- 13 Eylül 2015
- 21.919
- 68.884
- 598
- Konu Sahibi umut_sahili
-
- #41
Haklısınız.Ben sadece sahada olmayan insanların asıp kesmesine karşıyım.Çünkü işin içinde olmak çok farklı bir şey.Tavsiye verilebilir öneride bulunulabilir ama illa bu olacak diye diretilemez.Çünkü her çocuk farklıdır.Zaten konu sahibi pedagog ve psikologlar asla aglatmayın diye bangır bangır bağırıyor yazmış ama ben gerek üniversite hayatımda gerek meslek hayatımda ne böyle bir psikolog gördüm nede pedagog. Bu konuda aslında uzmanlarda sizlerle aynı fikir de. Bende çocuk gelişimi uzmanıyım fakat farklı bir alanda çalışıyorum ama konunun temeli aynı çocuk ağlıyor diye her istediği yapilmamali. Fakat konu sahibi bu kısmi sanırım farklı anlamış yoksa kimse oturduğu yerden yorum yapmıyor bu konuda eğitim alan herkes hemen hemen bu durumlarla karşılaşıyor o yüzden her mesleğe saygı duyma taraftariyim. Asla bir öğretmene oturduğu yerden yorum yapıyor demem mesleğim hakkında denmesini de istemem. Çünkü herkes kendi alanında dirsek çürütüyor sizin uzmanlıgınız farklı bizim farklı...
Kesinlikle öyle yoksa bu saydığımız mesleklerin hepsinin merkezi çocuk ve varılan sonuç hep aynı önmli olan iş birliği içerisinde çalışmakHaklısınız.Ben sadece sahada olmayan insanların asıp kesmesine karşıyım.Çünkü işin içinde olmak çok farklı bir şey.Tavsiye verilebilir öneride bulunulabilir ama illa bu olacak diye diretilemez.Çünkü her çocuk farklıdır.
Pedagog değilim ama çocuğun her ağlamasında yanına koşan, sırtını sıvazlayıp kucaklaşan anne ve babayla büyümesinin onun bireysel gelişiminden, kendi kendine problem çözme yeteneğinden ve cesaretinden çalacağını düşünüyorum.
Baya oluyor, 5izleri olan bi aile var yabancı, realty showları var. Kızlardan ikisi üst sınıfa geçecek, üçü aynı sınıfa devam. Bebekliklerinden beri hiç ayrılmamışlar ve henüz 2 buçuk yaşlarındalar. Annesi ve babası karar veriyor, iki kızları kapasite olarak önden giderken, salt duygusal olarak hırpalanmasınlar(!) diye diğer 3 kardeş ve alıştıkları düzenden ayrılmalı mı diye düşünüp. Tabi eğitimciler de destek. Ayrılmalarının onların faydasına olacağı kararı çıkıyor.
Çocukları sabah bırakmaya gelince anne, öğretmenleri iki kızın elinden tutup ayrı sınıfa doğru götürürken, duygularını en belli etmeyen, sert karakter dedikleri kızları bile çırpınarak ağlıyor. Anneleri gülümsüyor, el sallıyor "Şimdi dönüp gitmezsem, olmaz" diyor ve gidiyor. Çocuklar gün içinde yeni sınıf ve arkadaşlarına öğretmenlerinin de ilgi ve desteğiyle, oyunlarla adapte olmaya başlıyor. İkinci gün ise sorun yaşamıyorlar.
İzlerken düşündüm, ben olsam dönüp gidemezdim sanırım dedim (Oğlum iki yaşında). Sonra oğlumun ota moka ağladığını düşündüm. Bunun mimarının ben olduğumu fark ettim. Her ağladığında sırtını sıvazlatmaya alışan çocuk, hayatının her aşamasında bunu isteyecek ve ağlamaları-nazları-uyum süreçleri artarak zorluğunu katlayacak. Ne kadar kararlı davranış, o kadar çabuk sonuç. Anneleri kızlarla sohbet ede ede gazlarını aldı zaten evde "Okul nasıldı, sevdiniz mi yeni sınıfınızı, anlıyorum yeni şeylere alışmak biraz zor gibi gelir ama güzeldir de" vb. diye diye.
