tursari bitirdin beni yaaa( okumuştum önceden ama yine aklıma geldi benim de öyle bir yakınım var da
gerçi beyzuş ablanınkinin de aşağı kalır tarafı yokmuş yürekleri tertemiz olur onların, büyüdükçe kirlenmezler diğer insanlar gibi.(
ben size demedim miiiiii ticker factory den oluyodur belki diyeeee o gün tam yapmıştım çizelgemi, pro üyelere oluyo bi tek diyince silmiştim:)))
çok sevindim valla benm en büyük zevkim her gün onla oynamaktı..
detoksu alnımın akıyla bitirdim sıfır kaçamakla. arkadaşa yaptığım yemeğin tadına bile bakmadım:)) sonucu yarın görücez.. dünkü kadar olmasa da veririm inş.
herkese iyi geceler
hee tursaricim sıkma canını ya aslında bir düşün kaynana kayın peder dırdırı bunaltıyor ama kendine yetemeyen bir çocuğun olsaydı ne fedakarlıklar yapmak zorunda kalacaktın... çok acı ve çok zor bir yaşamı var o annelerin.. tamam sen de tavrını koyarsın ama üzülme sıkılma demek istiyorum ben..
öpüldünüz....
selamın aleyküm kızlar yerimde saymaya devam ediyorum kilom 98 de takıldı kaldı siteye girmeyede pek vakit bulamıyorum ki:kedi: motivasyonum artsın hadi ne olur bana biraz gaz verin :çok üzgünüm:
bu arada siteye ne oldu imzalar vs silinmiş:uhm:
Ne yapardiniz? Karari siz verin. Komik bir cümle beklemeyin, çünkü yok.
Yine de okuyun. Sorum şu: Aynı kararı siz verir miydiniz?
Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması
gereken şeyler nerede?'
Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.'
Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:
Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'
Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey
beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.
Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.
Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.
Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.
Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına
kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.
Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.
Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay'
Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'
Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa
kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay
hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.
'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.
Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.
Son NOKTA:
Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor 'doğal olan şeyleri' gerçekleştirmek için.
Bilgin bir adam bir zamanlar demişki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir
senağlamasenağlama
Şeniz
aynen canım onlar hep böyle tertemiz kalıyorlarr hiç bozulmadan fitne fesat dünyasından uzak oluyorlar benimde dayımın oğlu down sendromlu Allahım bir tatlı anlatamam insan vicdan yapıp seviyor zannediyor ama aslında öyle değil kendini şöyle bir yokladığında Allah onlara özel bir sevgi yaratmışta koymuş zannedersin yakınlarının ve diğer insanların içine hani şeytan tüyü misali.canlarım benim ah bide daha çok yardımcı olabilsek :1no2: kayınvalide ve pedere gelincede ben ikili davranılmasıa sinir oluyorum. tabiki çocuğunu benden daha çok sevecek sonuçta benimde çocuğum var ama benim ne günahım varda bişeylerin acısını benden çıkarmaya çalışıyorlar. üzülmüyorum çünkü gerçekten takmış olsam hastanelik olmuştum yaşlılıklarına veriyorum zira yaş ortamaları 80.yoksa varya ben 3 sene oturrdum beraber şimdiye bakırköydeydim. sıkıldığım tarafı şu 24 saat hata aramaları. büyük olarak örtmeleri gerekirken sanki bişeylerin öcünü alırcasına üzerine bastıra bastıra hataları insanın gözünün içine de değil taa ciğerine kadar işlemeleri canımı sıkıyor.hata dediğimde mesela çayı çaydanlıkta unutmak yada çocuğun elindeki bisküvinin kırıntısının yere falan dökülmesi böyle şeyler işte:))ama bunu bir yere kaydet ve saatlerce dinle yoksa ne dediğimi anlayamazsın :roflol: (hiç abartmıyorum)bide şöyle bir durum varki ben diğer gelin ve damatları gibi değilim bunu milyon kere kanıtladım Allahıma şükürler olsun.