Birbirine denk olmak..?

Ben hikayemin hepsini konu sahibi olmadığım için paylaşmak istemedim. Sonradan yani evlendikten 5 sene sonra, tabi ki doktoraya tekrar başvurdum; onun tüm engellemelerine rağmen. Ailemin desteği ile. Ancak akademisyenlik yapamadım. Hem çalışıp hem doktoramı bitirdim. Boşandıktan sonra akademisyenliğe başladım. Şimdi bir üniversitede öğretim üyesiyim.Çok uzun hikaye... Burda sadece konu sahibinin bazı şeyleri görmesi için kendi hayatımdan örnek vermek istedim sadece.
 
Sevgilim orta okul mezunu. Ben üniversite. O benden çalışkan, benden daha pratik zekalı, benden daha güzel espri yapan bir adamdır.

Sevgilimin ailesi başta okumamış biriyle olmamı garipsedi, kültürel olarak da aşırı farklıyız. Bana bir şey demediler ama pek anlam veremediklerini hissettim. Benim için sorun değildi. Onlar da etmedi Allah razı olsun.
Benim annemle babam ayrı, babam kesinlikle olmaz dedi. Annem X iyi çocuk, sevildiğin değer gördüğün mutlu olduğun ortada, sen bilirsin dedi. Babama göre okumamıştı, aylık 15000 geliri yoktu, istanbul türkçesiyle konuşmuyordu, cahildi.

Sevgilim de babamın tutumunu biliyordu, ondan hiç saklamadım. O da "okula mı yazılsam?" noktasına gelmişti. Dedim kendin istiyorsan yazıl, ama babam yüzündense gerek yok. Senin mesleğin var elinde, 28 yaşındasın bu yaştan sonra diplomaymıs okulmuş falan uğraşma. Ben böyle bir şeyi sorun etmiyorum, umrumda da değil.

Sonuç olarak; haftasonu sözümüz var. Babam olmayacak. Madem sevgilimi damat olarak kabul etmedi, benim seçimlerime saygı duymadı, ben seçtiğimin gene arkasında durucam. Ay o ne der, ay bu ne der diye ortada yanardönerlik yapmıcam.
 
Bana düşmez akıl vermek, haddime de değil biliyorum ama bir abla olarak şunu söylemek istedim. Evet şu an mutlusunuz, çünkü tek maaşla yani senin maaşınla geçiniyorsunuz ve onun işi yok. İnan bir işi olduğunda böyle olmayacak. çünkü biz evlendiğimizde de eşimin işi yoktu ve biz de benim maaşımla geçiniyorduk, çok da mutluydum. ama ne zaman işe girdi hele ki hasbelkader çalıştığı şirkette şirket müdürü oldu, sorunlar başladı. Beni beğenmemeye, aşağılamaya.... kadar devam etti. lütfen dikkat ol. üzdüysem özür dilerim ama biz kadınlar ben de dahil olmak üzere aşık olunca ayaklarımızı yerden kesiyoruz. Seni üzdüysem özür dilerim. bir abla olarak uyarmak istedim sadece.
 

Eğer ortada sevgi varsa kimin ne mezunu olduğu önemli değil ama sevgilinin davranışlarına bakarak çok mutlu olamayacağını düşünüyorum. Eğer o kendine güvenseydi, bunu sorun etmeseydi zaten ortada sorun kalmazdı. Ama emin ol evlenirseniz falan bu hayatınızın her anında sorun olacak. Şimdi söylediği 'tabi sen okumuşsun, bizim gibi değilsin' lafından belli. Bu ezikliği hep yaşayacak ve cezasını da kesinlikle bir süre sonra sana kesecek. Daha önce de böyle çok örnek gördüm. Yani iş senin sevgilinde bitiyor.
 
Toplumum lafindan kaçsak bile kulak ardi ettiğimiz şeyler bilincaltimizda bize huzursuzluk veriyor. Bu soyut bir sorun..
Kesinlikle aşağılamak adına demiyorum. Düşünün ki evlisiniz. Aranızda problem olacak ve esinizin mahalle baakisindan arta kalan düşünceleriyle diyecek ki beni hep hor görüyorsun. Veya bu hissiyat birikip şiddete meyilli olacak.
ailesine gideceksiniz hic alakasi olmayan bir sorunda bile okumuş gelin iste diye aşağılamaya maruz kalacaksiniz. Esiniz de sizin ailenizde tam tersine..
ola ki okulu bitirmedi vs..
aranizda kültür farkı ilk planda gorunmeyecek belki ama ilerleyen zamanlarda bu ortaya çıkacak. Sizin okumuş arkadas cevreniz olacak onunsa saha farkli.. kendini en geliştirmiş insan olsa dahi bazen bakış acilarindaki kalıplasmis düşüncelerde sıkısıp kalacaksiniz. Gerci ne bölümler okuyup kendini bir türlü asamamis insanlar var da..
denklik önemli bence.. ama denklik olarak nelere baktığımız cok önemli. insanlığınız vicdanıniz denk mi gibi..
Eğer oluru yoksa daha saplantılı bir hâl almadan uzaklasmanızi tavsiye edebilirim. Ama her seye rağmen yan yana oluruz derseniz birlikte mücadele edin ve kimseyi duymayin.
 
