Popüler Konu 90 Kilo Üzerindekiler Birlikte Zayıflıyor!


gece ekleyecktım da sonradan vazgecmıstımm

oldumu bılmıyrum sımdı bu saldan oruyorumm

herkeze gunaydınnn
 

evet bir süre sonra sıkıcı oluyor. ben çok isterdim 200 km uzakta olmayan bir yerde çalışayım ama olmadı. bir aralar işimi severdim. yani çok da sevmezdim ama idare ederdim :) biraz daha büyüsün oğlum da özellerde bakıcam artık. Kpss de başarılar canım bu arada. kardeşim girdi biliyorum zorluğunu. ama azimle başarılmayacak birşey yok.
 
Son düzenleme:
kızlar günaydın, merak ettim carnivalenin son aktivite tarihine baktım aralık 2011 olarak görünüyo, bunu iyi bir işaret olarak görüyorum ve en yakın zaman da toparlanıp aramıza en azından muhabbet için dönmesini diliyorum, öptüm hepinizi
 
Cnm geçmiş olsun anneannene ve naza. Bu sene öksürük çok fena ben ve kızım oksuruyoruz çok fena
 

Ay ay ay cnm 60 günün kalmış heyacanlisindir ve huzurlu dolu dolu yasa cnm yürüyüş yapiyon deilmi
 
Cnm hosgeldin. Uzman alanın nedir merak ettim
 

ya işte biz neden böyleyiz yaa. herşeyin sebebi bu. mesela size bir olay anlatayım.
bir sebepten kuzenim bana misafirliğe geldi birkaç hafta önce. inceciktir kibrit çöpü gibi. yani fiziği güzeldir cok.bütün gün dışarda dolaştık. ben bir pizza 2 dilim su böreği yedim o acıkmadım dedi bi dilim su böreğinin yarısını yarım saatte yedi. yani kahvaltıyı da aynı saatte yapmıştık ve o kuş gibi yemişti. ben gene ekmekler tahinler falan yemiştim. ona rağmen önündeki böreği yemedi ya. akşam eve geldik ben açlıktan ölüyorum. evde de fındıklı kurabiye var. düşünüyorum kuzenin midesi kazınıyordur. bir kurabiye ye dedim yemeği hazırlayana kadar. verdim bi tabakla. getirdi geri koydu. vay arkadaş ya. ben bi oturuşta 5 tane yerdim o kurabiyelerden hemde tokken. ya olay burada işte. yiyemiyor. istese yer. çok zayıf ama yemiyor. yani istemiyor.
ooof of genlerden midir nedir anlamadım ki. yeme bozukluğu var tabi orası kesin...
 
Günaydın şekerler...

Kronik yorgunluk var bende sanırım

Gece muhabbetleri oku oku bitmiyor..
Yeni gelenler hoş gelmişler...

Hasta ve hastası olanlara çok geçmiş olsun...
nursena ihmal etme git doktora beyaz tenlilerde daha çok görülüyor ama için rahat etsin..

ayşe doğum günü nasıl geçti???

yena dün gece ne oldu komşuda valla bende merak ettim..:18::18::18:

Dünki menüm...

Sabah
normal ekmekten tost çeyrek ,
tahin pekmez 3 tk
salatalık domates

ara
2 galeta

öğle

5 kaşık nohut
4 kaşık bulgur pilavı
salata sadece limonlu

ara
2kurabiye
1 muz (dün iyice sapıttım ben beee)

akşam
5 kaşık menemen
1 dilim kepek ekmeği
2 çatal peynir
salatalık

ara
1 elma

2,5 lt su içtim

sporum vardı dün gidecek halim yoktu gitmedim sadece 30 dk yürüdüm...
Sabah dayanamadım atrtıldım tabiki azda olsa + lardayım...ee hafta sonundan beri hakettim bennn

Güzel bir Gün olsun inşallah...
 
