Cuma Zayıflama Yarışması 2. Takım

3.Çocuğun çok istediği bir şeyi kısıtlamak

Mantıklı bir sonuç çıkarmak her zaman mümkün olmayabilir. Çocuk ebeveyni dinlememekte ısrar ediyorsa, çocuğa çok istediği başka bir şeyin kısıtlanacağı söylenebilir. Ancak bu yöntem uygulanırken bazı noktalara dikkat edilmelidir: Beslenme gibi çocuğun gerçekten gereksinimi olan şeyler ısıtlanmamalıdır. Bu yöntemin etkili olabilmesi için kısıtlanacak şey çocuğun gerçekten çok istediği bir şey olmalıdır.

Ebeveyn söylediği şeyi gerçekten yapmalıdır. Örneğin, davranışını düzeltmediği sürece çocuğa dondurma yiyemeyeceği söylenmiş, fakat herhangi olumlu bir gelişme olmadığı halde, anne ya da baba onun gönlünü almak için biraz sonra dondurma almışsa, bu yöntem doğaldır ki işlemeyecektir.​
 
Son düzenleme:
4. Belli bir süre bir yerde bekleme cezası

Bu ceza, diğer yöntemler işe yaramadığında en son çare olarak kullanılabilir. Bu yöntem, çocuk diğer çocukları ısırdığında, vurduğunda ya da buna benzer durumlarda kullanılabilir. Çocuk önce bir kez ikaz edilir, eğer aynı davranışı sürdürürse, ona önceden belirlenmiş bir odaya ya da odanın bir köşesine gitmesi, orada bir süre, genellikle de bir sandalyede sessiz bir biçimde beklemesi söylenir. Eğer oraya gitmemekte direnirse, kucaklanarak oraya götürülür ve bir süre orada kalması sağlanır. Bu cezanın neden verildiği birkaç cümle ile ona anlatılmalıdır. Çocuğun bekletildiği oda ya da yer çocuk açısından herhangi bir tehlike içermemelidir.

Çocuğun orada bekleme süresi kabaca her yaş için 1 dakika olarak belirlenir (Örneğin, 4 yaşında bir çocuk için 4 dakika gibi). Eğer ceza süresi çok uzun tutulursa, çocuk neden oraya konulduğunu bir süre sonra unutacaktır.

Ceza süresi için saat kurulur, saat çaldığında çocuğa cezasının bittiği söylenir. Çocuk bu süreyi uslu bir biçimde tamamlarsa, sevecen bir biçimde kucaklanır ve “Tatlım, cezalı olduğun için orada kalmak zorundaydın” gibi sözler söylenir ve olay orada kapanır. Bu durumu çocuk ile tartışmak gerekirse en az birkaç dakika geçmesi beklenmelidir. Eğer ceza süresi içinde çocuk gene bağırır çağırır ve olayı protesto ederse, saat yeniden kurulur ve süre baştan başlatılır. Bu yöntemle, genellikle 2 hafta içinde çocuk uyum sağlamayı öğrenecektir.​
 
Etkili bir eğitim için bazı öneriler

Çocuğun neler yapıp neler yapamayacağına karar verilmelidir. Her çocuk aynı hızda büyüme ve gelişme göstermez. Ebeveyn çocuğa bir şey söylediğinde çocuk yapmıyor ise, bu kasıtlı olabileceği gibi çocuk onu anlamadığından ya da yapamadığından da olabilir.



Ebeveynler konuşmadan önce iyice düşünmelidir. Daha önce çocuğa herhangi bir uyarıda bulunmuş ya da bir kural koymuşlarsa ona uymaları gerekir. Bununla birlikte, çocuktan beklenen davranış ya da konulan kurallar gerçekçi olmak zorundadır. Bir diğer önemli nokta da, ebeveynin her zaman aynı biçimde davranması, bir gün farklı diğer gün farklı kurallar koymamasıdır. Çocuklar ne zaman nasıl davranacaklarını çabuk öğrenirler. Bunun için de zaman zaman ebeveynin koyduğu kuralları sınarlar ve onun sınırlarını öğrenmeye çalışırlar. Örneğin, bakkalda huysuzluk yapan bir çocuğu sakinleştirmek için anne ona sakız, şeker gibi şeyler alırsa, bir daha bakkala gittiğinde çocuk yine aynı biçimde davranacaktır.Bunu önlemek için ebeveyn her zaman aynı biçimde davranmalı ve kendi koyduğu kuralları çiğnememelidir.

