Cuma Zayıflama Yarışması 2. Takım


sana katılıyorum gerçi benimki bana düzensiz demez ama kesinlikle çok dağınık bir insandır kendisi çaktırmadan yardım etmeye çalışır

ama dedimya ben çakmam
 
kızlar menümü de paylaşayım


sabah kavaltıdan önce iki bardak ılık su
kahvaltı

sahanda yumurta azcık yağlı
çay
peynir
zeytin
salatalık
domates
biber
1 dilim kepek ekmeği

ara
bir avuç badem fındık elma

öğlen bir kase tavuklu çorba

ara
yoğurt

akşam
sulu patetes(etli) sadece 3 kaşık(patetes olunca ekmek yemedim)
bol salata

bir ısırık meyveli kek

kaçamak yapmamk için çok zorlandım

spor olarak avm gezisi:))))
2 litreye yakın su
 
merhaba canim gurubum paylasimda bulunamadim ama birinciligimizi ve tebrikleri hepsini takip ettim takimdaki butun arkadaslarimi tebrik ediyorum herkesi opuyorum cok sevindim cok mutlu oldum tabiiki motivasypnum daha da artti
 

ah canııımmm kıyamam ben sana, Olsun ya, herşey düzen temizlik değildir, başımızda sağ salim dursunlar da kapının önünde ayakkabılarının durması yeter vallahi eşim bir gün annesinin yanında kalmak zorunda kaldı da, ne kadar zorlandım, herşey düzelir herşey, Alllah yeter ki sağlık ve huuzur versin.
sana katılıyorum gerçi benimki bana düzensiz demez ama kesinlikle çok dağınık bir insandır kendisi çaktırmadan yardım etmeye çalışır

ama dedimya ben çakmam

sabah sabah çok güldüm yaaahuuu, benim eşimin de dağınıklığı oluyor kızlar olmuyor değil, özellikle mutfağa girmediği girdiğinden daha iyi diyorum bazen, arkasını toplamak daha zor oluyor ama dağınıklık yaptığının farkına varır ve hemen yardımcı olmaya çalışır, üstüme atmaz yani sağolsun
 

Günaydın canım. Kıyamam kuzucuğa. İşallah fazla canı yanmaz.

bu aradaaaaa günaydınnnnnnn

Günaydın

günaydın kızlarrrrrrrrrrrrrrrrrr

herkese çok güzel bir hafta diliyorummmmmmmmmmmmmmm



Günaydın canım





Akrep ablam olsun Rabbim dağına göre kar verirmiş. Seninde ne kadar güçlü ve dirayetli olduğunu bildiği için tüm bunlar sınavındır.

Bende öyle pek temizlik hastası sayılmam. Haftasonu bigün yaparız eşimle. O süpürür ben silerim ben mutfağı hallederim eşim banyoyu hoppp bitti gitti temizlik.
Ama düzen hep olacak evimde. Dolaplarım hep düzenlidir mesela. Renkler kıyafetler hepsi olması gereken yerdedir.
Sanırım birazcık takıntılıyım düzen konusunda.
 
müsait olduğum için hemen menülerimi paylaşmaya başlayayım

c.tesi

sabah: 2 su bardağı ılık süt bir dilim tam tahıllı ekmek, 2 tane ceviz, yeşillik

ara: bir tane elma

öole:2 su bardağı su,6 yemek kaşığı ıspanak ve yoğurt

ara: 3-4 tane kuru kayısı

akşam: 2 su bardağı su, fırında hamsi ve yanında salata

ara: canım çok tatlı birşeyler çekti küçük bir parça çikolata


2,5 lt su 1 fincan yeşilçay ve 40 dk. oğlumla beraber sahilde yürüyüş yaptık hava çok soğuktu ama biz kat kat giyinip yürüdük kuzucuğumla hem o da emiz hava alsın biraz dedim ama hiç iyi gelmedi ona öğlen uıykusuna olmadı yatmadı cumartesi günü tabii bende gerildim biraz daha fazlada zorlamadımki üstüne gitmiş olmiyim dedim nasıl olsa akşam erken yatar diye düşündüm ve dediğim gibi de oldu ama benim işler kaldı onunla oyalanmaktan olsun varsın sağlıkları sıhhatleri yerinde olsun da napalim. :))))))))
 