Fazla pamuklara sarmalamak, hayatın gerçekliğinden koparır çocuğu; hiç gerek yok.
Bir ağlar iki ağlar, annesi destek olur açıklar filan o kadar.
Alışma süreci uzuyorsa da çocuğunuzu ona göre uzman tavsiyesiyle alır mısınız ne yaparsınız orası sizin inisiyatifinizde.
Ama annenin ardını dönüp gitmesi gerekiyor bazen.
Kesinlikle bırakıp gitmek zorundasin.. çocuklar çok zeki varlıklar taviz verdiğin anda bunu kullanacaklar.Orasi okul ve okula gitmek zorunda olduğunu ona başka türlü kanitlayamazsin. Karşına alıp konuşacaksın ama muhtemelen okula gitmek istemeyen bir çocuk bunu anlamayacaktir. Benim oğlum 1 ay sürünerek okula gitti kıyamet kopardı okuldan içeri girerken ve çok ağladım dışarda ama alıştı şuan 7. Sınıfa gidiyor ve çok başarılı. Bu arada çocuk gelişimi mezunuyum 4 yıl anaokulu 2 yılda özel egitim kurumunda çalıştım ..Merhabalar başlıktaki gibi sorunum çocukların okula alıştırılmasında uygulanan yöntem, ağlata ağlata çocukları okula alıştırmaya çalışmak ki bana göre Bi yöntem degil saçmalık. Anlamıyorum nasıl oluyor da pedagog lar, psikologlar çocuklarınızı ağlarken kesinlikle bırakıp gitmeyin nasıl sa susuyor siz yokken diyen kişilere, kulak asmayın diye bas bas bağırıp yayın yapıyorken.,onca makale ve video varken halen bu davranış sergilenebiliyor okullarda. Çocuk siz bırakıp gidince susuyor ama alıştığı için değil duygularını bastırıyor ve hergün ağlıyor gitmicem okula diye çünkü siz onu yakınlık kuramadığı yabancı gördüğü bir ortama bırakıp çıkıyorsunuz. Bu uygulama yüzünden çocuklarda okul fobisi oluşuyor ve olan bizim çocuklarımıza oluyor. Üstelik anneler babalar bunun doğru bişey olduğuna inandırılıyor.Hangi arkadaşımla konuşsam ağlasa da bırakıyorum, gitmek istemiyor ama zorla götürüyorum diyor ben gerçekten çok üzülüyorum çocukların bu haline. Sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Yaşamayan bilemez. Benim oğlumda alışamadı hala. 1. Sınıfta ve sınıfta durmuyor. Eğitimci burda çok önemli evet bize ne derlerse yapıuoruz. Sağılsunlar bana hergün sınıfın önünde beklememe izin verdiler. Normalde veliler kesinlikle içeri alınmıyor ama çocuğu yıpratmadan alıştıralım şimdilik gelin sonra 2 günde bir sonra arayı açarak bırakıcazdediler. İlk haftamız daha bakalım inşallah alışacak.Benim oğlumda şuan anaokuluna başladı o yüzden şuanki en büyük sıkıntım diyebilirim.
2 yıllık mı 4 yıllık mı?Lisans maliye mezunuyum ve şuan açıköğretim çocuk gelişimi okuyorum
Aynen.
Oğlum 26 aylık. Bir şey istediği gibi olmazsa kıyameti koparıyor.
Daha biraz önce ev süpürürken bağırtısına koştum canı yandı sandım. Meğer yemek yapma oyunu oynarken kaşık küçük diye tencerenin içine düşüyormuş da ona kızıyormuş beyim..
Bir şey takmak isteyip takamazsa alıp kendim yapmıyorum tarif ediyorum kendisi yapsın diye.. İnce motor becerileri daha gelişmediği için yardım şart zaten..
Eşimin bir akrabası var. Çocukla 6 yaşına kadar aynı yatakta yattı. Hala yatıyor olabilir. İkinciyi doğurdu kıskanıyor diye ödleri patlıyor. Sezaryenli kadının 7/24 tepesindeydi gık demediler çocuğa. Hassas davranmalar falan gırla.
