Evet ve ben misafirliğe gitmeyi, evin ağzına kadar misafir dolmasını hiç sevmeyen biriyim. Çok sevdiğim akrabalarıma bile gitmem sıkılıyorum çünkü. Ama bu geliş gidişler beni çok bunalttı. Her gün kv arıyor bu akşam şuraya davetliyiz gel, bu akşam bunlar gelecek gel. Yoruldum ya işten çıkıp gidip dinlenemiyorum istediğim gibi.Daha çok yeni evli olduğunuz için gelip gitmeler,akraba ziyaretleri sık olacaktır.
sonrasında bu gelip gitmeler azalıcak sizde rahatlayacaksınız biraz.
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki,
ben hala yıllar geçti, insanların kafasındaki o gelin moduna giremedim.
dediğim gibi bu ziyaretler azaldıkça düzelirsiniz.
bunları yasamayan yoktur herhalde..
ınsan bu dönemde buyuyor bence..
başkalarını memnun etmek ıcın sen olmaktan çıkıp,şekılden sekıle gırıyorsun..
an oluyor,bu yuku,ıkıyuzlu görunmeyı kabul edemeyip,öfke patlamaların oluyor..
zamanla ınsanlar senı tanıyor,ıncelemeler bıtmesede aza ınıyor..
sende mıllete göre yasamayı bırakıp,sadece kocan ve varsa çocuğuna odaklanıyorsun..
yanı hepsı bı süreç..
Aslında onu yanlış kullandım, karakteri oturmamış değil de, nasıl desem bir şeylerimi paylaştığımda ortak olmuyor, yani rahatsız olduğum şeyde yardım etmiyor, mutlu olduğuma da benle mutlu olmuyor bazen...
Kendime o kadar güvenen bi insandım ki evlenmeden önce, inanın ki aynalara bayılırdım. Ama şimdi ne görünüş olarak ne karakter olarak kendime o güvenim kalmadı...
Evet ve ben misafirliğe gitmeyi, evin ağzına kadar misafir dolmasını hiç sevmeyen biriyim. Çok sevdiğim akrabalarıma bile gitmem sıkılıyorum çünkü. Ama bu geliş gidişler beni çok bunalttı. Her gün kv arıyor bu akşam şuraya davetliyiz gel, bu akşam bunlar gelecek gel. Yoruldum ya işten çıkıp gidip dinlenemiyorum istediğim gibi.
Baya kalabalık bi aileye gelin gittim. Çok kalabalık çok. Kültür farkı yok ama aşırı derecede akraba eş dost var bitmiyor arkadaş bitmiyor gelmeler gitmeler bitmesi 3 aydır.bunun tek sebebinin etraftaki insanlar oldugundan emin misin?
sanki aşirete gelin gitmişsin gibi bir izlenim edndim.farklı çevre, farklı kültür olayı da varsa bu derece yorulman çok normal.
Devlet memuruyum. Neden :)bende çoğu zaman sizin gibi hissediyorum. böyle düşündüğümde yalnız olmadığım için rahatladım biraz. işiniz ne acaba?
Yazdığın şeylerin hemen hemen bir çoğuna bende katılıyorum ne yazık ki.
Eşimle gerçekten çok isteyerek ve severek evlendim. Maddi zorluklarımızın olacağını biliyordum ama bunlarla başetmenin bukadar zor olacağını bilmiyordum.
Evlilikle ilgili uç olmayan ama çok güzel hayallerim vardı. Hiçbirini bulamadım desem yeridir.
Çok seviliyorum, bunu iliklerime kadar hissediyorum ama herşey sevgi demek değilmiş.
Evlilik çok zor ve sonu olmayan bir yolmuş. Hele benim gibi kılı kırk yaran, takıntılı, detaycı biri için çok daha ağır bir sorumlulukmuş.
Hep iyi tarafından bakmaya çalışıyorum, ama aynen seninde dediğin gibi yoruluyorum.
Bide üstelik ben ne evli gibi, nede bekar gibi yaşıyorum... Eşimin iş saatleri dolayısıyla bekar gibi, ma sorumluluklar evli gibi...
Umarım seninki evliliğin ilk aylarındaki alışma sürecinden kaynaklanan bi duygu değişimidir.
ayyy yeni gelin sendromu bu... Hepimiz geçiyoruz, geçtik bu dönemden. Ben bu etrafın süzmeleri faslını hiç misairliğe gitmeyerek ve misafir çağırmayarak atlattım..
