bosanmayip her kavgada ben haklıyım ben haklıyım diye birbirinizi hirqpalayacaksiniz,bir süre sonra söylenen sözler o kadar acı olacak ki içinizde bir sevgi bağı kalmayacak-ayni evde ömür çürüten iki mutsuz insan olarak ihtiyarlayip mutsuz öleceksiniz (bkz toplumdaki çoğu insan)
Ya da bu kavgadan sonra bir daha birbirinizi kırmamak için neler yapacağınizi konuşup , aile içi iletişimle ilgili materyallere ulaşmaya çalışıp (çok güzel kitaplar-psikolog youtubelari var . Ödevler falan veren evde yapılabilecek) ya da bütçeniz varsa bir aile terapistine gitmeniz.
Ki terapist öyle aşırı pahalli bir şey :) inanın boşanmak için yazacağınız bir dilekçe bile size kaç yüz liraya patlayacak. Hele avukat tutacaksaniz milyarlar gidecek. Bütün bu uzun , masraflı ve yıpratıcı sürece girmeden ayda birer gün 150- 200 TL terapi alsanız belki de mutlu bir yuvanız olacak...
Bence siz bu ihtimali bir dusunun. Terapi almak insanı rahatlatan, kendi başına bakamadığı pencereden bakmasını sağlayan- düşünme şeklini değiştiren bir şey. Utanacak ,cekinecek hiç bir şey yok. Ben de gidiyorum mesela.
Keşke çevremdeki herkes gitse hatta:)