ayy büyük büyük geçmiş olsun ben haziran annesiyim de okuyunca yazmadan edemedim dualrım sizinle ayy Rabbim yavrucugunuza tez elden kavuştursun sağlıcaklaNerden başlamalı, nasıl anlatmalı bilmiyorum.Rüya gibi...Kafam hala allak bullak.Şaşkınlığımı hala atabilmiş değilim.
Canım oğlum, annesinin bir tanesi, 20 Mart pazar günü sabah saat 9.37 de dünyaya gözlerini açtı.Evet, daha erkendi.Daha 35+3 'tük.Erken doğabileceğine dair hiçbir belirti yoktu, hamileliğim çok güzel geçiyordu.Bu nedenle ciğer geliştirici iğneler, ilaçlar falan kullanmadım hiç.Biz oğlumu sabırsızlıkla beklerken, o da bize kavuşmak için sabırsızlanıyormuş meğer.Nereden bilebilirdik.En ufak bir sinyal vermemişti ki bize.Biz onu içerde, keyfi yerinde sanıyorduk.Kısmet...Nasipten öte yol yok derler ya, aynen öyle...
Cumartesi günü kanlı akıntım gelmişti aslında.Nişan deniyormuş buna.Çok hafifti ama korkuttu yine de.Doğumun habercisi olabiliyormuş.Hemen doktorumuzu aramıştık.O da bunun doğal olduğunu, yatıp dinlenmem gerektiğini söyledi.Doğumun yaklaştığını o da hiç düşünmedi,çünkü hiç sancım yoktu,ağrım yoktu.Ertesi gün olabileceğini ise hiiç tahmin etmedik.Hazırlıksızdım, doğum çantam bile hazır değildi,annem henüz gelmemişti bile.Psikolojik olarak bile hazır değildim.Henüz bebeğimin bir ismi bile yoktu..vs.Daha beklemeliydi yani.Ama olmadı.Tabi cumartesi günü bilebilseydik ertesi gün doğum olacağını, en azından biraz daha hazırlıklı olabilirdik belki.
Pazar sabahı saat 7'de uyurken suyum geldi.Ayağa kalktım, boşaldı resmen.Eşime, suyum geldiii diye bağırdığımı hatırlıyorum.Aniden fırladı.Elimiz ayağımıza dolaştı.Ağlamaya başladım.Hemen annemi aradım.Sabahın köründe uyuyorlardı elbette.Durumu anlattım ve duş almaya fırsatım olup olmadığını sordum.O da var dedi.Duştan çıkınca hemen doğum çantasını hazırlamaya çalıştık.Daha doğrusu valizin içine fırlattık desem yeridir.Tabi bu sırada eşim doktoru aradı.O da hemen hastaneye gidin, ben de geliyorum dedi.
Hastaneye gitmek için evden çıkmamız 1 saati buldu.Bu sırada annem yola çıktığını haber verdi ama Ankara'ya gelmesi akşamı bulacaktı.
Hastaneye geldiğimizde , kapıda suyum bir kez daha boşaldı.Hemen yukarı çıktık.Kimsecikler yoktu."Kimse yok mu" diye bağırdık.Duyan olmadı.Sadece bir bayanın bağırma sesleri geliyordu.Anlaşılan sancılanan ve doğumu bekleyen biri daha vardı.Sonra bir hemşire geldi ve durumu anlattık.Beni hemen nst ye bağladı.5 dk sonrasında doktorumuz yanımızdaydı zaten.Hemen beni odaya aldırttı.Hemşire beni hazırladı, ameliyat elbisesini giydim.Doktor bey muayene etti ve açılmanın başladığını gördü.Sezaryen olacağım öncesinden belli olduğu için hemen ameliyathaneyi hazırlattı ve ben kaşla göz arasında sedyedeydim.Ne olduğunu anlayamadım bile.Herşey o kadar çabuk gelişmişti ki.Bir elimde telefon anneme haber veriyorum doğuma giriyorum diye.O ağlıyor, yetişemedim,yanında olamadım diye.Ben ağlıyorum şaşkınlıktan,korkudan...Eşim panik, ne yapacağını bilmez halde.Kime haber vereceğini bilmiyor.Önceden doğuma girmesini planlarken, bırak girmeyi, şimdi ameliyathaneye giderken elimi tutmayı bile akıl edemiyor.Öylece iki öksüz ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.
