- 13 Nisan 2007
- 33.638
- 102.475
- 1.123
- 46
- Konu Sahibi Surekli_Karisik
-
- #161
Kendini ne güzel ifade ediyorsun. Maşallah çok beğendim.İnanmıyorum, kaldı ki boşanma korkusuyla kendime değer verdirecek değilim. Bunu ona da söyledim.
Her akşam yemeğini ailesiyle yemek istiyor olabilir, hakkıdır ama o noktaya geldiysek, bizimle aynı masaya oturma ihtiyacını ve bunun eksikliğini duymuyorsa, ben de artık ailemle yemek istiyorum, bu da benim hakkımdır.
Akşam konuşacağız güya. Tam altı sayfalık bir mektup yazdım, döktüm içimi. Böyle daha rahat iletişim kuruyoruz, diğer türlü ben konuşamadan o savunmaya geçiyor. Aslında eninde sonunda boşanacağımızı adımız gibi biliyoruz da zamanını bilmiyoruz.
Boşuna uzatıyoruz.
Kendini ne güzel ifade ediyorsun. Maşallah çok beğendim.
Bir de şu isminin altındaki incelikli cümleyi de çok severim.
Neyse...
Üzüldüm,okuduklarıma.
Hakkında hayırlı olsun inşallah...
Bilirim.Gülten Akın'ın bir şiirinden alıntıdır. En sevdiğimdir ve taaa içimde en çok hissettiğim.
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ben de artık hayırlısını dilemekten başka bir şey yapamıyorum.
Eşinizin verdiği yanıt herşeye değer bence. Bence bundan sonrasını beklemelisiniz. Adama da yazık üzüldüm. Arada kalmış resmen. Anasina yaptığı seytanliklari konduramiyor belliki.
Yanlız o kv ne politik, nemış öyle.
Sizin huzursuzlugundan besleniyor bunu yaparken de sizi günah keçisi ilan ediyor eşinize karşı
Boşanmayacaksınız. Eşiniz bunu istemiyor en azından. Ama o kayınvalide ile zor, yalnız kalıyorum diye ağlamak nedir yahu ??...
Bilirim.
Ben de çok severim Gülten Akın'ı.
O yüzden hep dikkatimi çekmişsindir.
İyi akşamlar dilerim.
ahhh canımDüşünememiş. Ben söyleyince anlamış. Bundan sonra hiç gitmezmiş. Yuvası dağılacaksa bu yüzden, hiç yapmazmış, hiç gitmezmiş.
Ha bir de ben evde yemekle uğraşmayayım diye. Canım çok düşünceli. Beni düşünmüş.
Sanki bilmiyor, ilk defa yaşanıyor, daha önce yuvası dağılma aşamasına gelmedi, şimdi tövbe billah ediyor.
Eşim istemiyor ama evinin yolunu da karıştırıyor.
"Ailemle yemek yemem mi, sorun" diyor bana. "Hayır dedim, ailenle yemek yememen sorunumuz."
Ailesi kimse artık.
ahhh canım
eşin hiç mi kendi rahatını düşünmüyor?
bu nasıl bir yetiştirilme tarzı nasıl psikolijik bir baskıdır? bu nasıl kadındır evladına zerre acımıyor!!!!!!!!!
seni çok iyi anlıyorum,
lanet olsun böyle zihniyetlere, kendiler mutsuz oğullarını da ve gelinlerini de hatta torunlarını da mutsuzluğa bi yol bulup mahkum ediyorlar ama artık kocaman adamlar kendi çıkarlarının mutluluklarının peşine düşmeli!!! analarının bu pislikleirnden sıyrılmalılar
yazık günah ya
Psikolojik baskı altında sürekli gerçekten onun açısından da zor bir durum, ama yaptığınınn yanlışlığını örtmüyor bu . Düzelir inşallah..
hayır canım.İnanmıyorum, kaldı ki boşanma korkusuyla kendime değer verdirecek değilim. Bunu ona da söyledim.
Her akşam yemeğini ailesiyle yemek istiyor olabilir, hakkıdır ama o noktaya geldiysek, bizimle aynı masaya oturma ihtiyacını ve bunun eksikliğini duymuyorsa, ben de artık ailemle yemek istiyorum, bu da benim hakkımdır.
Akşam konuşacağız güya. Tam altı sayfalık bir mektup yazdım, döktüm içimi. Böyle daha rahat iletişim kuruyoruz, diğer türlü ben konuşamadan o savunmaya geçiyor. Aslında eninde sonunda boşanacağımızı adımız gibi biliyoruz da zamanını bilmiyoruz.
