Ağlasa da bırakın gidin

Benim çocuğum da bu sene başladı ve İlk günden beri çok hevesli haftasonlari okul yok diye üzülüyor. Ama her çocuk bir degil. sınıfında iki çocuk ilk hafta sürekli ağladı hatta ikinci hafta öğretmen çocuk alışmıyor iki gün daha bakalım olmazsa alin boyle olmaz demiş. İnanın o iki günde ikisi de nasıl olduysa alıştı. Bazı çocuklar çok etkileniyor. Ben anasınıfında bir ay boyunca hüngür hüngür agladigimi bilirim. öğretmenim o kadar çok ilgilendi ki en az bi ayı geçmişti annem de öyle diyor başka öğretmen olsa ugrasmazdi der hep ve ben bi alıştım sonra öğretmeni de okulu da çok sevdim. Yani gerçekten zamanla alışılıyor aslinda ama anne olarak buna dayanmak çok zor sizi anlıyorum.
 

Ben burda okudum birinin "cocugum 5 yasinda ve simdiye kadar hic onsuz bir yere gitmedim" demesini. Bu korkunc birsey. Cocuk anne babaya bagimli büyüyor. Tek basina birsey yapabildigini bilmiyor. Eh hali ile baska konulardada "oglum 4 yasinda ve yanliz corba icemiyor" diye seyler yaziliyor. Anne baba zaten herseyi cocuk icin yapiyor.

Bunun kaynagi, simdiki anneler yarim yamalak bilgiler ile birseyleri yapmak istemesi. Güvenli baglanmi olayini yanlis anlayip yillardir cocuklari ile yapisik yasiyorlar. Bu konudada cocuklari aglatmak yanlis deniliyor. Evet ama hangi yasta? Hangi konularda? Hic bakilmiyor. Aglatilmayacaksa cocugun her istedigini yapiyorlar sonrada "pedagoglar öyle diyollaa" diye kendini aslinda kandiriyorlar.

Ben yurtdisinda yasiyorum. Cocugum 20 aylik ve kres'e gidiyor. 2.5 yasinda ana okulu baslaniliyor burda. Cogu cocuklar 1 yasindan hatta ondan bile önce kres'e basliyorlar. Ve hic bir cocuk o kadar asiri zorlanmiyor. Cocugu ile sinifin icine giren anne yok. Atlet derdine düsen anne yok.

Türkiyede annelik bir statü oldugu icin ve duygular cok fazla abartildigi icin, cocuk egitimide cok fazla abartiliyor. Bu cocuklari daha zor duruma düsürüyor.
 
Ağlayarak değil de onun anlayacağı bir dilde okulun onun için çok faydalı bir yer olduğunu, orada arkadaşları olacağını, oyunlar oynayıp farklı aktiviteler de bulunacağını detayıyla anlatmak gerekir..Hem böylelikle kendisini daha iyi hisseder diye düşünüyorum.
 
Çocugun gelişim dönemleri var. İlk yaşlar anneye bağımlı olduğu zamanlar sonrasında yavaş yavaş bireyselleşmesi ve sosyalleşmesi gerek. 5-6 yaşına gelmiş çocuk sosyal çevreyi reddedip hala anne diyorsa önceki aşamalar sanırım yeterli yerine getirilmemiş. Bazı çocuklarda özeldir her mekana uyum hemen uyum sağlayamaz velinin ve öğretmenin iş birliği şart öyle durumlarda.
 
Iyi de cocugun neden agladigini bilir anneler. Blöf mü yoksa gercekten altinda yatan bir sebep mi var? Bunu ayırt ettikten sonra sorun yoktur. Ilk alisma donemlerinde olur zaten. Bir de cocuklarin en buyuk silahıdır ağlamak. Eger siz ağlıyor diye okulun hatta sınıfın kapısına kadar getirip geri döndüyseniz çocuk sizin kararsızlığını ağlaması karşısındaki tepkinizi görür. Sonra da davranışı buna gore şekillenir. Biz eğitimde buna edimsel koşullanma diyoruz. Yapılan davranışa verilen tepkiye göre cocugun da davranışı şekillenir. Sonrasında yine okula geldiğinde ağlar ve dönmenizi bekler. Bir döner bir dönmezseniz çocuk algılayamaz ve bu durum onun icin anlamsızlaşır. Okul icin konuşacak olursak da ağlasa da bırakın demeleri bu yüzdendir.
 
