Cuma Zayıflama Yarışması 2. Takım


evet canımm hatta 59 kiloyla mzeun oldumm
yazılarımıı bulursam eskiye ait paylaşırımm canımmm
eda01 idim ozamanlarr
 
çok geçmiş olsun canım
eee ikinciyi neden bekledinki hemen götürseydin doktora

evet canım bayram sonrası tam gaz spor yapıcaz tüm takım inş.
şimdiden hayırlı olsun
 

içli köftemi ıspanaklı olucak ayy yok canım yaa onun yerine hani yuvarlayıp parmakla bastırıyosun kuş yuvası görüntüsünde oluyor ya kürt köftesi ya da salçalı köfte deniyor adına.. öyle yap sosunu da ıspanaklı yap harika oluyor öyle..
 
CUMA zayiflama YARIŞMASI 270. ETAP SONUÇ LİSTESİ
11 TEMMUZ-17 AGUSTOS


Takım Dereceleri
1) 2. Takım
2) 13. Takım
3) 5. takım

Bireysel Dereceler
1) 13. Takımdan goncagulll %2.34
2) 3. Takımdan Gırgırına %1.89
3) 1. Takımdan sebnemguducu %1.88
 
Son düzenleme:
kızlar ben bugün anneciğme gidiyorumm

bayramda ordayız bayram sonrası doktor kontrolüm var

cumaya yazamazsam aynı yazarsınız kilomu olurmu :44:


hepinizin güzel , mutlu en önemlisi sağlıklı bir bayram geçirmenizi diliyorum

Allaha emanet olunnn
 
sağol canım burun kanaması için önemsiz diyorlar genelde ,burnu çok kuruydu kuruluktandır diye düşündüm ama aklımda soru işaretleri var tabi
öyle olsun canm
yenilemez inş. bununla geçmiş olsun

çok teşekkürler şekercik..
güle güle git güle güle gel
 
merhaba kzlar
güzel bir bayram günüydü bugün..ramazan ayının bittiğine hala inanamadığım bir gündü..lokmaları tedirgin alıyordum ağzıma orucum bozulurmu diye

gelecek ramazan ayına kavuşmak dileği ile inş.
bayramımız tekrar mübarek olsun
evlerimiz mutlulukla huzurla bereketle dolsun:103::103:
 
herkese merhaba arkadaşlar, herkesin geçmiş bayramını kutlarım, Allah yenilerine kavuşturmayı nasip etsin diyelim, benim bayram maceram şimdilik bitti, okuların açılmasına da az kaldı, ne tarihe bakasım var ne de takvime bugün kızım anne bana sen bak, gitme okula diye sicim sicim ağladı, o ağladı ben ağladım birbirimizle vakit geçirmeye yani tüm günü birlikte geçirmeye çok alıştık, bu anlamda çalışmaktan nefret ediyorum okulun ilk haftasından nefret ediyorum kızımdan ayrılmaktan nefret ediyoum
 

sakin ve pozitif ol canım..ne bu hiddet böyle..
yapılıcak bişii yok..
hepimiz hayat pastasının bize sunulan dilimini paylaşmak zorundayız..önemli olan sağlıkla huzurla tüketebilmek..
miniğinin gözyaşlarına üzüldüm tabi ama eğer çalışan anne olmasan mesela azıcık büyüdüğünde ihtiyaçları söz konusu olduğunda da isyan içeren cümleler kuracaktı canım.kaldı ki çalışan anneler bile bu durumdan şikayetçi..
o yüzden sen sen ol eş ve evladın geçici ruh durumları için kendi ruh halini bozma..çizdiğin yolda yürü gitsin..
 
Avrupa'da bir Müslüman abdest alırken, yanına bir Yahudi yaklaşır ve ona şöyle der :
" Siz pis Müslümanlar kirli ayaklarınızı; ellerimizi yüzümüzü yıkadığımız temiz yerlere koyuyorsunuz ."

Müslüman : " Peki söyle bakalım sen günde kaç defa yüzünü yıkıyorsun."


Yahudi şaşırır ama cevap verir:" Sabahları bir kez bazen ıhtıyaç olursa iki defa."

Müslüman Avrupalı : Biz Müslümanlar günde ayağımızı 5 defa yıkıyoruz, şimdi söyle bakalım hangisi daha temiz, senin yüzünmü yoksa benim ayaklarım mı ?
 
Yağmurlu ve soğuk bir kış günü, yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.

“Eski gazeteniz var mı, bayan?”

Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi.

“İçeri girin de size kakao yapayım.” dedim.


Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum. Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti. Bir an kafamı uzattım içeriye küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve “Bayan, siz zengin misiniz?” diye sordu.

“Zengin mi? Yo hayır!” diye cevaplarken çocuğu, gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve

“Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım.” dedi.

Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.

Sıcacıktı patatesler. Başımızı sokacak evimiz vardı. Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi, bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.

Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu. Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu. Ben unutmayacağım.

Bu nefis öyküye yakışan nefis bir Arap Özdeyişi:

“Ayakkabım yok diye üzülüyordum;
ta ki ayaksız bir insan görene kadar…”​
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…