• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Zenginlik ve fakirlik üzerine yaşadığım olaylar,çekingenliğim.Nasıl aşabilirim?

ay ben izmirliyim, 2009 yılında girmiştim istinye park'a ilk kez. yaşadığım kültür şokunu asla unutamam. yıllar sonra istanbul'a taşınıp istinyepark'a tekrar gidince 'ay bu muymuş zamanında şaşırdığım şey' dedim demek isterdim ama yok, yine büyük geliyor yiine büyük... sdklfjdas
Mescit yerine dua odası yazıyordu asdfg. düz mescit ya
 
Herhangi bir yere ilk defa giden çoğu kişi karıştırır zaten. İkinci seferde hesabı nereye ödeyeceğinizi de bilirsiniz nereden giriş yapacağınızı da otobüsün nerede duracağını da.
Ben senin yerinde olsam kendimi turist gibi hissederdim. Turist olup hiç bilmediğim yerleri aramak, aldığım metro biletini basacak makinayı görmeyio öyle geçip gittiğim için polis tarafından durdurulmak, yazilari okuyamayip yanlış durakta inip ondan bundan yardım istemek falan mesela bana çok keyifli geliyor. Senin yerinde olsam utanmak yerine keyfini çıkartırdim bu turist hallerin. Dediğim gibi bir kere yapsan zaten ikincisinde artık bilmiş olacaksin..
Yüklük vs meselesine gelince... kadın sevmediği birinin fotoğrafını görmüş. Eleştirmek için konuşmus işte. Niye kişisel aldın ki? Eğer modern bir ev resmi olsa 'zevksiz eve bak' derdi, evde pembe eşya gorse "tam pembik gelin,kezban" derdi, çekyat görse 'cemaat evi gibi' derdi, herşeyi harika,güzel bir sitede,iç mimar elinden çıkmış yerde foto görse 'sonradan görme' derdi. İnsanın sevmediğine diyecek lafi mi yok?
Ayrıca sen köyden gelmişsin ve köylüsün. Bu utanacak bir şey değil ki. Köyde doğana köyde yaşayana köylü denir. Neden bundan cekinip bu sanki utanacak bir şeymiş gibi icerliyorsunuz? Hep işte dizilerden filmlerden beyne böyle isleniyor. Koyluler cahil, köylüler fakir, köylüler saf...oysa ne alakası var? Bence bunu bir eziklik olarak görmeyi bırakın. Benim ispanyol bir arkadaşım var. Galiçya diye küçük bir bölgesinin bilmemne köyünde yasiyor. O mesela her fırsatta köyünden bahsederdi. Ben muhabbet açmak için Barselona'dan ,Gaudi'nin eserlerinden girerdim. o 'benim köyüm de çok güzel,keşke önceden tanissaydik gelirdin' der ağaçlıklı yerde evinin fotolarını gösterirdi (aynı Karadeniz gibi doğası da evleri de. Ha Samsun ha Galiçya köyü) . Ne bileyim, benim çok hoşuma gitmişti. Oysa bizde olsa İstanbul diyene 'evet evet çok güzel. Boğaz çok güzel' falan der insanlar,hiç demez; 'isyanbul güzel ama Kayseri'nin koyundenim ben. Bak, bu da dagimiz' diye.
Bence siz de bakış açınızi değiştirip köylülüğünüzle gurur duymaya calisin. Hatta her konusu açıldığında bahsedin köyünüzden. Asıl siz bu şekilde kendi kimliginizle barisirsaniz insanlar da sizin kimliginizle hoşgörüyle yaklasir.
Ben doğma buyume İstanbulluyum. Üniversiteye küçük bir şehre gitmiştim. Memlekete giderdim , kıyafet çantasıyla gelirdim. Ya da annem gelse normal bir sırt çantasıyla gelirdi. Ama köylü arkadaşlar öyle bir koli ile gelirdi ki,elmalar,tarhanalar,yapraklar,reçeller,portakallar,lavaşlsr... Bana kırk yılda bir mektup gelirdi, köylü arkadaşlara koli koli taze gıda,meyve,sebze.
Oralarda köylü olmak çok daha havaliydi mesela :)
 
