21 martta bahara uyanalım, yaza çiçek açalım mı!

selam kızlar...dün dışardaydım gün boyu...hava çok güzeldi gezdik dolaştık...sabah klasik kahvaltı yaptım...öğleni geçiştirdik çay falan....saat altıda 2 lahmacun yedim..çok acıkmıştım...ama sonra hiçibişey yemedim....hatta akşam komşudaydık...pastalar baklavalar....tabaklar konduğu gibi kalktı önümden...hatta dün o yorgunluğun üzerinde 30 dak tempolu yürüyüş yaptım....
bugün güzel gidiyordu da az önce çayla 1 avuç ayçekirdeği yedim....sonrası.............pişmanlık............
yürüyüşe çıkıcam yine inşallah....hava harika....
 
offf kızlar bugün menüm bir rezalet
dün akşam nişanlım geldi sürpriz yaptı o sevinçle ben bugün epey diyet dışına çıktım
ama yinede menümü utanarakta olsa yazacağım
şimdi yürüyüşe çıkacağım belki biraz olsun vicdan azabım hafifler
 
tam tamına 1147 kalori almışım
1304 kalori veriyor bana günlük allahtan yediklerim geçmemiş
neyse bunada şükür artık ama yeni haftaya bomba gibi başlayacağım inşallah
 
Eflatuncum sikma canını yürüyüşle telafi edersin nasıl olsa bu günlük böyle olsun yarın daha dikkatli olursun

Hümeyra canım aldığın kalori kıvamında şimdi sen dikkatli olduğun için fazla görünmüştür gözüne:)
 
Benim aldım kalori 1236 yaktığım ise 341mis almam gereken 955ti yakınlarda geziniyorum 2 saate yakın yürüyüş yaptım 20dk da kemeri takayim 6 bardak su 2 bardak form çayı ictim

Akşam
4 kaşık pilav
Yarım porsiyon yahni

1 saat sonra da dondurma
 
Alina nerelerdesin diyeti bırakmak yok ona göre buradan zayıflamamadan gitmek yok hepimiz yaza en az 38 beden giricez:)
 
Günaydınlar kış sonrası kuş sesi ile uyanmak çok güzel, hadi bizler de ruhumuzun iç sesiyle bedenimizi uyandıralım az yemek bol bol su spor sabırlar bi yerlerde sakladığımız o ince narin kadını ortaya çıkaralım
 
Günaydın her kese.dün menü paylasımı yapanadım.çunki annemlerdeydim ve su yok,çay çay çay,yemeklerde sınır yok.spır yok.2vhaftadır diyetteyim o yüzden çok yedim diye gece midem bulanıyordu.az yemek en güzeli
 
