O gerginlik ve kullanılma duygularına bende pek aşinayım. Hatta radikal bir tercihimden dolayı çok eleştirilip, aptal olmakla yaftalandım ki hayatımın en doğru kararı olduğunu her defasında görüyorum. İyi ki kimseyi dinlememişim. Maalesef birileri laf olsun diye daima konuşur, konuştular, konuşacaklardır da... En uyuz olduğum şey, tercihler hakkında birilerinin boş konuşması, dolu olsa bir şey katar insana, oysa çoğu zaman susmaları, saygı ve destek göstermeleri daha hayırlı olurdu.
Vayy be balım, çok uzaklara götürdün. Sen açık olsanda aslında çok derin yazdın, buna bir destan yazılır, sakin kafayla bir kaç kere daha okuyup iyice anlayayım bu satırları. Seninle bunları konuşmak da hoşuma gitti. Birilerinin düşünce derinlerindeki bir şeyler hakkında konuşunca onun ruhuna temas etmişim gibi hissediyorum. Bunlar benim için birisinin geçici dertlerini dinlemekten daha özel, daha manevi.
Sadece şu sosyal maske olayına biraz değineyim; ben gördüklerimi çok ölçü almıyorum, onunla ilgili farklı bir bakış açım var çünkü dışarıdaki davranışlar çok değişken olabiliyor o beni yanıltır. Kimseye de bunu niye böyle yaptın deyip onun vereceği cevabı da çok ölçü almam çünkü o da çok değişiyor. Cevap samimi olmayabiliyor, dürüst olmayabiliyor veya sırf güzel konuşmak için inanmadığı şeyleri de söyleyebiliyorlar. Yani sorgulama şeklim şöyle gibi; Ayşe, Fatma bunu niye böyle yaptı değil de, bir insan ne için böyle yapabilir, hangi içgüdüsel duygular onu öyle davranmaya itebilir. Altta ne gibi sebepler olabilir. Çünkü özünde 1 sebep vardır, ona bağlı değişik değişik milyon tane davranış vardır ama çıkış noktası bir şeye dayanır. O dayandığı yer ilgilimi çekiyor
Empatiden daha derinini görebilme çabası. Yani bunları ben önce kendi içimde çözmeye çalışıyorum. Sonra karşıya nokta atışı yapıyorum gibi şeyler benimkisi.
Şu puanlama sistemini de merak ettim hocam, geçtik mi barajı

Eksiler artıları götürdü deme şimdi bana