Son düzenleme:
kızlar dün eşim izin almıştı ya felekten 1 gün çaldık kızılaya fln gittik gidipte tabi kebapta yedik...ama çok güzel bir gündü.hsonları çok karmaşa oluyor çocuklar okuldayken izin al deyip durmuştum o dadün aldı en sonunda kendi de diyor çok güzel bir gündü hiçi ev daha sesszmiş diyor.banada çok iyi geldi.büyklerden birileriyle aynı şehirde olsak arada hsonu bırkaıp kafamızı dinlerdik.ama yok malesef...

bugün geçen hafta bildirime göre + 1,2 fazlayım malesef...evdeki hesap çarşıya uymadı.bu hafta spor yaparım dikkat ederim diyordum işler karıştı.dün zaten ne zamandrı beklediğim bir gündü.bugün de yeğenim geliyor izmirden türev çalışmaya (matematikte bir konu) ..ona evin gayet hareketli olduğnu çok beklentiye girmeyecekse gelmsini anlattım.neticede evde bebiş var ne zaman uyuyacağı, ağlayacağı belli olmuyor.5 ten sonra zaten ev karışıyor.bi de yemek temzilki vs hepsi bende...offf offf....bi de unutmuşum anlatacağım konuyu
1,5 yıldır elime kitap almadım.dün gece biraz türev bakim dedim daha yarısına gelebildim
dün gez gez bugün ev iş dolu.hangi birini yapacam yemeği ne zaman yapacam ne zaman kalan yarı dersimi bitircem bilmiyorum........işler karmakarışıkkkk:44::44:
 
bu arada ayşecim emirin doğum günü kultu olsun
derin çok geçmiş olsun hem kızına hem anneanneciğine.Allah şifalar versin.
yeni gelenler hoş geldiler
leah çok geçmiş olsun sizede...
nursena çok geçmiş olsun kızınada.eşimle bizde de boyun bölgesinde benler var bende çok değil ama eşim hem çok açık tenli hemde onunkiler çok fazla.ihmal ediyor herşeyini.hiç dr a gitmez malesef.hep iş hep ..Allah korusun bişi olsa işler yürür önce sağlığını düşün kendin değilsin artık bizi düşün diyorum ama laf dinletemiyorum...

ibatum sana ve çok geçmiş olsun kuzucuğa

unuttuklarm vardır kafam çok dolu.kusuruma bakmayı ben kaçar iş yapmaya gidiyorum evi süpürüp sileyim bari bi yerden başlamam gerek
 
Günaydın Hanımlarrr

Herkes iyidir umarım. Ben yeni diyet listemdeki kahvaltımı sabah yaptım. Birazdan kıymalı kapuska pişiricem. Sonra ders calısıcam. Öğleden sonra 4 gibi de yürüyüşümü yapıcam. Bu günlük planım bu

aşağıdaki yazıyı lütfen okuyunn
"Sağlıklı diye yediğiniz tavuklar tavuk değil"
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar: "Biliyorum canınız sıkılacak, yüreğiniz kabaracak, üzüleceksiniz ama gerçekleri öğrenmeniz lazım. Daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye... Tavuklar tarladaki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile kıpırdayamıyorlar... Elinize aldığınızda kemikleri kırılıyor... Bu inanılmaz bir vicdansızlık... Sonra, görüyoruz her gün gencecik bir kadın meme kanserine yakalanıyor. Büyük olasılıkla daha sağlıklı diye sık sık tavuk yiyorlardır..."
inShare5Yorum: 5
Hocam son dönemde kanser vakalarında patlama olduğunu, lenfoma ve kemik iliği kanserlerinin çoğunun ise Türkiye’nin tarım merkezi olan Antalya-Kumluca’dan geldiğini söylediniz. Peki böyle başka bölgeler var mı?

Var... Mesela 6-7 ay kadar önce Ergene tartışıldı. Orası içler acısı bir durumda. Ergene’de olağanüstü bir çevre kirliliği var. O?zaman Sağlık Bakanlığımız ve Kanser Savaş Daire Başkanlığı dediler ki, “Orada çok sigara içiliyor, çok alkol kullanılıyor, o nedenle bu kanserler çıkıyor.” Böyle bir şey sözkonusu olamaz. Çünkü belgesel bir film hazırlandı bu konuyla ilgili. “Gündöndü” adında... Orada her şey çok açık.


"İZLEYENLERİN DONA KALDIĞI BİR BELGESEL ÇEKİLDİ AMA TÜRKİYE'DE GÖSTERİLMEDİ"

- Ben izlemedim o filmi...