Mânevi büyüklerimiz bu çok önemli hasletleri şöyle sıralamışlardır: KİLLETÜ TAAM, KILLETÜ MENAM VE KILLETÜ KELAM...
Yâni, az ye, az uyu ve az konuş..
İnsan olmanın, insanca yaşamanın temel prensibi olan bu üç kaideyi Kur’an âyetleri, Hâdis-i şerifler ve çeşitli Mesnevi beyitleriyle hep birlikte anlayıp zevk etmeye çalışacağız inşallah.
Dinlerde, tarikatlarda, mezhep ve meşreplerde, çeşitli farklılıkların olması gayet tabiidir. Fakat hepsinin birleştiği ortak bir nokta vardır ki oda: Az yemek, az uyumak, az konuşmaktır. Bütün Peygamberler bu üç sihirli kelime üzerinde hassasiyetle durarak ümmetlerini uyarmışlardır.
Peygamber Efendimiz: Az yiyerek maddi mânevi hastalıklarınızı tedavi ediniz. Az yiyiniz sıhhat bulunuz derken,
Hz. İsâ ümmetine: Karnınız aç olsun ki; kalbinizde Rabbinizi göresiniz diye buyurmuştur.
Hz. Davud: O güzel sesini açlıkta bulduğunu söylemiştir. Çünkü içi boşalmayan bir kişiden hoş sesler çıkmaz.
Hz. Musâ: Kelimullah olmayı açlıkta bulmuştur. Çünkü karnı toprakla dolu olanın Hakk ile yakınlığı olamaz.
Mânevi büyüklerimiz şöyle der: Kalbi üç şey karartarak hikmet yolunu kapatır. Oda çok yeme, çok uyuma, çok konuşmadır. Üç gün aç kaldı diye dertlenen kişiden ârif bir insan olmaz.
O cahil ve haddini bilmez adamın tekidir. Cenâb-ı Allah bir kuluna yardım ve ikramda bulunursa ona az yemeyi, az konuşmayı, az uyumayı nasip eder.
Gerçektende bu üç kelime insan olmanın, tasavvuf yolunda yürümenin değişmez kuralıdır. İnsan rûh, nefs ve akıldan mütşekkil topraktan yaratılmış bir varlıktır. Akıl yoluyla nefsimiz ve rûhumuzu dengede tutmak zorundayız.
Beden topraktan yaratıldığı için meyli hep toprağa doğrudur. Fakat rûh olmayınca beden hiçbir işe yaramaz. Topraktan geldin haydi toprağa der bir çukur kazar içerisine atarlar. Bedeni sevimli ve kutsal kılan rûhtur.
Hz. Mevlânâ beden bu dünya’ya aittir rûh ise öteki âlemden gelmiş bu âlemde gariptir gariplere sahip çıkmak Kur’an emridir o nedenle rûhuna sahip çık diye buyurmuştur.
Rûhumuza sahip çıkmanın birinci şartı az yemektir. Az yemek, az uyumaya. Az uyumak az konuşmaya, az konuşma da dinlemeye vesile olur. Malûm rûhumuzu beslemenin diğer bir şartı da dinlemektir. Bunlar bir birine bağlıdır. Nefsâni istekler karşısında güçlü bir rûh’a sahip olmak için de az yemek değişmez kuraldır.

Hz. Mevlânâ: Mes.clt.1.265. “Sen bedenini yağlı ballı yemeklerle besledikçe, asıl varlığın olan, seni diri tutan rûhunu asla güçlü bulamazsın” derken başka bir Mesnevi beytinde ise: Sen; Cenâb-ı Hakk’tan ilâhi aşk iste, rûhunu besleyecek gıda iste. Ekmek isteme. Ekmek bu bedenimizin gıdasıdır. Hayvani rûhumuzu, nefsimizi besler. İlahi aşk ise can rızkıdır rûhumuzu besler. Allah’tan ten rızkı istemektense Rûhumuzu besleyecek can rızkı istemek elbette çok daha hayırlıdır”

