Cuma Zayıflama Yarışması 2. Takım






Bugün çaylar benden

 
Son düzenleme:


günaydınnnnnn

sana iki kere geçmiş olsun canım




Bugün çaylar benden

günaydıııınnnn günaydııınnn

günaydıııınnnn günaydııınnn

günaydıııınnnn günaydııınnn

teşekkürler çayyy için ..............
 
Son düzenleme:

Bismillahirrahmanirrahimm

Canım tabiki sadece ama sadece Allaha güvenicez yok çünkü O ndan başka yakınımız
 
Soru: Safer ayına girmiş bulunuyoruz. Safer ayı, bazı felâketlerin sıklaştığı bir zaman dilimi, binaenaleyh uğursuz bir ay olduğu söyleniyor. Bu hususta bir açıklama yapar mısınız?

Cevab: Bismillâhirrahmânirrahîm.

Safer, kameri ayların ikincisinin adıdır. Resmi vesikalarla hususî mektuplarda ve takvimlerde “Saferu’l-hayr” şeklinde yazılır ve (s) rumuzuyla gösterilirdi. Bilindiği gibi kamer (ay)ın doğuş ve batışına tabi olan ay hesabına “kamerî aylar” denilmektedir ki şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîu’l-evvel, Rebîu’l-ahir, Cemaziye’l-evvel, Cemaziye’l-ahir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce. Bu hususta Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Hakikatte ayların sayısı ALLAH katında, ALLAH’ın kitabında -ta gökler ve yeri yarattığı günden beri- on iki aydır. Onlardan dördü haram olanlardır. İşte bu, en doğru hesaptır. O halde bilhassa bunlarda, o haram aylarda nefislerinize zulmetmeyin. Bununla beraber müşrikler sizinle nasıl topyekûn harb ederlerse, siz de onlarla topyekûn harb ediniz. Bilin ki ALLAH, haramlardan, fenalıklardan sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe Sûresi: 36)

Ebû Bekre (R.A.)den rivayete göre, Veda haccında okuduğu hutbesinde:

Takvim düzeni açısından zaman, ALLAH’ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki ilk durumuna dönmüştür. Artık sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü peşi peşinedir ki, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir. Bir de Cemaziye’l-âhir ile Şaban arasında yer alan Müdar’in Receb’idir.” (Buhari, Tefsir (9) 8, Bed’ül’l-Halk: 2, Megazi: 77, Edahi: 5, Tevhid: 24, Müslim, Kasame: 29, Ebu Davud, Menasik: 67, Ahmet b. Hanbel, 4/37,73) buyuran Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz haram ayların: “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb” ayları olduğunu belirtmiştir. Araplar daha İslâmiyet gelmeden önce Haram ay denilen bu ayları kutsal tanır ve bu aylarda savaştan, yağmacılıktan kaçınırlardı.

Çünkü müşrik de olsalar, inanç ve yaşantılarında “Hak Din”den kalıntılar vardı. Haram aylara hürmet, Kâbe’yi tavaf etmek ve hac yapmak gibi. Tabii bütün bunlar da tahrif edilerek, aslından uzaklaştırarak yapıyorlardı. Aslında bütün batıl dinler, hep “Hak Din”den uzaklaşma neticesinde oluşmuşlardır. Hiçbir batıl din, birileri tarafından kurulmamıştır. Bu bakımdan dinimizi, olduğu gibi dosdoğru öğrenmek ve yaşamak mecburiyetindeyiz.

Araplar her yıl kendi adetlerine göre gelip hacceder, ALLAH’a iman ile putlara tapmayı birbirine karıştırıp içinden çıkılmaz garip bir inanç sistemi meydana getirirlerdi. Ama her şeye rağmen mal ve can güvenliği yoktu. Mekke’ye hac mevsiminde gelebilmek bile başlı başına bir problem idi. O yüzden kabile reisleri hac aylarından olan Zilkade ile Zilhicce’de bir de onu izleyen Muharrem’de savaşmayı kaldırırlar ve bu ayları hürmetli sayıp kesinlikle uyulmasında ısrarla dururlardı. Böylece uzak yerlerden hac için gelenler bu üç ayda hem ibadetlerini yerine getirirler, hem de güven içinde evlerine dönme imkanı bulurlardı.