İzleyemedik, çünkü henüz Türkiye’de gösterilmedi. Kısa versiyonu Marsilya’da bir çevre filmleri festivaline gitti. İzleyenler o kadar etkilenmiş ki, film bittiğinde alkışlayamamışlar, alkışlayacak halleri kalmamış. Deri fabrikalarından çıkan o atık suyun köpükler halinde Ergene’ye bırakılmasını ve bu yüzden ortaya çıkan çevre felaketini öyle bir göstermiş ki film dona kalmışlar... Çiftçi geliyor Trakya’dan, Ergene’den, hepsi hastalarımız zaten bunların. “Hocam” diyor, “15 tane sığırımız geçenlerde öldü. Daha önce de bir 15 tane ölmüştü zaten...” Onbeşer, onbeşer ölüyor hayvanlar. Ama “Aşı reaksiyonu oluştu da ondan” diyorlarmış.

"BAKANLIK 'ÇOK SİGARA İÇİYORLAR, KANSER OLUYORLAR' DİYOR, GERÇEK ÖYLE DEĞİL"

- Kimler diyormuş?

Tarım Bakanlığı yetkilileri! Böyle aşı reaksiyonu oluşmaz. Bunlar bir şeyin üzerini örtme çabaları. Bir aşıda üretim sorunu varsa, zaten o 15 hayvanı değil, çok daha fazlasını etkiler. Bu aşıyla ilgili olan bir durum değil. O çevrede muhtemelen hayvanlar su içerken ya da otlanırken çevreden aldıkları toksinle kaybedildiler. Bir arkadaşımız gitti bölgeye, “Kimse konuşmak istemiyor, korkuyor” diyor. Trakya Üniversitesi’nden öğretim üyesi bir başka arkadaşımız bölgedeki kanserli insanların dokularında ağır metal analizine bakmış, çok yüksek bulmuş... CNN Türk’te yayınlanmış bir canlı yayının bandını izledim. Devletin söylediği şey, “Çok sigara içiyorlar, çok alkol tüketiyorlar, bu kanserler o yüzden.” Halbuki adam anlatıyor, kızı dereye düşmüş, boğulmuş, peşinden gitmiş, girdiği yere kadar bacakları cılk yara. Bu düzeyde bir kirlilik var Ergene’de. Baktığınızda temiz görünüyor ama adamın girdiği yere kadar bacakları ülsere olmuş. Sonuç? Adamın o yaraları iyileşmiyor. Adam yaşıyorsa da şansa yaşıyor. Bu, o bölgede yaşayan diğer insanlar için de geçerli. Bunun öyle sigarayla, alkolle falan kapatılacak bir yanı yok. Bir de oradan ürün geliyor, o ürünün nereye gittiği belli değil.

"PİRİNÇ, AYÇEKİRDEĞİ VE BUĞDAY'DA 2 İLA 8 KAR YÜKSEK KURŞUN ÇIKTI"

- Gelen ürün ne?

Üç ürün geliyor. Pirinç, ayçekirdeği, buğday... Kadmiyum ve kurşun analizlerini yaptırdık. İzin verilenden 2 ila 8 kat yüksek çıktı! Şimdi bu ürün nereye gitti, kim yedi? Bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bakanlık her ürünü birebir denetleyemez, orada hakkını verelim. Ama şu önemli; ürüne püskürtülerek kullanılan tarım ilaçları herhalükârda çok kullanılmadıkları zaman kabuğun soyulması, hatta meyvenin sebzenin iyi yıkanılmasıyla uzaklaştırılıyor. Sorun ot ilacında. Çünkü ot ilacından meyve ağacı etkilenmiyor ama onu bünyesine alıyor. Biyolojik sistem bunu içinde biriktiriyor. Bu insanda bir tümör oluşumuna da neden olabilir, hayvanların kaybedilmesine de... Bu ot ilacını, glifosatı pek çok ülke vahşi doğaya da atıyor. Ot kontrolü diye. Nedeni bilmiyorum.

"BÜYÜK HASTANELER AÇARAK KANSERİ ÖNLEYEMEZSİNİZ"

- Vahşi doğadan ne istiyorlar?

Hiçbir şekilde anlaşılabilmiş değil. Ormanları ilaçlıyorlar. Niye??Belli değil.

- Herhalde bu zirai ilacı üreten firmalar para kazansınlar diye... Başka bir sebep geliyor mu hocam aklınıza?

Büyük olasılıkla öyle. Doğa bu, sen doğaya müdahale edemezsin. İstersen tarlana müdahale et, ama iş ormana geldiği zaman, “Ben buradan yabani otları temizleyeceğim” diyemezsin. Orası yaban. O şekilde kalmak zorunda. Sen ona müdahale edersen olay çığrından çıkar.