Hz. Mevlânâ; Mesnevi, Divân-ı Kebir ve Rubailerinde az yemekle alâkalı bir çok beyit dile getirmiştir. Bunları sizlere arz etmemeden evvel öncelikle konumuzla alâkalı Peygamber Efendimizin yedi hâdis-i şerifini arz etmek isterim.
1. Bir hâdis-i kûdside Peygamber Efendimiz Cenâb-ı Hakk’ın dilinden şöyle buyurmuştur: Ey adem oğlu ! Ben şeref ve yüksekliği itâat etmeye verdim.
İnsanlar ise onu sultanların kapısında arıyorlar, nasıl bulacaklar ?
İlmi açlık içinde takdir ettim, halbuki insanlar onu çok yemekte arıyorlar ilmi nasıl bulacaklar ?
Gönül parlaklığını gece uykusuzluğuna verdim. İnsanlar onu derin uykularda arıyorlar. Gaflet ile uyurken gönül parlaklığını nasıl bulacaklar ?
Ey âdem oğlu ! ilim ve âmeli tok karınla, gönül parlaklığını derin uykuyla, hikmet ve inceliği çok konuşmayla, ülfet ve dostluğu insanlarla iç içe bulunmakla, nihayet benim sevgimi dünya sevgisiyle dolmuş olarak nasıl isteyebilirisin ? Bütün bu güzel hasletleri nasıl bulabilirisin.
Öyle ise: ilim ve âmeli açlıkta, gönül parlaklığını gece uykusuzluğunda, hikmet ve inceliği sükûtta, dostluğu bana kavuşmayı ise uzlette bulabilirisin.
2. İnsanoğlu kendi karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa insanın bedenini güçlendirip olgunlaştırması için sadece üç beş lokma yemesi yeterlidir.
3. Eğer kim yemek şehvetine tutulur karnını doldurmak istese hiç değilse üçte birini yemekle, üçte birini içecekle, üçte birini de boş bıraksın.
4.Şeytan insanın damarlarında kan gibi dolaşır. O yolları açlık ve susuzlukla tıkamak sadece Allah dostlarına mahsustur.
5. Allah bir kulunu severse onu bol ve ucuz yemek bulunan yerlerde bile aç ve susuz bırakır.
6. Karnı aç, gönlü kânaatkâr, kalbi zikirde olanın, Allah dostu olduğu çok açık bir şekilde ortadadır.
7. Nefsinizi aç bırakın ki kalbinize irfan nûru doğsun.
Dikkat edilirse, Hazreti İsa’da bu son hâdis-i şerifle aynı mânâ’da söz söyleyerek “Az yiyiniz ki kalbinizde Rabbinizi göresiniz” diye buyurmuştu.
Fakat bu aç kalmayı veya az yemeyi de doğru düzgün anlamamız gerekir. Az yemeyle veya aç kalmayla ilim, irfân, aşk, muhabbet sahibi olunsaydı diyetisyenlere gidip rejim yapanların hepsi Evliyâ olurdu.
Maksat aç kalmak veya DİYET yapmak değil ! RİYÂZET yapmak
Her hangi bir diyetisyenin reçetesiyle, Peygamber Efendimizin bu mübarek sözlerini birbirinden ayrı tutmak gerekir.
Diyet yapan kişi dış görünüşünü bedenini zayıflatmak, güzel görünmek için günde sadece bir kâse çorba içer.
Riyâzet yapan kişide günde bir kase çorba içer. Görünüşte ikisi de aynıdır. Fakat arada bir fark var. Biri dışını, diğeri içini güzelleştirmek için günde bir kâse çorba içer. Ameller niyetlere göredir. O nedenle o bir kâse çorba birinin dışını güzelleştirirken ötekinin hem dışını hem içini güzelleştirir.
Bildiğiniz üzere İslâmiyette esas olan niyettir. Yapılan işin Cenâb-ı Allah yanında ki kıymeti O işteki amaç ve gayemizdir.
Hz. Mevlânâ; “Allah rızası için yapmadığın bir iş, sadece hiçten ibârettir” der.
