Zenginlik ve fakirlik üzerine yaşadığım olaylar,çekingenliğim.Nasıl aşabilirim?


Ay aklima şu video geldi :D

Inan bana anlattığın seyleri aslinda cogu kisi yasiyo tecrube etmedigin biseyi ilk yaptigin zamanlarda boyle saskin olman normal ama utanç verici seyler degil bunlar zamanla alışırsın
 
Nereden başlasam bilemiyorum. Başıma gelen bir kaç olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben bir kurumda staj yaptım ve staj yaparken yanımda 50 yaşlarında bir şef vardı ve abisi oldukça tanınan bir avukatmış yanındaki çalışanları ile sorun yaşamış olmalıki bu çalışanının paylaştığı bir fotoğrafı kardeşine atmış.Kadının kızı yanındaydı ve fotoğrafa bakıp 'Ayy, bu ne varoşluk yaa, arkadaki yüklüklere bakk! ' dedi. Oysaki bizim evde o yüklüklerin aynısı var. Kadının dış görünüşü o kadar muhafazarki yani size nasıl anlatsam yüzü gözü çok güzel, çok iyi niyetliydi. Bir diğer olayı ise İstanbula ilk kez bir sınav için gitmiştim annemle birlikte. Ben küçük bir ilin köyünde yaşadığım için ve İstanbula ilk kez gittiğimiz için çok zorluk çektik. Tramvay çarpıyordu yani size öyle diyeyim :KK70: Biz annemle bir uzaktan akrabamızın evinde kalalım dedik onlarında durumu Allah'a şükür iyi ama hani küçük bir evde kendilerine göre bir yaşamları vardı işte. Sınav çıkışı Kartal tarafında bulunan bir Avm'ye gidelim dedim. Ben hiç o kadar büyük avm görmemiştim ki giriş kapısını bile bulamadım inanın. Bizim tanıdığımızda hani şu plastik arabalar olurya küçük kızı olduğu için onu arabaya bindirdi. Bebek arabası yoktu çünkü. Neyse biz Avm'ye girdik bir mağazadan alışveriş yaparken iki kadın gerçekten o tanıdığımıza bir bakış attı ve gözleriyle süzdüklerini gördüm resmen. Arkasını dönüp giderkende bunların burda ne işi var dedi. Kimseye bir şey demedim tabiki anneme vs. gerçekten giyimleride güzeldi oradaki herkesin. . Ama kendimi her şeyden geri çekiyorum . Örneğin bir cafeye gitsem bunun ödemesi nasıl yapılır? Acaba masayamı gelecek yoksa ben mi alacağım? Ya da büyük bir alışveriş merkezinde meyve sebze nasıl satın alınır? Ya anlayacağınız her şeyden çok çekiniyorum... Bunu nasıl yenebilirim. İnsanlar neden gözleriyle süzerki kötü giyinsen bile ?
Hiiiic takılma herkes anadan doğma öğrenmedi o tıp yaşamı maddi durumum kotu sayılmaz ama cafeye gittigimde yada taksiye bindiğimde surekli düşünürüm kac para tutacak diye :D yada starbucks a gidince kahve isimlerinin nasil hangi içecek olduğunu bilmem gerilirim tabi ama buyuk sorun etmem sorup öğrenirim sende hic çekinme canm o yukluge laf edenin annesi annneannesi illa yukluk yapmıştır bosver
 
Sormaktan korkmayın. Sebze meyve alacaksanız bir görevliye danışın. Burada mı tartıyorsunuz, kasada mı diye. Kafede ödemeyi nasıl yapacağınızı sorun. Sormaktan çekinirseniz de bekleyin başka bir masa nasıl ödüyor. Herkes gide gele öğreniyor böyle şeyleri. Kimse saraylı değil. Yolda gördüğünüz şıkır şıkır kadınların, ayyy yüklük müğğğğğ! Iğğğğ ne kadar avam diyenlerin dedesi köyde doğmadı sanki. Sanki bana saraylı torunu.
 
