9 yıllık ilişkinin ardından düğüne 2 ay kala terk edilmek....


teşekkür ederim tatlım Allah sanada güzel bir yuva kurmayı nasip etsin inşallah ama kendini hırpalama gerçekten değmiyorlar. inşallah kısa sürede kendini toplarsın
 

off çok üzüldüm ( inan ne diyeceğimi bilemedim çok çok üzüldüm. Allah ım sabır versin. bende umutlanmıyorum, sadece sevgi kolay atılmıyor insanın içinden....
 
üzücü bir durum.9 yıllık beraberliğiniz hiç sebepsiz yere bitmiş...biraz sabredin,düşünememeye çalışın,bekleyin...olmayacaksada vardır bir hayır.herşey gönlünce olması diileğiyle...
 
üzücü bir durum.9 yıllık beraberliğiniz hiç sebepsiz yere bitmiş...biraz sabredin,düşünememeye çalışın,bekleyin...olmayacaksada vardır bir hayır.herşey gönlünce olması diileğiyle...

çok teşekkür ederim evet zaten elimden sabretmekten başka birşey gelmiyor... hayırlısı olsun....
 
SEDA DİKERi okuyorum zaman zaman. şu yazısını görünce burada paylaşmak istedim:

Sevgilinizi geri istiyorsanız en iyisi sessiz kalmak

TELEFON AÇMAYIN
Birlikte çalışmaya başladık. Bir partneri geri istiyorsanız ve hiç umudunuz yoksa, yapabileceğiniz en akıllıca hareket, tamamen sessizliğe gömülmektir. Kendi içinizden onu bırakın. Hatta bırakamayacağınızı düşünüyorsanız bile, bunun provasını yaptığınızı düşünün. Ama kararınızı asla açıklamayın. Uzun, açıklayıcı mailler falan yazıp yollamayın. Telefon açmayın. Hislerinizi açıklamayın. Onun sizi merak etmesine izin verin. Her zaman yaptığınızın tam tersini uygulayın. Bir erkek size, örneğin üç birim sevgi vermiş ve bu şekilde sizinle yatağa girebilmişse, ama siz 10 birimlik sevgi ve ilgi bekliyorsanız, bunu asla alamazsınız. (Tabii buradaki üç birim sevginin bir açıklaması yok. Sadece size bir fikir versin diye sayısal ifade ettim.) Bir süre görüşmedikten sonra yeterince sessiz kaldıysanız ve eğer erkek sizi merak etmişse, küçük bir mesaj atabilir. “İyi bayramlar!” ya da “Naber kız?” gibi… Bu size tanıdık geliyor mu? Kadındaki ilk tepki, “İşte benim değerimi anladı, bana geri dönecek,” diyerek heyecanlanmaktır. Oysa oyunun bundan sonraki kuralı, tıpkı bir pazarlık masası gibi olmalıdır. Bu tip küçük mesajlara sessiz kalmalısınız. Genellikle kadınlar buna cevap vererek aslında erkeğin ağzından pişmanlık ya da aşk sözcükleri duymak için fırsat yarattıklarını düşünüyor, ama erkek bunu yapmaz. Sadece aklında şu vardır: “Bu kadın üç birimlik, daha fazlasını vermeme gerek yok.” Sessiz kalmaya devam edin. Aramaya çalışacaktır. Açmamanızı öneririm. Bir süre sonra hâlâ sessiz kaldığınızda, rest çekebilir. “Bu son arayışım, bir daha aramam bak!” gibi… Buna da kanmayın. Muhakkak yeniden şansını deneyecektir. Bu aralarda ufacık bile olsa, tek kelimelik bile olsa cevap yazarsanız tüm şansınızı kaybedersiniz. Bu dönemde aslında erkek, size verdiği değeri üç birimden yavaş yavaş yükseltmeye başlıyor. Ve siz de kendi değerinizi idrak ediyorsunuz. Önemli olan, kendi değerinizi fark etmenizdir. Size yeterince değer vermeyen bir adamla işiniz olmasın zaten… O eski danışanım şimdi evli ve çok mutlu. Çünkü hem kendisini daha çok sevmeyi öğrendi hem de karşısındaki erkeğin aslında böyle kadınlara daha çok saygı gösterdiğini ve hiç kimsenin saygı duymadığı birine âşık olamayacağını idrak etmiş oldu. Unutmayın… Kendinize siz değer vermezseniz başkası hiç veremez.