O çocuk için kaç okul değiştirdiler gitmek istemiyor diye. Hiç öyle evde aktivite falan da yok he. Çocuğun elinden tablet düşmüyor..
İyi de sen bu çocuğu dış dünyaya ne kadar hazırlayabildin ki?
Bir şey desen bizden iyi mi bileceksin der böylesi..
Benim kızım anaokuluna giderken bir yaşıtı da kaydolmuştu.2 yıllık mı 4 yıllık mı?
ben de bu sene kayıt oldum. 4 yıllık bölüm bu sene başlamış galiba. Henuz ders notlarini incelemedim.Nasıl memnumusunuz ? Kolay mı yoğun çalışma gerektiriyor mu?
Diğer durumda çocuğun ağlama sebebini bulup onu ortadan kaldırmak lazım. Ama anaokuluna gitmemek diye bir şey söz konusu olamaz. Bizim yeğen ağlaya ağlaya kendini okuldan aldırmış. Bu durumda anneye babaya çok eziyet oluyor.hastalık veya özel başka durumlar yoksa ister ağlasın ister gülsün kural kuraldir esnetilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Anneler benim cocugum bana çok düşkün deyip boburleniyor.bilmiyorlar ki bu sağlıksız bir iliskiBence çözüm en başından bağımlı yetistirmemek.
Kucakta,sımsıkı sarılıp el bebek gül bebek büyütülen, kimsenin kirmasına uzmesine izin verilmeyen tabiri caizse prensesler, paşalar okula gidiyorlar . Bir bakıyorlar ki burada özel değiller, burada korunaklı değiller .Burada kimse onlara hayatının anlamı gibi davranmıyor ve şok oluyorlar.
Boyleleri büyüyünce de her gece üniversitede yurt odasında agliyor.
Hatta yine böyle bAgimsiz bir birey olmasına izin verilmemiş otuz yaşındaki arkadaşım aileye gelen gelini tembihlemisti: 'evliliğin ilk ayları çok zor, çok ağlarsın annemi özledim diye. Ama sabret. Bir seneye alisiyorsun' diye. Oysa ikisi de aynı ilçede , göbek bağı hala devam aileyle...
Bence ilk başta çocuğu böyle yetiştirmez, birey olmasına izin verilirse ne okula girişte ağlar ne ilerleyen yıllarda ailem de ailem diye histeri krizleri gecirir. Ne de evlenince annem annem diye karısını uzer! Çocuğu severken en büyük yanlışı aileler yapıyor.
Biz mesela öyle çok da el bebek gül bebek büyümedik, odada ablamla saç saça baş başa kavga eder,sonra uzlaşirdik. Çocuk yaşta problem çözme yetimiz gelişti, kendimizi korumayı öğrendik. Ne ilkokula giderken ne univeristeye başka şehre gidince ağladık.
Bence sorun ne 'kapida beklemeyin' diyen diyen uzmanlar,ne 'siz yokken alisiyorlar' diyen öğretmenler. Sorun tamamen göbek bağını kesmekte direnen aileler.
Ben de 3 sene kadar çocuklarla çalıştım. Çok keyifli bir yerdi çocuklar için. Ben de epey gözlem yaptım,bazi anneler çocuklarının özgürce eğlenmesini , bağımsız olmasını gerçekten istemiyorlar. İkide bir cama tıklatip 'ben burda bekliyorum annecim' diyorlar mesela. Ya da 'ben de gireyim şurada durayim, bensiz çok ağlar o' diyorlar. Bazen de çocuklar içeride bir anda 'annee' diye agliyorlardi. Anne gelince çocuk sıkıca sarılıp başını güvenle annesine yaslayinca kadınlarda bir gurur oluyordu. 'bakin işte, çocuğum ne çok seviyor' gururu.
İlerleyen yaşlarda da öyle. Mesela annemin bir arkadaşı benim akranim kizi (o zamanlar 25 falan) iş gezisine gidememis annesini bırakıp. Ekstra para ödeyip annesini de getirtmiş odaya. Kadın bunu gurur duyarak anlattı.
Lütfen bırakın çocuklarınız birey olsun.
Bu sizi sevmiyor demek değil.
O zaman bu tarz problemleriniz daha cabuk cozulecektir
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?