Ameliyathaneye girdim öylece.Hafif soğuk.Ben şaşkın...Birkaç doktor ve bir hemşire beni güleryüzle karşıladı.Tek söylediğim ama daha çok erken, çok hazırlıksızım oldu.O kadar içtenlerdi ki beni rahatlatmak için ellerinden geleni yaptılar.Müzik açıldı.bir yandan epiduralim takılıyor, bir yandan onlar kendi aralarından sohbet ediyorlar.Çok rahatlar.Doktor bey anlatıyor,şimdi şunu yapıyorum şimdi bunu yapıyorum.Bacaklarımdan aşağı bir sıcaklık hissedeceksin falan.İnanın epidural takılırken ne acı ne ağrı hiçbir şey hissetmedim.Doktorlar bana takılıyor.Bize bir pazar kahvaltısı borcun var diye, hepsi benim için sabahın köründe uyanıp apar topar gelmişler.Ve yatırdılar beni.En büyük korkum epiduralde olsa ameliyatı hissetmekti.Doktor bey hissedersen hemen uyuturuz seni korkma dedi.Hemen önüme perdeyi çektiler.Hemşire hanım korkma,şimdi kontrol ediyoruz derken oğlumun ağlamasını duydum.Allahım bu nasıl olabilir.Daha yatalı 5 dk bile olmadı, oğlum dünyaya geldi.Gözyaşlarımı tutmanın imkanı yok, bebeğim ağlıyor, ben ağlıyorum...İnanılmaz bir duygu.Sol tarafta göbek bağı kesilirken herşeyi izledim.İyi mi sağlıklı mı diye sorabildiğimi hatırlıyorum.Sonra sardılar ve yanağını yanağıma değdirdiler.İşte hayatın anlamı bu dedim.Cennette olmak bu olsa gerek.Sıcacıktı teni.Gözyaşlarımız birbirine karıştı.Sonra üşümesin annesi,götürelim dediler.Ve alıp gittiler bebeğimi.Zaten bir o zaman dokunabildim bebeğime.
Sonrasında dikme aşamaları.Sanırım biraz sakinleştirici verdiler.Mayıştığımı hissettim.Bir ara bitmedi mi, sıkıldım dediğimi hayırlıyorum.Az kaldı dediler.Ve sonra herşey bitti.İnanılmaz rahat ve kolay bir doğumdu.Ne sondayı hissettim ne başka birşeyi.Oradaki tüm doktorlara, hemşirelere ne kadar teşekkür etsem az...
Odaya alındığımda haberi alan buradaki birkaç eş dost gelmişti bile.Annemi arayıp çok iyi olduğumu söyledim.O gün gelen giden beni yalnız bırakmadılar sağolsunlar.Annemler, kayınvalidemler ancak akşama gelebildiler memleketimizden.Onlar da şaşkındı, bitkindi ama mutluydu.O gün bütün gün bebeğimi yanıma getirmelerini bekledim.Meğer aceleci oğlumu yoğun bakıma küvöze almışlar.Bana üzülürüm diye söylememişler.Ne zamanki ben ayaklarım açıldı ve yürümeye başladım, beni onu görmeye götürdüler.O zaman dayanamadım işte.Ondan sonraki tüm gün de bekledim ama getirmediler oğlumu.Fırsat buldukça, ayağa kalkabildikçe ben gittim görmeye.Salı günü tek başıma taburcu oldum.Oğlum olmadanŞimdi her gün onu görmeye gidiyorum.Süt sağıp götürüyorum, gerçi günlerce serumla beslendi oğlum.Midesinden hortumla kirli birşeyler çektiler.2 gündür anne sütü veriyorlar.Ama çok çok az.Çünkü kakasını yapamıyor,kabızlığı var.Tam doyamadığı için de devamlı ağlıyor, karnı aç yavrumun.Serum takviyesi devam ediyor bir yandan ama yetmiyor doyması için.Onu orda bırakmak çok zor.Aklım devamlı onda.Şimdi ne kadar küvözde kalacak bilmiyorum, doktor her geçen gün daha iyi olduğunu söylüyor.Zaten haftasına göre kilosu ve boyu iyi çok şükür.2900 gr ve 48 cm doğdu.Sonu iyi olsun da sabretmeye hazırım.Yeter ki tamamen sağlıklı olarak yanıma gelsin bebeişim.Dua etmekten başka yapacak birşeyim yok.Sizden de dualarınızı bekliyorum.
Ben şunu anladım ki, hayatta hiçbir şey için plan yapmamak gerekiyormuş.Yaşam seni çemberine alıp yönlendiriyormuş zaten.Ne planlarım vardı.Doğum fotoğrafçısı, oda süsleme, doğumumun kameraya alınması,bir gün önceden çektireceğim fön :)... vs.Şimdi anlıyorum ki hepsi boş.Oğlum iyi olsun yeter başka hiçbir şey istemiyorum.Birkaç kare fotoğraf çektik işte kendimiz hastane odasında.Oğlumla odada bir fotoğrafım bile yok doğal olarak,onun tek fotoğrafları, küvözün dışından çektiklerimiz.
İşte böyle...Çok uzun oldu sanırım.Mazur görün.Hala şaşkınım çünkü.Yazınca, paylaşınca rahatladım biraz.
canım çok etkilendim hikayenden ve çok duygulandım ortak yanımız şu benim kızım da 35+2 de dünyaya geldi benim kızımıda 3 saat kadar küvezde tuttular sonrasında yanıma getirdiler.şimdi sen hiç ama hiç endişelenme boyu ve kilosu maşşallah bebeğin çok iyi o yüzden en kısa zamanda çıkacaktır. benim kızımda 49 cm 3 kg doğdu şükür şimdi 1 aylık olmak üzere en kısa zamanda kollarına alacağına inanıyorum ayrıca dediğin gibi hayatta hiç birşey için plan yapmamak lazım ne kadar istesende herşey senin istediklerin dışaında gerçeklerşiyor...tekrar bebğin hayırlı olsun canım güle güle büyüt inş..Nerden başlamalı, nasıl anlatmalı bilmiyorum.Rüya gibi...Kafam hala allak bullak.Şaşkınlığımı hala atabilmiş değilim.
