"Sezaryenin gelişim öyküsü
 
Sezaryen ya da “sectio caesarea” bu adı nereden aldı? Bir çocuğun karnın açılması yoluyla dogurtulmasınm neden bu kavramla anlatıldığını bugüne kadar kesin olarak bilen yok. Bir teori, daha sonra antik Roma’nın imparatoru olacak Jül Sezar’ın Milat’tan önce 15 yılında annesi Aurelia’nın karnından ameliyatla çıkarıldığı söylencesine dayanıyor. Günümüzde araştırmacılar daha çok, “caesarea” sözünün Latince “caedare” (kesmek) fiilinden geldiğini düşünüyorlar. Bu türden bir ameliyat ayrıca “abdominal kesiyle doğum” ya da “utenısun cerrahi yoldan açılması yoluyla gebeliğin ameliyatla sonlandınlması” şeklinde de niteleniyor.
 
Sezaryen: Aslında en eski ameliyatlardan biridir
 
Sezaryenle doğum insanlık tarihinde çok uzun yıllardan beri uygulanıyor. Hemen hemen tüm kültürlerde doğrudan doğruya anne karnından yapılmış az ya da çok başarılı doğurtmalara ilişkin kayıtlar vardır. Tıp tarihinin akışı içinde gerek sezaryen tekniği, gerekse de buna ilişkin endikasyon (gereklilik ç.n.) kuralları tekrar tekrar değiştirilmiş ve gitgide inceltilmiştir. Ortaçağın başlarında sezaryen yalnızca zorunlu önlem sayılıyor ve annenin doğum sırasında ölmesi halinde, doğmamış çocuğu kurtarmak için uygulanıyordu. O çağlarda çocuğun hayatı önde geliyordu; annenin bu ameliyata dayanıp dayanamayacağı tali bir konuydu.
 
19. yüzyılın geç dönemlerine kadar, doğum yapmakta olan kadınların çoğu ya sezaryen sırasında ya da sonrasın da ölüyordu. O zamanlar bu müdahalede ölüm oranı yüzde 70 ila 90 arasındaydı. Bir yandan ameliyatlarda ağrı giderici yöntemlerin henüz olmayışı, öte yandan da sezaryeni kansız gerçekleştirmeyi sağlayacak yöntem ve tekniklerin bulunmaması bunun nedenleri arasındadır. Sonunda 1875 yılında İtalyan Cerrah Eduardo Porro ölüm oranını yüzde 50′ye düşüren bir yöntem geliştirdi. Sezaryen ameliyatını kestirmeden dölyatağının çıkarılması ameliyatıyla (histerektomi) birleştirerek, doğum yapan kadının dindirilemeyen uterus kanaması yüzünden ölmesi tehlikesini en aza indirdi. Birkaç yıl sonra da Leipzigli cerrahlar Saenger ve Kehrer’in buldukları yöntem yardımıyla, dölyatağı kanamasını dikişle durdurmak birçok durumda mümkün oldu. Bunu izleyen onlarca yıl içinde sezaryen için cerrahi teknikler sürekli geliştirildi ve komplikasyon oranı düşürüldü. Ağrı tedavisi için komplikasyonsuz yolların devreye girmesi de sezaryendeki tehlikeyi önemli ölçüde azalttı. Günümüzde, ameliyat salonlarında steril çalışma yöntemlerinin yerleşmesinden ve enfeksiyonlara karşı etkili ilaçların, antibiyotiklerin bulunmasından sonra, bir kadının sezaryen ameliyatında ölme riski sadece yüzde 0,01 kadardır."
Birde normal doguma bakalım kafası karısık; ve özellikle 
estetik kaygı duyan anneler;
MÖ 10.000 lerde paleolitik dönemde; insanların hala magaralarda avcı toplayıcı olarak yasadıgı zamanlarda; kadın doguruyor muydu?? EVET! agrı kesiciler, sancılar ıvır zıvırlar var mıydı HAYIR!! hatta anneler nası nefes alınmalı?? neler yapılmalı sorusunun cevabını bile bilmeden içgüdüsel olarak; içlerinden ne zaman ıkınma gelse ıkınıyorlardı...ve bu olması gereken idi..Bebek kendiliginden kanala içgüdüsel bir şekilde giriyor, anne nefesi ve ıkınması ile bebegine yol acıyor ve aslında doktorun bile mudahale edemedigi bir mucadele baslıyor bunyede...BU öyle bir mücadeleki tarım toplumuna geçiş olan Neolitik dönemde kadın "ana tanrıca "sıfatını alıveriyordu...bebek vajinadan cıkarken annenin sahip oldugu tüm mikropları alarak bagısıklıgını kuvvetlendiriyor...sonrasında anne bir zafer kazanıyor...Bana göre en azından böyle..Ama bir de riskli durumlar da var...kordon dolanması idi..kalp atıslarının zayıflamasıydı vs..gibi...burada en iyiyi bilecek elbette hekimler..ama estetik kaygı ile..özellikle kesi idi, genişleme idi vs.vs. gibi bencilce düşünceleri uzaklastırın dogum evvelsinde...hangisi daha saglıklı ise hekiminiz  zaten buna karar verecek...vajina genişlese ne olur??? ameliyat olursunuz en kötü...kesi atılsa ne oolur..azıcık can yanar..olur biter...ama o ikili mucadeleye degmez mi??o anı görmeye (sayet saglıklı iseniz) bu 9 ay 10 gunluk mucadelenın final kısmı...onca agrıya acıya zahmete katlanıp, güpgüzelim dipdiri genç kız bedenleriniz hamilelikle yavas yavas deforme olsa dahi...vajina genişlemiş bu mudur sorun??? bu bir fedakarlık...anne olmak kolay degil elbet...ama analarımız nenelerimiz tarlalarda avaz avaz cıgırarak dogururken; ne vajina genişlemesini dusunmuslerdi...ne de yırtık vs...yi...
Sizin için ne saglıklı ise elbette o...ama eger hiçbir sorun yoksa...elbette adı üstünde NORMAL DOGUM...bu normal olmasaydı...adı da anormal dogum olmaz mıydı???
Sevgiler ve iyi dogumlar...ha buara...nasıl ki herkesin parmak izi farklı; her hamilelik de her dogum hikayesi de her lohusalık da farklı yasanır...belki hiç kesi atılmıycak...bilemezsiniz...o yuzden...eger sartlar uygunsa;;; 9 ay 10 gunluk mucadeleyi birlikte yasayın!!!!