Popüler Konu 90 Kilo Üzerindekiler Birlikte Zayıflıyor!

Hâklisin, aslinda bu baslik ve topiğin nadide hanimlari kayinvalide olmak için cok gençler..Lakin su ara frida ve bonus kişisi gelin aday adaylarinindan bahsetiklerinden mütevellit biz de takip ediyoruz yakinen kendilerini

Vay anam vay neler dönmüş burda :) Kızlar Allah kolaylık versin. Valla zor işiniz, şimdiki kızlar bi tuhaf

Yenam Barış duymasın bak, o da girer sıraya
 
Öyle tabi, başarabiliriz hepimiz :) inşallah hepimiz çok daha sağlıklı çok daha mutlu olacağız bu yıl Kasımınpatısıcığım :))

Çok memnun oldum Elifcim, Esra ben de.


Aminn esracim,ben de cok memnun oldum tanistigima..

Bu ara da sanirim birbirimize yakin zamanlarda evlenmisiz,ben de 4 yil olucak yakinda evleneli..benim de bebem yok şimdilik..:)
 
MİKROBİYOMUN DÜZELTİLMESİ İÇİN 6 TAVSİYE
Geçen haftaki yazımızda büyük çoğunluğu bağırsakta yaşayan bakterilerden oluşan mikrobiyomun insan sağlığı açısından önemine değinmiştik. Bağışıklık sistemi açısından çok önemli olan ve bozulmasının pek çok hastalığa, özellikle de beyin hastalıklarına neden olduğu son araştırmalarla gösterilen mikrobiyomun nasıl korunacağı ya da nasıl iyileştirileceği konusunu da bu haftaya bırakmıştık.
Bu konuda Brain Maker (Beyin Yapıcı) adlı kitabı yeni çıkan nörolog Dr. David Perlmutter'ın önerilerine göz atalım. Dr. Perlmutter bozulmuş bir mikrobiyomu düzeltmek için sağlıklı bir beslenme düzenine geçtikten 6 gün sonra etkilerinin görülmeye başladığını söylüyor. Araştırmalara dayanarak mikrobiyomun düzeltilmesi için 6 tavsiyede bulunuyor.
MİKROBİYOMLARIN DÜZELTİLMESİ İÇİN DR. DAVİD PERLMUTTER'İN 6 TAVSİYESİ
1- Probiyotiklerden zengin yiyeceklerle beslenin.

