Ne alaka diyeceksiniz ama bence sizin çift terapisine ihtiyacınız var. Eşinizle birbirinizden ne istiyor ne istemiyor ne bekliyor ne beklemiyor ... sanki bunlarda uyuşmazlık var. O komşunuzun yerinde olsam ben de müsait değilim derdim, bunun yolu bu değil. Kimse de çat diye benim kapıma gelmesin.
Eşinizin hayat tarzına uyum sağlayamıyorsunuz, adam sizi çalıştırmıyor ve pek dert dinleyecek biri değil diyorsunuz. Aslında aradığınız bence bu, eşinizin her durumda her konuda yanınızda olmasını istiyorsunuz, hissettiğiniz boşluk bu olabilir. Maddi her ihtiyacımı karşılar hiçbir şeyimi eksik etmez, durumumuz iyi tamam da manevi yönden tamamlamıyor belli ki. Yılda 1 kez tatile götürür demeniz bile düşündürücü. Sanki planı o yapıyor, onun uygun gördüğü yere gidiyorsunuz gibi. Sizin merak ettiğiniz görmek istediğiniz yerler yok mu? Sırf tatil planı yapmak, gezilecek görülecek yerleri listelemek bile çok şey öğretir insana. O çekindiğiniz gruplarda konuşacak bir konu olur size.
Şampanyalı kanepeli kutlama ortamı niye sizi mutsuz huzursuz ediyor? Alkol kullanmıyorsanız teşekkür edin maden suyu ya da alkolsüz bir şey isteyin bu sizi çağdışı yapmaz. Paranız var, catering kiralayın küçük bir davet de siz verin. Mütevazi 2-4 çiftten oluşan bir yemek düzenleyebilirsiniz. Konuşacak bir şey bulamamanız niye, kimse parçacık fiziği konuşmuyordur, havadan sudan muhabbet döner. Birileri bir şey sorunca cevap veren, kendiliğinden konu açamayan biri misiniz? Diploma değil kişinin kendini yetiştirmiş geliştirmiş olması önemli. Fakirin de zenginin de sofrasında aynı hürmeti görmek önemli olan. Yıllar içinde her dinden her görüşten insanla denk geldim, kutlamalarına düğünlerine cenazelerine... nereye davet edildiysem hep gittim. Kiminde ne işim var benim burada dedim, kiminde planladığımdan fazla kaldım.
Kocam çalıştırmıyor çalışmama izin vermiyor diyen birine ben saygı duymuyorum mesela. Kadın kendi karar verecek buna, ben şöyle böyle uygun gördüm diyecek. Ayrıca her şey para da değil gördüğünüz gibi, mesela parayla dost arkadaş bulunmuyor. İlk yurt dışına geldiğimde aldığım paranın daha fazlasını bakıcıya verdik mesela. Benim için önemli olan para değil sosyal hayata adapte olup lisanımı ilerletmekti. Evde kendim baksam para çıkmazdı cebimden. Ayrıca bugün ihtiyaç olsun girer fast food restoranda bile çalışırım. Maddi durumu çok iyi olan zengin kadınların hepsi evde mi oturuyor? Tamam asgari ücrete saatlerce ayakta durmayın, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olun. Kendinizi geliştirip ortama göre uyum sağlayabilmek yerine o yok bu yok yapıyorsunuz. Ben 15 senedir iş nedeniyle ülke ülke geziyorum. Yalnızlıksa dünyanın öbür ucundayım, en yalnız benim heralde. İki çocuğun kreşten lise üniversite çağına kadar kimbilir kaç aktiviteleri kaç arkadaşları oldu. Her ortama girdim çıktım, annelerle ailelerle tanıştım, okul aktivitelerine katıldım. Evlenmiş aile kurmuş insanlar anca kendilerine yetiyor. Geçim zor hayat zor, ilişkilerin yüzeysel olması normal. Herkes kendi haytanın kendi çoluk çocuğunun peşinde.
Kendinizi daha kötü hissedin diye değil belki başka türlü düşünür hareket edersiniz diye yazdım. Dostluk arkadaşlık o burun kıvırdığınız 2 kahveyle başlıyor. Kafalar uyarsa bir daha bir daha buluşuluyor, belki ailece görüşülüyor aile ortamı yoksa da kadın kadına dertleşiliyor. Ya da hiç elektrik alınmıyor hazzedilmiyor ve bir daha görüşülmüyor. Hadi biz çok iyi dost arkadaş olalım diye bir şey çocukluk çağında kaldı. Bazı kusurlar göz ardı edilebilir, insanları olduğu gibi kabul etmek de lazım. Benim gibi düşünsün benim gibi davransın tıpkı ben olsun derseniz yalnızlık ömür boyu.