Nereden başlasam bilemiyorum. Başıma gelen bir kaç olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben bir kurumda staj yaptım ve staj yaparken yanımda 50 yaşlarında bir şef vardı ve abisi oldukça tanınan bir avukatmış yanındaki çalışanları ile sorun yaşamış olmalıki bu çalışanının paylaştığı bir fotoğrafı kardeşine atmış.Kadının kızı yanındaydı ve fotoğrafa bakıp 'Ayy, bu ne varoşluk yaa, arkadaki yüklüklere bakk! ' dedi. Oysaki bizim evde o yüklüklerin aynısı var. Kadının dış görünüşü o kadar muhafazarki yani size nasıl anlatsam yüzü gözü çok güzel, çok iyi niyetliydi. Bir diğer olayı ise İstanbula ilk kez bir sınav için gitmiştim annemle birlikte. Ben küçük bir ilin köyünde yaşadığım için ve İstanbula ilk kez gittiğimiz için çok zorluk çektik. Tramvay çarpıyordu yani size öyle diyeyim :KK70: Biz annemle bir uzaktan akrabamızın evinde kalalım dedik onlarında durumu Allah'a şükür iyi ama hani küçük bir evde kendilerine göre bir yaşamları vardı işte. Sınav çıkışı Kartal tarafında bulunan bir Avm'ye gidelim dedim. Ben hiç o kadar büyük avm görmemiştim ki giriş kapısını bile bulamadım inanın. Bizim tanıdığımızda hani şu plastik arabalar olurya küçük kızı olduğu için onu arabaya bindirdi. Bebek arabası yoktu çünkü. Neyse biz Avm'ye girdik bir mağazadan alışveriş yaparken iki kadın gerçekten o tanıdığımıza bir bakış attı ve gözleriyle süzdüklerini gördüm resmen. Arkasını dönüp giderkende bunların burda ne işi var dedi. Kimseye bir şey demedim tabiki anneme vs. gerçekten giyimleride güzeldi oradaki herkesin. . Ama kendimi her şeyden geri çekiyorum . Örneğin bir cafeye gitsem bunun ödemesi nasıl yapılır? Acaba masayamı gelecek yoksa ben mi alacağım? Ya da büyük bir alışveriş merkezinde meyve sebze nasıl satın alınır? Ya anlayacağınız her şeyden çok çekiniyorum... Bunu nasıl yenebilirim. İnsanlar neden gözleriyle süzerki kötü giyinsen bile ?


Benim de fikrim üzerine gitmek yönünde..
Her ne ise sizi korkutan panikleten kötü hissettiren ; benden değerli kimse yok bun insanın /insanların ne düsündüğü önemli değil diye sürekli içinden tekrarlayarak o ortamda daha fazla bulunmak daha fazla harekete geçmek.
Unutmayın sizde değerli kimse yok .
Herkes eşit bu dünyada Allah'ın nazarında.
Önemli olan kendiniz olmanız ve öz güveninizi yükseltebilmeniz.
Bir arkadaşım vardı Ya Yeliz yolda yürürken işlek bir meydanda insanlar üzerime üzerime geliyor bana bakıyor ve hep ben yol veriyorum diyordu .
Baktım cidden kız yılan oyunu oynar gibi kıvrıla kıvrıla bir sağa sola geçmekten düz yolda yürüyemiyordu.
Sonra dedim ki dur sen dimdik yürü kimseye yol verme sende onların üzerine git bak bakalım insanlar yolundan nasıl çekiliyor..
O hesap üstüne gitmek bazen iyidir.
 
Tulay vardi Yalan Dünya’da ‘ezik miyim lan ben diye dolaşan’, ben hala bazen o modda geziyorum. Senden 15 yaş büyüğüm. Kaç ülke, kaç dünya sıralamasında üniversite (okumalara doyamadım), kaç şirket gördüm dünya çapında. Ama gel gör ki babasız büyüdüm. Annemi ilk okula bile yollamamışlar.
Hayır olsun diye insanlar bayramlarda bize kıyafet alırdı, erzak yardımı alırdık. Bir defasında biri bir kuruma defolu cat botlar bağışlamış. Ben lisedeyim sanırım, çok moda öyle böyle değil ve çok pahalı. Bana da bir çift o bağıştan düşmüştü. Defosunu saklayarak artık ayaklarım acıyacak kadar büyüyene kadar o botları giyip mutlu olmuştum. Hala içim ezilir hatırladıkça. Üniversite yıllarını hiç anlatmayayım. Neler neler. Şansıma da hep zenginlerin takıldığı okullar düştü. Yıllarca elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim, hala bazen bilmiyorum sanırım ama umrumda değil. Beğenmeyen küçük oğluna almasın modundayım 😂. Şimdi paşa gönlümün dilediğini alabilecek durumdayım çok şükür ama hala bir yanım ezik, öyle de kalacak ama ben kendimi böyle kabul ettim. Bizim veledler restorana gidince kendileri sipariş vermeyi tercih ediyor, 3 yaşındaki bile. Demek ki alışkanlık olunca nasıl bir özgüven oluyorsa....
Gelelim ana fikre. Burada bir arkadaşın da dediği gibi. Gezinme buralarda. Otur sınavına çalış. Kazan gel konu aç. Çok vaktin olur ileride merak etme. Gide gele, yapa yapa, gözlemleyerek alışırsın. Canı gönülden başarılar diliyorum.
 
sanki dedesinin ninesinin evinde yok öyle o hor görmeyi de anlamıyorum. çekinmen gereken bişey yok tatlım bence.

