BAYATLAMIŞ doğum hikayem

:
Ben öğlen civarı nişan ile hastaneye gitmiştim 2 cm açıklıkla. Dr dedi ki sabah 6 gibi suni veririz. Ben vermeseniz de ananas yesem dedim güldü

(ama yedim ve suniye gerek kalmadı naber)
Neyse nişandan 12 saat sonra akşam 10.30 civarı suyum geldi, bu zamana kadar sancım yoktu. Sudan 12 saat sonra da oğlum geldi


hatta neredeyse dakikası dakikasına tam 12 saat sonra. Bu 12 saati ne siz sorun ne ben söyleyeyim
Normal düşünen arkadaşları korkutmak istemediğim için yazmadım başta sonra da vaktim olmadı. Ama bence ben 3 GEBE SANCISI çektim arkadaşlar. Nevrim döndü resmen ve suyum gece 10.30’da gelmişti ben sabah 7 gibi sezaryene geçmek istedim



ama hem bu sancıyı hem sezaryen ağrısını mı çekeceksin dediler. Acı eşiği yüksek biriyim veya öyle sanıyordum kendimi, mesela dr parol yazdı kullanmıyorum ağrım olmasına rağmen. Ama arkadaşımın tabiriyle Allah’a bile trip attığım bir sancı serüvenim oldu özellikle son 3 saat felaketti her şeyi sorguladım her şeyi. Son üç saatte açıklığım 3.5’tan 10’a çıktı

belki çok hızlı olduğu için sancım arşa çıktı bilmiyorum ama herkes şaşırdı daha bana 5-6 saat sonra doğuracak gözüyle bakıyorlardı. Hatta o yüzden açıklığımı çok geç kontrol ettiler belki de uzuuun süre 10 cm’de eziyet çektirdiler
Yaklaşık 35-40 dk falan da doğumhanede aktif doğum ve ıkınma sürecimiz oldu. Kesisiz sadece minik birkaç dikişle tamamladık süreci. Ben doğum esnasında da doktora kesi atın da çıksın artık hocam falan diye yalvardım



Hani zor bir ıkınma süreci ama baya kendimdeydim, doktorla falan siz neler çektiğimi asla bilemezsiniz (erkek) diye kafa bulduğum bir süreçti.
Doğduğunda göğsüme koydukları anı yaşamak harikaydı, doktor plasentayı falan çıkarırken orada uzunca konuştum bebeğimle. Üşümüş ağlıyor inanılmaz tatlı. Senden çocuk çıkması mucizevi bir deneyimmiş

Sürecin bu tarafına geçmek harika bir duyguymuş zorluğuna rağmen inanılmaz rahatladım. 3.400, 52 cm süper yakışıklı bir yavrum oldu.
KÖTÜ SÜRPRİZ:
Yavrum boynuna kordonu üç kere dolanmış şekilde doğdu

. Belki sancılarımı bu kadar şiddetlendiren buydu. 3 kere ne demek ya! Bu yüzden doğum sonrası iki saat gözetimde tuttular solunumuna vs baktılar, ultrasonla kafasını inceledi çocuk doktoru. Her şeyi güzeldi savaşçı yavrumun.
DERKEN… KABUS SAATLER: Ertesi gün taburcu olacağız diye beklerken son bir kez kan aldılar ve yavrumda yüksek CRP çıktı, 5-7 gün yoğun bakımda kalacak dediler. Ben nasıl ağlıyorum HAYAT BİTTİ gibi görünüyor bana. Gittim doktora ağladım yoğun bakım hemşiresine ağladım nasıl güvenicem nasıl bırakıcam… Neyse hemşire de yeni anneymiş biraz iyi geldi bana o. Böylelikle bıraktık yavrumu. Sabah 9 akşam 9 arasında GÜNDE 5 KEZ emzirme saati vardı. Ben o lohusa halimle 3 saatte bir gidip 45 dk emzirip geldim ama aralarda evde kalış sürem 1-1.5 saat. Yemek mi yiyeyim ayak mı uzatayım duş mu alayım tam bir psikolojik savaş ve dermanım kalmıyordu ama oraya gidip onu seyretmek her şeye değiyordu.
CRP iki günde normale döndü ama antibiyotik yarıda kesilmeyeceği için 5 güne tamamladık. Ve 6 gün sonra yavrum evine gelmiş oldu. Yani hastanedeki ilk gecemizi saymazsak HENÜZ 2 GECE GEÇİRDİK birlikte. Yeni doğurmuş gibi acemiyim gece bakımı konusunda.
Şimdi şükrediyorum o kordonlara rağmen daha kötü bir durumla sınanmadık diye. Tek sıkıntım her annede olduğu gibi ilk günler yoğun bakımda mama verilmesi oldu. Sütüm geldikçe süt götürdüm ama bebeğimin iştahı premium seviyede olduğu için yine de mama takviyesi yaptılar. Olsun her başlangıç pürüzsüz olacak değil ya. Çok uzun oldu bu ama hikayem de uzun ne yapayım

(Not: sancı sürecinde sezaryen olmadığım için kendime lanet eden ben şimdiden normal doğumla ikinciyi düşünüyorum -bu da benim hayattan ders alma becerim

)