Ahahaha moralimi yerine getirdiniz cok sağolun :KK70: sihhiyeden kizilaya bile gidisi 4.defa da öğrenmis insanim ben bununla ilgili konu bile acmistim navigasyonla cok aci tecrübeler yasamistim. Ben de kendimi ayni konu sahibi gibi hissetmistim ama ben kör yön duygusuyla yasamaya alistigim icin hic böyle kücük emrah moduna girmedim :confused:

o kadar da değil artık o da dümdüz yol canım... şaka şaka soşfadsk. 5 sene ankara'da okudum hala kızılayın en popi sokaklarının adını karıştırırım. odtü dolmuşunun yerini unuturdum her sefer sora sora bulurdum sanki ankara'ya yeni gelmiş gibi. bir kere gece vakti atatürk hastanesine gitmiştim ambulansla, yolu da bilmiyordum, dönüşte odtü yerine yanlışlıkla bilkent'e gittik oda arkadaşımla ve bunu anlamamız baya sürmüştü.

O basık tavan birazdan kafamıza inecek diye kollaya kollaya merdiven çıkmak da cabası. Ne zaman o iş hanına girsem kendimi fare gibi hissediyorum.

ay vallahi. klostrobi tetiklemek 1 numaralı görevi binanın.
 
o kadar da değil artık o da dümdüz yol canım... şaka şaka soşfadsk.
Ya hep navigasyonun sucu beni bir yere götürüyordu gittigim yerden de geri döndürüyordu kesinlikle benimle alakasi yok :KK70: en son taksici amca buradan sagina baka baka git demisti de öyle bulmustum sjsjs.
5 sene ankara'da okudum hala kızılayın en popi sokaklarının adını karıştırırım. odtü dolmuşunun yerini unuturdum her sefer sora sora bulurdum sanki ankara'ya yeni gelmiş gibi. bir kere gece vakti atatürk hastanesine gitmiştim ambulansla, yolu da bilmiyordum, dönüşte odtü yerine yanlışlıkla bilkent'e gittik oda arkadaşımla ve bunu anlamamız baya sürmüştü.
Bence sorun ankara da bize yön bulduramayan sokaklar duraklar utansın :KK70:
 
Öyle böyle demek manasız maalesef bahsettiğiniz durum gerçek. Sınıf farkı çok açıldı. İletişim kuvvetli olunca dünya devinde ilk çıkan şeyden en ücra köşedeki insanın haberi oluyor. Evden izlerkenr nebze katlanılıyor fakat içine girince insan daha çok bunalıma giriyor. O farkın aşılır yeri yok, bir çantaya araba parası verenle ay sonunu dar getiren bir olamaz. ben niye böyleyim o niye öyle diye düşünmek psikolojiyi bozar. Kabullenmek lazım. Görgü görenek parayla artmıyor.
Ortamlara girmek konusunda da çekinmeyin, kimse kimseyi tanımıyor, bir daha yüzünü görmenizin imkansız olduğu insanlar onlar. Gözlemleyin, gözlemledikçe doğru davranış öğrenilir. Zamanla da hareket haline dönüşür. Büyük yerler adamı yerler
 
Aklıma şey geldi,lise öğrencisiyken bankaya girip bişey sormaya cekinirdim herkes bana bakicak yanlış bişey soylicem komik olcam diye😄 aslında bunlar yetiştirilme tarzından gelen bazı yanlisliklarin getirdiği özgüven eksikliği.Krndinize değer verin,bu dünyada sizden sadece bir tane var , unutmayın.
 
