- Konu Sahibi cilek.yagmuru
-
- #81
Uzuldum kuzum , meslegin cok guzel , yurtdisinda falan is bulamaz misin yabanci dilin varsa ? Valla senin gibi egitimli , akli basinda kadinlarin cektigi cileye cidden cok uzuluyorum
İnsallah hersey kisa zamanda istedigin gibi olur
Belki yazılmıştır bilmiyorum.Bir tatile mi çıksanız?Mevsimi geçti ama yine de sakin,sessiz her şeyden uzaklaşıp kendinizle kalabileceğiniz bir yer,ortam.Tükenmişliğe en iyi çarelerden biri bu bana kalırsa.Bir müddet yavaşlamak ve sadece kendinizi,içinizi dinlemek.Sessizlik...
Bir de şu geldi aklıma.Bu kadar çok vücudunuz uyuşana kadar ağlamak hiç iyi bir şey değil.Kendimden biliyorum.Öyle bir hastalandım ki şimdi o sağlığımı arıyorum.Yeni yeni toparlıyorum çok şükür.Herkesten uzak kalarak toparlanmaya başladım.
Çok teşekkür ederim, inşallah
İngilizcem fena değil ama çok süper diyemem. Ve yurtdışına çıksam bile mesleğimi yapmam çok zor.
Yapım sistemleri farklı, yasalar, yönetmelikler farklı. Her şeye sıfırdan başlamam ya da başka işlere yönelmem gerekir.
Başımı alıp gitmeye de cesaretim yok zaten. Son zamanlarda özgüvenim o kadar sarsıldı ki baştan aşağı bütün varoluşumu sorgular hale geldim.
Belli bir yaşa gelmiş insanlar için hayatta kalmak bu kadar zor olmamalıydı.
Zorlanmayan da var elbet ama ben zorlanıyorum işte. Kendimi sorguluyorum o yüzden.
Güçsüz olduğu için yuvadan atılan kuşlar var ya, vahşi doğada olsak yuvadan atılırdım kesin diye düşünüyorum.
Yine de bir parça kalan umudumu kaybetmek istemiyorum.
Umarım her şey düzelir.
Sevgilinle eve çıkma şansın var mı?
O an cevap vermesen de işiyle ilgisiz derler eminim. 24 saat cevap ver, hep iletişim halinde ol beklentisi sıkıntı. Telefon yerine e-posta denedin mi ? Belki bakışları değişirdi. Otomatik cevaplar oluyor mesajı geriye itiyor "Sabah döneceğiz, kusura bakmayın" vs. yazıp gönderiyorlar. Aciliyeti yoksa kusura bakmasınlar.
İşin olsa bir dert olmasa bir dert şu anda ülkede. O kadar haklısın ki. Keşke bu durumda olmasak. Elimizden bir şeyler gelse bu durumu düzeltmek için..
Sonuç olarak haftada minimum 2 gün ağlama krizlerine giriyorum ve durduramıyorum kendimi.
Dışarıda susup güldüğüm, hazmedemediğim ne varsa eve gelince açığa çıkıyor. Kapıları çarpıp duvarları yumruklamak istiyorum.
"Şu satırları ben yazmadıysam kim yazdı?" dedim kendi kendime. Beni, ben bile bu kadar iyi anlatamazdım.Sonra "bugün de kendi kendime rahatladım çok şükür, birinin kafasını kırmadım da davalık olmadım" deyip peelingimi, saç bakımımı falan yapıp çıkıyorum banyodan. O kadar olağan bir şey haline geldi yani bu benim için.
Bazen her yerim uyuşana kadar ağlıyorum. Ağlamasam çatlayacağım çünkü.
Teşekkür ederimKendimi ne kadar ifade edebildim bilemiyorum ama buraya yazmak çok rahatlattı gerçekten.
Asında işim değil, işimin şartları ve insanlar mutsuz ediyor beni.
Şimdiki aklım olsa bu ülkede başka bir meslek seçerdim.
Geçen gün bir yazı gördüm, "yanlış yoldayız ama o kadar da yürüdük şimdi" diyordu. Hayatımın özeti bu cümle işte.
Dönmeli mi, nereden dönmeli, ne zaman dönmeli? Hiçbirinin cevabı yok bende.
Kendini dinleme canım bendede var butun bu olanlar ama hemen başka seyler yapıorum.Kendımı dinlemıorum.Fılm ,müzik,spor ,Kendını dınlemeHerkese merhaba...