Canım oğlum, annesinin bir tanesi, 20 Mart pazar günü sabah saat 9.37 de dünyaya gözlerini açtı.Evet, daha erkendi.Daha 35+3 'tük.Erken doğabileceğine dair hiçbir belirti yoktu, hamileliğim çok güzel geçiyordu.Bu nedenle ciğer geliştirici iğneler, ilaçlar falan kullanmadım hiç.Biz oğlumu sabırsızlıkla beklerken, o da bize kavuşmak için sabırsızlanıyormuş meğer.Nereden bilebilirdik.En ufak bir sinyal vermemişti ki bize.Biz onu içerde, keyfi yerinde sanıyorduk.Kısmet...Nasipten öte yol yok derler ya, aynen öyle...
Cumartesi günü kanlı akıntım gelmişti aslında.Nişan deniyormuş buna.Çok hafifti ama korkuttu yine de.Doğumun habercisi olabiliyormuş.Hemen doktorumuzu aramıştık.O da bunun doğal olduğunu, yatıp dinlenmem gerektiğini söyledi.Doğumun yaklaştığını o da hiç düşünmedi,çünkü hiç sancım yoktu,ağrım yoktu.Ertesi gün olabileceğini ise hiiç tahmin etmedik.Hazırlıksızdım, doğum çantam bile hazır değildi,annem henüz gelmemişti bile.Psikolojik olarak bile hazır değildim.Henüz bebeğimin bir ismi bile yoktu..vs.Daha beklemeliydi yani.Ama olmadı.Tabi cumartesi günü bilebilseydik ertesi gün doğum olacağını, en azından biraz daha hazırlıklı olabilirdik belki.
Pazar sabahı saat 7'de uyurken suyum geldi.Ayağa kalktım, boşaldı resmen.Eşime, suyum geldiii diye bağırdığımı hatırlıyorum.Aniden fırladı.Elimiz ayağımıza dolaştı.Ağlamaya başladım.Hemen annemi aradım.Sabahın köründe uyuyorlardı elbette.Durumu anlattım ve duş almaya fırsatım olup olmadığını sordum.O da var dedi.Duştan çıkınca hemen doğum çantasını hazırlamaya çalıştık.Daha doğrusu valizin içine fırlattık desem yeridir.Tabi bu sırada eşim doktoru aradı.O da hemen hastaneye gidin, ben de geliyorum dedi.
Hastaneye gitmek için evden çıkmamız 1 saati buldu.Bu sırada annem yola çıktığını haber verdi ama Ankara'ya gelmesi akşamı bulacaktı.
Hastaneye geldiğimizde , kapıda suyum bir kez daha boşaldı.Hemen yukarı çıktık.Kimsecikler yoktu."Kimse yok mu" diye bağırdık.Duyan olmadı.Sadece bir bayanın bağırma sesleri geliyordu.Anlaşılan sancılanan ve doğumu bekleyen biri daha vardı.Sonra bir hemşire geldi ve durumu anlattık.Beni hemen nst ye bağladı.5 dk sonrasında doktorumuz yanımızdaydı zaten.Hemen beni odaya aldırttı.Hemşire beni hazırladı, ameliyat elbisesini giydim.Doktor bey muayene etti ve açılmanın başladığını gördü.Sezaryen olacağım öncesinden belli olduğu için hemen ameliyathaneyi hazırlattı ve ben kaşla göz arasında sedyedeydim.Ne olduğunu anlayamadım bile.Herşey o kadar çabuk gelişmişti ki.Bir elimde telefon anneme haber veriyorum doğuma giriyorum diye.O ağlıyor, yetişemedim,yanında olamadım diye.Ben ağlıyorum şaşkınlıktan,korkudan...Eşim panik, ne yapacağını bilmez halde.Kime haber vereceğini bilmiyor.Önceden doğuma girmesini planlarken, bırak girmeyi, şimdi ameliyathaneye giderken elimi tutmayı bile akıl edemiyor.Öylece iki öksüz ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.
Ameliyathaneye girdim öylece.Hafif soğuk.Ben şaşkın...Birkaç doktor ve bir hemşire beni güleryüzle karşıladı.Tek söylediğim ama daha çok erken, çok hazırlıksızım oldu.O kadar içtenlerdi ki beni rahatlatmak için ellerinden geleni yaptılar.Müzik açıldı.bir yandan epiduralim takılıyor, bir yandan onlar kendi aralarından sohbet ediyorlar.Çok rahatlar.Doktor bey anlatıyor,şimdi şunu yapıyorum şimdi bunu yapıyorum.Bacaklarımdan aşağı bir sıcaklık hissedeceksin falan.İnanın epidural takılırken ne acı ne ağrı hiçbir şey hissetmedim.Doktorlar bana takılıyor.Bize bir pazar kahvaltısı borcun var diye, hepsi benim için sabahın köründe uyanıp apar topar gelmişler.Ve yatırdılar beni.En büyük korkum epiduralde olsa ameliyatı hissetmekti.Doktor bey hissedersen hemen uyuturuz seni korkma dedi.Hemen önüme perdeyi çektiler.Hemşire hanım korkma,şimdi kontrol ediyoruz derken oğlumun ağlamasını duydum.Allahım bu nasıl olabilir.Daha yatalı 5 dk bile olmadı, oğlum dünyaya geldi.Gözyaşlarımı tutmanın imkanı yok, bebeğim ağlıyor, ben ağlıyorum...İnanılmaz bir duygu.Sol tarafta göbek bağı kesilirken herşeyi izledim.İyi mi sağlıklı mı diye sorabildiğimi hatırlıyorum.Sonra sardılar ve yanağını yanağıma değdirdiler.İşte hayatın anlamı bu dedim.Cennette olmak bu olsa gerek.Sıcacıktı teni.Gözyaşlarımız birbirine karıştı.Sonra üşümesin annesi,götürelim dediler.Ve alıp gittiler bebeğimi.Zaten bir o zaman dokunabildim bebeğime.