Eşim de ilk zamanlarda başbaşa olmak istiyorum ne misafir gelsin ne biz gidelim dedi. Düğünden 1 ay sonra bayramdı,o vesile ile herkesi 5 dk ziyaret ettik tamam hepi topu bu. Bu süreçte yeni gelin de eskimiş oldu :)
Falaz görüşmeyin çalışıyorsun zaten, çok rahat bahane bulursun
canım benim senin evlilikten önce anlattıgın gibi bir hayatım vardı sadece eksigim beni seven eşti onu buldum çok şükür senin yaşadıkları yaşadım bende üstelik üç sene aynı evde yaşadım eşimin ailesiyle hemen sorunlar başladı ama okadar seviyodum ki eşimi hayat çok güzel geliyodu bana şimdi ayrı eve geçtik inanırmısın sorunlar giderek çogaldı demekki sorun aynı evde yaşamak degilmiş ama artık takmıyorum kimseyi mutlu etmeye çalışmıyorum benim için etkisiz elamanlar neye acıyorum biliyomusun evliligimin ilk yıllarını boşuna heba etmişim çok kafama takmışım çok boşaymış sana söylüyebilecegim tek şey yanlız degilsin sana kafana takma demiyorum zamanla ögrenicen kime nasıl davranman gerektigini zamanla canın daha az acıcak alışacaksın ama düzelmez benimki düzelmedi ama savunma mekanızmam gelişti sadece BOŞ VER ONU BUNU EŞİNLE BU GÜNLERİN TADINI ÇIKAR Ben anlatsam roman olur
Evet ve ben misafirliğe gitmeyi, evin ağzına kadar misafir dolmasını hiç sevmeyen biriyim. Çok sevdiğim akrabalarıma bile gitmem sıkılıyorum çünkü. Ama bu geliş gidişler beni çok bunalttı. Her gün kv arıyor bu akşam şuraya davetliyiz gel, bu akşam bunlar gelecek gel. Yoruldum ya işten çıkıp gidip dinlenemiyorum istediğim gibi.
Yorumunuzdan beni iyi anladığınızı gördüm, çok teşekkürler. Evet şuan bi öfke patlaması yaşıyorum ben.
Seni o kadar iyi anlıyorum ki, mesele gelen giden insanlar değil, evli olup yalnız olmak. Belki biz yanlış algıladık evliliği, hayal kırıklıkları bu yüzden bilemiyorum. Çok seviyoruz, seviliyoruz ama anlaşma noktasında çıkan sıkıntıları aşamıyoruz. Yazıyı kendim yazmış gibi hissettim, bir iki gün iyi hissetsem sonra yine aynı psikolojiye dönüyorum, 36 yaşından sonra deli mi dürttü seni diyorum kendi kendime ... Çözüm ne bilmiyorum belki zamanla alışacağız ya da kabulleneceğiz bilemiyorum ....
Sadece içimi dökmek için yazmak istedim...
Evlilik ne kadar değişikmiş meğer, ben annesinin kuzusu babasının prensesi. Aslında sevdiğim için birazda çevre baskısı, biraz da aşka aç olduğum ve de evliliği çook güzel bişey sandığım için hiç düşünmeden evet dedim. Eskiden memnun etmeye çalıştığım kimse yoktu. Annem babamı da kendim isteyerek memnun ediyordum zaten. Sorumluluğum yoktu, derdim yoktu. İzin aldığım bi merci yoktu. Bazı sözlerinde bakışlarında içime işleyen beni mahveden biri yoktu. Çok sevdiğim için sineye çektiğim bi durumda yoktu. Kendi işim kendi param vardı, güzel de bi arkadaş çevresinee sahiptim. Özgürdüm ! Çok özgürdüm hemde...
Peki ya şimdi ?
Düşüncelerden beynimi alamıyorum, çok yorulduğumu hissediyorum oysaki daha 4 ay olmadı. Eşime olan sevgime güvencime lafım yok. Ama aileler, akrabalar, süzmeler, izlemeler, laf almaya çalışan çıkarcı sinsi insanlar. Baba evinde olmadığımı artık bir "gelin" olduğumu sürekli hatırlatan gereksiz laflar. Hep benden bir şeyler beklemeler, hep dolan gözlerim, baba evine özlemim ama artık oranında bana göre olmadığını görüşüm, karakterimin insanların istediği şekile geliyor olmasını son anda farkedişim. Kendim olamayışım
Çok doluyum kızlar, çook... Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden. Derseniz ki ana sorun ne diye? İnanın ki bir çok şey var ve aslında hiçbir şey yok. Bir bunalım sanırım benimkisi. Alışkın olmadığım bir hayat, alışkın olmadığım insanlar, laflar, sözler. Gerekli gereksiz tanımadığım etmediğim misafirler. Herkesin baştan aşağı beni süzmesi. Acaba nasıl biri diye sorgulaması. Laf alma çabaları. Yordu beni. Kafamı taşıyamadığımı hissediyorum bazen. Eşimin oturmamış karakteri de cabası. Çok sevdiğim için ne kadar görmezden gelsem de beni yeterince anlayamıyor olması çok üzüyor beni. Oysa ki benim eşim olmalıydı beni en çok anlayan insan. İstediğim, umduğum şeyleri bulamadım. Ama insanların istediği, umduğu herşeyi vermek için zorluyorum kendimi. Başarabiliyor muyum bilmem, ama bu mücadele beni çok yormaya başladı...