Son düzenleme:
pazar menüm

sabah:2 su bardağı ılık su, yağsız bol yeşillikli omlet, şekersiz çay

ara: 2 tane ceviz

ögle: 2 su bardağı su, yarım kase aşure

ara: 4 tane kuru erik

akşam: 2 su bardağı su, ton balıklı yeşillikli salata

ara: 2 tane mandalina

3 lt su, 1 fincan yeşilçay, spor olarak avm gezisi.

geçen hafta kitap okuyamamıştım bu hafta ayşe kulin umuta başladım.
 
günaydın takımcım bizim ufaklığında 1. ay aşısı vardı yaptırdık geldik ben muayene olamadım aile hekimimiz yoktuu

kızlar ben dkz yani diyetsiz kalıcı zayıflama ile zayıflayacağım bence süper bişey ayıntılar sonra
 
Dr. Ozan Tunçer diyetlerin insanlara kilo aldırdığını ve oluşan sektörde büyük bir aldatmaca yaşandığını iddia ediyor. Sağlıklı kilo vermenin tek yolunun vücuda kulak vermek olduğunu söyleyen Tunçer; `diyetler obeziteye davetiye çıkarıyor` diyor

Yılın bu zamanları büyüklü küçüklü herkesin diyet yapma günlerine rastgeliyor. Kimimiz üç günlük şok diyetlerle işi bitirmek isterken, sağlıklı davranmak isteyen bazılarımız diyetisyenlerin kapısını aşındırmaya başladı bile. Amaç yaz mevsimine formda girmek, plajlarda gözlerden uzak köşeler aramak durumunda kalmamak. Yine, daha önce diyet yapan herkesin malumu, bin bir emek, açlıktan gözlerimiz kararak verdiğimiz kilolar ne yapar ne eder tekrar yerlerine fazlasıyla döner. Tam da bu noktada Dr. Ozan Tunçer`in söyledikleri belki çoğunuzun içine su serpecek belki de dudak büküp geçeceksiniz. Ben Ozan Tunçer`e inanmak istiyorum. Lütfen söyledikleri doğru olsun. Tunçer ne mi diyor? Kısaca anlatalım: Yapılan tüm diyetlerin faydasız hatta insan sağlığına zararlı olduğunu söylüyor. Her diyetin obeziteye davetiye çıkardığını iddia ediyor. Dahası basit bir yöntemle vücudumuza kulak vererek fazla kilolardan kurtulabileceğimizi söylüyor. Yapmamız gereken acıkınca yemek doyduğumuzda ise yemek yemeyi bırakmak. Ve yediğimiz baklava, börek bile olsa kilo almaktan korkmamak. Dr. Ozan Tunçer ve Natalie Tunçer önce doktorlara dağıtılmak üzere diyetlerle ilgili gerçekleri anlattıkları üç kitap yazdılar. Sonra bu kitapları halk da okusun diye yayınlama karar verdiler. Zayıflama Diyetlerinin Kara Kitabı, Zayıflamak ve Şişmanlamıyorum adlı üç kitap neden kilo aldığımızı ve nasıl zayıflayacağımızı anlatıyor. Ozan Tunçer dünyada diyetlerin ne kadar zararlı olduğu konusunda bir kamuoyu oluştuğunu ve yakın bir zamanda diyet çağının kapanacağını söylüyor... Diyetisyenlere karşısınız...


Ya ben ve benim gibiler doğru ya da onlar. Avrupa`da birçok insan benim gibi düşünüyor. Artık iş öyle bir aşamaya geldi ki ya onlar ya da biz sahtekarız! İnsanlar bunu nasıl test edecek?


