331. Dönem Şafak Sayan Güzeller

  • Konu Sahibi Konu Sahibi geronimo
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Anlamaz mı yüreğin?
Söyle maksadını
Sözlerinde teselli olsun
Kalbimde aşkın var
Rüzgarda kokun var
Çağırsam gelir misin?
Neredesin? Heves değilsin.

Tüm ışıkları söndür öyle gel
Kimse görmesin seni
Hatıran yetmez bana sevgilim
Su olsam sensiz akmam ki

Yalvaran bir kadınım
Sevgilim, adamım
Yüreğinde merhamet olsun
Alnımda yazın var
Erkekçe sözün var
Yollarına bakarak
Çoğu tükenmiş bir hayatım var

Tüm ışıkları söndür öyle gel
Kimse görmesin seni
Hatıran yetmez bana sevgilim
Su olsam sensiz akmam ki..
 
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Irmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
Yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
Çiğdemler güller mor menevşeler
Sımsıcak konuşurdun konuşuca
Hala koynumda resmin

Dağları anlatırdın ve de dostluğu
Bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
Sesini duymasam çölleşirdi dünya
Dağlar yarılır ırmaklar kururdu
Bulutlar çökerdi yüreğime
Hala koynumda resmin

Kaç mevsim kırlara çıkıp
Çiçekler topladık mezarlar için
Belki ürküttük tarla kuşlarını
Belki kurdu kuşu ürküttük ama
Aşkı ürkütmedik hiç
Hala koynumda resmin
 
Aşk nedir diye sorsalar bana
Diyemezdim
Seni tanımadan önce
Yalnızlığı tarif edemezdim kelimelerle
ıçimde hissedebildiğim halde
Konuşmaktansa dinlemeyi tercih ederdim
Gülmektense üzülmeyi
Ben bilmezdim kendimi
Yaşamak gelip geçen bir ömür belki
Yalnızca bana ait değildi
Herkesin kaderi bu kadar basitti
Unutulmak zor olsa da unutmak kolaymış gibi
Sevdalar geçerken birini yakalayamamak üstelik
Her şey üst üste geliyor hayatta
Bir fırsat varken ötekisi kaçıyor bir yandan
Ne varmış diye sorarken kendi kendine
Anlıyorsun zamanla
Hepsi boşmuş aldırma
Sen iyi ki varsın hayatımda
Şimdi anlamlı oluyor bu sorularda
Gitmek varken neymiş kalmak derken
Vazgeçmekmiş gururdan hep kalmakmış yanında
Hayat buymuş oysa
Gül benimle gülümse daima
Aşk seninle anlamlı kalmış bu hayatta
Sevdiğini dünyaya haykır duysun yaşamayanlarda
Varlığını bilsin herkes bir nedenleri olsun şu dünyada
 
aşıklar gibi atışıyosunuz walla :))) aşıkmısınızz yoksaaa kaydirigubbakcemile3 kaydirigubbakcemile3 opuyorumnanaktan
 
Karlı bir akşamdı Ankara 'da;
Son kez el ele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordum....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
ıncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık;
Gittin...
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı güçle seslendim
"Uçak, babama selam söyle!"
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, AŞKIMA selam söyle!
Uçak, AŞKIMA selam söyle!
 
Aşk, bekleyiştir
Uzun yıllarca bazen...
Kayıp yıllar geçerken
Sen bir kez bile bakmadın ardına...
Çok az bir zaman önce
Kalbimi kırdın yine üstelik...
Katlanır bu yürek buna da
Yıllarca katlandığı aşkın yanında...
Gözler aramıyor artık
Gelmeyecek birini...
Diller susmuş çaresiz
Sayıklamaktan yorulmuş sevgini...
Ağlamak son çaresiydi
Yıllar önce...
Gözpınarları susuz kaldı
Kalp her defa incindikçe...
Başlangıcı olmayan bir ayrılık bu
Ansızın kapıya geliverdi...
Yıllar önce biri vardı ya
Beni bana bıraktı ve gitti...
Bir tek ben varmışım bu aşkta
Onun gözlerinde yalanmışım oysa...
Tek taraflı bu aşkta
Son replik bana ait
Elveda ya da Hoşça kal değil
Seni seviyorum hâlâ
 
Gökyüzünde yeryüzünde
Gün doğdu mu her gün ilk gün
Her gün aydınlıktır
Yoksa ümit her şey loş karanlıktır
Yar gurbette can yürekte
Bir kafeste nE amansız
Sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
Her gece hep aynıdır
Fırtınada, ak ayazda
Sürgün her yerde hep yalnızdır
Gül açsa da, kuş uçsa da
Görmez dargındır
Her durakta, her uykuda
Sürgün her nefeste yalnızdır
Her şafakta, her yudumda
Hasret sancıdır
Yol olsa da, ses duysa da, dağ aşsa da
Her adım son, her an son adımdır
Tek başına yalnızlık
Bir yankıdır
 