Bunları anlatacağım arkadaşlarımın yüz ifadelerinde o çaresizliği görmemek için buraya yazdım birazda olsa rahatlarım diye...
hepsı gececek sabret..
suan alışma ve evlılıgın oturma dönemındesınız..
ılk yıl cok ağlanır,cok tartışılır,yakılır,yıkılır..ıpler kopma noktasına gelır..
ve sonra anlarsınkı bunlar herkesın yasadıgı seylermıs..
ben yasarken,sadece bana ozel sanıp,kımselere anlatamıyordum derdımı..
olağan bı durum olduğunu ogrenınce sallamamaya başladım..bı huzur geldı o an:)
Diyorum tamam diyor ama gitmek istediğini görüyorum benim yüzümden gidemiyor ve surat yapıyor ne kadar yapmıyorum dese de bu kez bende üzülüyorum...
Bulamıyorum, eşim anlamıyor çünkü, 5 dk gidelim diyor. ama o 5 dk oluyor4-5 saat
,şte burda eşinin uyumu önemli. Sen onunla konuştuğunda kendi evinde koltuğunla onunla baş başa vakit geçirmek istediğini , zaten büyük bi aile olduğunuzu ve bundan sonra hep görüşeceğinizi söylesen anlamaz mı yine de
Umarım öyle olur, çok teşekkürler :)çok nadir eşler arkadaş gibi olmayı başarabiliyor, eğer arkadaş gibi olsaydınız seni dinliyor, anlıyor yada anlamaya çalışıyor olurdu.
Siz şuan hayatınızda ki değişiklikden dolayı bu hisse kapılmış olabilirsiniz, inanın zamanla geçicektir.
Tabi ki bekar hayatınız kadar özgür olmayabilirsiniz, belki zamanla sizinde alışkanlıklarınız değişir ve bu biraz daha sakin hayat huzur verebilir.
Ben dışardan bir göz olarak herşeyin zamanla rayına oturacağına inanıyorum. Neticede tanıdığınızı düşündüğünüz ama bir çok huyunu bilmediğiniz birisi ile bir hayata başladınız. Zaman alır ama alışırsınız
Ayyy canim ya ...Ama cidden bak bi arkadasin da dedigi gibi yeni gelin sedromu bu...Hepimiz evlendigimiz ilk zamanlarda maruz kaldik bu bakislara. Benim esimin akrabalari da oyle idi. Ama ben bunun tadini cikardim diyebilirim resmen. Sen de kendine guveni olan guzel bi kizsin belli :) Birak suzsunler. Ohhh daha cok salin ortalikta. Bircogu da kiskancliktan bakiyo inan. Kendi kizi oyle degildir, ya da gelini... Baktiklarini hissettigimde ben daha cok guluyodum mutlu mutlu. Kiskananlar catlasiinnn. Esinin tavrina bisey diyemem tabi. Ben yasamadim. Ama en guzel gunlerini boyle mahvetme. Tadini cikar. Nasil bakarsan oyle gorursun derlerya. Sen de bunun iyi yanlarini gor. Yakinda gecer. Belki nazar bile degmis olabilir. Dua oku kendine :)
işinizi merak ettiğim için sormuştum.eşiniz ne işle meşgul özgürdüm madddi anlamda da demiştiniz ya ?
bir an ben de kendi duygularımı okudum yazınızda. ben de 6 aylık evliyim baba evimi çok özlüyorum her gece annemi özlüyorum onun yüzünü görmeden rahat uyuyamıyorum. eşimi ne kadar sevsem de evlilik için acele etmişim diyorum. bir türlü alışamadım. eşimin ailesini çoğu zaman yadırgıyorum üzerimde kurmak istedikleri baskıyı ama bunu beceremeyişlerini. insanları memnun etmek zor onun için ben buradaki tecrübeli bayanlardan çok şey öğrendim kimseyi takmıyorum artık tek sorunum evlilikten önce daha yaşamam gereken şeyler varmış ona üzülüyorum.