ay ben izmirliyim, 2009 yılında girmiştim istinye park'a ilk kez. yaşadığım kültür şokunu asla unutamam. yıllar sonra istanbul'a taşınıp istinyepark'a tekrar gidince 'ay bu muymuş zamanında şaşırdığım şey' dedim demek isterdim ama yok, yine büyük geliyor yiine büyük... sdklfjdas

orası da iki katmanlı bir yer resmen.
içinde bildiğin food court dışında bi hamburger 100 tl :)
 
Nereden başlasam bilemiyorum. Başıma gelen bir kaç olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben bir kurumda staj yaptım ve staj yaparken yanımda 50 yaşlarında bir şef vardı ve abisi oldukça tanınan bir avukatmış yanındaki çalışanları ile sorun yaşamış olmalıki bu çalışanının paylaştığı bir fotoğrafı kardeşine atmış.Kadının kızı yanındaydı ve fotoğrafa bakıp 'Ayy, bu ne varoşluk yaa, arkadaki yüklüklere bakk! ' dedi. Oysaki bizim evde o yüklüklerin aynısı var. Kadının dış görünüşü o kadar muhafazarki yani size nasıl anlatsam yüzü gözü çok güzel, çok iyi niyetliydi. Bir diğer olayı ise İstanbula ilk kez bir sınav için gitmiştim annemle birlikte. Ben küçük bir ilin köyünde yaşadığım için ve İstanbula ilk kez gittiğimiz için çok zorluk çektik. Tramvay çarpıyordu yani size öyle diyeyim :KK70: Biz annemle bir uzaktan akrabamızın evinde kalalım dedik onlarında durumu Allah'a şükür iyi ama hani küçük bir evde kendilerine göre bir yaşamları vardı işte. Sınav çıkışı Kartal tarafında bulunan bir Avm'ye gidelim dedim. Ben hiç o kadar büyük avm görmemiştim ki giriş kapısını bile bulamadım inanın. Bizim tanıdığımızda hani şu plastik arabalar olurya küçük kızı olduğu için onu arabaya bindirdi. Bebek arabası yoktu çünkü. Neyse biz Avm'ye girdik bir mağazadan alışveriş yaparken iki kadın gerçekten o tanıdığımıza bir bakış attı ve gözleriyle süzdüklerini gördüm resmen. Arkasını dönüp giderkende bunların burda ne işi var dedi. Kimseye bir şey demedim tabiki anneme vs. gerçekten giyimleride güzeldi oradaki herkesin. . Ama kendimi her şeyden geri çekiyorum . Örneğin bir cafeye gitsem bunun ödemesi nasıl yapılır? Acaba masayamı gelecek yoksa ben mi alacağım? Ya da büyük bir alışveriş merkezinde meyve sebze nasıl satın alınır? Ya anlayacağınız her şeyden çok çekiniyorum... Bunu nasıl yenebilirim. İnsanlar neden gözleriyle süzerki kötü giyinsen bile ?
Allah'ın Kartal'ı ya boşver :D he nişantaşı olsa da bişey fark etmez.iki tane sonradan görme kadın için değer mi bunlar düşünmeye.AVM istersen nişantaşı city's istersen istinye park olsun, alt tarafı avm yani sosyeteye takdim balosu değil ki ne istersem onu giyerim gittiğimde.onun dışında evet özgüven sorunun var bence de.git otur bi yere ne istersen sipariş et, adını google'dan arat bilmiyosan ya da sor içinde ne var diye bunlar ayıp şeyler değil ki, işin bitince de pardon bakar mısınız hesabı alabilir miyim dediğinde getirirler ya da söylerler.üzerine giderek çözersin, yaptıkça özgüvenin yerine gelir.
 
