Ard arda kötü olaylar:(

Bende hiç ama hiç aydınlanmadi.
Ben zaten benim gibi olan kImseyi de görmedim
Umutsuz olmayin. Bir zamanlar sizin gibi derdin sadece bende oldugunu sanirdim. En ağırı bende derdim. Sonraları yillar geçtikçe... Dert gezerse, dermanda beraber gezermiş onunla meğer.

Insanları dağa benzetirim G Gabriel_ her birinin yükseltisi farklı başındaki duman başka, karı başka... Emin olun hicbir zaman dert bitmez. Derdin yeri hic boş kalmazmiş. Bundan sebep ben "bu da geçer ya hu" demeyi öğrendim. Onun hikayesini de anlatirim isterseniz.
 
Gelince üst üste geliyor.
Ben de eşimle hastanede Corona tedavisi görüyordum. Taburcu olduğum günün ertesi sabahına babamın ölüm haberiyle uyandım. Ozamandan beridir halâ toparlanamadım. Elimden birşey gelmiyor. Sadece dua ve sabır...
 
Çok geçmiş olsun geldi mi üst üste gelmiş gerçekten. Sabırlar diliyorum 🙏 fakat lütfen size sigortanızı yapmayan iş yerinizi çalışma bakanlığına şikayet edin.
 
Umutsuz olmayin. Bir zamanlar sizin gibi derdin sadece bende oldugunu sanirdim. En ağırı bende derdim. Sonraları yillar geçtikçe... Dert gezerse, dermanda beraber gezermiş onunla meğer.

Insanları dağa benzetirim G Gabriel_ her birinin yükseltisi farklı başındaki duman başka, karı başka... Emin olun hicbir zaman dert bitmez. Derdin yeri hic boş kalmazmiş. Bundan sebep ben "bu da geçer ya hu" demeyi öğrendim. Onun hikayesini de anlatirim isterseniz.
Konuyu sabote etmiş olmayım ama anlatırsanız sevinirim.
Artık diyorum ki ben ve ailem çok mu kötü insanlarız. Hani bu dünyaya geldik ama neden uğraşıp didindigimiz şeyler çok kötü şekilde sonuçlanıyor. Neden bize de yaşamak dayanmak icin bir tutunacak fal verilmiyor.
Etrafımda zoR zamanlar yaşayan insanlar oluyor evet ama bu insanların mutlaka işleri 1-2 yıla düzeliyor hayatları yoluna giriyor.bir taraftan üzülüp acı vektileese bir taraftan muhakkak o acıya dayanmalarini sağlayacak güzel birşey oluyor.
Ama bende ve ailemde hiç böyle olmadı yaklaşık 20 yıldır. Hep kötüye daha kotuye gitti hayatımız.
Umut ettiğimiz gelecek bize güzel birşey getirmedi asla , gecen zaman sadece acılarımiza yeni acılar çok daha büyük acılar ve kayıplar ekledi.
Işte böyle olunca ne umut kalıyor ne de hayatın anlamı.
Başıma gelenleri anlatsam eminim hak verirsiniz.
Artık diyorum Allahım acıyı derdi verdin ama artık neden bir derman vermiyorsun diyorum.
 
Konuyu sabote etmiş olmayım ama anlatırsanız sevinirim.
Artık diyorum ki ben ve ailem çok mu kötü insanlarız. Hani bu dünyaya geldik ama neden uğraşıp didindigimiz şeyler çok kötü şekilde sonuçlanıyor. Neden bize de yaşamak dayanmak icin bir tutunacak fal verilmiyor.
Etrafımda zoR zamanlar yaşayan insanlar oluyor evet ama bu insanların mutlaka işleri 1-2 yıla düzeliyor hayatları yoluna giriyor.bir taraftan üzülüp acı vektileese bir taraftan muhakkak o acıya dayanmalarini sağlayacak güzel birşey oluyor.
Ama bende ve ailemde hiç böyle olmadı yaklaşık 20 yıldır. Hep kötüye daha kotuye gitti hayatımız.
Umut ettiğimiz gelecek bize güzel birşey getirmedi asla , gecen zaman sadece acılarımiza yeni acılar çok daha büyük acılar ve kayıplar ekledi.
Işte böyle olunca ne umut kalıyor ne de hayatın anlamı.
Başıma gelenleri anlatsam eminim hak verirsiniz.
Artık diyorum Allahım acıyı derdi verdin ama artık neden bir derman vermiyorsun diyorum.
Bende ayni sekilde bosanma, ailede kötü hastalik, issizlik, akraba darbeleri, üst üste huzursuzluk. Bazi insanlar özellikle mi sinaniyor, kendimiz mi hayatimizi bu duruma getiriyoruz anlamadim gitti
 