Sonrasında dikme aşamaları.Sanırım biraz sakinleştirici verdiler.Mayıştığımı hissettim.Bir ara bitmedi mi, sıkıldım dediğimi hayırlıyorum.Az kaldı dediler.Ve sonra herşey bitti.İnanılmaz rahat ve kolay bir doğumdu.Ne sondayı hissettim ne başka birşeyi.Oradaki tüm doktorlara, hemşirelere ne kadar teşekkür etsem az...
Odaya alındığımda haberi alan buradaki birkaç eş dost gelmişti bile.Annemi arayıp çok iyi olduğumu söyledim.O gün gelen giden beni yalnız bırakmadılar sağolsunlar.Annemler, kayınvalidemler ancak akşama gelebildiler memleketimizden.Onlar da şaşkındı, bitkindi ama mutluydu.O gün bütün gün bebeğimi yanıma getirmelerini bekledim.Meğer aceleci oğlumu yoğun bakıma küvöze almışlar.Bana üzülürüm diye söylememişler.Ne zamanki ben ayaklarım açıldı ve yürümeye başladım, beni onu görmeye götürdüler.O zaman dayanamadım işte.Ondan sonraki tüm gün de bekledim ama getirmediler oğlumu.Fırsat buldukça, ayağa kalkabildikçe ben gittim görmeye.Salı günü tek başıma taburcu oldum.Oğlum olmadanŞimdi her gün onu görmeye gidiyorum.Süt sağıp götürüyorum, gerçi günlerce serumla beslendi oğlum.Midesinden hortumla kirli birşeyler çektiler.2 gündür anne sütü veriyorlar.Ama çok çok az.Çünkü kakasını yapamıyor,kabızlığı var.Tam doyamadığı için de devamlı ağlıyor, karnı aç yavrumun.Serum takviyesi devam ediyor bir yandan ama yetmiyor doyması için.Onu orda bırakmak çok zor.Aklım devamlı onda.Şimdi ne kadar küvözde kalacak bilmiyorum, doktor her geçen gün daha iyi olduğunu söylüyor.Zaten haftasına göre kilosu ve boyu iyi çok şükür.2900 gr ve 48 cm doğdu.Sonu iyi olsun da sabretmeye hazırım.Yeter ki tamamen sağlıklı olarak yanıma gelsin bebeişim.Dua etmekten başka yapacak birşeyim yok.Sizden de dualarınızı bekliyorum.
Ben şunu anladım ki, hayatta hiçbir şey için plan yapmamak gerekiyormuş.Yaşam seni çemberine alıp yönlendiriyormuş zaten.Ne planlarım vardı.Doğum fotoğrafçısı, oda süsleme, doğumumun kameraya alınması,bir gün önceden çektireceğim fön :)... vs.Şimdi anlıyorum ki hepsi boş.Oğlum iyi olsun yeter başka hiçbir şey istemiyorum.Birkaç kare fotoğraf çektik işte kendimiz hastane odasında.Oğlumla odada bir fotoğrafım bile yok doğal olarak,onun tek fotoğrafları, küvözün dışından çektiklerimiz.
İşte böyle...Çok uzun oldu sanırım.Mazur görün.Hala şaşkınım çünkü.Yazınca, paylaşınca rahatladım biraz.
arkadaşlar sonunda ben de 38+5 te bebeğime kavuştum. 52 cm 3540 doğdu oğlum. spinal anestezi oldum. çoooooooooooooook memnun kaldım. iyi ki doktorum beni spinale zorladı. doğuracaklara öneririm.
arkadaşlar sonunda ben de 38+5 te bebeğime kavuştum. 52 cm 3540 doğdu oğlum. spinal anestezi oldum. çoooooooooooooook memnun kaldım. iyi ki doktorum beni spinale zorladı. doğuracaklara öneririm.
arkadaşlar sonunda ben de 38+5 te bebeğime kavuştum. 52 cm 3540 doğdu oğlum. spinal anestezi oldum. çoooooooooooooook memnun kaldım. iyi ki doktorum beni spinale zorladı. doğuracaklara öneririm.
arkadaşlar sonunda ben de 38+5 te bebeğime kavuştum. 52 cm 3540 doğdu oğlum. spinal anestezi oldum. çoooooooooooooook memnun kaldım. iyi ki doktorum beni spinale zorladı. doğuracaklara öneririm.
