Anne babası ayrı olan çocuklar hadi birlik olalım

Bibliyo

…..
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
21 Eylül 2007
1.275
1.723
333
İstanbul
merhaba,
başlıklara baktım ama anne babası ayrılmış çocukların bir başlığını bulamadım. burada konuşalım, dertleşelim. ayrılmaya karar veren büyükler belki yazıklarımızı görür belki kararlarını bir kere daha gözden geçirirler.
 
boşanmak istiyorum evet bunu gerçekten istiyorum.2 buçuk yaşında oğlum var.her defasında oğlum için vazgeçiyorum alttan alıyorum. sonuç mu? daha da kötü diyaloglar geçmeye başladı aramızda... ne yapacağımı inan çok şaşırdım..
 
Huzursuz bir birlikteliktense, huzurlu bir ayrılık ve bu ayrılığı çocuğa "böylesi daha iyi" olarak algılatılması çok daha iyidir bence... Benim ailem hiç bir zaman bir arada olmadı... Huzursuz bir ailem vardı... Annem ve baba kırıntısı yanyana geldikleri zaman kavga etmeden veya tartışmadan duramazlardı... Baba'nın anneme savurduğu o iğrenç sözler ve annemin yediği dayaklar vs gözümün önünden hala gitmez... Küçücük yaşta ne bıçakların önüne atladım anneme zarar gelmesin diye... Evdeki bütün delici kesici aletleri kaldırır saklardım yatağımın altına ve ya dolabıma ama bir meyve bıçağı yada bir çatalla bile saldırmaya kalkardı o an canavara dönüşen baba kırıntısı... Ben sırf o insan yüzünden hala güvensizim hayata ve insanlara karşı... Mutlu ailelere imrenerek bakardım... Oturup babasıyla yaptığı dersleri anlatan arkadaşlarımla yeri gelir kavga ederdim sen kime hava atıyorsun diye... Aslında ne havası yani çocuk ne anlar :) Herneyse bunun gibi daha nice sorunlar ve problemler yüzünden feci bir çocukluk geçirdim... Psikolojik olarak da iyi olduğum hiç söylenemezdi, buna bağlı bir takım hastalıklar geçirdim... Baba şehir dışında çalışırdı ve o gittiği zaman çok huzurlu olurdum.... Gittiğine acayip derecede sevinirdim... Bir süre de olsa ayrı olacaklar diye... Diyeceğim o ki; mutsuz bir ailede büyüyen çocuğun psikolojisi, anne-babası ayrı olan çocuğun psikolojisinden daha berbattır... Ben iki psikolojiyi de yaşadım... Annem biz küçüğüz diye bir şey yapamamış zamanında, zaten imkanı da yokmuş... Yapsa ne yapabilirmiş, kime sığınabilirmiş? Zaten akrabalarımız yürekleri ağzında gezerdi, annem telefon ettiğinde; "yine ne oldu diye" sorarlardı direkt olarak... Boşanmalarına bir nevi ben vesile oldum... Küçük bir yaştaydım... Son yediği dayakta sağından soluna dönemiyordu annem, "gidiyoruz" dedim... "nereye" demedi annem... Sürekli olarak sıkıntılarımı paylaştığım bir arkadaşım vardı, oturup annesiyle de konuşmuştum... Onlara götürdüm annemi ve bir süreliğine babayı atlattık o gidebileceğimiz her yeri gezip eve dönmüş, içmeye devam etmiş... Biz de o sırada şehri terkettik... Ankara'ya geldik... Dava falan nedir bilmem... "Boşan bu adamdan" dedim adliyeye gittik... Rapor aldı yediği dayak için ve boşanma davasını açtı annem... Zarar görmemek için akla gelmeyen insanlarda ve şehirlerde misafirlik ettik... Bu sırada benim okulum aksadı... Çok fazla şey oldu... Üstüne bir ton olay yaşandı... Sonunda boşandılar... O rapor öyle bir işe yaradı ki... Yeter ki o davadan vazgeç, işimden gücümden olmayayım diyerek boşanmayı kabul etti baba... Her neyse şimdilerde evli kendisi bir de kızı oldu... Hala arar ve hala annemi ne kadar sevdiğini anlatır ben dinlemesem de...

Ben annemle yaşamaya başladım ve herşey düzeldi... Psikolojik rahatsızlıklarım geçmeye başladı... Tabi ki içimde bir çok boşluk ve yara var... Hayal kırıklarım, kalp kırıklarım bana yaklaşana batar, canını yakar... Hiç bir zaman çocuk için huzursuz bir yuvaya katlanmayın derim... Çocuğa da yazık, size de... Kurtarılacak, ölmemiş noktalar varsa birlikte konuşabiliyorsanız çözümler bulun, gerekirse doktora gidin kurtarın... Ama ölü noktalar, kördüğüm olmuş noktalar fazlaysa... Asla düzelmez, düzelemez... İki taraftan birisi rahatsızdır, o bunu asla kabul etmez; karşısındaki suçlamaya devam eder ve bu böyle gider... Hele ki küçük bir çocuk için katlanılıyorsa bu asla olmamalı... Kaldı ki 0-3 yaş arası bir çocuğun televizyon izlemesi bile sakıncalı, derler ki; onlar çevresindeki herşeyi 5 duyusuyla algılar ve bunu beynine kodlar... O çocuk büyür adam olur ve günün birinde anlamsız sıkıntılar yaşamaya başlar ya da gördüğü bir şeyi, işittiği bir şeyi karakterine eklediği için tanımsız ya da kötü diye nitelendirilen bir insan olur... Bilinçli düşünüp, bilinçli hareket etmekte fayda var... Sonuçta bir birey yetiştiriyoruz ve bu hayatın içinde biz de varız... Hem mutlu olmalı, hem de mutlu edebilecek yollar bulmalıyız...

Ben daha 19 yaşındayım... Hiç kimseye güvenmiyorum... Hayatımdaki kişi sayısı da çok azdır... Hala kendini psikolojik buhranlardan kurtarmaya çalışan bir birey olarak ailelere şu tavsiyem var ki bilinçli davransınlar, bilinçli kararlar alsınlar... Cahilce düşünmektense bir bilene danışmak en iyisi... Kızlar da pat diye evlenmeye kalkmasın bence , evlenmeyi geçtim hayatlarına alacakları kişiyi ince eleyip sıkı dokusunlar... Çünkü 20 sene geçse bile bir insanı tanıyamayabiliyoruz ya da tanıyıp katlanmak zorunda kalıyoruz... Bence bayanlar bu ülkede en kötü şartlar altında bile savunmasızca kalmamak için kendini yetiştirmeli... Çok uzattım... Bu kadarı kâfidir diyerek noktalıyorum...
 
Back
X