Çokça duyduğumuz bir iyi dilek temennisi vardır: “Hayırlı Cumalar” dilemek..
Böylesine masum, böylesine iyi niyetli bir cümleden birilerinin rahatsız olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi ta ki;
Radikal Gazetesi'nde çalışan “Ayfer Selamoğlu” isimli bir hanımefendinin yazdıklarını görene kadar..
Hanımefendi buyurmuşlar ki:
"Bu ülkenin bayramı- tatilleri yetmezmiş gibi, şimdi de "Hayırlı- Mübarek" gibi sıfatlarla Cuma günlerini kutlama modası çıktı.. Bu da zıvanadan çıkmanın başka bir yüzü.. Kusura bakmayın ama, neye dayanarak Cuma'yı mübarek, diğer günleri lanet ilan ediyorsunuz.. Erkeklerin Cuma günleri toplu halde günah çıkarma ayinlerinde iptal olmaları gibi bu tür haftalık kutlamaları da tuhaf ve çıkarcı buluyorum.Yani bu bireysel bir iletişimse.. Bunu herhangi bir yerde, tek başınıza ya da herhangi bir günde yapmanıza engel nedir? Sonuç; Yine çıkarcılık..."
Bazı insanları debelendikleri pisliğin içinde bırakmak çoğu zaman iyi bir yöntem olsa da, o pisliği yanından yöresinden geçen insanların üzerine sıçratma riskini de göze alarak birinin dur demesi gerek!..
Evet bir müslümanın asla göz yumamayacağı kadar hakaret ve küçük görme var. İnsan okuyunca tepkisiz kalamıyor.
Merak ettim araştırdım çevresinde Müslüman olarak bilinen bir kadın gazeteci. Kimdir, necidir, neler yazmıştır diye biraz daha bakınca bir “yılbaşı yazısına” denk geldim..
Cumaya laf atan bir Müslümandan yılbaşına kutlamasına övgüler!
"Modern din" diye diye işte bu hale geldik maalesef..
Namazın bırakın kendisine, adına bile tahammül gösteremeyen, zora düşünce "Elhamdülillah" demeyi dahi bilemeyip "Erhamdurillah ben de Müslaman'ım" diyen acizlerden sadece biriymiş meğer..
Dinine en ufak bir hassasiyet göstermediklerine karşılık iş eğlenceye gelince öyle büyük ve kusursuz bir hassasiyet gösteriyorlar ki şaşar kalırsınız.
Maalesef ki böylelerinin çocukları, çift babalı olduklarına inanır.
Bir organik babası, bir de Noel Babası vardır..
Böyleleri çocuklarına Noel babalarının yılbaşı gecesi bacadan girip kendisine hediye getireceğini anlatır da, Hızır Aleyhisselam'ın adı geçince, "Yapma yavrum bunlar gerici dincilerin söylediği sözler.. Hurafe bunlar inanma" diye öfke nöbetleri geçirir..
Bir de, Kurban Bayramı'nda kurbanlık kesenlere: “Siz ne biçim insansınız hayvan keserek bayram mı yapılır” derler..
Sanırsın ki yılbaşında yedikleri o hindi etleri tarlada yetişiyor!
Bir sonraki seneye girmeye 10 saniye kalınca "Dokuuuuzz, sekiiiz, yediiii.... ... biiiir ve sıfııııır.. Huuuuuuu, heyooooo.. Oleyyyyy yuppiiiii" diye hezeyanlar içinde çığlık atmak bir inançtır. Hatta inançtan öte bir dindir ama Cuma'da saf tutmak bir ayindir, çıkarcılığın daniskasıdır böylelerine göre!..
Bir yakınları vefat ettiğinde, "Allah rahmet etsin... Nurlar içinde yatsın" demezler.. Allah ve Nur gibi dincilerin (!) ağzından dökülen cümleler onların ağzına yakışmaz.. Onlar, "Tanrı O'nu bizden çok sevdi ki yanına aldı.. Zaten hiç bir yere uğramadan direk cennete gitti.. Işıklar içinde uyusun.. Yüzüne projektörler vursun" derler.. Dikkat ediniz, toplum içinde konuştuklarında “Rabbimiz” yada "Cenab-ı Hak" da diyemezler.. İslami yaşantıdan ve ibadetlerden uzak olmaları onları bu tür samimi ifadelerden mahrum eder. Varsa yoksa Tanrı!
Yunan mitolojisindeki tanrılardır onların tanrısı.. Onların tanrıları, Kureyş kabilesinin helvayla yapıp, acıktığında yemek zorunda kaldığı puttan tanrılarla aynıdır… İşine geldikleri zaman inanıyo gözükür, işine geldiklerindeyse kulaklarını tıkar helvasını yerler.
Gittikleri eğlence kulüplerinde çalan, "Gel gel acimicaaak", "Sevişmeden uyumayalım" "hüp diye içine çek beni" müzikleriyle tepinmek ibadetin en mukaddesidir onlar için.. Bir Peygamberin doğum gecesinde içki, kumar ve envai çeşit büyük günahlara girerek bozulmuş bir dinin sempatizanlığını yapıp, kendi Hak dinin imajını ayaklar altına aldıklarında hiçbir sorun yok! Ama, tam da uykuya dalacakları saatte okunan Sabah Ezanı gürültü kirliliğinden öteye geçmez.. Erkekler cuma namazı kılmak için toplandıklarında çıkarcı bir ayin olur!
Cuma'ya neden "mübarek gün" denir, "Cuma üzerine kaç ayet indirilmiştir?” “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu ibadet hakkında neler demiştir? Nasıl tatbik etmiştir?” diye öğrenme zahmetine girmemiş bir gazeteci!
Allah’u Teâla buyuruyor ki;
"İndirilen kitaplarla amel etmeyenlerin hali, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer. Allah'ın ayetlerini inkar eden kavmin hali ne çirkin.. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Cuma Suresi)
Okumayı romandan, veya tırışka hikayelerden ibaret sanan, varoluşun nedeni, hayatın gayesini okumamış, araştırmamış veya araştırmaya tenezzül etmiyor..
Kısacası o bir modern Müslüman!
Baktı ki insanlar yazdıklarını görüp tepki gösteriyorlar. Yazdığı zırvaya destek bulamayıp da sert eleştirilerle karşılaşınca "Benim annem, ibadet gizli olmalı derdi..." tarzında tuhaf savunmaya girişti.
Neymiş: Annesi, "İbadet gizli olmalı" demişmiş!
Annesinin sözü âyet, Allah'ın emri âyin!
“Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Kim bir millete benzemeye çalışırsa oda onlardan olur.” Hadis-i Şerifi geyet açıkken Hıristiyanların bozulmuş dininin mutasyona uğramış bayramını hayvan gibi kutlayalım..
Ama, Ayfer ablanın büyük din âlimi muhterem annesinin dediği gibi ibadetimizi olabildiğince gizli yapalım.. İyice saklayalım ki insanlar aman görmesinler.. Hatta mümkünse kimseye çaktırmadan abdesti geceden alıp, cumaları rüyamızda kılalım..
Herkese Mübarek Noeller
Ahmet Zübeyr Yüce