yakın arkadaşlarımı köyde dedemlerin kerpiç evine götürdüm ben bir yaz, yaylada küçük bi bahçesi ağılı olan bi evleri daha var oraya falan gidiyorduk. nişantaşı vitrininde olanların dışında bişey giymemiş kokoş arkadaşlarım annannemin şalvarlarını ödünç alıyorlardı bacaklarına ot batmasın kıyafetleri mundar olmasın diye. dönerken bayılarak dönüyorlardı tatil bitiminde. bir tanesi hayatında öyle kerpiç evde kalmamış mesela yaylaya gitmemiş bilmiyordu hep merak ediyordu. biri de köy diyince burnunu kırıştırıyordu küçükken kendi dedesinin köyünde hiç iyi anısı yok çamurla kaplı köy yolları sivrisinekler falan o yüzden sevmediğini söylüyordu mesela. gerçekten bilmeyen fikri olmayan insan. önyargı aşağılama değil ama merak duyuyor. aynı arkadaşlarımla yurtdışı tatilleri de yaptım yurtiçi başka yerlere de gittim köye geldiklerinde duydukları merak oluyordu önyargısız tanımaya çalışan insanlardı yabancı oldukları her kültürü. annanem geldiğinde de gezdirdim dolaştırdım kaç yaşında kadın ortama uyum sağlasın diye yırtık kot crop top giydiremem ya kendi çiçekli elbisesiyle gezdi her yeri. ilk başta üstüm uygun değil o kafeye oturmayalım oraya gitmeyelim diye çekiniyordu mesela insanların bakışından tavrından. inan hiç umrumda değildi biri bir şey dese yapıştırırdım ağzına lafını.

bir yerde birini kendini giyiminden dolayı utanması gerekiyormuş gibi hissettiren birini görürsem fena bozarım. biri bir şeyi bu kadar aşağılamaya çalışıyorsa kendi geçmişiyle barışık olmamasından kendinden ailesinden utanmasına ve aşırı sonradan görme kompleksli biri olmasına bağlarım. başka bir şeye değil. kendinle barışık ol benim en sevdiğim şey biz gidince o yüklükten çıkarılan yorganların serinliğiydi mesela üzerine atlamayı seviyorduk beton etkisi yaratsa da. görsem o fotoyu sırf bundan gülerim çünkü güzel günlerdi onu hatırlatır.

çekingenliği de atabilirsin umarım. sadece minik bir tavsiye sırf girdiğin ortama uyum sağlamak için olmadığın biri gibi olmaya diğerlerini küçümsemeye çalışma. nasıl rahat hissediyorsan kendini nasıl giyinmek davranmak istiyorsan öyle davran. çok abuk biri olmadığını varsayıyorum bunu derken tabi :D
 
Bir de eklemek istedim. Yüklük olayı seni rahatsız etmiş ya. Bizim evde lavabo yoktu. Kovaya yıkardık ellerimizi. Sonra da kovada biriken suları tuvalete dökerdik. Yıllarım evinde lavabo olan insanlara özenmekle geçti. Bazıları da altın kaplama tuvaletlerde hacet gideriyor hayat işte. Ne güzel ailen seni okutmuş, büyütmüş. Gurur duy o yüklükle, ailenle. Ben öyle yapıyorum. Annemle gurur duyuyorum. Çok iyi geliyor.
 
Bir de eklemek istedim. Yüklük olayı seni rahatsız etmiş ya. Bizim evde lavabo yoktu. Kovaya yıkardık ellerimizi. Sonra da kovada biriken suları tuvalete dökerdik. Yıllarım evinde lavabo olan insanlara özenmekle geçti. Bazıları da altın kaplama tuvaletlerde hacet gideriyor hayat işte. Ne güzel ailen seni okutmuş, büyütmüş. Gurur duy o yüklükle, ailenle. Ben öyle yapıyorum. Annemle gurur duyuyorum. Çok iyi geliyor.
aynen ya ben de küçükken kaloriferli ve parkeli evlere özenirdim. ben ilkokuldayken yerleri betondan sobalı buz gibi kışın diğer odalara adım atamadığımız bi evde otururduk. ama şimdi düşünüyorum da şartlar ne olursa olsun annem babam hep elinden geleni yapmışlar bizim için. benim gözümde önemli olan ne yapabildikleri değil, ne kadar çabaladıkları.
 
Ben de yıllar önce böyleydim. Bir Cafe de otururken herkes bana bakıyor sanırdım. Yemek vs sipariş vereceğim zaman ne yapacağımi bilemezdim. Sonra arkadaşlarımı gözlemledim. Herkes ne kadar rahattı. Ogrenciyken kendimi ezik bulurdum. Sonra calisnaya basladim kendi kazancim olunca özgüven geldi bana zamanla bu durum geçti.
 
Back
X