--------------------------------------------------------------------------------

Cahiliyye devrinde, birbiri ile çarpışmaya ve talana alışmış olan Araplara fasılasız üç ay güvenlik ve sulh içinde yaşamak çok ağır geliyordu. Onun için Hz. İbrahim (A.S.) ve Hz. İsmail (A.S.)dan beri devam ede gelen bu tertibi canlarının istediği gibi bozmaya, mesela Muharrem ayındaki haramlığı Safer ayına çevirmeye, diğer haram ayları da ileri geri götürmeye başladılar ve hadis-i şeriflerde de belirtildiği üzere:

“Muharrem ayını Safer diye isimlendirerek”, (Bak. Buhari, Hacc: 34, Menakıbu’l-ensar: 26, Müslim, Hacc: 198, Ebu Davud, hacc: 80) Muharrem’i haram ayı olmaktan çıkarıyorlar, haram ayındaki yasakları işliyorlardı. Böylece, Muharrem’in haramlığını Safer ayına tehir ediyorlardı. Maksatları ardarda gelen üç haram ayı ikiye indirmek, üçüncüyü bir ay geriye bırakmaktı. Çünkü üç ay üst üste, savaşmak, yağmalamak ve öldürmek gibi alışkanlıklardan uzak kalmak onlara zor geliyordu. Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de:

“Haram ayları ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. ALLAH’ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O’nun haram kıldığını helal kılmak için haram ayını bir yıl helal sayarlar, bir yıl da haram sayarlar. Böylece onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. ALLAH kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe Sûresi: 37) buyurarak, onların bu nesi’ tatbikatlarını “küfürde artış” olarak değerlendirmiştir.

Bu hal hicretin 10. yılına kadar devam etti. Veda Haccında Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ayların o sene tam yerini bulduğunu açıkladı.

Binaenaleyh, Safer ayının uğursuzluğu hakkında söylenenlerin asıl menşei işte bu cahiliyye devri davranışlarıdır. Öyle ya! Bir adamın yurdunda ve ailesi yanında rahatça oturmasını ve dağda, bayırda serbestçe gezip-dolaşmasını değiştiren, şehirlileri gurbete çıkarıp bedevilerden bir kısmını savaşa gönderen, bir kısmını da sakınmaya, korunmaya, korkmaya mecbur eden bir ay; uğursuz sayılmaz da ne yapılır? İşte Arabistan çöllerinde meydana gelen bu hadiseler, Safer ayının “Saferu’l-hayr” diye vasıflandırılmasına rağmen uğursuz sayılmasına sebep olmuştur. (Geniş bilgi için bak. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 3/89-90)

Safer; ayrıca cahiliyye devri arablarının inandığı bir uğursuzluk çeşididir. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bunu reddetmiştir. Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

“Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirâyeti yoktur, eşyâda uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş ötmesinin te’sîri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bunlar Cahiliyet hurâfeleridir. Fakat ey mü’min! Sen cüzzâmlıdan, arslandan kaçar gibi kaç!” buyurdu. (Buhari, Tıp: 19)

Hadis-i şerifte geçen “Safer” iki şekilde te’vil edilmiştir. Birinci te’vile göre bundan maksat: “Safer ayı”dır. Yukarıda da izah edildiği gibi, Cahiliyyet devrinde Araplar Nesi’ usûlüne göre, Muharrem ayının haram ay oluşunu Safer’e naklederlerdi. Ve bu sûretle Safer, haram aylardan sayılırdı. Resûlü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz bunu da men edip: “Artık Safer ayı için hürmet yoktur!” Buyurmuştur.


--------------------------------------------------------------------------------

Asr-ı Saâdet’ten zamanımıza kadar devam edip gelen halk inanışına göre, bu ayda akdedilen nikahı devamsız sayarlar. Hatta halk arasında bu aya boş ayı derler. Çünkü “Safer” lûgatta boş demektir. Dilimizdeki Sıfır kelimesi de buradan gelir. Araplar bu ayda birbirlerine yağmada bulunurlar ve evlerini eşyadan hâli ve boş (Safer) bırakırlardı. Bu sebeple yağma ayına Safer denmiştir. İşte bu hadis-i şerif ile, Safer ayının uğursuz kabul edilmesi men olunmuştur. Çünkü Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Diğer aylar zamanın bir dilimi olduğu gibi Safer ayı da zamanın bir dilimidir. Bu batıl akide cahil halk arasında yaşamakta ve Safer ayında nikah yapmanın uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır. Bu batıl inancı yıkmak için İslâm alimleri mücadele etmişler, hatta pek çok alim özellikle bu ayda nikah kıymışlardır. Buharî’nin bir rivayetine göre, Hz. Âişe (R.Anha) validemiz: Benim nikahım da, zifâfım da Safer ayında idi, buyurduklarına göre, Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz bu hurâfevi fikrin izâlesine fiilen de çalışmıştır.7 Bu bakımdan safer ayında evlenilmez, yoksa devam etmez; safer ayında doğan çocuklar uğursuz olur v.b. inanışlar tamamen batıldır, hurafedir.