Çocuk huysuzlandığında onun duyguları da dikkate alınmalı ve onun neden öyle davrandığını anlamaya çalışmalıdır. Eğer davranışın nedeni bulunursa çözüm arkasından gelecektir. Ebeveyn onu anladığını çocuğa söylemelidir. Örneğin, “Arkadaşın gittiği için üzülüyorsun, biliyorum, ama yine de oyuncaklarını toplamalısın” gibi onu anladıklarını ifade etmek oldukça yararlı olacaktır.Anne ve babalar da yaptığı hatalardan ders almasını öğrenmelidir. Herhangi bir biçimde yanlış davrandıkları zaman önce sakinleşmeli, gerekirse çocuktan özür dilenmeli, bundan sonra nasıl davranacağını ona söylemelidir. Çocuğa doğru davranışları öğretmek çocuk eğitiminde elbette ki çok önemlidir. Ancak, çocuk kendini kontrol etmesini ebeveynlere ve diğer büyüklere bakarak daha çok öğrenir. Onun için ebeveynlerin söyledikleri ile yaptıklarının tutarlı olması zorunludur. Büyükler gibi (!) çocuklar da zaman zaman bazı hatalar yaparlar. Önemli olan, bu yanlış davranışlardan yola çıkarak, doğruların ona sevecen bir biçimde öğretilmesidir.​
 
Çocuk eğitiminde tokatın yeri var mı?

Eskiden ebeveynlerden tokat yemek çocuk terbiyesinin neredeyse ayrılmaz bir parçasıydı. Bu yüzden, şimdiki erişkinler arasında tokat yemeyen birini bulmak oldukça zordur. Günümüzde de özellikle kırsal kesimde ve büyük şehirlerin varoşlarında çocuklar hala büyüklerinden tokat yemektedir. Hatta okullarda bile zaman zaman öğretmenlerin dayağa başvurduğu bilinen bir gerçektir. Peki bu “cennetten çıkma (!)” olduğu tabir edilen dayağın çocuk eğitiminde yeri var mı? Amerikan Pediatri Akademisi tokatın çocuk eğitiminde kullanılmaması gerektiğini, eğer çocuğun cezalandırılması gerekiyorsa ona alternatif diğer yöntemlerin kullanılmasını önermektedir. Dayak atmanın çocuk eğitiminde yeri yoktur, çünkü: O an için işe yaramış görünse bile, çocuğun davranışını değiştirmede aslında daha önce söz edilen bir sandalyede bekleme cezasından daha etkili değildir.



Tokat atmak çocuğa sorumluluk öğretmez, tersine onun daha da kızmasına ve hırçınlaşmasına neden olur. Ebeveynlerin çoğu, daha sonradan tokat attıkları için pişmanlık duymaktadırlar. Sürekli tokat yiyen çocukta zamanla bu yöntem de artık işe yaramaz olacaktır. Tokat atmak, şiddetine bağlı olarak çocukta ciddi fiziksel hasarlara neden olabilir. Sürekli dövülen çocuklarda depresyon, alkol kullanımı, diğer çocuklara saldırganlık daha sık görülür, hatta erişkin olduklarında kendi eş ve çocuklarını dövme ve suç işleme oranları diğer kişilere göre daha fazla olmaktadır.