Aç kalmayı veya az yemeyi şükür, fikir ve zikirle birleştirdiğimizde mânevi olarak amacımıza ulaşırız. Sadece kuru kuru aç susuz kalmakla ilim, irfan, aşk, muhabbet sahibi olunmaz.
Zikir: Malûm Hakk’ı anmak. En azından lokmayı ağzımıza götürürken Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlamak.
Fikir: Yemeğimizi yerken birkaç saniyede olsa tefekkür etmek.
Bakınız Hz. Mevlâna Mesnevi’de ne der: clt.2. 3078. Yarattığı şeylerde Allah’ın sıfatlarını görmeden, tefekkür etmeden, ekmek yiyecek olsam lokmalar boğazımda kalır yutamam o bir lokma ekmeği.
Onun yarattığı güzellikleri seyretmeden, onun gülünü gül bahçesini görmeden yediğimiz lokmalar nasıl olur da içimize siner ?
Öküz ve eşek gibi onlardan başka kim Allah’a kavuşma ümidi olmadan bir an bile olsa bu ekmeği yer bu suyu içer.
Onlar hayvan gibidirler hatta hayvandan da aşağıdırlar. Pis murdar kokmuş kişilerdir. Düşünceleri körleşmiştir. Akılları bunamıştır. Ömürleri tükenmiştir. İnsan olarak hiçbir şeyleri kalmamıştır.
Görüldüğü üzere Hz. Mevlânâ zikir fikir ve şükürsüz ancak hayvanlar lokma yer diye buyuruyor. Eskiler yemekte konuşmayı ayıp sayarlardı. Çoğu insan yemekte konuşmazdı ama bunu niye yaptıklarını da bilmezdi. Sebep; gelişi güzel boş laf konuşmak yerine, yemeği tefekkür içinde yemektir.
Zaten tefekkür ile yemek yiyen insan istese de gereğinden fazla yiyip içemez. Zamanımızda tüm toplantılar bir yemek eşliğine yapılıyor. Yoğun bir muhabbet içerisinde ne yediğinizin ne kadar yediğinizin farkına bile varmıyorsunuz.
Yemekteki Şükür’e gelince; bu da kişinin ilmine, irfânına, aşk-u muhabbetine göre değişir. Kimisi bulup yediği için; Kimisi da aç kaldığı için şükreder.
Derler ki; Şakiki Belhi Hazretleri bir gün İbrahim Ethem Hazretlerine şükür hakkında ne dersiniz diye sorar ?
İbrahim Ethem Hazretleri de; Bulduğumuz zaman Allah’a şükrederiz. Bulamadığımız zamanda sabrederiz der.
Şakiki Belhi Hazretleri sizin bu yaptığınızı Horasanın köpekleri de yapıyor. Onlarda buldukları zaman yiyip, bulmadıkları zaman sabredip bekliyorlar der.
Bu cevaba şaşıran İbrahim Ethem Hazretleri peki siz ne yaparsınız ? diye sorunca, Hazret bulunca elde olanı dağıtırız, bulmayınca da şükrederiz der.
Buda iki ayrı şükür anlayışı. Hz. Mevlânâ da şükür, varlıktan değil, yokluktan doğar demiştir.
Diyet için aç kalmayla Riyazet için aç kalma arasındaki farka da yine en güzel örnek Bayezid-i Bestami Hazretleridir.
Mes. clt.3.1694 Bayezid-i Bestami hz. Namaz kılmak hususunda kendisinde bir isteksizlik hissedince boğaz derdinden fazla yemek içmekten kaçındı.
O çok akıllı, çok ârif veli, namaza karşı duyduğu isteksizliğin sebebini düşündü tefekkür etti bunun sebebini çok su içmekte buldu.
Mademki çok su içmek beni namazdan alıkoyuyor, bende namaz karşı bir isteksizlik yaratıyor o halde bende bir sene su içmeyeyim diye ahdetti ve öylede yaptı. Onun bu iyi niyetine karşılık Allah’a ona sabır ve tahammül ihsan etti.
Onun bu önemsiz olan gayreti çabası sadece Allah için maneviyatı içindi. O yüzdende mânevi sultan oldu. Ariflere kutup kesildi.