iki kişi arasında farklılık sevgi ile kapatılabilir ama aileler arası mesafeler hiç bir zaman kapanmıyor benim ailem kalabalıktır anne ve baba tarafım hep kapalı ben açığım ama çok uçlarda yaşamam hayatı. Sevdiğim adamda doktor ve o tam tersi ailesi kalabalık değil aynı ortamda oturup içki içebiliyorlar vr daha bir suru şey işte. Seviyorum hem de çok. Ama onun anne babası ile benim anne babam o kadar tezat ki. Babası profesor ayrıca benim babam esnaf. Duşun artık. Bence birbirine denk olmak diye bir kavram kesinlikle var. Yoksa bir haraf hep pasif kalıyor
 
Konu sahibi arkadaşım kusura bakma yazdıktan sonra fark ettim elimden destan çıkmış resmen :)


Biz eşimle flört etmeye başladığımızda ben 18 o 20 yaşındaydık. Ailesi depremden sonra şehrimize gelmiş çok geçimleri olmadığı için küçük yaşta çalışmaya başlamış,3yıl üst üste öss ye girmiş iyi bi puan alamamış bari açıkögretime yazılayım demiş,bilgisayar dükkanlarında çalışan format atıp parasını kazanan hırslı inatçı bir şeyler yapmaya çalışan biriydi.Hiç düşünmemiştim ilerde ne olur ne biter diye.Benim babam yaşadığım şehirde üst düzey bir bürokrattı ve ailemiz çok zengin olmasa da herkes tarafından sevilen sayılan bir aileydi.Onun ise-- sonradan tanıdığım o zamanlar da tahmin ettiğim gibi-- çok bi dünya görüşü olmayan kimseyle görüşüp sosyalleşme çabasına girmeyen bir ailesi vardı.

18 yaşındayken bunların hesabını yapamıyorsun maalesef olsun dedim ne önemi var ki ben seni seviyorum-ki hala aynı düşüncedeyim-.O senesi ben de Mimarlık Fakültesini kazandım aynı şehirde. Eşim de 1 yıl kaldığı açıkögretimde veremediği dersler için benden yardım istedi,ben bu okulu bitirmek istiyorum hem senin hem de kendim için bunu yapmaya mecburum bana yardım edebilir misin dedi.Birlikte kafelere gidip saatlerce Matematik,Türkçe çalıştık.O sırada zincir bi mağazanın satış sorumlusuydu ve satıştan fırsat buldukça tezgahın altına koyduğu kitaplarıyla ders çalıştı,okulunu bitirdi.

Eşim o yaşlarda ve süregelen 3 4 yıl boyunca cok fazla kıskançlık yaptı.Arkadaşlarımı hocalarımı ortamımı kıyafetimi bi şekilde bi şeyi bahane edip sürekli tartıştık,ne ağlamalar ne sıkıntılar.Ben hep bunun komplekslerinden kaynaklandığını, kendisini yetersiz gördüğü için kendine güven problemi yaşadığını düşündüm.O süreç içinde ben defalarca ayrılmayı istedim.Hem bu karakterinin zorluğu hem de ailemin eğitimi ve ailesinin durumunu öğrenince önüme çıkaracağı sorunları düşündüm,olmadı cesaret edemedim bir şekilde aşkım,sevgim hep ağır bastı.