Yapılan çalışmalar, dayak yiyen çocukların, erişkin olduklarında diğer kişileri –onları sevseler bile- daha çok cezalandırma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Onun için, hekimler olarak bizler, çocuk eğitimi konusunda ebeveynlere doğru yolu göstermeli, sağlıklı bir nesil yetiştirmek için her türlü şiddetten kaçınmaları gerektiğini onlara olabildiğince öğretmeye çalışmalıyız.​
 
Son söz olarak, Dorothy Law Nolte’un aşağıdaki satırları bu konuda söylenmesi gerekenleri çok güzel bir biçimde dile getirmiyor mu?

Çocuk yaşadıklarından öğrenir…

Eğer bir çocuk eleştiriyle yaşarsa,kınamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk düşmanlıkla yaşarsa, savaşmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk utançla yaşarsa, suçlu hissetmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk hoşgörü ile yaşarsa, sabırlı olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk övgüyle yaşarsa, değer vermeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk alayla yaşarsa, utanmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk adil yaşarsa, adaleti öğrenir.

Eğer bir çocuk güvenceyle yaşarsa, inanmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk dürüstlükle yaşarsa, doğruyu öğrenir.

Eğer bir çocuk yüreklendirmeyle yaşarsa, kendine güvenmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk arkadaşlıkla yaşarsa, dünyada sevgiyi bulmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk onaylamayla yaşarsa, kendinden hoşlanmayı öğrenir.

 
Son düzenleme:
of off ..maşallah .afiyet olsun.da .yaramasın inşallah

dün sondu bu sabah yarış moduna girdim cumaya umarım kilo ibrem aşağıya düşer
bilgisayarıma yazdım ben zayıflıyorum az yiyecem diye
iş arkadaşlarım gülüyorlar ama bakıp bakıp ilham alacam bide avucumun ortasına yazıp öğlen ve akşam yemeklerinde masadamı okusam yemeğe başlayınca herşeyi unutuyorumda
 

sen nereye buluydorsan araya yaz bari zayıflıycam diye..
hadi bakalım üç gün inşallah yeterli olur:)
 
Firarperest/Elif ŞAFAK

“Kaç hayat yaşayınca yorulur insan? Kaç seneden sonra yaşlı, kaç hezimetten sonra bezgin, kaç sevdadan sonra kalpsiz, kaç kelimeden sonra lal olur kişi?”

“Bütün meslekler insan ruhunu kemirir durur.Bir tanesi hariç:Şairlik”

“Kalem ve kelam dünyası daha kavgacı, hırslı, hırçın.Bu da benim çelişkim işte.Bense ruhen araftayım.Kalem ehlini seviyorum, ama kalp ehli başka dostlar, onlar bambaşka…”

“Aşık kişi, sevdiğinin mutluluğunu kendi mutluluğunun önüne koyar.Gerçekten seven insan, özgür bırakır.Sahiplenmek, hak iddia etmek, can almak, can acıtmak, aşıkların tutacağı yol değildir.”

“Kadınların akıl dışı bilgi kaynaklarına, erkeklerinse hep akıl ve mantık çizgisine yakın durdukları bir dünyadır yaşadığımız”

“İnsanoğlu insan olabilmek için, yani olgunlaşabilmek için, kendine benzemeyene muhtaçtır.Demokrasi, demokrasi olabilmek için çok sesliliğe muhtaçtır.”

“Her zaman başkalarından öğrenmeye açık ol.En iyi bildiğin konularda bile köşeli düşünme, büyük konuşma.Cümlelerinin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy.Açık bir kapı bırak daima.Ne kadar bilsen de, hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma.Tevazudan şaşma.Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden.”