En yakın arkadaşımın çocuğunu her sabah anaokuluna bırakıyoruz binbir naz ağlama mızmızlanma sızlanmayla. Annesinin ona olan zaafını biliyor ve bunu ona karşı kullanıyor annesi de farkında neredeyse her sabah aynı şeyleri yaşıyoruz .
Kendinize bağımlı bireyler yetiştirmeyin hayatta siz olmadan da yapabileceği şeyler olduğunu bilmeli . Şimdi okuldan alırsanız seneye yine aynı şeyler yaşanacak . Olmasını engelleyemezsiniz sadece erteleyebilirsiniz siz bilirsiniz ...
 

Her dediğinize tamamen katılıyorum.
Umarım ben böyle bağımlı bir anne olmam.
 
Bu tür kritik konuların hazırlığı önceden yapılmalı. Tuvalet eğitimine başlarken, kreşe başlarken, kreş değiştirirken önce çocuğuma ufak ufak imalarda bulundum. Sonra zamanı geldiğinde söyleyeceğimi ve kendisini okula götüreceğimi falan anlattım. Daha sonra okula götürüp gezdirdim, yapılmış etkinlikleri oyuncakları ortamı gördü vs vs... önce psikolojik hazırlık esas. Benim gördüğüm (komşum mesela) sabah pat diye götürüyorlar çocuğu okula. Sonuç: alışamadı
 
Bizim ve eşimin ailesinde anaokuluna giden ilk çocuk benim kızım. Bilemiyorum pek ihtiyaç duyulmadı galiba.
Okula başlayan hiçbir yeğenim de sorun yaşamadı.
Okulun önünde öyle garip çocuklar ve veliler vardı ki benim sevgili eşim "Biz çocuklarla iyi bağ kuramadık mi acaba?" Diye beni dumur eden şeyler söyledi.
Herkes ağlayıp anasına babasına sarılıyor,ortamda tam bir kaos var. Veliler sanki çocuğunu Hakkari dağlarına askere yolluyor gibi tedirgin sözler/yüz ifadeleri...bizimki güle oynaya gitti diye adam üzüldü resmen :/
Ya hu çocuk evde yapılan aktivitelerden sıkıldı. E çocuğu ilgi manyağı da yapmadık. Okulda türlü türlü oyunlar,arķadaş çevresi,değişik materyaller var. Niye güle oynaya gitmesin? Mis gibi ortam.
3 haftadır ağlayan bir çocuk var mesela. Dede ve babaanne her gün markete oraya buraya götürüyor ikna olsun diye.
Çocuk babaanneye diyor ki "öğretmene kız, öğretmene kız beni istediğim zaman dışarı bıraksın"
Babaanne de "tamam sen gir ben kızıcam ona" dedi.
O çocuk öyle alışmaz ki okula. Hergün babaanne gönlünü mü yapacak?
Dedesi etrafındakilere dert yanıyordu "her istediğini yaptılar,her şeyi aldılar. Annesi tek başına hiçbir şey yapmasına izin vermiyor" diye.
Şu çocuklara yüzbin çeşit oyuncak,yüzbin çeşit aktivite olayı zamane annelerinde hastalık gibi olmuş. Çocukların yakasından az düşseler bu kadar sorun yaşanmaz sanırım.
 
Merhaba okul öncesi öğretmeniyim.deneyimlerime dayanarak söylüyorum buradaki asıl problem çocuktan değil anneden kaynaklanıyor. Anneler çocukları kendilerine bagımlı yetiştiriyor. Çocuk okulun ilk haftalarında anneyi denemek için ortalığı yıkar ağlar. Anne cocuga acır gözlerle bakarsa ah yavrum vah yavrum gel eve gidelim yarın gelelim tribine girerse süreç uzar.Annesi kararlı durursa çocuğun alışma süreci hızlanır. Uyum haftası yapılır zaten okullarda. Benim de ağlayan ortalığı yıkan çocuklarım vardı. Annelerinin sınıfa girmesine bile izin vermiyorum artık. Çünkü onların istediği anneleriyle eve gitmek.sonuc kendini yerden yere atan çocuk beş dakika olmadan oyuna katılıyor.
 
İlkokula başladığımda; deli gibi ağlayıp yerlerde çırpınıyordum. Hiç unutmuyorum. Günlerce karnım ağrıdı, annem hastaneye götürdü, tüm tetkik sonuçları temizdi. Okula gitmemek için yapıyordum. :) Doktor ve rehberlik de anladı zaten.
En son ağlasa da zırlasa da okulda bırakacaksın beklemeyeceksin almayacaksın dediler anneme. Öyle de yaptı. 1 ay sonra ise çoktan alışmıştım. :)
 
cok haklısın. tepki gösterenlerin tepkisinin nedenini anlamadım. oğlum henüz okula gitmiyo ama beni de düşündürüyo bu durum. oyun grubu ile kreşe başlamak her yıl biraz daha fazla okulda kalmak alışmasını kolaylaştırır diye düşünüyorum.
 