Kıyafet işi en kolayı. Düz renkli klasik şık parçaları tüm uygun fiyatlı mağazadan alırsınız. Ama asıl değişimi bu değil özgüven sağlar. Yani ne giyerseniz giyin siz dimdik kendinizden en yürümedikçe istediğiniz sonucu alamazsınız.
I feel pretty filmini izlemediyseniz izleyin, o zayıflık güzellik üzerine gibi görünse de bence özgüvenin yarattığı farkı anlatıyor.
Benim annem mesela pazardan da alsa giyse gittiği her yerde çok özel karşılanır. Ben de o kadar olmuyor. Çünkü annem çok kendinden emindir. Ben o kadar özgüvenli değilim.
Özetle kendinize güvenin. Özgüveninizi kazanınca farkı göreceksiniz.
 
Ya abartma bunlari, sen uzerine dusundukce sacmalama ihtimalin yuksek. İcinden nasil geliyorsa oyle davran, rezil olmak diye birsey yok. O ornek verdigin insanlarin ne falsolari vardir kimbilir. Biraz kibrin olsun, insanlari kendinden ustun gorme ve bunu kendine surekli hatirlat. Onlara ne borclusun da bu kadar eziyorsun kendini. Ben ne pozisyonlarda ne insanlar gordum, inan senin utanarak soyleyip/yapamadiklarini övunerek yaparlar. İnsanlari gozunde buyutme. Kendi kendini hep daha cok onemse, bencil ol.
 
Nereden başlasam bilemiyorum. Başıma gelen bir kaç olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben bir kurumda staj yaptım ve staj yaparken yanımda 50 yaşlarında bir şef vardı ve abisi oldukça tanınan bir avukatmış yanındaki çalışanları ile sorun yaşamış olmalıki bu çalışanının paylaştığı bir fotoğrafı kardeşine atmış.Kadının kızı yanındaydı ve fotoğrafa bakıp 'Ayy, bu ne varoşluk yaa, arkadaki yüklüklere bakk! ' dedi. Oysaki bizim evde o yüklüklerin aynısı var. Kadının dış görünüşü o kadar muhafazarki yani size nasıl anlatsam yüzü gözü çok güzel, çok iyi niyetliydi. Bir diğer olayı ise İstanbula ilk kez bir sınav için gitmiştim annemle birlikte. Ben küçük bir ilin köyünde yaşadığım için ve İstanbula ilk kez gittiğimiz için çok zorluk çektik. Tramvay çarpıyordu yani size öyle diyeyim :KK70: Biz annemle bir uzaktan akrabamızın evinde kalalım dedik onlarında durumu Allah'a şükür iyi ama hani küçük bir evde kendilerine göre bir yaşamları vardı işte. Sınav çıkışı Kartal tarafında bulunan bir Avm'ye gidelim dedim. Ben hiç o kadar büyük avm görmemiştim ki giriş kapısını bile bulamadım inanın. Bizim tanıdığımızda hani şu plastik arabalar olurya küçük kızı olduğu için onu arabaya bindirdi. Bebek arabası yoktu çünkü. Neyse biz Avm'ye girdik bir mağazadan alışveriş yaparken iki kadın gerçekten o tanıdığımıza bir bakış attı ve gözleriyle süzdüklerini gördüm resmen. Arkasını dönüp giderkende bunların burda ne işi var dedi. Kimseye bir şey demedim tabiki anneme vs. gerçekten giyimleride güzeldi oradaki herkesin. . Ama kendimi her şeyden geri çekiyorum . Örneğin bir cafeye gitsem bunun ödemesi nasıl yapılır? Acaba masayamı gelecek yoksa ben mi alacağım? Ya da büyük bir alışveriş merkezinde meyve sebze nasıl satın alınır? Ya anlayacağınız her şeyden çok çekiniyorum... Bunu nasıl yenebilirim. İnsanlar neden gözleriyle süzerki kötü giyinsen bile ?
Ne kadar tatlı ve iyi niyetli anlatmışsınız. Allah sizi de hep iyi insanlarla karşılaştırsın inşallah
 