Ben okuldan mezun olup yüksek lisansa başladım bi 6-7 ay sonra da memur olarak başka şehre atandım o da arkadaşlarıyla ortak kendi işyerlerini kurdu.Sonrasında karşımda tüm o komplekslerinden kurtulmuş benimle gurur duyan bir adam vardı.2.5 yıl başka şehirde yaşadım bu arada o askerliğini yaptı geldi.Neredeyse o eski adam gitti yerine pamuk şeker bi çocuk geldi :)

Neyse çok uzattım galiba 2012 de nişanlandık, biraz zor bi süreç oldu. Babam 3 ay beni sorularıyla süründürdü bi türlü istemedi kabullenmedi.Mühendis yok muydu doktor bulamadın mı avukatlar çıkamadı mı karsına falan abuk sabuk şeyler ki babamı gören hayrete düşüyodu o kadar ki sevecen ve mantıklı adamdır, bitanemdir.Sonunda bi şekilde ikna oldu biz nişanlandık ve 2013 yılında 8 senelik beraberlikten sonra evlendik. Annem eşimi tanıdıktan sonra dedi ki ben şimdi anladım neden onu bu kadar sevdiğini,hakediyormuş.Ailede herkesin gözbebeği galiba şuan benden çok seviliyor,babam en doğru verdiğin karar kızım falan diyor :)

Ailesiyle düğün zamanı çok bi sıkıntı yaşamadıysak da aradaki fark epeyce hissedildi hem maddi hem de manevi.Maddi benim için önemli değildi ama anlayışsızlıkların üstesinden de görmeyerek duymayarak umursamayarak geldik çok şükür.Şimdi evimizde mutlu huzurluyuz çok şükür,daima şükür.

Bu kadar gevezelikten sonra sana demek istediğim şu ki karşındaki insanda o azmi,heycanı görebiliyor musun? Elinden bulunduğu durumdan daha iyi bi yere gelmek için bi çaba gösteriyor mu?Kendini geliştirme arzusu var mı ilerde ben hiç bişey yapmasam da eşim taş taşır bana bakar diyebiliyor musun? Aileler arası dengeyi kuran sen olacaksın kendinde idare edebilecek gücü görebiliyor musun?

Son olarak gerçek aşk her kula nasip olan bir şey değil, eğer bunu bulduğunu düşünüyorsan sakın kaybetme,dilediğince olsun her şey..
 
Bazen bazıları için şartlar zordur.. Herkes sizin gibi şanslı değil.

Biz 6 kardeşiz.
Tek lisans mezunu benim.

Benden önce ilk iki ablam maddi yetersizlik yüzünden çalışmaya başlamış.
Sonraki liseyi bitirdi, üniversiteyi kazanamadı.
Babam iki yıllık üni. bitirsen ne olur hepsi işsiz dedi ( etraf diyordu ve babam da öyle bakıyordu o zaman)

Benim küçüğüm okumaya karşı çok soğuktu, artık maddi sıkıntımız olmasa da
isteksiz olduğu için okumadı, kimse de zorlamadı o zaman. Zorla olan işten ne hayır gelir diye düşünüldü.

Maddi sıkıntımız olmasa da ancak geçiniyorduk, zengin değildik. Çünkü kalabalık bir aileydik.
Annem babam ilkokul mezunu.. Durum ortada.
Bir cesaret babama dershaneye gitmek istiyorum dedim.
Benim için verilecek o dershane parası bizim için büyük bir paraydı aslında.
Kazanamazsam diye içim içimi yerdi. Kendimi eve kapattım, yemek dışında yüzümü görmedi ailem bile.
Ben kazandıktan sonra (sınıf öğretmenliği) ailem demek oluyormuş dedi.

Okumaya daha çok önem verdiler. Yoktan para var ettiler.
Kardeşimi dershaneye zorla verdiler okusun diye.
Kazanamadı 2 yıllık oldu, babam gönderdi yine de çünkü bakışı değişti.
Ne oldu 2 yıllık mezun aöften de dört yıllık başka bölüm okuyor ama işsiz.

Olsun annem vazgeçmedi formasyon alması için Türkiye'nin öbür ucuna git diyor.
Benden önce bu kadar zorlamazlardı ama olmuyorsa olmuyor derlerdi.

Demişsin ya onun ailesi okumaya önem vermiyor diye..Bu bakış değişir.
Ama değiştirecek bir yakın örnek lazım..

O da sevgilin olabilir.
Tek derdin mezuniyetiyse eğer, başka sorununuz yoksa azmetsin başarsın.

Ailenin de sana iş anlamında denk birini istemesi doğal aslında. Kızamam onlara..

Sen de bugün mutlusun, yarın edilen bir laf huzursuz eder.
Başka bir sıkıntı olur aranız da zaten işi de iyi değildi niye evlendim ki dersin..

Bu sebeple ayrıl da diyemem ama çok toz pembe bak da diyemem..
 