"TARIM İLACINI TAVİSYE EDEN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ TARIM İLACI SATIYOR"

- Biz ne korkunç insanlar olduk böyle?

Maalesef biz korkunç bir ırkız. Bakın, tarım ilacını sonuçta kim tavsiye ediyor? Ziraat mühendisi... Bakıyorsunuz ziraat mühendislerinin büyük kısmı, aynı zamanda tarım ilacı bayiliği yapıyor. Duydum ve inanamadım, tarım ilacı satarken çiftçiye, “Kendin için mi kullanacaksın, yoksa satacağın ürün için mi?” diye soruyorlarmış. Böyle insafsızca bir durum var. Aynı anda bayii olan birisi tarım ilacı satışını kontrol edebiliyorsa eğer, tüketimini nasıl denetler? Adam kendi satışını mı baltalayacak? Oradan bir sıkıntı çıkıyor. İkincisi, tarım ilaçlarının amaç dışı kullanımı var. Bu tavuklarda büyütme amaçlı kullanılan antibiyotik gibi bir durum. Böyle bir şeyi bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik vermeye başlıyorlar. Bizim üreticimiz inşallah bu konuda bir düzenleme yapacak, umutluyum. BESD-BİR, “Elimizden geleni yapacağız” dedi. Fakat antibiyotiğin bu şekilde kullanımı kim tarafından akıl edildiyse, bunu Amerikan Akademileri bile anlamış değil...?Siz civcive antibiyotiği verirseniz, civcivin bağırsak sisteminin gelişmesini önlüyorsunuz. Normalde yediğimiz besinlerin önemli bir bölümü bağırsak metabolizmasında kullanılıyor çünkü. Dolayısıyla enerji tüketimi azalıyor. Siz bu civcivi güneşe de çıkartmazsanız, kemikleri de sağlıksız gelişeceği için sadece et yapıyor...

"TAVUKLAR O KADAR ETLİ Kİ KEMİKLERİ KIRILIYOR"

- Hiç anlayamadım hocam...

Aksi takdirde güneşe çıkartırsanız civciv sağlıklı gelişeceği için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor. O zaman oradan da tasarrufa gidiyorsunuz, hayvan sonunda patates tarlasında yatan patates gibi hiçbir şekilde kaçamayan, olduğu yerde büyüyen bir hayvan oluyor. Bunu kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı, “Zavallı hayvancağızı yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz. Kaçamıyor zaten. Bıraksanız da hareket edemiyor” diyor. Çünkü hiçbir şekilde enerji harcamayacak ve et yapacak şekilde yetiştiriliyorlar. Düşünebiliyor musunuz 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı dünyada?

- Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini biliyordum, bu yüzden de asla yemem, ama bu kadarını bilmiyordum. Para kazanacağız diye nasıl bu kadar vicdansız olabiliyoruz?

Haklısınız, son derece vicdansızlık bu. Bir yandan da baktığımızda bunu yapanlar inançlı insanlar...

"HAYVANLAR DEMİR EKSİKLİĞİ YÜZÜNDEN AHIRIN PASLANMIŞ METAL AKSAMLARINI YALIYOR"

- Prof. Kenan Demirkol yaptığımız bir söyleşide, “Normalde inek ne zaman süt verir? Yavruladığı zaman değil mi? Ama üretici için süt o kadar değerli ki, yavru 10 gün sonra annesinden ayrılıyor ve soya sütüyle besleniyor. Ve günlerce anne ve yavru ayrılık nedeniyle ağlıyor” diye anlatmıştı. Biz ne yapıyoruz böyle? Besleneceğiz diye bu kadar acımasız olmamız gerekiyor mu? Burada çok da büyük bir günah var aslında... Bir din adamının çıkıp bence, “Yapmayın, günahtır” demesi lazım. Belki o zaman insanlar düşünmeye başlar...

Diyanet de maalesef ortadan yanıtlar veriyor. Net bir şey söylemiyor. Biliyor musunuz, buzağılara etleri pembe olsun diye demir verilmiyor. Kırmızı et diye yediğin hayvanın eti niye pembe olsun ki? Efendim böylesinin Avrupa’da 100 Euro’ya kadar ederi varmış. Hayvanlar demir eksikliğinden ahırın paslanmış metal aksamlarını yalıyormuş. Böyle bir zihniyet, böyle bir hayvan yetiştirme olabilir mi? Benzer şey, hormon kullanımında var. Buzağılarda hormon kullanıyorlar. 8 aylık dana küçücük olmalı, koskocaman inek kadar oluyor. Gören korkuyor. Ne veriyorlarsa hayvanlara bu hale getiriyorlar. Şimdi bakanlık çıkıp da, “Biz denetliyoruz, şahane üretim yapıyoruz, bol verim alıyoruz” demesin. Hayır, bol verim önemli değil. Sağlıklı verim alabilmeniz önemli.