Zaten insanlara bu fırsatı verebilmek için bu kitapları çok sade bir dille yazdım. Söylediklerimi mümkün olduğunca başka insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Diyetlerin ne sonuç verdiğini gösteren istatistikler var. İnsanlar kendi deneyimlerinden yola çıkarak da bizim söylediklerimizin doğru olup olmadığını test edebilirler. Hiç etrafında diyet yapmış, kilo verip sonrasında fazlasıyla almamış insan olmayan var mı? İnsanların diyet yapmaları, yedikleri üzerinde bilinçli bir kontrol kurmaya çalışmaları felaket olur. Diyetlerin insan sağlığına kötü etkileri artık gizlenemez bir hale geldi. Buna rağmen bir takım insanlar hala birilerini diyet yapmaya teşvik etmeye devam ediyor. Dünyadaki gelişmelere baktığımızda ise diyet çağı sona eriyor! İnsanlara diyorum ki; diyet çağının son kurbanları olmayın! ÇOCUKLAR TEHLİKEDE


Gerçekten bitecek mi bu ıstırap?


Birkaç sene içinde mutlaka bitecek. Olay iyice ortaya çıkıyor, gizlenemez hale geliyor. Çoğunlukla Amerika ve Avrupa`da yapılan araştırmalar diyetlerin insan sağlığına verdiği zararları ortaya koyuyor. Yapılan propagandalar sayesinde önce Amerika sonra Avrupa şişmanlamaya başladı ve devam ediyor. İnsanlara beslenmenizi, kilonuzu kontrol edin, spor yapın denmeseydi obezite bu boyutta olmazdı. Gerçekten böyle mi oldu?


Yapılanlar insanları giderek şişmanlattı. Hangi ülkede daha çok sağlıkla, yemekle, incelikle ilgili propaganda yapıldıysa o ülkede obezite arttı. Ne kadar baskı yapılırsa obezite o kadar çok patlıyor. Çocuklar da obez oluyor. Çocuğa yemek kültürünü, keyif almayı, çeşitli yemeyi öğretmezseniz sekiz, dokuz yaşında o da diyet yapmaya başlıyor. Eskiden bu konuda Avrupa`dan örnek verirdim. Şimdi bizim çocuklar da aynı durumda. Çocuklar ciddi tehlike altında. Diyet yapmadan obez olmak mümkün değil! Obezite bir hastalık değil mi?


Yoğun obeziteye yol açan bir gen bozukluğu vardır. Bu tür insanlar doğuştan itibaren yer ama hiçbir zaman tokluk duymaz. Ama bu milyonda bir görülecek kadar nadir bir durumdur. Bunun dışında obez dediğimiz kiloya ulaşmak için mutlaka diyet yapmak gerekir. Mutlaka kısıtlı beslenme krizinin yaşanmış olması gerekir. İnsanlar 3-5 kilo alabilirler, bazen böyle iniş çıkışlar olur. Vücut insanı durduruyor, bunun için gerekli mekanizmalar var vücutta. Ama birkaç kilo alan kişi `Birinin bana doğru beslenmeyi öğretmesi gerek` diye hemen doktora, diyetisyene koşuyor. Sonuçta bedenine uyguladığı kısıtlamanın meyvesini kısa zamanda daha çok kilo alarak ödüyor. Fazla kilo sağlığı tehdit etmez mi?


Sağlıkla kilo arasında son derece afaki bir bağlantı kurulmuş durumda. Adam üç-beş kilo alıyor, `Bu kilo senin sağlığını bozar` diyorlar. Böyle bir şey yok! Mümkün değil! Hayatı kısaltacak kadar risk, çok yüksek kilolarda ortaya çıkıyor. Örneğin 1.70 m. boyundaki bir kadın ancak 100-120 kilolara ulaştığında kalp-damar, hiper tansiyon, kanser gibi hastalık riskleri ortaya çıkıyor. İnsanlar estetik ve sağlık açısından diyet tuzağına düşüyorlar. Biz hekimler her hastaya, `Üç, beş kilo versen iyi olur` diyerek söze başlıyoruz. Neden insanlara devamlı kilo ver diye eziyet ediyoruz? Doktorlar da herkesin maruz kaldığı propagandaya maruz kaldı. O yüzden böyle düşünüyorlar. KEYİFLE YİYİN


Yani biri şişmansa, tombulsa hep öyle mi kalacak?