Firarperest/Elif ŞAFAK
 

hep diyoruz ya şimdiki gençlik asi bizi dinlemiyor otobüste yer vermiyor büyüklerine saygısı yok diye
bence onların kusuru yok en büyük kusur anne ve babalarda gibi geliyor bana

bir çocuk doğuyor masum saf melek ama anne ve baba olarak sanki bi tek o varmış gibi davranıyoruz biraz bencil benim oğlum benim kızım kızmayalım üzmeyelim her istediğini yapalım e tabi sonuçta doğal olarak onlarda biraz şımarıyor
tabi ben daha çocuk yetiştirmedim belki tecrübeli değilim hatta daha evlenemedim bile
misal sabah işe gelirken tıklım tıklım metroda anne yan koltuğa 6 yaşındaki oğlunu otortuyor aslında o anne küçücük çocuğa büyüklerine saygısızlığı öğretiyor bunun doğru bir davranış olduğunu düşünüyor o çocuk büyüyünce doğal olarak kimseye yer vermez büyüklerini düşünmez anne babasınıda düşünmez doğal olarak
kıymet vermek çok güzel ama abartmadan
 
e kızlar nassınız..sizleride tanımak isterim.çalışıyormusuz.evlimisin çoluk çocuk..hımm...msn de falan görüşüyormusunuz yada facede..bana sormak istediginizde olursa buyrun..
ben 1 ay sonra 20 olcm üniversitede okuyorum 1. sınıftayıminternetle aram fazla iyi değil bir buraya giriyorum msn face kullanmıyorum msn var ama mail için falan...
kolay gelsin canım..peki plates alatlarin varmı.şu lastikten falan.onlar olmadanda yapabilirmiyizki.ben hiç denemedim plates .izledim az bi denem istedim edemedim yaaw..

lastik ve büyük topum var ilk hafta zorlanırsın 2. hafta alışırsın canım bence hemen başlamalısın kilo verirken vcudun kendini bırakmaması için iyi oluyor sıkılaştırıyor vee esnek oluyorsunbüyük top yerine 2 3 yastık koyarsın üst üste benimde küçük topum yok küçük minderle idare ediyorum lastik yerinede mus çorap dene(medenin buluşu)
 
Ne yediğiniz kadar neden yediğiniz de önemlidir.
Hepimiz zaman zaman aç olmadığımız halde yemek yerken buluruz kendimizi? Hiç düşündünüz mü neden? Fiziksel açlığın söz konusu olmadığı durumlarda, bazı duyguların tetiklemesiyle atıştırmaya duygusal yeme diyoruz. Eğer duygusal yeme probleminiz varsa önce hangi duyguların bunu tetiklediğini bulmaya çalışmalısınız.

Peki hangi duygular?

Öfke: Öfkeniz kendinize ya da başka birine yönelik olabilir. Ne olursa olsun, öfkenin yeme duygularınızı tetiklediğinizi fark ettiğiniz anda, mutfağa yönelmeden önce "şu anda bana kendimi daha iyi hissettirecek başka bir yol ne olabilir?" diye sorup alternatif birtakım çözümler bulmayı deneyebilirsiniz. Ilık bir duş almak, bir arkadaşınıza telefon etmek ya da duygularınızı yazmak bunlardan yalnızca birkaçı.
Kaygı: Önemli bir sınav ya da görüşme öncesi, ve siz çok tedirginsiniz. Bir parça çikolata ya da bir paket cips sizi ne kadar yatıştırabilir oysa.. Yapmayın! Kendi kendinize kaygınızın nedenini sorgulamaya çalışın; büyük olasılıkla başarısızlık korkusundan kaynaklandığını göreceksiniz. O zaman iç konuşmanıza dikkat edin, ve kendinize "başaramamam için bir neden yok, yapabilirim!" deyin. Hatta bunu yüksek sesle de söyleyebilirsiniz. Derin bir nefes alın ve kendinizi hazırlığını yaptığınız şeyi başarılı bir şekilde tamamlamış olarak hayal edin. Göreceksiniz işe yarayacaktır.
Can sıkıntısı: Birçoğumuz, özellikle de evde yalnız olduğumuzda soluğu mutfakta alırız. Yemek yemek can sıkıntısını gidermekte en sık başvurulan yollarından biridir. Oysa yedikten sonra can sıkıntınız geçmediği gibi, ardına bir de suçluluk duygusu takısı eklenmiş olacaktır. Fiziksel olarak aç olmadığınızı hissediyorsanız ve canınız sıkılıyorsa kendinizi evden dışarı atın, kısa bir yürüyüş yapın ve bu esnada eve döndüğünüzde yapacağınız bir takım aktiviteler planlayın. Kitap okumak, uzun zamandır ertelediğiniz dolabınızı düzeltme işi, arkadaşlarınıza e-posta atmak ya da dışarıda olmaya devam ederek sinemaya, hatta alışverişe gitmek. Aman yiyecek alışverişine aç karnına gitmeme kuralını aklınızdan çıkarmayın.
Unutmayın, duygusal yeme hepimizde az ya da çok vardır, ancak size ciddi şekilde zarar verdiğini düşünüyor ve kontrol edemiyorsanız, profesyonel psikolojik desteği da seçenekler arasında düşünmeye başlamalısınız.
 