Görüldüğü üzere son beyitte “Onun bu önemsiz olan gayreti çabası sadece Allah için mâneviyatı içindi. O yüzdende mânevi sultan oldu. Ariflere kutup kesildi” Deniyor. Yaptığımız işin içimizde bir mânevi boyutu varsa ve bu konuda da gerçekten samimi isek, ondan mânevi olarak faydalanırız. Yoksa niyetimiz ne ise karşılığı da ona göre gelir.
 
evet canım çok yeyince insan nasılda hantallaşıyor
güzel bir yazı
çok yemenin maddi zararları zaten tartışılamaz manevi zararları da görüldüğü üzere oldukça fazla
Tefekkür ibadetin yarısı, az yemek ise ibadetin ta kendisidir.
 
günaydın arkadaşlarrr
pazar faciasından sonra haftaya güzel başlayacağım inşallah
 
dünkü menümü yazayım

sabah
klasik kahvaltı

ara
1 çorba kaşığı fındık

öğle
3 kaşık kıymalı patlıcan yemeği
2 dilim t b ekmeği
1 kase yoğurt

ara
1 avuç ay çekirdeği
çay

akşam
1 kase susuz etli nohut yemeği
salata

ara
yarım kase sakızlı muhallebi

2 lt su
40 dak tempolu yürüyüş
 
Merhaba.aralarda diyet dışına çıktığını düşünüyorum.Ama öğünler güzel.
 
kızlar bugün hava yağmurlu ben yürüyüşe falan çıkamam herhalde
evde de hareket yapmak beni çok sıkıyor
 
Kahvaltım: önce maydanoz kürü
1dilim ekmege yağ reçel
3kaşık menemenle yarım dilim ekmek

Öğle:3kaşık patates püresi,2 kaşık ıspanak püresi
Yarım dilim ekmekler
Sonra kriz tutdu tatli krizi:3kuru encir ve çikolata yedim küçücük

Ara:70 g dondurma 140 kalori

Akşam :yarım yufka arasına yarı kk peynir yeşillik(kişniş Dereotu,taze sogan)koydum yedim.

Aldığım kalori 1110


Su:8 e az kaldı İNŞALLAH.dogadan form ve 7 otlu
Spor:jillian 1/10 level 1 bitttttiiii
 
Son düzenleme:
Okuduğum bu güzel yazıları siZlerle de paylaşmak istedim




Hadis-i şeriflerden hareketle, "Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra da dört-beş saat yeme. Şifa hazımdadır; yani, kolayca hazmedeceğin miktarda ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemek üstüne tekrar yemektir." diyor meşhur tabibimiz İbni Sina. O halde insan midesinin altında kalıp ezilmemeli, yemesini-içmesini disipline edebilen bir irade insanı olmalıdır. Yani mide insanı olmamalıdır. Aslında şişmanlık, -tıbbi bir problem yoksa- sünnete riayet eden bir Müslüman’da olmaması gereken bir durumdur. Hayatını sünnete göre programlayan bir kimse, yemesini de ona göre ayarlayacak, sofradan tam doymadan kalkacak ve hem bu dünyada hem de öte dünyada huzurlu ve mesut olacaktır.

AZ YEMEK USTALIK, ÇOK YEMEK HASTALIK

Kur’an ve sünneti çok iyi anlayan ve bunu hayatlarına yansıtıp çevrelerini nurlandıran mana âleminin sultanları az yemekle alakalı pek çok altın söz söylemişler. O sözlerden bazıları şunlardır:

İlim ve amel, az yemekte, kalp temizliği az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.

Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır.

Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur.

Çok yemek heder, çok uyumak kederdir.

Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz.

Az yiyenin kalp gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez.

Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır.

Çok yemek, organları çok çalıştırıp yıpratır, tedavi için doktor aratır.

Çok yemek tohumudur her derdin, az yemek ilacıdır her ferdin.

Az ye, az uyu, az söyle, nimete kavuşulur böyle.

Az yemek, meyveli bir ağaçtır, hasta kalplere ilaçtır.

-------------
Dünya zalim elinde tam ağlanacak andır.
Müminlere şimdi mevsim-i hazandır.
Bir an evvel derlenip de kendimiz olmazsak.
Hak bilir-yok olup gideceğimiz ayandır
 
bugünkü menüm

sabah
1 h yumurta
2 ince dilim ekmek
1 dilim peynir
5 yeşil zeytin
1 çay kaşığı bal
domates salatalık

ara
armut

öğle
4 kaşık nohut
3 kaşık pilav
yoğurt

ara
az şekerli çay

akşam
1 tabak yoğurtlu kabak salatası
1 kase yağsız makarna

ara
çilek veya çağla yerim

2 lt su içtim
45 dak tempolu yürüyüş yaptım
 
ekmek çok az sabah ve öğle için canım
epeyde bi tatlı yemişin bugün
o çikolatayı hiç yemeseydin keşke
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…