Seda Diker
 


gerçekten açıklayıcı bir yazı olmuş.. canım güzel bir paylaşım "önemli olan kendi değerinizi fark etmenizdir" biz sevdiğimiz insana değer veriyoruz ama aynı değeri göremiyoruz. böyle insanlarlada işimiz olmasın zaten.. ne kadar çok varmış aynı durumda olan Allahım hepinizin gönlünü ferahlatsın sabır versin durumuz zor hemde çok zor insan bunları okuduktan sonra nişan veya evlilik hazırlığı yaparken düşünür korkar şahsen ben ürktüm bir anda ne kadar güvenirsek güvenelim birgün sizin başınıza gelen olay bizimde başımıza gelebilir oyüzden çok üzücü bir durum yaşadığınız ders alınması gerekn olaylar bunlarr
 

Kusura bakma canım ben biraz geç yazıyorum.Bilgisayarı kapatmıştım. Pdr okudum ben. Ama okusan da acını hafifletmiyor bilgin, sadece yaşadığın süreci biliyorsun. Yasla ilişkinin bitmesi benzer süreçler. İkisinde de travma yaşıyorsun. Yasın aşamaları dediğinde internetten de bulabilirsin. Bir de duygu düşünce duygu davranış üçgeni var. Yani ne düşünüyorsan, düşüncelerin duygularını, duyguların da davranışlarını etkiliyor. Arkadaşın randevunuza geç geldiğinde başına birşey geldiğini düşünürsen merak edersin.Aynı durumda seni ektiğini düşünürsen sinirlenirsin. Aynı durumda farklı hissedebiliriz yani. Düşüncelerinin gerçekçiliğini sorgulayabilirsin. Daha önce de yazmıştım. Terk edilmek senin istenmeyen biri olduğunu göstermez. İlişki bittikten sonra insanların aklından genelde şu düşünceler geçer: 'Bir daha kimseyi böyle sevemeyeceğim' 'Ben de bir eksiklik mi var?' 'O beni sevmedi' vs.Bunlar bilişsel çarpıtmadır. Yani gerçekçiliği çok sorgulanmadan akıldan geçen düşünceler. Bu düşünceleri değiştirmek gerekir, çünkü sağlıksızdır.
Her şeyin bir işlevi var bir de. Örneğin ilişkideki kıskançlık, normal düzeyde olduğu sürece ilişkinin devamını sağlayan bir duygudur. İyi duygu, kötü duygu diye bir şey de yok. Şimdiki yaşadığın acı da senin karşı cinsten ne beklediğini, bu ilişkide ne gibi hatalar yaptığını sana gösterecek. Sonrasında yaşadığın ilişkide nişanlında olumlu gördüğün şeyleri bekleyip, olumsuzları istemeyebilirsin.
Yardım alman bu süreci daha rahat atlatmanı sağlayabilir. Ama kimse sana ne yapacağını söylemez. Bu etik değil zaten. Hepimiz biriciğiz. Birimiz için doğru olan şey diğerimiz için yanlış olabiliyor. Bu nedenle sen başkasının verdiği önerileri uygularsan sen olmazsın.
Duygu düşünce davranış üçgeninden bahsetmiştim ya... Bazen davranışı değiştirmeye çalışmak da duygu ve düşüncede değişiklik yaratır. Depresyonda olan insanlar yürüyüş yapmaya zorla götürülür mesela başlangıçta. (örnek olsun diye söyledim sadece bunu yap diye değil.)Ben uzun süredir saçımı kestirmemiştim gelinbaşı için.Kabullenmek kolay olsun diye kendimi kuaföre gitmeye zorladım ve kestirdim. Hatırlatıcı şeylerden uzak dur. Ben parfümümü değitircem . Duygularını ifade etmen de iyi gelir. Anlatacağın kimse yoksa yazabilirsin
Klasik olacak belki ama seni öldürmeyen acı güçlendirir
 

canım ne kadar doğru yazmışsın. çok okuyorum netten ayrılık sonrası neler yaşanır neler yapmalı gibisinden hepsinde de seninkine benzer şeyler yazıyor. ilk zamanlar, sonrası, yas süreci ....okudum bunların hepsini.

bende saçlarımı boyattım mesela döner dönmez eve.aynen gelin başı için bekliyodum.balayında değiştirecektim sözde :) nişan elbisemi verdim. fotoları sildim ve yırttım. ona ait çevresine ait tüm numaraları sildim.bunca yıl dönem dönem bikaç ay süren ayrılıklarımız oldu ve bunu hiç yapmamıştım.onun aldığı ona ait onu hatırlatan ne varsa kaldırdım bi kutuya.ama hala nedense dışarıya çıkmaya halim yok gibi.

ben hiç aramamayı düşünüyorum bundan sonra. ne derece doğru bilmiyorum ama bu doğrusu gibi geliyor. keşke sana özelden yazabilsem ama senin msj sayına baktım ve ben sana yazsam da sen cvp veremiceksin.ondan dolayı buradan yazdım.umarım seni sıkmadım.

of ne kadar da zormuş bunları yaşamak...
 