Yaratılış Düellosu (Tevrat diliyle bir hikâye)

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

Ve yer şekilsiz ve boştu ve derinliklerin yüzünde karanlık hüküm sürüyordu. Ve Şeytan, "Eh, bundan iyisi can sağlığı." dedi.

Ve Tanrı, "Işık olsun" dedi ve ışık oldu. Ve Tanrı, "Yeryüzü çimenler çıkarsın, otlar tohum versin ve meyve ağacı meyve versin" dedi ve Tanrı bunların güzel olduğunu gördü. Ve Şeytan, "Eyvah, çevre elden gidiyor." dedi.

Ve Tanrı, "İnsan'ı kendi suretimizde, bize benzer yaratalım ve o denizdeki balıklara, havadaki kuşlara ve yerdeki hayvanlara ve dünya üzerindeki her şeye ve yerde sürünen her sürüngene hâkim olsun" dedi. Ve böylece Tanrı İnsan'ı kendi suretinde yarattı; erkek ve kadın olarak onları O yarattı.

Ve Tanrı, Erkek ve Kadın'a baktı ve onların zayıf ve formda olduklarını gördü.

Ve Şeytan, "Hah, ben bu oyuna tekrar nasıl dahil olabileceğimi biliyorum" dedi.

Ve Tanrı dünyayı brokoli ve karnabahar ve ıspanak ve her cins yeşil ve sarı sebzeyle donattı ki Erkek ve Kadın uzun ve sağlıklı ömür sürsünler.

Ve Şeytan McDonald'ı yarattı. Ve McDonald bir buçuk milyona iki katlı çizburgeri çıkardı. Ve Şeytan Erkek'e, "Bununla patates kızartması da ister misin?" dedi. Ve Erkek, "Büyük boy olsun" dedi. Ve Erkek 3 kilo aldı.

Ve Tanrı sağlıklı yoğurdu yarattı, ta ki erkeğin o kadar güzel bulduğu kadın, vücudunun biçimini korusun. Ve Şeytan çukulatayı getirdi. Ve kadın 3 kilo aldı.

Ve Tanrı, "Çıtır çıtır taze salatamın tadına bir bakın" dedi.

Ve Şeytan Algida'yı yarattı. Ve kadın 5 kilo aldı.

Ve Tanrı dedi ki, "Sizlere kalbinizin sağlığı için sebzeler gönderdim ve onları pişirmeniz için zeytin yağı."
Ve Şeytan derin tavada kızartılmış bifteği getirdi. Biftek o kadar çoktu ki kendine özel bir tabakla yenebiliyordu. Ve Erkek 5 kilo aldı ve kolestrolü ta arşa yükseldi.

Ve Tanrı spor ayakkabıları getirdi ve Erkek aldığı fazla kiloları vereceğine and içti.

Ve şeytan kablolu televizyonu ve uzaktan kumandayı getirdi, ta ki Erkek programdan programa geçerken enerji sarfetmesin. Ve Erkek bir on kilo daha aldı.