Kesinlikle değil. Şişmanlar üzerindeki olumsuz görüşlerimizi gözden geçirmek zorundayız. Bir insanın kilolu olması, iradesi zayıf, tembel, açgözlü biri olduğu anlamına gelmez. Bir insan kiloluysa büyük ihtimalle diyet kurbanıdır. Bizim tedavimizin bir parçası bu. Karşımıza gelen hastaya, o kiloda en güzel şekilde giyinmesini, dışarıya en güzel mesajı vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Bir hasta `kiloluyum, kilo vermeden insan içine çıkamam` derse işiniz zor olur. Bu yöntemle nasıl kilo veriliyor?


Kişinin üzerindeki baskı azalırsa bedeninizin size basit şekilde ulaştırdığı acıkma, doyma sinyallerini daha kolay alırsınız, bu mesajlara daha çabuk uyarsınız. Yani açken yiyecek, doyunca bırakacaksınız. Bunu yapabildiğiniz zaman vücut kendini olduğu kilolarda dengeleyecek. Daha sonra kendinize güven geldikçe, bedeninize hakikaten bir daha kıtlık yaratmayacağınız mesajını verebilirseniz, o zaman bütün fazlalıklarınızdan kurtulacaksınız. Aç kalmadan doymaya devam edeceksiniz ve vücut size fark ettirmeden miktarı azaltacak ve harcamalarını artıracak. Bazı hastalarıma ilk başladığımızda `Korkmayın, yiyin` diyorum, `üç hamburger yiyin, benim kontrolüm altındasınız.` Ve yemek miktarı artınca vücut gevşiyor, insanlar kilo veriyor. Nasıl oluyor bu?


Siz besinleri artırdığınız zaman vücut da harcamayı artıyor. Ya vücut harcamayı artırmazsa?


Vücudun işleme mekanizmalarını biraz anlayıp üzerinde biraz kafa yormaya kalkışmazsanız, o zaman ömür boyu korkuyla `ya yersem, ya kilo alırsam` korkusuyla yaşamanız gerekir. Bazı insanlara bakıyorum, kısıtlamalar o kadar artmış ki neredeyse buzdolabının kapısına kilit vuracak hale gelmişler. Yemek yemekten korkmayın. Oturup bir paket çikolotayı yedim, doymadım ne olacak?


Şunu söylemek lazım; herhangi bir besinin sizi şişmanlattığını düşünmeye başlarsanız açgözlülüğe giden yola girmiş olursunuz. Yani bir diyetisyen veya diyet doktoru size kalkıp baklava, hamburger, şu bu kilo aldırıyor derse bilin ki sizi açgözlülük yoluna itmeye çalışıyor. Vücudun bu koruma mekanizmalarını baskıyla ortadan kaldırıyoruz. İstediğimizi yiyebilecek miyiz yani?


Şu saatten sonra yemek yok, şu kadar öğünden fazla yok, iki litreden az su içmek yok, sabah kahvaltısını atlamak yok, hepsi palavra. Hiçbirinin arkasında bilimsel gerçek zaten yok! Bu fikirlerle mücadele ediyoruz. İhtiyacı kadar yiyebilen insanlar keyifle yiyorlar, korkuyla değil. İnsanları açlık ve tokluk hissiyle yeniden tanıştırmak istiyoruz. SIFIR BEDENLERİN ÇOĞU HASTA OLACAK


Sıfır bedeni nasıl değerlendiriyorsunuz?