İnşallah zamanla alışırız değil mi? alışırız ya dimi :)
Ne kadar doğru bi tepkit. En fazla 3 gün olaysız gidiyor. Sonra bi laf bi tartışma, ağlama krizleri. Umarım o zaman bizi değiştirmez uyum sağlamayı öğretir. Şuan bile bazen kendimden nefret ediyorum. Babanın evinde olsan buna bağır çağır karşı çıkardın şimdi neden susuyosun diyorum ama olmuyor işte
bir an ben de kendi duygularımı okudum yazınızda. ben de 6 aylık evliyim baba evimi çok özlüyorum her gece annemi özlüyorum onun yüzünü görmeden rahat uyuyamıyorum. eşimi ne kadar sevsem de evlilik için acele etmişim diyorum. bir türlü alışamadım. eşimin ailesini çoğu zaman yadırgıyorum üzerimde kurmak istedikleri baskıyı ama bunu beceremeyişlerini. insanları memnun etmek zor onun için ben buradaki tecrübeli bayanlardan çok şey öğrendim kimseyi takmıyorum artık tek sorunum evlilikten önce daha yaşamam gereken şeyler varmış ona üzülüyorum.
Sadece içimi dökmek için yazmak istedim...
Evlilik ne kadar değişikmiş meğer, ben annesinin kuzusu babasının prensesi. Aslında sevdiğim için birazda çevre baskısı, biraz da aşka aç olduğum ve de evliliği çook güzel bişey sandığım için hiç düşünmeden evet dedim. Eskiden memnun etmeye çalıştığım kimse yoktu. Annem babamı da kendim isteyerek memnun ediyordum zaten. Sorumluluğum yoktu, derdim yoktu. İzin aldığım bi merci yoktu. Bazı sözlerinde bakışlarında içime işleyen beni mahveden biri yoktu. Çok sevdiğim için sineye çektiğim bi durumda yoktu. Kendi işim kendi param vardı, güzel de bi arkadaş çevresinee sahiptim. Özgürdüm ! Çok özgürdüm hemde...
Peki ya şimdi ?
Düşüncelerden beynimi alamıyorum, çok yorulduğumu hissediyorum oysaki daha 4 ay olmadı. Eşime olan sevgime güvencime lafım yok. Ama aileler, akrabalar, süzmeler, izlemeler, laf almaya çalışan çıkarcı sinsi insanlar. Baba evinde olmadığımı artık bir "gelin" olduğumu sürekli hatırlatan gereksiz laflar. Hep benden bir şeyler beklemeler, hep dolan gözlerim, baba evine özlemim ama artık oranında bana göre olmadığını görüşüm, karakterimin insanların istediği şekile geliyor olmasını son anda farkedişim. Kendim olamayışım
Çok doluyum kızlar, çook... Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden. Derseniz ki ana sorun ne diye? İnanın ki bir çok şey var ve aslında hiçbir şey yok. Bir bunalım sanırım benimkisi. Alışkın olmadığım bir hayat, alışkın olmadığım insanlar, laflar, sözler. Gerekli gereksiz tanımadığım etmediğim misafirler. Herkesin baştan aşağı beni süzmesi. Acaba nasıl biri diye sorgulaması. Laf alma çabaları. Yordu beni. Kafamı taşıyamadığımı hissediyorum bazen. Eşimin oturmamış karakteri de cabası. Çok sevdiğim için ne kadar görmezden gelsem de beni yeterince anlayamıyor olması çok üzüyor beni. Oysa ki benim eşim olmalıydı beni en çok anlayan insan. İstediğim, umduğum şeyleri bulamadım. Ama insanların istediği, umduğu herşeyi vermek için zorluyorum kendimi. Başarabiliyor muyum bilmem, ama bu mücadele beni çok yormaya başladı...
Bunları anlatacağım arkadaşlarımın yüz ifadelerinde o çaresizliği görmemek için buraya yazdım birazda olsa rahatlarım diye...
Umarım öyle olur, karakterim yine eskisi kadar güçlü olur ve ben bu ağlama belasından kurtulurum. Hiç ağlamazdım ben ya hatta bazen en son ne zmn ağladığımı düşünür hatırlayamazdım. Artık sürekli gözlerim doluyor. Bir şey söyleniyor bir yorum yapılıyor. Durduramıyorum kaçıyorum yalnız bi yere ağlıyorum. Ağlamak terapi gibi geliyor ama bi yandan da tüketiyor. Derdim tabiki büyük değil bunada şükür ama ben sadece anlatıp rahatlamak için yazdım. Çok teşekkürler yorumun için.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?