Ve Tanrı, "Bahsi yükseltiyorsun Şeytan" dedi. Ve Tanrı patatesi getirdi. Bu doğal olarak besinle dolup taşan ve yağsız bir sebzeydi. Ve Şeytan sağlıklı kabuğu soydu, nişastalı merkezi kıymık kıymık kesti ve derin yağda kızarttı. Ve Şeytan kremalı dipi yarattı.


Ve Erkek uzaktan kumandasına sarıldı ve patates cipslerini yedi ve kolestrol içinde yüzdü.

Ve Şeytan bunu gördü ve "Güzel oldu" dedi. Ve Erkek kalp krizi geçirdi. Ve Tanrı içini çekti ve dörtlü baypas ameliyatını yarattı. Ve Şeytan Erkek'in sağlık sigortasını iptal etti.

Ve Tanrı Kadın'a tavuğun derisini nasıl çıkartacağını ve besleyici tam kepekli kahverengi pirinci nasıl pişireceğini gösterdi.

Ve Şeytan light birayı yarattı ki Erkek vücudunu alkolle zehirlerken ve bu sefer tatsız tuzsuz içkiden aynı keyfi almak için iki misli içerek doğru bir iş yaptığını sansın. Ve Erkek 5 kilo daha aldı.

Ve Tanrı hayat veren soyayı yarattı.

Ve Kadın cheese cake ve çikolata diyarına sefere çıktı ve döndüğünde Erkeğe sordu, "Şişman görünüyor muyum?"

Ve Şeytan, "Her zaman doğruyu söyle" dedi. Ve Erkek doğruyu söyledi.

Ve Kadın erkeğin huzurundan ayrıldı ve boşanma avukatının diyarına gitti.
 
kolay gelsin canım..peki plates alatlarin varmı.şu lastikten falan.onlar olmadanda yapabilirmiyizki.ben hiç denemedim plates .izledim az bi denem istedim edemedim yaaw..
plates biraz basta zorlar ama sonra cok keyif verir rahatlatir inceltir.
aletlerle yapmasi daha keyifli bende hepsi var. ozellikle kucuk topu ve lastikleri tavsiye ederim cok is goruyorlar.

kolay gelsin..bende birazdan başladım temizlige:) plates yok bende
kizim uyudu nihayet. o uyurken ders calisiyorum bende plates yapmiyorm cok fazla. takima ilk geldigim zamanlarda haftanin 6 gunu yapardim buyuk bir keyifle simdi en fazla 2 3 defa yapiyorum.
biz bir aralar kirmizi bileklik takmistik takimca oca cok ise yariyor. kalorili birsey yemek istedigin zaman ona bakip bir gun ince narin bir hanim olarak kendini hayal ediyorsun, yeme istegi falan kalmiyor.
tecrube ile sabittir
ben simdi takmiyorum bilekligin metal kizimlari alerji yapinca cikardim.
ben o kadinin yerinde olsam kendim ayakta durur 6 yasindaki cocugumu oturturdum. yinede husnu zan etmek gerekirse belki kadinin ayakta duracak yada cocugunu kucaginda tasiyacak hali yoktur. rahatsizdir belkide bilemezsin. ben 5-6 aylik hamileydim disardan anlasilmiyordu, trende gidip gelirken oturuyordum mecbur belki disardan bakanlar yer vermedigim icin kizmislardir bana

 
Tünaydınnn
Bugün oğluşumun doğum günü. Rabbime şükürler olsun, hamdolsun.
Şimdi ev temizliğine girişmem lazım. işim çok, akşama misafirlerim olacak.

hoşgeldiniz..bende yeniyim burda:)

hımm 2005 demek..okulamı gidiyo ana sınıfınamı..maşallh .senin yaş kaç bakimm.çalışıyormusun.sizidi tanrımak isterim
rüyalara giriyo artıkın kilolar.