AŞIK OLMAK
Nice sevgiler yeşerten yüreğimiz kimbilir kaç defa kırılmış ve yeniden biraraya gelebilmek için çaba sarfetmiştir. Yanlışlar doğruları götürür gibi acılar da sevgileri yok ediyor acımasızca. Hasret ise buna tuz biber ekiyor acının yanısıra. Aşk iki kişiliktir. Biri aşık diğeri sadece seviyorsa bu aşk değil yanılsamadır sadece. ınanmak istersiniz bir gün sever bir gün gözlerinize bakıp "seni seviyorum", der diyeceğini. Asla bunun olmayacağını bile bile gidersiniz peşinden. Tutunmak istersiniz bir dala veyahut. Tutunamazsınız dal sizi üstünüzden atar. ıstemiyordur sizin yükünüzü çekmek. Hayatta bu kadar zorlu engeller varken niye bir de sizi taşısın ki? Hak verirsiniz başka yola sapar ve düşünürsünüz. Cidden aşktan başka bir şeyler yok mu dünyada, dersiniz. Çevrenize alıcı gözüyle bakar ve insanların hayat koşuşturmasında olduğunu görürsünüz. Kendinizi sorgular kendi hayatınıza bakarsınız. Geçmişi boşverip geleceğe baktığınızda dahi ele avuca sığan hiç bir şey yapmadığınızı anlarsınız. Sonrasında mı? Yapabileceğinizin en iyisini yapmaya başlamışsınızdır artık. En başta da belki defalarca arkadaşlarınıza dediğiniz bir kelimeyi kendinize diyeceksinizdir: Unut! Başkasına derken ne kadar ağızdan kolay çıkıyorsa da uygulamaya gelince herkes "Asla" , diye söyler. Kimse de başaramaz başlarda. Zaman geçer alabildiğine, unutanlar da vardır, unuttuğunu sananlar ya da içine atıp herkese unuttum onu, diyenler. Her insan kendi kaderini yaşıyorsa aşkını sevdasını unutup unutmamakta ona kalmıştır elbette. Öyle ki aşk unutulabilecek bir şey midir? Yaşayana, yaşatana ve yaşanana bağlıdır hepsi. Nice sevdalar gördüm, bazısı mutlu bazısı mutsuz. En acısı da kavuşamayanlarınkidir herhalde. Mutlusundur, ama uzaktasındır ve bunun mutsuzluğunu yaşarsın. Yine de aşık olmak güzel bir şey dersin kendi kendine. Aşık olmak, ölesiye sevmek ve gün gelip bu sevdayı kalbine gömüp sevdanı unutmak. Belki ilk ikisi güzeldir, sonuncusunu yaşayana ise yine de "hayat devam ediyor" , demek gerek...
 
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız
artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun,git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın,dikkat et!..

Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş...vefaymış!..
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı,uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun,git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz!
Şunu cbine koy,ne olur ne olmaz..

Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun,git..
Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam..
Sorma git!
Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
ıçerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun,git..
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut..dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle!

Beni öldürüyorsun,git..
Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim.
 
ılişseydim düğme gibi bir imlikle göğsüne,
Ya çıkmaz leke olup bulaşmış hal her giysine,
Yakut bir gerdan gibi hep asılmış hal göğsüne,
Kalbinin her atışını derdini dinler gibi.

Çizilseydim bir dövme gibi cildin her yerine,
Bakınmazdım hiç bu kadar sık öperek resmine,
Her an ve her mahalde candan yakın ve seninle,
Halinin her akışını içten izlermiş gibi.

Kuşatsaydım seni içten muhtaçken kan nakline,
Dolaşsaydım bendinde ömrünün en son vaktine,
Keşfederdim her ücranı kalbinin her ritminde,
Beslerdim sende huyumu kalanı görmez gibi.

Bilseydim senmiş gibi özünde zaaf halini,
En muntazam şirinlikte benzetirdim kendimi,
Kibrit çöpü de olsam dehşet aşarak haddimi,
Yakardım bütün dünyayı kalbimi yakman gibi
 
Sakin göllerin kuğusuyduk
Salınarak suyun yanağında
Yarılan ekmeğin buğusuyduk
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı, camları kırdı
Fırtına gelip aramıza serildi..
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı..
Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı,
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu!
Dedim ya, ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

Dağlarda çoban ateşiydik
Dolanarak mavzer yatağına
Ceylanın pınara inişiydik
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe
Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında
Birer çiğ damlasıydık
Bahar sabahında, gül yaprağında..
Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor, ciğerim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
 
Sakın... Yangınına düşme yüreğimin
Korkar kaldıramaz yükünü aşkımın
En dev yangına hiç dese de sözlerin
Altında kalır bir damlacık yüreğin

Sen ki... Beni bir damla anlaya bilmen için
Okyanusları sırtlanmış olmalı yüreğin
Çıldırmış belki hayretinde ya sevmelerin
Buz dağından soğuk esmeli misal yüreğin

Bende ki sevdanın sahrasına düşüncede
Belki tesir eder bir ufacık da yüreğin
Sevda sancılarına boğma sen hiç gözlerin
Yüreğimin harında tek yanmak düşer sana

Sakın... Arzusuna kapılma sen yüreğimin
Savrulan bir toz gibi bakarsın ki yüreğin
En içli bulutların yetmediği sahramdan
Sende kaç saklan bir hiç paramparça olmadan

Bilme... Peşindeyim adam gibi sevmelerin
Hep o yüzden yangınım her şeye de sitemim
Hadi git peşinden ayarında sevmelerin
Yüreğimin harında sırf yanmak düşer sana
 
ctrl +c
ctrl + v sagolsun demı
 
Sarardım ben sarardım
Senin için sarardım
Baş yastıkta göz yolda
Her geçene sorardım

Al dağlar yeşil dağlar
Gurbette yarim ağlar
Açtım'ola şu Sivas'ın gülü yaprağı
Çekti de bizi bu yerlerin suyu toprağı

Kayalardan kayarım
Bulamadım ayarım
Ben bu dertten ölürsem
Kaderime sayarım
 
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var.

Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.


Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.
 
aynen ben dinliyorum hoşuma gidenlerin sözlerini ctrl c ctrl v yapıyorum =))
bir çoğu zülfü livaneli şarkı sözü yusuf hayaoğlu suavi şiiri :))
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…