34 bedenin altında bir sıfır beden durumu var. Sıfır beden nedir? Ben iddia ederim, sıfır beden giymeye çalışan insanların, genç kızların yüzde 98-99`u doğal kilolarının altında bir kiloya ulaşmak için mücadele veriyorlar. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler yaşamlarında.


yazi alintidir
 
Fiziksel açlık ve duygusal açlık olmak üzere iki tür açlık vardır. Fiziksel açlık mide açlığıdır. Bazı durumlarda ise, örneğin yemek yedikten 10 dakika sonra, aç olmadığımız halde kendimizi bir şeyler yer durumda buluruz. Bunun nedeni duygusal yemedir. Fiziksel olarak aç olmadığımız halde üzüntü, öfke, stres, yalnızlık, can sıkıntısı gibi duygusal durumların tetiklemesiyle atıştırırız. Duygusal ve fiziksel açlık benzer hislermiş gibi algılanabilir ancak ayırıcı noktalarını bilmek açlığınızın nereden kaynaklandığını öğrenmenizi sağlar. Böylece birçok durumda aşırı yeme isteğinizin de önüne geçebilirsiniz.

ANİDEN GELİR
Duygusal açlık ani gelir. Birinci dakikada besinle ilgili hiçbir düşünce yokken, bir sonraki dakikada ciddi bir açlık hissedilir. Fiziksel açlık ise aşamalıdır. Mide guruldar, yavaş yavaş artan işaretlerle yemek yeme zamanının geldiği sinyalini verir. Duygusal yemede açlık hissi çikolata, pasta, hamburger gibi tek bir yiyeceğe karşı gelişir. Böyle bir şeye ihtiyaç olmadığı halde, bu ve benzer besinleri yeme gereksinimi hissedilir. Fiziksel açlıkta ise yiyecek seçimleri esnektir, kişi alternatiflere açıktır.
Duygusal yeme boynun yukarı kısmıyla alakalıdır. Krizler ağız ve beyinde başlar. Ağız pizzayı, çikolatayı tatmak ister, beyin arzu edilen yiyecekle ilgili düşüncelerle doludur. Fiziksel yeme mide ile ilgilidir. Mide guruldar, boştur, ağrılı tepki verir.
Duygusal yemede ısrar ve aciliyet, fiziksel yemede ise sabır vardır, besin daha sonra da tüketilebilir.
Duygusal yeme ruh hali değişikliğiyle beraber gelir. Patrondan azar işitmek, çocukların okuldaki başarısızlığı, eşlerin tartışması gibi ruh hali dalgalanmasıyla başlar.

SINIR YOKTUR
Fiziksel açlıkta ise son yemek saatinin üzerinden dört-beş saat geçmiştir, baş ağrısı veya enerji düşüklüğü hissediliyordur ve bu fiziksel yemeyi başlatır.
Duygusal yiyiciler ne ölçüde yediklerine dikkat etmezler. Otomatik olarak besini tüketirler, yediklerinin büyük veya küçük olması, az veya çok olması fark etmez.
Fiziksel yemede ölçülü seçimler ve yemede farkındalık vardır. Örneğin tostun yarısını veya tamamını yemenin seçimi yapılabilir.
Duygusal yemede sınır yoktur. Ağrı hissedilse bile yemeye edilir. Fiziksel yemede ise sınır vardır. Midenin dolduğu hissedildiğinde durulur.
Duygusal yiyiciler yemek yemekten dolayı suçluluk duyarlar. Kendilerini daha iyi hissetmek için yerler ama sonrasında kendilerine kızarlar, kendilerine egzersiz yaparak ve yemek yemeyerek yediklerini telafi edeceklerine dair sözler verirler. Fiziksel yiyiciler ise yediklerinin gerekli olduğunun farkındadırlar. Yemek yemenin ardından suçluluk ve pişman olmak yoktur. Yemek yemenin nefes almak gibi gerekli bir davranış olduğunu bilirler.
 