- Hep rakamlara bakıyoruz değil mi?

Bu Amerika’nın standart hatasıdır. Bizde de öyle olmaya başladı. Üretim artıyor deniyor. Peki karşılığında ne kadar ilaç parası ödüyorsunuz? Bu yüzden en çok kanser vakası Amerika’da görülüyor.

- Bizde de gün geçmiyor ki gencecik bir sanatçı meme kanserine yakalanmasın. Arkadaşlarımın çoğu meme kanseri. Özellikle meme kanserindeki artışın nedeni ne?

Bilinmiyor. Ama çok büyük olasılıkla bu insanlar sağlıklı besleneceğiz diye tavuk yiyorlardır, tavuktan aldıkları birtakım hormonlar var. Biz bu işin hormon kısmını bilmiyoruz. Ama 8 ayda bu kadar büyütebiliyorsa danayı, mutlaka birtakım hormonal manipülasyonlar yapmak zorunda. Ya androjenle yapıyorlar bunu ya başka bir büyüme hormonuyla... Nitekim bir arkadaşımız 25 sene Hollanda’da tarım bakanlığında çalıştı, “Hocam, özellikle Kurban Bayramlarında hormonsuz hayvan yok. Hepsine büyüme hormonu veriyorlar. Hayvanlar şişiyor, pazara gönderiliyor” diyor.

"ARKADAŞIM KIZINA YUMURTA YEDİRMEYİ KESTİ, ÇOCUK SAĞLIĞINA KAVUŞTU"

- Vallahi yüreğim daha fazla kaldırmayacak. Yazmak da lazım ama...

İnsanların canlarının sıkılması gerekiyor, yürekleri kabaracaksa kabaracak biraz, ama gerçekleri öğrenmeleri lazım. Geçen haftalarda bir arkadaşım anlattı. Çok hazin bir örnek. 10 yaşındaki kızının bacaklarında tüylenme sorunu başlamış. Doktor doktor dolaştırıp bir sonuç alamayınca, “Ya biz bu çocuğa ne yediriyoruz ki böyle oluyor” demişler. Ve geldikleri nokta yumurta olmuş. “Her gün bir yumurta veriyorduk, kestik ve tüylenme geçti. Ondan sonra organik yumurtaya döndük, bir sorun kalmadı” diyor.

- Yumurtada ne var ki?

Günde iki-üç defa yumurtlatabilmek için tavuğa mutlaka bir şey yapmak zorundasınız. Çünkü bu kadar yumurtlama hayvanın doğasının dışında bir şey.

- O yüzden kız çocukları erken adet görmeye başladı, erkek çocukların göğüsleri büyüyor...

Evet. Korkunç bir gidiş var. Bu memleketin beslenmesinin düzelmesi gerekiyor. Büyük hastaneler açarak kanser vakalarını önleyemeyiz. Erken tanı yöntemlerini geliştirerek önlenebilecek bir şey değil kanser. Beslenmemizin düzelmesi gerekiyor. Yediğimiz yumurtadan hormon alıyoruz, süt zaten süt değil, yoğurt desen öyle... Bir yandan tarım ilacını bol miktarda alıyoruz. Bu şekilde beslenen vücut bir kere böyle beslense bunu karşılar, iki kere beslense yine karşılar, ama tek seçenek bu olduğu zaman hastalık kaçınılmazdır. Kanserler patladı. Batman’dan çiftçi telefon ediyor, altıncı düşüğü yapmış eşi... Kars’tan genç bir köylü telefon ediyor, kanser... Marketten alıyormuş tavuğu, çünkü Kars’ta kuş gribi hikâyesinden sonra 2.5 milyon köy tavuğu yakılınca ellerinde tavuk kalmadı...

"GİDİŞ İYİ DEĞİL"

- Nasıl öyle bir şey yapabildik? Tavukları canlı canlı toprağa gömdük, yaktık. Bunun günahı bile bize yeter?