Boşuna uzatıyoruz.
ahhh canım
eşin hiç mi kendi rahatını düşünmüyor?
bu nasıl bir yetiştirilme tarzı nasıl psikolijik bir baskıdır? bu nasıl kadındır evladına zerre acımıyor!!!!!!!!!
seni çok iyi anlıyorum,
lanet olsun böyle zihniyetlere, kendiler mutsuz oğullarını da ve gelinlerini de hatta torunlarını da mutsuzluğa bi yol bulup mahkum ediyorlar ama artık kocaman adamlar kendi çıkarlarının mutluluklarının peşine düşmeli!!! analarının bu pislikleirnden sıyrılmalılar
yazık günah ya
hayır canım.
evli insanlar her akşam eşiyle ve çocuğuyla yemek yer. ayda bir, haftada bir anneye gidilir.
hak hukuk ve normali budur.
eşinin yaptığı en hafif tabirle saygısızlık ve terbiyesizlik.
sen evi terkettiğinde yanına gelmeyen adam mı evliliği kurtaracak?
ama önemli olan senin içinin bitirirken rahat olması ve ayrılığa hazır, kararlı olman.
karşı taraf mühim değil, sen ne istiyorsun?
eminsen, vaadlerini boşver ve gerekeni yap.
yani.Kendi içime de lanet okuyasım var. Neden ben bu kadar uğraşıyorum, sabrediyorum. Daha ne yapabilirim?
İçimi rahatlatacak her şeyi fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum. Olsaydı şimdiye dek olmaz mıydı? Haydi diyelim ki oldu, ben bu adama derdimi her anlatmak istediğimde ağzıma boşanma lafını mı almam gerek ?
Bu lafı ağzıma sakız ediyor olmamdan da nefret ediyorum. Üç ayda bir boşanalım mı diyeceğim?
Bilmiyorum, dedim ya kafam çok karışık. Bazen diyorum ki, umursama bu adamı, bırak isterse eve hiç gelmesin, sen otur evinde çocuğunla, dersini çalış, sınavını kazan elveda de. Üç senemi boşa yedi, bari bir yılımda bir faydası olsun. Ama yok, o da zor geliyor, bana göre değil.
Manen rahat değilim, tatmin olamıyorum, böyşeyken madden de bir şey yapamıyorum.
Gider babamın evinde yaparım ne yapacaksam diyorum.
Merhaba sürekli karışık benim hatirladin mi bilmiyorum benzer sorunlar yaşıyorduk ama benim son kopma noktam anneme yapılan saygısızlık oldu.okudum konunu belli ki eşin arada sıkışmış halen aynı sularda yüzüyor bi adam neden karısı ve çocuğu ile yemek yemez anlamıyorum neden evlilik ve aile hayatını idrak edemez çocuğunuz var neden ona normal bi aile hayatını sunmak ve yaşatmak istemez aklım almıyor. Ben bitiridim su an zorlanıyorum ama biliyorum ki geçecek sana aynısını yap diyemem çünkü evladım var senin. Ben senin eşinin arada kaldığını düşünüyorum annesi ruhen hasta ve oğlundan koparıyor eşine sadece empati yapmasını şöyle kendinin tam manası ile senin yerine koysun ne yapardı ne hissederdi söylesin .Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.
Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.
Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.
Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.
İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.
Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
ağlaması acizliğinden.Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.
Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.
Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.
Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.
İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.
Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
Koyun can derdinde kasap et deyiminin tam olarak karşılığı bu olsa gerek.Eşime gündüz yazdığım mektubu biraz önce verdim. Kararımın da kesin olduğunu yazmıştım mektupta.
Akşam annesiyle konuştu, kirveliklerini yaptıkları çocukların yarın sünnet kınası olduğunu yarın gitmemizi söyledi. Zaten ondan sonra ben anladım ki değişmeyecek. Bu doğum günleri, düğünler mecburiyetler bitmeyecek.
Eşim yazdıklarımı okuyunca çok öfkelendi. Sigarayı bırakmıştı, çıktı bir paket sigara aldı geldi ve boşanmayı kabul ettiğini söyledi. Mektubu da katlayıp cebine koydu. Muhtemelen ona özel yazdığım şeyi koşa koşa ailesine okutacak. Bu bile aldığım kararın doğruluğunu gösteriyor bence. Hiçbir şey konuşmadık. Söylemedi. Sadece tamam dedi. Artık ailesini de ikna edebileceği somut deliller var ya elinde.
Akşam yemeğini yerken birden kaşığı atıp masada ağlamaya başladı. 4 senedir ilk kez ağladığını gördüm. Çocuğu çıkar, çıkın odadan diye. Hayatımda hiç o anki kadar içim acımamıştı. O an onu bırakamayacağımı düşündüm. Ama annesiyle olan konuşması ve mektuba verdiği tepkiden sonra "kime üzülüyorsun, kime için acıyor" diye sordum kendime.
İçimden dışıma doğru vücudumda bir baskı var sanki. Başım, bedenim patlayacak gibi, içimde bedenime sığmayan bir şey varmış gibi hissediyorum. Sanırım acı çekiyorum.
Zaman... umarım zaman bana iyi şeyler getirir. Hepinize teşekkür ediyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?