canım benim neden zorlandın ki yapıverseydin kaçamaklarını bi ısırıklık kekmi olurmuş hiç bir kalıp ye ki için şööle oohh desin sonra da ben tabikii
tatlışım ben evi yatmadan yatmaya kullanıyorum gibi bişey..gün boyu kalanlar kendileri..vardiyalı olunca..çocuk da var..sağolsun dedemiz ilgileniyor okula götürüyor..yani gayet doğal dağılabilir kirlenebilir önemli olan benim için bi güler yüz güzel söz bu bile bana kocaman bir yardım olur..ben hiç şikayet etmeden eve gider gitmez temizlik düzen ve yemekle uğraştığım halde üstüne bir de laf yemek şaşırtıyor beni..
kendi düzensizliğini düzene çeviren birine nasıl böylesi ithamlarda bulunur..
çok şaşırıyorum çook..Rabbime sığınınca hiç sıkıntım kalmıyor hamdolsun

inş. canım benimRabbim derecemizi yükseltir inş.başka ne isterizki!...
eşinle bir ömür mutlulukla yaşayın..ne güzel inan gözlerim doldu..harikasınız şekercik


tatlım ne gerek var bu kadar koşturmalara otur yerinde tabii otururken de ağzın boş durmasın ye çukulatalarıı ohhh gel keyfim(yağlar..bunu okuma)gel
 

çok güzel çok faydalı bir bilgi paylaşımı..
paylaşım için teşekkürler canım..
 
Ya bu dukana başladım başlayalı ne yesem sanki çok yedim gibi hissediyorum.
Psikolojik sanırım.
9 günde 3200 verdim sanki az gibime geliyor. Offf bilemedim.
Taktım ben kafayı bu elbiseye giricem biran önce.

 
Çocuklu evde bu şekilde çamaşır kurutmak fazla nem ortaya çıkmasına sebebp olduğundan sağlıklı değildir canım.
Allah korusun çocuğu hasta edersin.

Kızımın alerjileri var o yüzden Hygrometre var evde sürekli nemi ölçüyoruz. Ama sadece nemli çamaşırlar bile gerekli nem oranını yakalamamıza yetmeyebiliyor. hygrometrenin 50-60 aralığına gelebilmesi için de buhar makinesini açıyoruz. . Ama duvarlar terliyor, nasıl iş anlayamadım.
 
Anladım cnm sizin özel bir durum söz konusuymuş. normalde bu kadar nem zararlı oluyor.
Geçmiş olsun. Duvarlar satense hava almıyordur ondan terliyor olabilir.
 

biz de burda aynı şekilde sağlıklı zayıflıyoruz şekercik..gereksiz fazla yemeler yerine, gerektiği kadar yeme ve spor ve kitap..
size bir sır vermek istiyorum: ben ne zaman namaza başladım kilo vermem düzene girdi..ne zaman namazı zamansızlık bahanesi ile kılamadım kilo tekrar hoop yukarı..
yani sadece midemizi doğru besinlerle doyurmakla olmuyor ruhumuzu da doğru bir şekilde doyurmak aç bırakmamak gerekiyormuş..
namazla alakalı öğrendiğim bir gerçek de çok şaşırtmıştı beni..namaz;vücudumuza enerji dağılımını sağlayan 7 enerji çakralarımızın kapanmadan düzenli çalışmasını sağlıyor. bu da, bol enerjili ve ağrılarda uzak bir ömür demek oluyor..ne harika dimi şekerler
 
zor tutuyoruz güzelim ya.artık 1. sınıfa kadar aşı yok,rahatız..
ben senin eşine buradan selam yolluyorum,kıymet bilmeyen insan eşi de olsa sopayı hakediyor..bulmuş becerikli hatun, daha ne istersin bre gafil insanoğlu...

sağol canımcım.hallettik geldik işte.hemşiresi aşıdan sonra seveyim dedi pişman oldu.benim cadı çaat diye bir çaktı kadıncağızın yüzüne,sen misin iğne yapan..nasıl özür dileyeceğimi bilemedim..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…