İmam Malik’e, hadis-i şerifte geçen: “La safere” sözünün manası soruldu da: Cahiliye halkı Safer ayını helâl aylardan sayarlardı. Sonradan onu bir sene helâl, bir sene de haram saymaya başladılar. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de onların bu âdetini kaldırmak için: “Böyle bir sene helâl, bir sene de haram sayılan bir Safer ayı yoktur” buyurdu, cevabını verdi. (Ebu Davud, Tıp: 24, No:3914)

İkinci te’vile göre Safer karında yaşayan bir takım kurtlardır. Câhiliyet devri itikatlarından biri de budur. Araplar karın boşluğunda yılana benzeyen bir hayvanın yaşadığına, insan acıktığı zaman o hayvanın heyecanlanıp, çok defa sahibini ısırıp öldürdüğüne inanırlardı. Hatta bunu uyuz hastalığından daha bulaşıcı sayarlardı. Bunun, insan veya havyan karnında bulunup, bulaşıcı bir hastalık olduğuna da inanırlardı.

Cahiliyyet devrinde bulaşıcı hastalıkların ilâhî bir te’sîre tâbi olmaksızın bizâtihi, yani kendi kendilerine sirâyet edip geçtiklerine inanılırdı. Halbuki her şeyde hakîkî müessir, ALLAH’ın irâdesidir. Bu irâde de hastalıkların geçmesinde bir takım sebepleri vasıta kılar. Bunlardan biri, hasta olan kimselerle temâstır. Hadisteki “Cüzâmlıdan kaç!” emri, hastalığın başkasına geçme sebeplerinden birini en açık şekilde belirtmiştir.

İşte Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, “Yok” diye buyurmakla her iki manaya gelen Safer’in batıl ve asılsız olduğunu belirtmektedir. Hadis-i şerifte işaret buyrulan cahiliyye devrinin diğer batıl inançlarından bazıları:

a- Tıyere: Bir yolcunun sefere çıktığı sırada önünden bir kuşun uçması uğursuzluk sayılırdı ve böyle bir durumla karşılaşan yolcu yolculuğundan vaz geçerdi.

b- Hâme: Hâme, baykuştur. Bu kuşun bir evin üzerine konup da ötmesinin uğursuzluk getireceğine inanılırdı. Bugün bile cahil halk arasında böyle bir endişe vardır.

c- GûI: Cahiliyye Araplarının inancına göre Gûl, tenha ve ıssız çöllerde insana değişik suretlerde görünerek yolunu şaşırtır, sonunda onu helâk eder. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bunların aslının olmadığını, cehalet devri Araplarının batıl inançları arasında yer aldığını bildirmiş ve bunlara itibar edilmemesini öğütlemiştir.

Safer ayı
Mehmet Talü 26.02.2007
Kaynak: İtibar-Haber
 
canım geçmiş olsun.
bu arada o kadar börek yapmış kayınvaliden,yenmez mi kız.
iki elim kanda olsa hamurişlerini geri çevirmem.hatır için canıııımmm.

ooooo çeviririm arkadaş olmaz öyle ye ye nereye kadar zaten artı gelmişim geçen hafta hal çatlayacak gibi şişim.