Canımcım ben 32 yaşındayım. bir kızım bir oğlum var. kızım ana sınıfına gidiyor. oğlum için doğum iznine ayrıldım halada çalışmıyorum ama ramazandan sonra tekrar başlayacağım kısmet olursa. birazcık yazın tadınıda evde çıkarayımda öyle başlayayım diyorum.

kolay gelsin canım..peki plates alatlarin varmı.şu lastikten falan.onlar olmadanda yapabilirmiyizki.ben hiç denemedim plates .izledim az bi denem istedim edemedim yaaw..

canım tavsiye ederim pilatesi. çok etkili bir spor türü. ben 3 hafta sonra sonuçlarını almaya başlamıştım. çok güzel sıkılaştırıyor. benim sadece büyük topum var. lastik yerine kalın mus tül çoraplardan, küçük top yerinede 2 kırlent kullanıyorumaletlerini alacağım aslında ama bir fırsat bulupta çıkıp inceleyemedim, araştıramadım. bu şekildede yapabiliyorum rahatça. birazda ondan üstüne düşemedim almak için.
başlarken zorlanırsın. ya aşlangıç cd sini kullanacaksın yada hareketleri yavaş yavaş az az yapacaksın. ben ilk 1 hafta hareketleri az az yaptım, yarıda bıraktım çoğnulukla. sonra zamanla alışıyorun zaten.
 

benim zorlanmam da normal o zaman 1. hafta sayılır.3 hafta hıım ben de yapamıyorum faydasını da göremedim diyorum beklicez bakalım..
 
akrepcim haklısın maksat bişeyleri paylaşabilmek

2 gurup olmuşsunuz sanırım kim kime karşı ve kurallar nedir bide ben hangi guruptan olucam neye göre gruba alınıcam bi bilgi verirseniz çok iyi olur bende ne yapacağımı bilirim



yarın sabah erkenden anneme gidicem kuran okutuyo annem

akşama kadar yerimde oturmam artık
bide kardeşimin kaynanasıyla görüşücem nişanda alıncakları isteklerimizi adetlerimizi konuşcam
aile sözcü olarak beni seçti iş başa düştü artık 2 ay sonra nişanımız var herşeyle ben ilgileniyorum
neyse son bekar kardeşim tabiki ilgilenicem ama baya bi yorucu işlermiş bunlar
bide uzak olunca dahada zorlaşıyo

ben kilomu bugünde yazimde nolur nolmaz cumaya belki yorgunluktan kalkamam falan ben genede tedbirimi alim
86 500 kilom

şimdi alışverişe çıkıvcam kuran için gerekli malzemeleri alıcam üff sabahın köründe bide onları o kadar yola taşımak var yamuk yatmışım sırtımda çok ağrıyo neyse yaa sızlanmaya başladım gene
 
Meden oğluşunun doğum günü kutlu olsun oğluşunu benim için öp olurmu
 
dün yediklerimi yazim bi güzel kızın bana

sabah müsli ve layt süt yedim
öğle biraz peynir ve form bisküvi yedim 1 paket

akşam 2 tabak pilav yedim biri sade bir kurufasülyeli

1 bardakta kola içtim

akşam misafirim vardı

2 dolu kaşık patates salatası 2 dilim kaşarlı börek 1 dilimde kek yedim 1 bardakta kola içtim

ve eritmeden yattım

aslında dün yediklerimi yazıp yazmamak konusunda kararsızdım fakat ben bu lafları hakettim başıma geliceklere razıyım güzelce bi utanimde bidahada yemim diye yazmaya karra verdim

eveett istediğiniz yorumu yapabilirsiniz menüme
 
teşekkürler yarın bi deneyeyim şu platesi



ogulunun doğum günü kutlu olsun.sağlıkla sıhatle büyüsün inşallah.
oglunmu şubat doğumlu.kaç yaşına girdi şimdi.


kaçmış evet ama bugün toparlarsın inşallah.
 

başarılı biokul hayatın olsun tatlım.daha genceciksin negüzel..biz epey olduk
patesi yarınr bi deneyeyim..



tamam canım yarın bi deneyeyim ben..alayım elime yastıklarımı.muz çoraplarımı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…