Biraz uzun olacak, uyarımı yapayım baştan.
Gelecek tavsiyeleri tahmin edebiliyorum, beni psikolog paklar gibi ama içimi dökmek istedim. Çünkü orta yerimden çatlamak üzereyim.
Biraz kendimden bahsedeyim... Aslında iki farklı "ben"den bahsetmek istiyorum.
Önceden, daha ufakken çabuk öfkelenen, lafı ağzında, sıkıntısı, sorunu neyse çat çat söyleyen, hakkını yedirmeyen ve gerekirse karşıdakini perişan eden biriydim.
Aslında hep hanımefendiyimdir ama tepem atarsa çok çabuk ağlamaya başlardım ve ben ağlarsam karşımdakini de ağlatırdım. Yapardım bunu ve dönüp arkama bakmazdım bile. O halimi biraz "çirkef" olarak tanımlayabilirim.
Sonra ne oldu bilmiyorum. Belki büyüdüm, belki hayat yordu, belki çok fazla insan tanıdım... Değiştim ben.
Bir dinginlik, umursamamazlık, "bununla mı uğraşacağım" kafası geldi bana. Yüzüme sövülse "he öyle mi?" moduna geçtim.
Ama aslında geçmemişim. Yeni yeni anlıyorum bunu.
Aslında yine öyleyim ama sadece dışarıdan...
İşlerim iyi gitmiyor ve 2 cümleyi bir araya getiremediği halde kendini çok akıllı zanneden insanlardan, en ufak fırsatı kendine çevirip kazık atmaya çalışan insanlardan, sürekli g.tü kollama çabasından, hayat mücadelesinden, "ahaha ölmedim ki" diye gülücükler saçmaktan bıktım usandım. Emeklerimin karşılığını görememekten bıktım.
İnsanlardan, bu ülkeden, bu dünyadan, her şeyden bıktım. 30 yaşındayım ama kendimi çok tükenmiş hissediyorum.
Sorun yokmuş gibi davranmaktan yoruldum.
Sonuç olarak haftada minimum 2 gün ağlama krizlerine giriyorum ve durduramıyorum kendimi.
Dışarıda susup güldüğüm, hazmedemediğim ne varsa eve gelince açığa çıkıyor. Kapıları çarpıp duvarları yumruklamak istiyorum.
Aileme çok fazla yansıtmak istemiyorum, çünkü üzülmelerini istemiyorum. Filmlerdeki gibi duşta falan ağlıyorum.
Sonra "bugün de kendi kendime rahatladım çok şükür, birinin kafasını kırmadım da davalık olmadım" deyip peelingimi, saç bakımımı falan yapıp çıkıyorum banyodan. O kadar olağan bir şey haline geldi yani bu benim için.
Bazen her yerim uyuşana kadar ağlıyorum. Ağlamasam çatlayacağım çünkü.
Hayata, insanlara karşı çok zayıf hissetmeye başladım.
Geleceğime bakıyorum, pürüzsüz bir yol hayali kuramıyorum. 1 sene sonramı hayal edemiyorum. Yaşıyor olmaktan memnun değilim kısacası. Ölüm fikri beni rahatlatıyor.
Yanlış anlaşılmasın, intihardan falan bahsetmiyorum. Kesinlikle öyle bir düşüncem yok.
Ama 80 yaşında, hayatımı yaşamış, mücadeleleri aşmış, unumu elemiş eleğimi asmış olma fikri rahatlatıyor beni.
Sonra "80'i göresin varsa mücadele edesin de vardır" diyorum ama enerjim yok gibi.
Avını son anda elinden kaçırıp arkasından bakakalmış yeniyetme aslan gibi bakıyorum hayata.
Hayat herkes için bir mücadele ama ben yapamıyorum sanki. "Bu mücadele bana göre değil" diye düşünüyorum sürekli.
Şaşkınım, yorgunum ve hala ağlıyorum.
Buraya kadar üşenmeyip okuyan olduysa teşekkür ederim. Yazmak biraz rahatlattı.
Psikolog dışında aklıma gelmeyen önerisi olan, "şunu şunu yaparsan kafayı yemeden yaşayıp gidersin" diyen varsa önerilere açığım.
İyi geceler...
Ben de bundan korkuyorum.
Normalde ağlayınca rahatlıyorum, iyi geliyordu ama son zamanlarda o kadar çok ve o kadar uzun süreli krizlere girdim ki korkmaya başladım.