evet sıra ecrin kızımın doğum hikayesinde
bilenler bilir 2011 nisan anneleri arasında en problemli hamilelik geçiren anne adayı bendim,çünkü herşey gayet normal seyrinde devam ederken 3lü tarama testinin ayrıntılı ultrason incelemesinde bi gariplik vardı,dr bebeği incelerken sürekli aynı yer üzerinde gezdiriyordu cihazı,'kötü bişey mi var? ' dedikçe hayır cevabı almak için can atıyodum resmen,en sonunda yapılan bir sürü inceleme sonunda kızımın o küçücük akciğerinde akciğerin tamamını kaplayan kistler tespit edildi,sonrası zaten kabus gibiydi,fakülte hastanelerinde resmen süründük desek yeridirbir sürü prof. ,cocuk cerrahı,kadın doğum uzmanları tarafından sürekli kontrol altındaydım. başta kistler çok büyüktü,dr lar sürekli bebeği kaybetmekten bahsediyorlardı,inanın bunları yaşamak berbat bi duygu,her kontrole gittiğimde eve hasta dönüyordum,ağlamaktan başka bişey yapamıyordum,sonra bebeğim büyüdükçe kistler büyüdü,artık patlama riski çok yüksekti ve kistler patlarsa bebeği kaybetmek kaçınılmaz deniyordu,hergünüm dua etmekle geçti ve çok şükür son 1 ayda kistler anlamadığımız bi şekilde küçülmeye başlamıştı,artık ameliyat olmaz deniyordu,moralim düzeldi ve düzeldikçe haberler iyi olmaya başladı. eşimle son anda doğumu yaşadığımız şehir olan kocaeli de değil ailelerimizin yanında yani bursa da yapmaya karar verdik. büyük bi risk aldık aslında son anda dr ve hastane değiştirerek ama yapacak bişey yoktu bursada doğum sonrası yanımda birilerinin olması lazımdı çünkü neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk bursa ya geldim burda çok iyi bi kadın doğum uzmanı ile kontrollere başladık,dr bu kistlerden bişey olmaz dedi ve doğumu fakülte yerine doğumevinde yapmaya karar verdim. yapılan çatı kontrolunde sezaryan olmam gerektıgı anlasıldı ve 27 mart gününe karar verdik doğum için. o gün geldiğinde aptal gibiydim,ne heyecan ne korku ne stres hiç bişey hissetmiyordum. hastaneye geldik ve annemi gördüm başladım ağlamaya,o ana kadar meğer ne kadar dolmuşum,annemi görür görmez saldım kendimi,yatış işlemlerim yapıldı herkesle vedalaştım bi görevli aldı beni asansöre bindik,öksüz gibi hissettim kendimi ve ben hala ağlıyorum ama neden bilmiyorum,sadece kızıma bişi olursa hayal kırıklığı yaşarsam ne yaparım diye düşündüm durdum hep lavman ve sonda takıldı,tahlıller yapıldı ve ameliyathane önünde dr umu gördüm bana nasılsın dedi,tek söylediğim 'korkuyorum' oldu,zaten sonrasında hem masaya kadar yürüdüm hem korkuyorum dedim masaya yattım anestezi uzmanı geldi bişeyler sordu onada korkudan bayılcam anesteziye gerek kalmıcak dedim,tamam yapmayalım o zaman diyip güldü,arkada müzik olarak ta ankara havası çalıyodu,kafam allak bullak oldu ne biçim yer burası dedim,soğuk mu onu bile anlamadım korkudan bi ara dr um birine benım kızımı anlatıyodu 'daha dıkkat edın kontrolde kisti var bebeğin' falan dedi,onu duyunca acayip rahatladım dr unutmamış aklında diye ben hep bekledim hani narkoz verilcek sayı say denilcek diye ama nerdeeee gözümü bi açtım bi odada yatıyorum,hemşire bana 'nefes al' diye bağırıyodu,o zaman anladım herşey bitti,ama kızım nerde bişey oldu mu bilmiyorum,ağzımda maske varken hemşireye yaşıyor mu diye sordum,kolumdaki bilekliği okudu ve yaşıyo merak etme dedi,gözlerim bulanık görüyodu ama sonra yarım saat boyunca kolumdaki bileklikte ne yazdığını okumaya çalıştım ve okudum 'CANLI' hayatımda belkide okuduğum en güzel kelimeydi,iyice ayılınca benı görevliler aldı odaya götürmek için yola çıktık,annemlerin sesini duydum,ben arkalarından geçiyorum onlar bi yere bakıyolar beni görmüyolar,çok sinir olmuştum,sonra biri farketti beni geçerken herkes o anda bebeğime bakıyormuş ondan beni görmemişler,kıpır kıpırmış sağlıklıymış,onlar ayaküstü bana anlattıkça ben ağlamamak için zor tutuyorum kendimi,sonrasında bebeğimi işi garantiye almak için çocuk hastanesine gönderdiler ve 3 gün sonra bal kızımı kollarıma verdiler,dr lar kist diye bişey görememişler,büyük ihtimalle doğum sırasında yok olmuş dediler,halbuki bizim tek korkumuz doğumda kistlerin patlayıp sıkıntı yaratmasıydı ama çok şükür rabbime korktuğumuz gibi olmadı. güzel kızım Ecrin'im kollarımda,sağlıklı ve sürekli gülümseyen bi bebek. doğuma girerkende çok dua etmiştim şimdide 'ALLAH İSTEYEN HER KULUNA BU DUYGUYU YAŞATSIN İNŞALLAH'...