Aynen canım
Benim de aklım o böreklerde kaldı..Dün annem kahvaltıda sıkma börek yapıcam gel dedi ama ben temizlik yüzüne gidemedim yaa

sen ye bebeğim tabii.


inan bana okurken bile midem bulandı. Allahım iyi insanlarla karşılaştırsın. malesef güvenebileceğimiz pek kimse yok. sadece dua edeceğiz.
 
iki gündür bir halsizlik bir iştahsızlık yaşama keyfimmmmm nerdeeesiiinnnnn :84::84:
 
Allah' ım üst dudağımın sol kenarı komple kapladı uçuğum sağolsun ve felaket bir yanma hissi ile baş başa bıraktı beni. hayır öyle çok makyaj falan da yapmam ama aynada direk gözüme o görünüyor sonra şükürler olsun diyorum geçecek sabret geçecek.
 
selam kızlar.
benim büyük kızın ön dişi kırılmıştı okulda merdivenden düşünce,akşam da o dolguyu kırdı.
sabahtan beri dişçi arıyorum,bu saatte ancak boş bir randevu bulabildim,ona götüreceğim şimdi.
çocuk okula gitmedi,alay ederler diye.yarın da yazılısı var yavrumun.
biz de böyle acımasız mıydık ki çocukken diye düşünüyorum.sanmıyorum ya.
anlaşılan biz yeni nesile düzgün terbiye veremiyoruz,verenlerin çocuklarına da aptal,saf gözüyle bakılıyor.
terbiye eziklik olarak algılanıyor maalesef..

bu arada ceylin yaşadığın tatsız bir durum,nişanlın ya da baban duysa ne yapar bilemem,söylemedin büyük ihtimal.
şiddete ne kadar karşı olsam da kızımı taciz edecek şerefsizi rahat bırakmazdım,o bir gerçek.
kart zampara ne olacak.
doktora güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz yahu..
 
Banucum yazdıkları nı okuyunca biran ben mi yazdım sandım daha önce bende yazmıştım biryerde böyle yazı
benimde küçük kız geçen sene okulda kırmıştı,arkadaşıyla elele tutuşup dönerlerken sınıfta yere düşmüş ve ön dişi kırılmış,hani şu okulda ayağını kıran kızım yanii
hersene biryerini kırıyorrr
yaptırdık dişini neyse, kalemlik almıştım tut dişiyle koparmaya çalış yaptırdığımız diş tekrar kırıldı geçen hafta yaptırdık bizde
geçmiş olsuz sizede
 

offf uçuk çok acıtırrr
benim kızda herzaman çıkar, geçer yine çıkar ,doktorada götürdüm kremler sürüyor yine çıkıyorr
 
ceylin sana yapılanlara çok üzüldüm ALLAH ıslah eylesin aslında dersini vermek rezil etmek lazım
 
eşim 25 kilo yeşil zeytin almış dün
yiyeceğimiz kadar 1 bir bidonu kırdım diğerlerinide tuzlu suyla bidonlara ayarladım yoruldumm
 
geçmiş olsun canım dün keşke hemen bir sağlık ocağına gidiverseydin büyümezdi en azından

geçmiş olsun canım
 
Kız çocuklarımızı okutup doktor yapıcaz anlaşıldı:13:

keşke kadın beyin cerrahı yada nöroşirurji doktoru çok olsaydı gerçekten yok yok yokkkk
kızlar genellikle kadın doguma yöneliyor ama beyin cerrahı yapıcam kendi kızımı :)


nazar mı değdi sana geniccimm ruj sür derler hep, kuruturmuş ama dogru gerçek mi bilmiyorum


banucum kimseye söyleyemedim haliyle. babama yada sevdicegime söylesem büyük ihtimalle kan çıkardı. zaten gelip de size derdimi o yüzden döktüm içime ata ata şiştim.

eşim 25 kilo yeşil zeytin almış dün
yiyeceğimiz kadar 1 bir bidonu kırdım diğerlerinide tuzlu suyla bidonlara ayarladım yoruldumm

hamarat hatun :)
 
geçmiş olsun canım dün keşke hemen bir sağlık ocağına gidiverseydin büyümezdi en azından


geçmiş olsun canım

canım bu ara çocuktan dolayıda çok izin aldım ya yüzüm olmadı valla izin almaya akşam acile gideceğim. dün çıkmak için hafif kabardığında belliydi büyük olacağıya neyse artık krem sürüyorum şimdi sürekli.
 

ceylincim zor bir durum ama iş büyümesin diyosan unutmaya çalışmaktan başka çaren yok malesef ((((
çok fazla düşünmemeye çalış biliyorum çok zor ve unutulması da zor. herşeyden önce dokundu. rabbim iyi insanlarla karşılaştırsın.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…