öyle bir anlatmışsınız ki sanki çocuk esirgeme kurumuna bırakıp gidiyor anneler.

o süreçte zaten öğretmenler gerekli rehberliği ediyor, gerekirse pdr psikolog a yönlendiriyor.

ayrıca bu bir gereklilik. gelişim sürecinde üstesinden gelinmesi gereken bir süreç . bundan kaçmak yersiz. o halde çocuk şu mesajı alır : yeterince ağlarsam istediğimi yaptirabilirim.

alışma süreci uzadıysa vb öğretmen uzman kişiye yönlendiriyor.
 
Yadırganacak bir sey yok. Kararlı olunması lazım bazı cocuklara kalırsa hic gitmezler. Okul öncesin de kademeli alıştırılır ama o süre zarfında da taviz verilmez. Çocuk ağladığında beklenildigini, alındığını öğrenirse zaten parmağında oynatır sizi.
 
Her dediğinize tamamen katılıyorum.
Umarım ben böyle bağımlı bir anne olmam.

Annelik ile ipin ucunu kacirmak kolay oluyor aslinda. Önemli olan mantiğini kullanmaktir.

Ha ama şöyle birşey var, lohusalikta mantik felan kalmiyor. Uykusuzluk ve hormon karişimi ile çok tuhaf birşey ortaya çikiyor. Ama buda tabi geçiyor. Hiç geçmiyecek sandiğin ilk aylar öyle bir geçiyor ki.

Bu arada yorumlarini hep beğeniyorum. Şahsi halde elbette tanimiyorum seni fakat burda gördüklerim ile bence sen çok iyi bir anne olacaksin :)
 

Hep yaziyorum ya ne kadar cok ustune dusersen o kadar kutsal oluyorsun, dusmedigin zaman anneligin dedikodulara malzeme oluyor :) yere dustuyse kendi kalksin diye beklemek sorumsuz anne olmak mesela, ya da koltuga cikarken destek vermemek offff devam edemeyecegim.. sonra da evlenirken evini bile anasindan bekleyen, geceliginden-donuna kaynanasina yikan nesil meydana geliyor..

Neyse, birakin biraz aglasinlar bir sikinti olmaz merak etmeyin.. onlarla daha ilk gunden bunun ustesinden sadece kendisinin gelebilecegini, artik kendisine ait bir cevresinin oldugunu, anne -babasindan ayri paylasimlari olacagini anlatin.. mesela “biz ise gidiyoruz, arkadaslarimiz, islerimiz hatta kendi kahve termosumuz var, sen de okula gidiyorsun arkadaslarin, odevlerin ve su termosun olacak” deyin, ise yariyor :) mantikli konusunca cocuklarin algilari cok acik oluyor..
 
Kızım 26 aylıkken başladı, 1 ay önceden başladım anlatmaya ilk gün 1.5 saat durdu, 2.gün tam gün durdu ve alıştı. Bu sene kreş kaynaklı sıkıntılar yaşadık, yeni kreşe yazdırdık ama bir ay sonra alırız dediler. Son bir ay kıyamet koptu kreşe gitmek istemiyordu. Biraz zorlandık ama mezun olacaksın büyük okula gideceksin falan ikna ettik. Yeni kreşinde ilk gün çok kızdı, ağladı ama beni girişte beklerken görünce sakinleşti. İkinci gün kaldı. Yani iş ailede bitiyor.
 

Diyorum ya, annelik bir statü olarak algilaniliyor. Insta'ya baktiğinda bu bariz belli oluyor.

Hali ile anneler bilinçli yada bilinçsiz bu kültürün parçasi olarak çocul için iyi olan değil, kendi için iyi olani yapiyor. Kendisi endişe etmesin diye çocuğu okuldan aliyor, uyku eğitimi vermiyor,..

Yanliz ne yalan söyleyim, bağimsiz yetistirecez diye egom gidiyor. Kizimi kreşe biraktiğimda hemen arkadaşlari ile oynamaya başliyor. Bir ben diyorum "hadi kizim, akşama göruşürüüz"

Hiç takmiyor bile. Egom gidiyor ama kizim için mutlu his ediyorum. Gurur his ediyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…