Ne acı. Şunu görüyorum ki yüzyıllar da geçse bazı zihniyetler bitmiyor. Çevrelerini kirletmeye, en kutsal değerimiz olan özgürlüğümüzü elimizden almaya devam ediyorlar. Arkadaşlar kimseyi istemeden kışkırtmak istemem ama eşlerimiz bizim ebeveynlerimiz değil. Bizler de çocuk değil yetişkiniz. Kıyafetlerimiz ya da herhangi bir konuda izin verip vermemek hususu bu yüzyılda kalmamalı artık. Kadın ya da erkek farketmeksizin önceliği çekirdek ailesi bilememiş, önce ailesini koruyup laf söyletmeyen, mahremiyet ve mesafeyi koruyamayan, dur demeyi bilemeyen, eşten öte iyi bir arkadaş olmayı başaramayan, işin özü birey olma olgunluğuna erişememiş tüm bağımlı kişiliklerden korunmayı bir şekilde öyle ya da böyle başarmalıyız. Özellikle erkek annelerine bu hususta çok görev düştüğünü düşünüyorum. Naif ruhlu, kadın-erkek ayrımı yapmayan, ataerkil düzeni kabul etmeyen insancıl ruhlar yetiştirmek zorundayız, bunu ilmek ilmek başarırsak kadınlarımız gelecekte daha özgür, daha mutlu yaşayacaklar, hakettikleri gibi