Üniversitede bi kafeye gittik çıkışta hesap öderken tipbox yazan bir kutu gördüm. Adama sordum bu ne diye. Adam da gülüyor dalga geçer gibi falan. Birkaç kere sordum hatta o gülmesine rağmen. Düzgün bir açıklama da yapmadı. Bildiğimiz bahşiş kutusuymuş meğer. Ne var yani bahşiş kutusu dese ölür sanki tipbox deyip durdu :63: Bir öğretmen arkadaş öğrencileri Hindistan cevizini görsün tadına baksın diye okula getirip çocuklara ikram etmiş. Tenefüste öğretmenler odasında bahsetti. Ben de hiç yemedim dedim tadına baktım bende. 30 yaşında tadına bakmış oldum Hindistan cevizinin :KK28:Giyim kuşam yeme-içme bunlar insanın maddi imkanlarını gösterir büyük çoğunlukla.İnsanlığını görgüsünü göstermez. Hiç kafana takmaya değmez. Avm kapısı her zaman karıştırılabilir herkes karıştırabilir yani. Yüklük olayı da köylerde hep ihtiyaç yani. Şehirde de öyle. Şimdi yüklükler yok mu yine var. Hepsi dolapların içinde yine millet yorganını yastığını koyuyor. Dolabın içinde kapaklı görünmez yüklüklerimiz var:KK48: Benim var en azından:KK24:
 
Kimseyle kendini kıyaslama. Her zaman özeneceğin birileri olacaktır. Daha iyisi daha güzeli.o eleştiren insanlar da özgüven eksikliği yaşıyorlar ve farkında değiller. Kendilerini üstünlük kompleksine kaptırmışlar.
Yüklük mevzusuna takılma bu o kadının kendini beğwnmişliği. Demwk ki olmamış , şekilci, ham bir insan. Istediği kadar zengin olsun para sonradan görmeliği yok etmiyor. Insan, insan olsun yeter gecekonduda da yaşayabilir
Avm olayı da aynı şekilde kendini elit sanan çökelekler var takılma. Yalnız avm arabalarında çocuklardan bende hoşlanmıyorum. Insanların çoğu çocuklalrı ayakkabı ile oturtuyor içine ve yiyecek koyuyoruz o arabaya. Hijyenik değil.
Diğer konularda da kendini geliştirirsin meraklanma. Önceliğin iyi bir iş olsun. Boş vakitlerinde kendini geliştir. Yabancı dil, bikgisayar vb . Online ücretsiz kurslarda var. Isterseniz özelden yaz bir iki isim veririm burada reklam olur belki. Kaliteli filmler falan izle. Basit filmlerden uzak dur. Memur olacaksan sınava odaklan atanmaya bak. Atandıktan sonra ücretli kurslara da başlarsın. Gezilere gidersin. Eve kapatma kendini. Arkadaş edin kendine. Ama herkese güvenme. Günümüzde sinsi çok fazla. Tecrübe yaşanmışlıklardan gelir. Evde oturarak, etliye sütlüye karışmazsan değişmezsin. Işe başladıktan sonra kaliteli kitaplardan oku bol bol
 
Allah'ın Kartal'ı ya boşver :KK70: he nişantaşı olsa da bişey fark etmez.iki tane sonradan görme kadın için değer mi bunlar düşünmeye.AVM istersen nişantaşı city's istersen istinye park olsun, alt tarafı avm yani sosyeteye takdim balosu değil ki ne istersem onu giyerim gittiğimde.onun dışında evet özgüven sorunun var bence de.git otur bi yere ne istersen sipariş et, adını google'dan arat bilmiyosan ya da sor içinde ne var diye bunlar ayıp şeyler değil ki, işin bitince de pardon bakar mısınız hesabı alabilir miyim dediğinde getirirler ya da söylerler.üzerine giderek çözersin, yaptıkça özgüvenin yerine gelir.
Göm iyice göm Kartal'ı :63:
 
Back
X