Yok canım niye sıkılayım, ne zaman istersen yazabilirsin. Bilişsel davranışçı terapi olarak geçiyor anlattıklarımın çoğu. Bununla ilgili kitap okuyabilirsin. Bununla ilgili bir sürü kitap var. Sanırım ayrılığı sen de kabullenmişsin. Diğer ayrılıklara benzemiyor, çünkü düğünden dönmek farklı birşey. Artık olay iki kişi arasnda olmaktan çıkıyor. Bizimki ergenlikte başlayan ilişki olduğu için daha kendimizi tanımadan eş seçmişiz. (22 yaşına kadar ergenlik dönemi olarak geçiyor) Aslında bu dönem karşı cinsi tanıma dönemi, biz eş seçmişiz. Biraz da yanlışlık burada başlıyor sanki. Bir arkadaşım bana 'sen kendine 20 yaşında sevgili seçtin. Sevgiliyle eş farklı şeyler' dedi.
Dışarıya çıkmaya halin olmasa da çık. Yanına birisini al tek gitmek zor geliyorsa. Ben de başlangıçta yemek yeme sorunu olduğu için vitamin takviyesi almıştım halsiz kalmamak için. Doktora danış istersen. Seni üzecek filmleri izleme, müzikleri dinleme ayrıca.
Eskiden bizim de ayrıldığımız dönemler olmuştu. O zamn yapamayacağım diyordum kendime, barışıyorduk. Şimdi oturup ağlıyorum. Bununla başedemeyeceğim demek yerine şimdi bunları yaşamam normal, geçecek diyorum. İnan kelimelerin bile önemi var. Mahvoldum demek yerine üzgünüm demek bile ruhsal durumda değişiklik yaşatıyor
 

ben 19 o da 26 yaşında idi başladığında.sanırım bende erkenden eş seçmişim sevgili yerine. ama madem sadece sevgili idi neden eş olmay yolunda adımlar attık. neden bunca yıl sürdü. üstelik tam da ben onun eş olabileceğine karar vermişken gitti.
döner mi dönmez mi bunu da düşünmek istemiyorum çünkü bu tamamen kader işi. ama ben bitti diyerek hayatıma devam ediyorum. çünkü doğrusu bu. ama aklıma takılan şu oldu. aramak gitmek konuşmak. az çok okumuşsundur benim çabaladığımı. şu saatten sonra adım atmak bana saçma ve kendimi küçültecek bi daranış gibi geliyor.bilmiyrm sen sordun mu yada nasıl bitti dedi sana. ama ben bu çabayı hayata yeniden motive olmaya harcamayı düşünüyorum. çünkü onunla olmasa başkası ile olsa bile kolay atlayılacak bi durum değil. mesela sen tekrar evlenirken bunları düşünmicek misin acaba demicek misin? tabiki aklından geçecek. bunun için benim üzülsem bile unutmaya atlatmaya çalışmam gerektiğini düşünüyorum.
dediğin çok doğru kelimeler bile çok önemli hatta erkenden bile affetmemek gerekiyormuş çünkü bu ister istemez bizde bir özgüven eksikliğine neden oluyormuş.ben sürekli hayır olsun diyorum. en azından 40 gün dersen öyle olur :)
 

Erken yaşta hayatımıza girdikleri için bağlanmışız. Bence de sen çok çaba harcamışsın. Ben de başlarda kendimi suçladım. 'Acaba böyle demesemiydim? 'diye. Ama tam tersini düşünüyorum şimdi. Eğer o aynı şeyleri yapsa ben onu bırakırmıydım? Cevap hayır. Hayat tamamen seçimlerden ibaret. Karşımızdaki insanlar böyle bir seçim yapmayı tercih etmişler. Kendi seçimlerimizi değiştirebiliriz ama karşı tarafı değiştiremeyiz.Kendine yeni bir yol seçmeyi düşünüyorsun. Sonraki süreçte geri dönerse o zaman durumu değerlendiririrsin. Bunun süreci 1 yılSana bilimsel olanı söylüyorum. Hatta 6 ay sonra bile şimdikiyle aynı olmayacaksın arkadaşım. Unutmama konusuna gelince evet unutmayabiliriz. İnsan mezuniyetinde giydiği kıyafeti, ilkokul arkadaşını, hastalıklarını v.s gibi bir sürü şeyi unutmuyor.
Bir hocam üniversitede bişey anlatmıştık. Ama hocam çok zor ya demiştik. O da bize kolay olduğunu söylemedim dedi. Bu süreçte kolay olmayacak. Kolay olduğunu kimse söyleyemez zaten ama geçecek
 

evet bende çok suçladım kendimi. hatta arayıp ona da bir bir saymıştım hatalarımı: yok düzeltcem yok bilmem ne ....keşke yapmasaydım. bilmiyor muydu beni tanımıyor muydu. ben onu tanıyarak bilerek eksinini artısını düşünerek evet demiştim. çünkü herşeye rağmen mutluydum onunla. demek ki onun muhasebesi geç olmuş.