Dünyanın pek çok ülkesinde fermente yiyecekler vücuda gereken probiyotikleri sağlıyor. Fermantasyon işleminin tarihi çok eskilere dayanıyor, ilk kez 7000 yıl önce Persler başlamışlar, Çinlilerin ise 6000 sene önce lahanayı fermente ettikleri biliniyormuş. Türklerin orta Asya'dan beri yoğurt ve kefir yaptıklarını biliyor ve bu geleneği devam ettiriyoruz. Korelilerin kimçisi, Japonların nattosu gibi çeşitli ülkelerin geleneksel fermente yemekleri var, birçok ülkede turşu yapılıyor.
Probiyotik yiyeceklerdeki bakteriler öncelikle bağırsağın duvarlarını koruyor, vücudun pH düzeyini dengeliyor, doğal antibiyotik, antivirüs, antifungal (mantar ilacı) görevi yapıyor, bağışıklığı düzenliyor ve inflamasyonu kontrol ediyor. Ayrıca bu bakteriler bizim sindiremediğimiz gıdaları metabolize ediyor, yediklerimizden besinlerin daha iyi emilmesini sağlıyor. Örneğin, A, C, K ve B kompleks vitaminlerinin daha iyi emilmesine yol açıyor.
2- Düşük karbonhidratlı beslenin, sağlıklı yağları bolca tüketin.
İnsanlar binlerce yıl avladıkları hayvan etleri, balık, bulabildikleri mevsim sebzeleri ve bazı mevsimlerde bulabildikleri meyvelerle beslenmişler. Çok sonraları tahıllarla beslenmeye başladıkça tüm tahıllarda bulunan gluten bağırsak bakterilerine zarar vermeye başlamış. Özellikle, son yıllarda, işlenmiş gıdalardaki şeker ve trans yağlar bağırsaklardaki iyi bakterileri öldürerek kötü bakterilerin gelişmesine yol açmış. Bu da şeker hastalığında ve Alzheimer gibi beyin hastalıklarında patlamaya neden olmuş durumda.
Sağlıklı yağlar olan soğuk sıkım zeytinyağı, serbest dolaşan hayvanların sütünden yapılmış tereyağı, serbest dolaşan hayvan etleri ve bol lifli sebzeler ve düşük glisemik indeksli meyvelerin yer aldığı bir beslenme biçimi mikrobiyomu onaracak, buna bağlı olarak beyin de daha sağlıklı olacaktır.
3- Şarap, çay, kahve ve çikolata (*) tüketebilirsiniz.
Bu içeceklerde ve kakaoda bulunan flavanoidler ve polifenoller doğanın en güçlü ilaçları ve bağırsakların dostu. Bazı çalışmalarda flavanoidlerin beyne kan akışını iyileştirdiği gösterilmiş ki bunama gibi hastalıklarda beyne az kan gittiği biliniyor. Kahvenin çok iyi bir antioksidan olduğu da birçok araştırmayla gösterildi. Siyah çayda bulunan polifenollerin bağırsaklardaki bakteri çeşitliliğini arttırdığı ve bir tür iyi bakterinin gelişmesine yol açtığı gösterilmiş. Bir çalışmada da bir ay boyunca kakao bitkisi tüketerek flavanoidleri alan bir grubun yararlı bakterilerinde artış olmuş. (*) (Buradan yararlı olanın kakao olduğunu anlıyoruz. Dr. Perlmutter haftada birkaç kez az miktarda koyu siyah çikolata yenmesini öneriyor. Şeker hastası olanların, karaciğer yağlanması bulunanların, kilo vermek isteyenlerin çikolata şeklinde değil de saf kakao şeklinde tüketirlerse yararlı flavanoidlerden yararlanabilirler. Aynı şey tabii ki şarap için de geçerli. Bu kısım çevirenin notudur)
4- Prebiyotikten zengin gıdalarla beslenin.
Prebiyotikler bağırsağımızdaki bakterilerin çok sevdikleri yiyeceklerdir. Bağırsaklarımızda iyi bakteriler yaşamasının faydalarından biri başka türlü sindiremeyeceğimiz lifli yiyecekleri bu bakterilerin kendi metabolizmaları için gıda olarak kullanmasıdır. Bakteriler bizim sindiremediğimiz bu besinleri metabolize ederek kısa zincirli yağ asitleri oluştururlar. Bu asitlerden biri butrik asittir ve bağırsak duvarlarının sağlıklı olmasını sağlar. Bunun yanı sıra bu yağ asitleri sodyum ve su emilimini düzenlerler ve önemli minerallerin ve kalsiyumun emilmesini sağlarlar. Ayrıca bağırsakların pH düzeyini düşürerek daha asidik olmasını sağlarlar, bu da zararlı bakterileri öldürür, böylelikle bağışıklık işlevini de güçlendirirler.
Prebiyotiklerden zengin gıdalarla beslenmek tarih öncesinden beri insanların alışkanlığı.
Prebiyotikler yeşil yapraklı sebzelerde, özellikle hindibada, enginar, soğan, sarımsak, pırasa gibi sebzelerde bol miktarda vardır.
5- Filtre edilmiş su için.
Şehir suyunda bulunan özellikle bağırsak bakterileri için çok zararlı olan klor ve diğer zararlı maddeleri almamak için evinizde bütçenize uygun bir filtre sistemi kurun. Duş yaptığınız suyun da filtrelenmiş olmasını sağlayın.
6- Sık sık yemeyin, uzun aralarla en çok iki öğün beslenin, mevsim dönüşlerinde bir gün sadece sıvı alarak geçirin.
İnsan vücudunun önemli mekanizmalarından biri açlık durumunda yağı yaşamsal yakıta dönüştürmesidir. Yağı keton adı verilen özel moleküllere parçalayabiliriz ve özellikle bunlar da beyin için çok güçlü bir yakıttır. Bu nedenle sık sık yemeyin, uzun aralıklarla en çok iki öğün yiyin ve mevsim dönüşlerinde bir gün sadece sıvı alarak beslenin.
SONUÇ:Dr. Perlmutter'ın tavsiyelerini okuyunca ister istemez aklımıza Prof. Dr. Canan Karatay'ın kitaplarında tarif ettiği beslenme biçimi geldi. Sonuçta her iki doktorun tavsiyeleri de bilimsel bulgulara dayanıyor, dolayısıyla da çok benziyor. Pek çok hastalıktan korunmanın olduğu gibi mikrobiyomu korumanın ve bozulan mikrobiyomu onarmanın yolu da sağlıklı beslenmekten geçiyor.
Kaynak: Perlmutter, Dr. David, Brain Maker, Yellow Kite Books, 2015.
Çeviri: Nurçin Çağlar

Yarimadanin sesi gazetesinden alintidir
 
Onemli degil canim bazen bende yazmak istedigim seyden alakasiz seyler yazabiliyorum bebek konusunda da sakin kafayi takma kiz kardesim 3 tup bebek denemsinden sonra kendiliginden hamile kaldi insallah yakin zamanda senden ve kasimpatidan da guzel haberler aliriz
 

Benim de çok yakın bi arkadaşım iki aşılamadan sonra tüp bebeğe hazırlanırken hamile kaldı. Gerçekten stres olmamak lazım. Biz bi yıldır korunmuyoruz ama annemin hastalığı falan fırsat da olmadı. Her şeyin başı sağlık.
 
Vallaha bezdim yildim daa sarjimin olur olmaz bitmesinden


Bende yelizle baligiz severiz su guruplarini

Kasimpati akrep yena kova digerleri neydi

Ay ne gelini ne selfisi, bu başlık bunlara hazır değil. neler oluyor.

Benim oglan bi kizi seviyomusta kendi dedi bana faceden bakarsin diye
Adida helinsu o nasil isim yeeaaa
 


Amin yelizcim,kardesin adina cok sevindim..Saglikla,huzurla kucagina almak nasip olsun inşallah.
 



Ben cok bilmiyorum burç özelliklerini,sadece akrep burcu olduğumu biliyorum o kadar..:) gerçi bu güne kadar kim burcumu sorsa akrep olduğuma kimseyi inandiramadim ama neyse
 

Çok geçmiş olsun canım.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…