İnanılmaz bir hezeyandı o... Bütün tavukları yaktık. Birkaç yıl sonra aynı hezeyan bu kez domuz gribi olarak geri geldi. Ne zaman bu hezeyan bitti? Başbakanımız, “Ben domuz gribi aşısı olmuyorum!” dediği zaman. Sağlık Bakanı’nı kandırıyorlar. Ne oluyormuş? Aşıda Avrupa’ya örnek oluyormuşuz! Hadi canım! Şu anda millette çok ciddi böbrek hasarı var. Çünkü diyaliz merkezlerinin artmasından bunu görebiliyoruz. Bunun en önemli nedeni; doğru beslenmiyor oluşumuz. Yok işte, çok sigara içti de, ortam kötü de... Bunlarla açıklayamazsınız. Çünkü bu tarım ilaçlarının böbrek toksisitesi yaptığı biliniyor. Kesinlikle Başbakan’ın bizzat tarım ve gıda işine de el atması lazım! Yoksa bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil!
 

aynen canım ne hikayeler vardır bizde:)) Çocuk büyütmek çok zor gerçekten. anne baba yoğun çalışınca sen kendi kendini idame etmek zorunda kalıyosun.
 
Merhaba güzellikler...

Dün akşam ara öğünde muz yemeyi planlarken ince bir dilim kesme dondurma yedim.Dayanamadım yaa çok güzeldiii

Bugünkü menüm

Sabah
Mikrodalgada pişmiş yumurta yağsız tuzsuz içine 1 kaşık peynir koydum.(Yoğurt kaymağından yaptığım tereyağından kalan suyu bi taşım kaynatmıştım az sirkeyle ondan elde ettiğim peynir :) )
1 ufak domates,5 zeytin, 1 dilim kepek ekmeği

Ara çeyrek elma

Öğlen
Karışık salata yağsız tuzsuz,1 paket etiform

Eve giderken 8-10 fındık

Akşam
Fırın poşetinde tavuk baget içine bikaç dilim patates koyucam
Yoğurt,salata,1 dilim kepek ekmeği

21,00-21,30 gibi muz yada dondurma (emin değilim kafam karışık belki yemem)
 
Son düzenleme:
Neviiiinnn dün bana diyodun sen muz yemişin kıııızzzz Allah iyiliğini versin
 

hoşbulduk canım ayy inşallah bu sefer gerçekten çok kararlıyım çok başarılısınız ya aranızda 30 kşlo bile verenler var:)
 

Merakla bekliyoruz sonucu..

yenaaaa bende çok merak ettim yazarsın diye sürekli sayfayı yeniliyorum

Yok bende pek bilgi edinemedim..
birşeyler öğrenirsem hemen yazarım.:))

Gunaydin 91.5 laneti adli filmi cekicem yakinda ne sacma bir durum bu yaaaaa. Offff daraldim

Cumaya kadar tartılma artık ne kaldı zaten..

Kucuk oglum cok hasta. Butun gece astim krizi gibi oksurdu. Pulverize ventolilin ve pulmicort yaptik. Birazdan dra gidicem. Uykusuzluk ve yorgunluktan oluyorum....

Bugun bir de konservatuar gunu.. Yorgunum....

Çok geçmiş olsun..Öksürük çok fena..
Bizde öyle geçirdik uzun sürdü birde bizimki...
ventolin bile rahatlatmıyordu..


Derinciğim çok geçmiş olsun canım...
Katarak basit bir ameliyat deniyor neden öyle aksilik olmuş kıyamam...

gece ekleyecktım da sonradan vazgecmıstımm Eki Görüntüle 382341

oldumu bılmıyrum sımdı bu saldan oruyorumm

herkeze gunaydınnn

Eline sağlık gulmacım çok güzel görünüyor...
hamarat hatun seni..


Aynen öyle yeme bozukluğu..Tok olsamda yerim ben mesela..


Bahar yorgunluğu hepimizde var canım...
Birde dün yediklerin abartı gelmedi bana ..Sadece 2 değilde 1 kurabiye olabilirdi..
 
Son düzenleme:
Gecmis olsun diyenlere tesekkur ediyorum kizlar. Krups olmus benim kucuk. Evde nebulizator var neyse ki ara ara pulmicorta devam... Bir de deniz kiyisina gotur dedi dr. Bir tasla iki kus, konservatuara giderken onlari da alicam yanima, biraz gezinir kadikoy sahilde.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…