(diğerlerinede hak vermiyo değilim hata arayıcı tarramalı tüfek gibiler hani ama onlarda abartmışlar çok bence)aslında bu yöntemi herkese denemiş ve hiçbirinde başarı elde etmemiş olmalarına rağmen benim üzerimde denemeye devam ediyorlar ve etraflarında arada hal hatır soran çocuklarında başka kisecikler yok. Allah rızası için gönül şenliği olsun işleri görülsün diye gideyim diye telkin verip duruyorum kendime hatta mutlu bile oluyorum iyi yanlarını düşünmeye çalışıp ama olan bana oluyor gene kıymet bilen yok öyleki çocuklarınında kıymetini bilen olmamış yarısı cehennem azabı yaşamış veya yaşıyorbenneyaptımki.onlar başkasına manevi eziyet ettikçe çocukalrı eziyet görmüş hep.( bende koama eziyet etcemde kahretsinki adamla görüşemiyoruz pek çok geç vakitlere kadar çalışıyor:roflol::roflol::roflol:)ben torunlarıyla yaşıt olmama rağmen ve gayet sabırlı saygılı olgun ve hatta halaaa :bbo: iyi niyetle yaklaşmama rağmen yinede durum değişmiyor . Allahtan korkmasam vede bukadar unutkan olmasam herhalde bende on gün gelip kalmazdım burda kafamçokkarıştı bu arada torunları bana hayretle bakıyorlar ve tebrik ediyorlar bi tanesi yenge ben en fazla üç gün dayanabildim oda bizim rekorumuz diyor işin garip yanı sen tek kelime kötü bişey çıkmıyor ağzından diyorlar :roflol::roflol::roflol: Allaha şükürki geriye baktığımda hiçbir şekilde ne saygısızlığım nede başka bişey var sayfam tertemiz:)))bunları neden mi anlatıyorum insan rahatlıyor dinlemesenizde okumasanızda orda birilerinin beni sevdiğini ve en azından kendisi için bile olsa bana destek verdiğini bilmek beni mutlu ediyor opuyorumnanaktan Şenizöfff çenem düştü gene yaaaa :kedi::kedi: :kedi:
ne demek okumamak canım sabrına hayran olarak ve biraz da onlara kızarak okudum ama diğer arkadaşların dediği gibi artık yaşlı insanlar gönüllerini kırmamaya bak yarın bir gün vefat etseler vicdan yapmayacaksın kötü şeyleri hatırlamayacaksın ve kendinle gurur duyacaksın.. sen bi de benim ananemi bilsen neler etti gelinlerine, kirli çamaşırlarına kadar bakar sonra ne pis olduğu burdan belli der kafamçokkarıştı tam bunadı artık napalım atamayız ki teyzelerimi bile evinden kovar sırnaşık şey nyesee işte idare edicez..bunca yazının adından bunu yazmaya utanmak gerekir ama :kedi: :kedi:bengenede size hayırlı gecelr diliyorum arkidişlerimmmm öpüyom sizleri canlarımmm yüranızda güzel şeyler görün inşallahh opuyorumnanaktan
Arkadaşlar,şu gdo'lu ürünler hakkında ne düşüüyoosunuz.?.ben artık illallah ediyorum..
Neden böylesi değersiziz kendi ülkemizde,çok üzülüyorum öncelikle çocuklarım,yeni nesil ve kendi adıma..
Geçende tv'de bir skeçte diyoki...''Pazardan karpuz aldık içinde semizotu çıktı, ailecek çok sevindik''..
dilencii,mütevazi menün süper daha ne olsun..
Nohut, pilav off çok severim..:)
Allahım ya şişko olmak ne zor..Gördüğü herşeyi canı çekiyor insanın..:))
Tavuklu nohut ablam güzel yapar..
Yarın bende yapabilirim.ya kuru yada nohut..:)) Ben sade yapıcam.
Kızımla ilişkim evet iyi gidiyor şimdilik...Henüz tam büyümedi..:)) Büyüyünce bakalım nasıl olucak..
Ama hep iyi olması için elimden geleni yapıcam..
Birde sen bayağı beceriklisin,eğer yemekleri sen yapıyorsan..hem okul hemde ev işleri,zorlanıyorsundur..
Evet İzmir güzel şehir,beklerim..:)
Şimdi çıkıyorum yarım saat sonra tekrar gelirim..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?