Biraz uzun oldu ama bizimde hikayemiz bu,hazır Ecrin'im uyurken yazayım dedim,ama olayı abarttım sanırım biraz,daha anne olmayan arkadaşlarıma hayırlı doğumlar hayırlı evlatlar nasip etsin rabbim...
evet sıra ecrin kızımın doğum hikayesinde
bilenler bilir 2011 nisan anneleri arasında en problemli hamilelik geçiren anne adayı bendim,çünkü herşey gayet normal seyrinde devam ederken 3lü tarama testinin ayrıntılı ultrason incelemesinde bi gariplik vardı,dr bebeği incelerken sürekli aynı yer üzerinde gezdiriyordu cihazı,'kötü bişey mi var? ' dedikçe hayır cevabı almak için can atıyodum resmen,en sonunda yapılan bir sürü inceleme sonunda kızımın o küçücük akciğerinde akciğerin tamamını kaplayan kistler tespit edildi,sonrası zaten kabus gibiydi,fakülte hastanelerinde resmen süründük desek yeridirbir sürü prof. ,cocuk cerrahı,kadın doğum uzmanları tarafından sürekli kontrol altındaydım. başta kistler çok büyüktü,dr lar sürekli bebeği kaybetmekten bahsediyorlardı,inanın bunları yaşamak berbat bi duygu,her kontrole gittiğimde eve hasta dönüyordum,ağlamaktan başka bişey yapamıyordum,sonra bebeğim büyüdükçe kistler büyüdü,artık patlama riski çok yüksekti ve kistler patlarsa bebeği kaybetmek kaçınılmaz deniyordu,hergünüm dua etmekle geçti ve çok şükür son 1 ayda kistler anlamadığımız bi şekilde küçülmeye başlamıştı,artık ameliyat olmaz deniyordu,moralim düzeldi ve düzeldikçe haberler iyi olmaya başladı. eşimle son anda doğumu yaşadığımız şehir olan kocaeli de değil ailelerimizin yanında yani bursa da yapmaya karar verdik. büyük bi risk aldık aslında son anda dr ve hastane değiştirerek ama yapacak bişey yoktu bursada doğum sonrası yanımda birilerinin olması lazımdı çünkü neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk bursa ya geldim burda çok iyi bi kadın doğum uzmanı ile kontrollere başladık,dr bu kistlerden bişey olmaz dedi ve doğumu fakülte yerine doğumevinde yapmaya karar verdim. yapılan çatı kontrolunde sezaryan olmam gerektıgı anlasıldı ve 27 mart gününe karar verdik doğum için. o gün geldiğinde aptal gibiydim,ne heyecan ne korku ne stres hiç bişey hissetmiyordum. hastaneye geldik ve annemi gördüm başladım ağlamaya,o ana kadar meğer ne kadar dolmuşum,annemi görür görmez saldım kendimi,yatış işlemlerim yapıldı herkesle vedalaştım bi görevli aldı beni asansöre bindik,öksüz gibi hissettim kendimi ve ben hala ağlıyorum ama neden bilmiyorum,sadece kızıma bişi olursa hayal kırıklığı yaşarsam ne yaparım diye düşündüm durdum hep lavman ve sonda takıldı,tahlıller yapıldı ve ameliyathane önünde dr umu gördüm bana nasılsın dedi,tek söylediğim 'korkuyorum' oldu,zaten sonrasında hem masaya kadar yürüdüm hem korkuyorum dedim masaya yattım anestezi uzmanı geldi bişeyler sordu onada korkudan bayılcam anesteziye gerek kalmıcak dedim,tamam yapmayalım o zaman diyip güldü,arkada müzik olarak ta ankara havası çalıyodu,kafam allak bullak oldu ne biçim yer burası dedim,soğuk mu onu bile anlamadım korkudan bi ara dr um birine benım kızımı anlatıyodu 'daha dıkkat edın kontrolde kisti var bebeğin' falan dedi,onu duyunca acayip rahatladım dr unutmamış aklında diye ben hep bekledim hani narkoz verilcek sayı say denilcek diye ama nerdeeee gözümü bi açtım bi odada yatıyorum,hemşire bana 'nefes al' diye bağırıyodu,o zaman anladım herşey bitti,ama kızım nerde bişey oldu mu bilmiyorum,ağzımda maske varken hemşireye yaşıyor mu diye sordum,kolumdaki bilekliği okudu ve yaşıyo merak etme dedi,gözlerim bulanık görüyodu ama sonra yarım saat boyunca kolumdaki bileklikte ne yazdığını okumaya çalıştım ve okudum 'CANLI' hayatımda belkide okuduğum en güzel kelimeydi,iyice ayılınca benı görevliler aldı odaya götürmek için yola çıktık,annemlerin sesini duydum,ben arkalarından geçiyorum onlar bi yere bakıyolar beni görmüyolar,çok sinir olmuştum,sonra biri farketti beni geçerken herkes o anda bebeğime bakıyormuş ondan beni görmemişler,kıpır kıpırmış sağlıklıymış,onlar ayaküstü bana anlattıkça ben ağlamamak için zor tutuyorum kendimi,sonrasında bebeğimi işi garantiye almak için çocuk hastanesine gönderdiler ve 3 gün sonra bal kızımı kollarıma verdiler,dr lar kist diye bişey görememişler,büyük ihtimalle doğum sırasında yok olmuş dediler,halbuki bizim tek korkumuz doğumda kistlerin patlayıp sıkıntı yaratmasıydı ama çok şükür rabbime korktuğumuz gibi olmadı. güzel kızım Ecrin'im kollarımda,sağlıklı ve sürekli gülümseyen bi bebek. doğuma girerkende çok dua etmiştim şimdide 'ALLAH İSTEYEN HER KULUNA BU DUYGUYU YAŞATSIN İNŞALLAH'...