Konuyu sabote etmiş olmayım ama anlatırsanız sevinirim.
Artık diyorum ki ben ve ailem çok mu kötü insanlarız. Hani bu dünyaya geldik ama neden uğraşıp didindigimiz şeyler çok kötü şekilde sonuçlanıyor. Neden bize de yaşamak dayanmak icin bir tutunacak fal verilmiyor.
Etrafımda zoR zamanlar yaşayan insanlar oluyor evet ama bu insanların mutlaka işleri 1-2 yıla düzeliyor hayatları yoluna giriyor.bir taraftan üzülüp acı vektileese bir taraftan muhakkak o acıya dayanmalarini sağlayacak güzel birşey oluyor.
Ama bende ve ailemde hiç böyle olmadı yaklaşık 20 yıldır. Hep kötüye daha kotuye gitti hayatımız.
Umut ettiğimiz gelecek bize güzel birşey getirmedi asla , gecen zaman sadece acılarımiza yeni acılar çok daha büyük acılar ve kayıplar ekledi.
Işte böyle olunca ne umut kalıyor ne de hayatın anlamı.
Başıma gelenleri anlatsam eminim hak verirsiniz.
Artık diyorum Allahım acıyı derdi verdin ama artık neden bir derman vermiyorsun diyorum.
Herkesin hikayesi ve taşıyacağı yükün ağırlığı farkli farklidir Gabriel. G Gabriel_ kimi 20 yil ceker kimi 2 yil çeker. Sonunda hepsi geçer gider.

Bu da Geçer Ya Hû!

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler.

Derviş yola koyulur,birkaç köylüye daha rastlar.Onların anlattıklarından Şakirin bölgenin en zengin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında başka bir çiftlik sahibidir.

Derviş Şakir’in çiftliğine varır. Çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Şakir de aileside hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır…

Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken, “Böyle zengin olduğun için hep şükr et.”der. Şakir ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen gerçeğin ta kendisi değildir. Bu da geçer…”

Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür. Bir kaç yıl sonra dervişin yolu yine aynı bölgeye düşer. Şakir’i hatırlar, bir uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylüler ile sohbet ederken Şakir den söz eder. “Haa o Şakir’mi” der köylüler, “O iyice fakirledi, şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.”

Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider, Şakir’i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önceki bir sel felaketinde bütün sığırları telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır. Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkarıdır.

Şakir bu kez Derviş’i son derece mutevazi olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır… Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: Üzülme… Unutma,bu da geçer…”

Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer. Şaşkınlık içinde olup biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüş, ailesi olmadığı içinde bütün varını yoğunu en sadık hizmetkarı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır. Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır.

Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “Bu da geçer…”

Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: “Bu da geçer…”

Derviş, “ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır nede mezar. Büyük bir sel gelmiş,tepeyi önüne katmış, Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…

O aralar ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda umudunu tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın… Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapamaz. Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler. Derviş, Sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük Sultan’a sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “Bu da geçer” yazmaktadır.

‘Buda geçer Ya Hû’ sözünün aslı bundan bin küsür sene önceye , Bizans dönemine uzanır. Bizanslılar fena bir işe uğradıkları zaman ‘Buda geçer’ manasına gelen ‘k’afto ta perasi’ demektedirler. İbare Selçuklular zamanında İran taraflarına geçer; ama Farsçalaşıp ‘in niz beguzered’ olur. Osmanlılar devrinde Türkçe söylenip ‘bu da geçer’ yapılır. Derken tekkelerde ve dergâhlardada benimsenir ve sonuna ‘Ya Allah’ manasına gelen bir ‘Ya Hû’ ilave edilip ‘BU DA GEÇER YA HÛ’ haline gelir…

Hayat inişli çıkışlıdır.Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olabileceği aklımızdan çıkmazsak inanki zorluklarla daha kolay başa çıkabiliriz.
 
Bende ayni sekilde bosanma, ailede kötü hastalik, issizlik, akraba darbeleri, üst üste huzursuzluk. Bazi insanlar özellikle mi sinaniyor, kendimiz mi hayatimizi bu duruma getiriyoruz anlamadim gitti
Aynen.hastaliklar, hastalığa bağlı ölümler, ani ölümler. Ki bunlardan biri de canım babam.
Hem anne hem baba tarafimdan 3-5 kişi kaldı. Ölenler de yaşlı değildi.
Bunları yaşadım yaşadım.en sonunda mart ayında tedavi ile oluşan gebrligimdr 24. Haftamda ölü doğumla sonuçlandı. Üstelik ikiz bebeklerim, kızlarım. Tumyaşadıklarımdan sonra bu son darbe beni artık yere yapıştırdı.
 
Aynen.hastaliklar, hastalığa bağlı ölümler, ani ölümler. Ki bunlardan biri de canım babam.
Hem anne hem baba tarafimdan 3-5 kişi kaldı. Ölenler de yaşlı değildi.
Bunları yaşadım yaşadım.en sonunda mart ayında tedavi ile oluşan gebrligimdr 24. Haftamda ölü doğumla sonuçlandı. Üstelik ikiz bebeklerim, kızlarım. Tumyaşadıklarımdan sonra bu son darbe beni artık yere yapıştırdı.
Size de cok gecmis olsun, ben de zor bir dönemden geciyorum, hic bir sey yapmak istemiyorum, yerimden bile kalkmak zor geliyor
 
Sagolun.yani etrafımdakilerin sorunlarına o kadar imreniyorum ki, hep çözülebilecek çaresi olan şeyler.ama ona rağmen karalar bağlayanlar var. Ben de ben ölmeliyim o zaman diyorum.
Böyle bir hayatım olacağını söyleseler inanmazdım.
Birzamanlar herşey ne kadar normaldi.
Şimdi ne bayramımız kaldı ne tatlı bir günümüz.
Size de cok gecmis olsun, ben de zor bir dönemden geciyorum, hic bir sey yapmak istemiyorum, yerimden bile kalkmak zor geliyor
 
X