Ellerim, ayaklarım, yüzüm, şakaklarım uyuşuyor artık. Kendimi durduramıyorum, sakinleşemiyorum bir türü.
Belki sırf bunun için bile doktora gitmem gerekiyordur. "Hık" diye gideceğim diye korkuyorum.
Size de çok geçmiş olsun. Fazla düşünüp takmak hasta ediyor gerçekten. Bizi mutsuz eden her şeyi kafamızdan söküp atabilsek keşke.
Bu ara bende öyleyimÇok teşekkür ederim, inşallah
İngilizcem fena değil ama çok süper diyemem. Ve yurtdışına çıksam bile mesleğimi yapmam çok zor.
Yapım sistemleri farklı, yasalar, yönetmelikler farklı. Her şeye sıfırdan başlamam ya da başka işlere yönelmem gerekir.
Başımı alıp gitmeye de cesaretim yok zaten. Son zamanlarda özgüvenim o kadar sarsıldı ki baştan aşağı bütün varoluşumu sorgular hale geldim.
Belli bir yaşa gelmiş insanlar için hayatta kalmak bu kadar zor olmamalıydı.
Zorlanmayan da var elbet ama ben zorlanıyorum işte. Kendimi sorguluyorum o yüzden.
Güçsüz olduğu için yuvadan atılan kuşlar var ya, vahşi doğada olsak yuvadan atılırdım kesin diye düşünüyorum.
Yine de bir parça kalan umudumu kaybetmek istemiyorum.
Umarım her şey düzelir.
Dunyaya gec gelmissin kuzum , hayat sizler icin cok zor gercekten
Maalesef gun gectikce de zorlasiyor , insallah hersey duzelir
İçimizdeki o Acının adı "Büyüme" Acısı.. Ve yaş Sendromu malesef..
"Şu satırları ben yazmadıysam kim yazdı?" dedim kendi kendime. Beni, ben bile bu kadar iyi anlatamazdım.
Ben çareyi adını "Ruh tekmeleme methodu" koyduğum zerre bilimsellik taşımayan bir şeyde buldum.
Mesela sabah kalkıyorum ki muhtemelen az önce yatmış oluyorum; az sonra kızım ben işe giderken ağlayacak üstüne bir de zibilyon problem yaşayacağım diye düşünmeye başlarken önce ruhuma bir uçan tekme atıyorum. Sonra hem döverim hem severim diyerek "Bak koçum sen bunları bunları atlatmış insansın. Hadi bakim aslanım sana bir şey olmaz." diyerek kendisini bir sonraki sarsıntıya kadar pohpohluyorum. Maksimum bu kadar iyi hissedebiliyorum....
Keşke bu konuyla alakalı destek alabileceğiniz bir yer olsa. İnsan o kadar emek verince her şeyi bırakıp sıfırdan başlamak kolay değil özellikle bu şartlarda. Dua edeceğim sizin için kendinizle ilgili sizi en mutlu edecek kararı alıp o yolda yürüyebilmeniz için.
Kendini dinleme canım bendede var butun bu olanlar ama hemen başka seyler yapıorum.Kendımı dinlemıorum.Fılm ,müzik,spor ,Kendını dınleme
Çok teşekkür ederim
Umarım hepimiz bizi mutlu edecek yolları kolaylıkla bulabiliriz.
Size de sağlıklı doğumlar dilerim
Bu ara bende öyleyim
hiç bir suç olmamasına rağmen bende başka insanlar yüzünden sürekli kendimde sorun arar oldum
Aslında olan ne milletin ikiyüzlülüğü dedikodusu iftirası egoları sorumluluk bilmemeleri sürekli işi başından atmak istemeleri yardımcı olmadıkları gibi bir ton iş çıkarmaları
Bütün bunları yapan onlarken sorunlarla uğraşmaktan uzun mesailer harcamaktan düşünüp durmaktan yorulanlar bizler oluyoruz
Çıkış kapısını ben bulamadım açıkçası
Ama senin için diyebileceğim madem özel sektör madem o kadarda iyi para kazanıyormusun başka işlere yönelmen
İşin sana getirdiği faydadan çok zararı var anladığım kadarıyla
Niye başkasını zengin etmek için bu kadar çok çırpınalım ki
En basitinden bir çeviri işi olur evden yaparsın belli süre
Yada sektörü değişmiyorsun firmayı değiştirmeye çalış
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?