Biraz uzun oldu ama bizimde hikayemiz bu,hazır Ecrin'im uyurken yazayım dedim,ama olayı abarttım sanırım biraz,daha anne olmayan arkadaşlarıma hayırlı doğumlar hayırlı evlatlar nasip etsin rabbim...
Nerden başlamalı, nasıl anlatmalı bilmiyorum.Rüya gibi...Kafam hala allak bullak.Şaşkınlığımı hala atabilmiş değilim.
Canım oğlum, annesinin bir tanesi, 20 Mart pazar günü sabah saat 9.37 de dünyaya gözlerini açtı.Evet, daha erkendi.Daha 35+3 'tük.Erken doğabileceğine dair hiçbir belirti yoktu, hamileliğim çok güzel geçiyordu.Bu nedenle ciğer geliştirici iğneler, ilaçlar falan kullanmadım hiç.Biz oğlumu sabırsızlıkla beklerken, o da bize kavuşmak için sabırsızlanıyormuş meğer.Nereden bilebilirdik.En ufak bir sinyal vermemişti ki bize.Biz onu içerde, keyfi yerinde sanıyorduk.Kısmet...Nasipten öte yol yok derler ya, aynen öyle...
Cumartesi günü kanlı akıntım gelmişti aslında.Nişan deniyormuş buna.Çok hafifti ama korkuttu yine de.Doğumun habercisi olabiliyormuş.Hemen doktorumuzu aramıştık.O da bunun doğal olduğunu, yatıp dinlenmem gerektiğini söyledi.Doğumun yaklaştığını o da hiç düşünmedi,çünkü hiç sancım yoktu,ağrım yoktu.Ertesi gün olabileceğini ise hiiç tahmin etmedik.Hazırlıksızdım, doğum çantam bile hazır değildi,annem henüz gelmemişti bile.Psikolojik olarak bile hazır değildim.Henüz bebeğimin bir ismi bile yoktu..vs.Daha beklemeliydi yani.Ama olmadı.Tabi cumartesi günü bilebilseydik ertesi gün doğum olacağını, en azından biraz daha hazırlıklı olabilirdik belki.
Pazar sabahı saat 7'de uyurken suyum geldi.Ayağa kalktım, boşaldı resmen.Eşime, suyum geldiii diye bağırdığımı hatırlıyorum.Aniden fırladı.Elimiz ayağımıza dolaştı.Ağlamaya başladım.Hemen annemi aradım.Sabahın köründe uyuyorlardı elbette.Durumu anlattım ve duş almaya fırsatım olup olmadığını sordum.O da var dedi.Duştan çıkınca hemen doğum çantasını hazırlamaya çalıştık.Daha doğrusu valizin içine fırlattık desem yeridir.Tabi bu sırada eşim doktoru aradı.O da hemen hastaneye gidin, ben de geliyorum dedi.
Hastaneye gitmek için evden çıkmamız 1 saati buldu.Bu sırada annem yola çıktığını haber verdi ama Ankara'ya gelmesi akşamı bulacaktı.
Hastaneye geldiğimizde , kapıda suyum bir kez daha boşaldı.Hemen yukarı çıktık.Kimsecikler yoktu."Kimse yok mu" diye bağırdık.Duyan olmadı.Sadece bir bayanın bağırma sesleri geliyordu.Anlaşılan sancılanan ve doğumu bekleyen biri daha vardı.Sonra bir hemşire geldi ve durumu anlattık.Beni hemen nst ye bağladı.5 dk sonrasında doktorumuz yanımızdaydı zaten.Hemen beni odaya aldırttı.Hemşire beni hazırladı, ameliyat elbisesini giydim.Doktor bey muayene etti ve açılmanın başladığını gördü.Sezaryen olacağım öncesinden belli olduğu için hemen ameliyathaneyi hazırlattı ve ben kaşla göz arasında sedyedeydim.Ne olduğunu anlayamadım bile.Herşey o kadar çabuk gelişmişti ki.Bir elimde telefon anneme haber veriyorum doğuma giriyorum diye.O ağlıyor, yetişemedim,yanında olamadım diye.Ben ağlıyorum şaşkınlıktan,korkudan...Eşim panik, ne yapacağını bilmez halde.Kime haber vereceğini bilmiyor.Önceden doğuma girmesini planlarken, bırak girmeyi, şimdi ameliyathaneye giderken elimi tutmayı bile akıl edemiyor.Öylece iki öksüz ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.