seni bilmem ama ben bi kere bırakıp gittim ve çok kararlı idim. o zaman ilk başta hep onun hatalı taraflarını düünüyordum yargılıyordum. ilk ay böyle geçti. ben haklıydım ve dönmeyecektim. zararın neresinden dönsem kardı. sonra evet o haksız ama bende hata yaptım diyerek geçti. sonra onun ikamesi şeylerin yavaş yavaş tükendiğini görünce özlemeye başladım. sonraki aylarda da dedim ki benim de onun hataları var oturdum düşündüm ve artılar ağır bastı döndüm.belki o da hala bir muhasebe içindedir. çünkü ne olursa olsun bunca yıldan sonra bir evlilik iptaline karar vermek azıcık seven bi insan için bile kolay değildir.bunları kendiem açık kapı bırakmak için mi söylüyorum bilmiyorum hala umudum mu var benim bilmediğim bastırdığım onu da bilmiyorum.

ama bildiğim şey kalbim çokk kırık ve benim de zaten en az bi 3-5 aya ihtiyacım var. dediğin gibi bunu iyi yada kötü atlatmak 1 yıl alırmış.sabır hem çok zor hem mükafatı en güzel duygu ama uygulamak sorun işte keşke elimde bi silgi bi de kalem olsa da yazıversem herşeyi yeni baştan....
 
 
9 senedir onlaydın.. onla çektin hayatın kahrını.. ben de 4 senedir bu nişanlımla ondan önceki 4 senedir de ondan önceki nişanlımla geçirdim ömrümü.. yani çok uzattım ve saçmalıyorum farkındayım ama boşver be arkadaşım çıkar tadını yalnızlığın.. çıkar tadını kendinle başbaşa kalmanın.. özünü keşfet kendinle ilgilen her gün yeniden keşfet kendini.. yapayalnız geliyoruz be bu dünyaya.. kimseyle gelmedik.. biz bize yeteriz.. asıl sevgi içimizde bizde.. tut kendi elini.. bak aynada güzel gözlerine.. sarıl kendine sımsıkı.. ohh işte budur.. bundan sonra yanımızda yürümek isteyen yüreği güzel insanlar da olursa olur, olmazsa biz gene bize yeteriz kendimize yeterizz..
 

ah burcucum keşke sendeki şu düşünceler bi çipte olsa bende beynime koydursam ondan :)
 
ilk duyduğum değil yıllar yılı çıkıp düğüne azıcık birşey varken ayrılmak...Bir yakınımızın başına gelmişti,daha davetiyesini aldığımız gün nişanın atıldığı haberini almıştık,onların da 6l yıllık bi mazisi vardı.Evlenmeden önce son kaçış olarak mı görüyorlar acaba insanlar,akıllarına son anda mı dank ediyor..
ipek ongunun bir kitabında da vardı şu bir genç kızın gizli defteri serisinden...5yıllık sevgililik+2,5 yıllık nişanlılık döneminin ardından tam da evlenmek için herşeyleri hazırken ayrılıyorrdu çocuktan,bütün kitap hesaplarla vicdan muhasebeleriyle geçiyordu...
ama sonra her ikiside kendilerine daha uygun evlilikler yapıyordu...Konunun başında anlattığım arkadaş da o olaydan bir sene sonra tekrar nişanlandı başka biriyle,ben katılamamıştım nişanına ama çok çok mutlu göründüğünü söylüyordu gidenler..
Diyeceğim o ki Allah bi kapıyı kapar ötekini açar,sen gönlünü ferah tut
bu karakterde adam seni kucağında bebeğinle terketse ne yapacaktın?Bugün felaket olarak adlandırdığın olaya bi gün iyi ki demen dileğiyle
inşallah hayat hep güzel kapılar açar,üzme tatlı canını
 

ah canım biliyomusun söyleseler inanmazdım ama oldu işte. Allah der ki; Kimi benden çok seversen onu senden alırım . . ve ekler ; onsuz yaşayamam deme,seni onsuz da yaşatırım ... aynen böyle işte. oluyor ve sen yaşıyosun....

çok sağol canım güzel dileklerinin için. ben de sana uzun, mutlu bir ömür diliyorum....
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…