Ameliyathaneye girdim öylece.Hafif soğuk.Ben şaşkın...Birkaç doktor ve bir hemşire beni güleryüzle karşıladı.Tek söylediğim ama daha çok erken, çok hazırlıksızım oldu.O kadar içtenlerdi ki beni rahatlatmak için ellerinden geleni yaptılar.Müzik açıldı.bir yandan epiduralim takılıyor, bir yandan onlar kendi aralarından sohbet ediyorlar.Çok rahatlar.Doktor bey anlatıyor,şimdi şunu yapıyorum şimdi bunu yapıyorum.Bacaklarımdan aşağı bir sıcaklık hissedeceksin falan.İnanın epidural takılırken ne acı ne ağrı hiçbir şey hissetmedim.Doktorlar bana takılıyor.Bize bir pazar kahvaltısı borcun var diye, hepsi benim için sabahın köründe uyanıp apar topar gelmişler.Ve yatırdılar beni.En büyük korkum epiduralde olsa ameliyatı hissetmekti.Doktor bey hissedersen hemen uyuturuz seni korkma dedi.Hemen önüme perdeyi çektiler.Hemşire hanım korkma,şimdi kontrol ediyoruz derken oğlumun ağlamasını duydum.Allahım bu nasıl olabilir.Daha yatalı 5 dk bile olmadı, oğlum dünyaya geldi.Gözyaşlarımı tutmanın imkanı yok, bebeğim ağlıyor, ben ağlıyorum...İnanılmaz bir duygu.Sol tarafta göbek bağı kesilirken herşeyi izledim.İyi mi sağlıklı mı diye sorabildiğimi hatırlıyorum.Sonra sardılar ve yanağını yanağıma değdirdiler.İşte hayatın anlamı bu dedim.Cennette olmak bu olsa gerek.Sıcacıktı teni.Gözyaşlarımız birbirine karıştı.Sonra üşümesin annesi,götürelim dediler.Ve alıp gittiler bebeğimi.Zaten bir o zaman dokunabildim bebeğime.
Sonrasında dikme aşamaları.Sanırım biraz sakinleştirici verdiler.Mayıştığımı hissettim.Bir ara bitmedi mi, sıkıldım dediğimi hayırlıyorum.Az kaldı dediler.Ve sonra herşey bitti.İnanılmaz rahat ve kolay bir doğumdu.Ne sondayı hissettim ne başka birşeyi.Oradaki tüm doktorlara, hemşirelere ne kadar teşekkür etsem az...
Odaya alındığımda haberi alan buradaki birkaç eş dost gelmişti bile.Annemi arayıp çok iyi olduğumu söyledim.O gün gelen giden beni yalnız bırakmadılar sağolsunlar.Annemler, kayınvalidemler ancak akşama gelebildiler memleketimizden.Onlar da şaşkındı, bitkindi ama mutluydu.O gün bütün gün bebeğimi yanıma getirmelerini bekledim.Meğer aceleci oğlumu yoğun bakıma küvöze almışlar.Bana üzülürüm diye söylememişler.Ne zamanki ben ayaklarım açıldı ve yürümeye başladım, beni onu görmeye götürdüler.O zaman dayanamadım işte.Ondan sonraki tüm gün de bekledim ama getirmediler oğlumu.Fırsat buldukça, ayağa kalkabildikçe ben gittim görmeye.Salı günü tek başıma taburcu oldum.Oğlum olmadanŞimdi her gün onu görmeye gidiyorum.Süt sağıp götürüyorum, gerçi günlerce serumla beslendi oğlum.Midesinden hortumla kirli birşeyler çektiler.2 gündür anne sütü veriyorlar.Ama çok çok az.Çünkü kakasını yapamıyor,kabızlığı var.Tam doyamadığı için de devamlı ağlıyor, karnı aç yavrumun.Serum takviyesi devam ediyor bir yandan ama yetmiyor doyması için.Onu orda bırakmak çok zor.Aklım devamlı onda.Şimdi ne kadar küvözde kalacak bilmiyorum, doktor her geçen gün daha iyi olduğunu söylüyor.Zaten haftasına göre kilosu ve boyu iyi çok şükür.2900 gr ve 48 cm doğdu.Sonu iyi olsun da sabretmeye hazırım.Yeter ki tamamen sağlıklı olarak yanıma gelsin bebeişim.Dua etmekten başka yapacak birşeyim yok.Sizden de dualarınızı bekliyorum.
Ben şunu anladım ki, hayatta hiçbir şey için plan yapmamak gerekiyormuş.Yaşam seni çemberine alıp yönlendiriyormuş zaten.Ne planlarım vardı.Doğum fotoğrafçısı, oda süsleme, doğumumun kameraya alınması,bir gün önceden çektireceğim fön :)... vs.Şimdi anlıyorum ki hepsi boş.Oğlum iyi olsun yeter başka hiçbir şey istemiyorum.Birkaç kare fotoğraf çektik işte kendimiz hastane odasında.Oğlumla odada bir fotoğrafım bile yok doğal olarak,onun tek fotoğrafları, küvözün dışından çektiklerimiz.
İşte böyle...Çok uzun oldu sanırım.Mazur görün.Hala şaşkınım çünkü.Yazınca, paylaşınca rahatladım biraz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?