Bir kac yil oncesine kadar ben de senin gibi dusunuyordum.Ama artik eslerin birbirlerine denk olmasi gerektigini dusunuyorum.İstisnalar tabi ki vardir ama universite insana bir bakis acisi kazandiriyor olaylara nasil cozum getirebilecegini ogretiyor hayati ogretiyor. Senin ile erkek arkadasin arasinda tabi ki sorunlar vardir yoksa rahatsizligin olmazdi. Bir acaban olmazdi.Aile ne dusunur bilemiyorum ama denk bir damat isterler tahminen. Senelerce evlilik ve benim adimi ayni cumke icinde kurmayan babam bir tanidigimizi ornek vererek 'bak helal olsun kiza okudu etti universite mezunu. Esi de oyle.Herkes kendi dengi dengine' dedi. Artik nasil tepki verecegini oyle kestiriyorum ki.Ailenin onaylamadigi bir durum varsa kesinlikle problem oluyor iyi dusunmelisin.
 
benim sevgilimde lise mezunu.önceden kriter olarak düşünürdüm aslında üniversite mezunu olmasını.ama tabi bana öyle doğru yaklaştı ki..hayır diyemedim sırf bu yüzden.okuldan da etkilenip iletişime geçenler oluyodu sonuçta.bunlar mühendis, psikolog, öğretmen, avukat adayı insanlar.hatta okul dışından memur olanlar,benden hoşlanmayıp tanıdığım meslek sahibi insanlar.kimi çocuk kimi ukala kimi gerizekalı...hepsine söyliycek bi lafım oldu karakterlerinden dolayı.gerçekten okumakla adam olmuyo.bu benim kriterim olamaz diyorum artık.
ailem öğrenince bu çocuk doktor mu avukat mı mühendis mi kızım dediler.bu olayların ardından ben mühendisliği bıraktım özel sektörde çalışmak istemediğim ve zorlandığım için.şuan muallaktayım,tam olarak ne yapıcağımı bilmiyorum.buna rağmen ailem hala meslek konusunda aynı düşüncedeler.ki aramızda maddi açıdan da fark yok.geliri gayet iyi.mühendis olsam onun kadar kazanamazdım ben.
benim doğru mu yanlış mı diye bi düşüncem yok aslında.ama çevre ne der korkusu yiyip bitiriyo beni.daha önce mühendis ablamda lise mezunu biriyle evlendi.ne görüntü ne maddi ne mesleki ne de aile olarak bize uygun değildi.onunda etkisiyle herkes benim gözüme bakar durumda iyi bi evlilik yapmam için.nasıl karşılarlar diye çok korkuyorum bu yüzden.
sizin durumunuz içinde ben olabilir diye düşünüyorum.zaten kendisi de bişeyler için çabalıycakmış.eğer 4 yıllık bi bölüm olmazsa 2 yıllık bi bölüm okuyup (inşaat vs gibi) dgs ile mühendisliğe geçiş yapmayı düşünsün başarabilirse.sözelde pek bi olanak yok çünkü.tabi kompleksini hesaba katmazsak.benim kafamı karaştıran tek şey ben kimimki gibi sözleri.ben sevgilimden hiç böyle bi söz duymadım şimdiye kadar.güvenli kendisine.ben lise mezunuyum ama şimdiye kadar çevreminde aileminde bana yakıştırdığı hemen hemen bütün kızlar üniversite mezunu demişti bi kere.eski ilişkiye doğru giden iletişimlerini de bildiğim için gerçekten öyle.çünkü kendisini üniversite mezunu birinden farklı görmüyo.
belki üniversiteye başladığında kompleksinden kurtulabilir.önce bi sınava girip üniversiteye başlasın.ilişkinizin devamı yada bitmesi konusunda düşünmek için 1-2 yıl var bana göre.hakkınızda hayırlısı olsun.
 
bu konuyla ilgili tereddütlerimi söylediğimde sorun olmaz deyip geçiştiriyor.seni severler gibi..sözler.ama bunu yaşamadan anlayamam malesef.
 
ben tabiiki çalışmayı düşünüyorum.bana benim için farketmez diyor ama konuşmalarından müdahaleci birii olduğunu anlıyorum.bunu açık açık söyleyincede hemen kendini geri çekiyor..yok ben yanlış anlamışım..
kafam allak bullak
 
yolyakınken ayrılmalımıyım?
zaten çoğu kere aramıza soğukluk giriyor ve onun özür dilemeleriyle devam ediyorum.
birde tartışarak ayrıldığımız bi zamanda bana -artık kendi ailene yakışan birini bulursun demişti...
ardından binlerce özür..ben gerçekten çok saf olduğumu düşünüyorum.ne oluyosa birden bire bi umut..evet herşey düzelicek diyor.ne saçma.
 
evet bu ilişkide önceliğim çoğu zaman onu mutlu etmek ve sahip olduğu kötü çevreden kurtarmak.yardımcı olmak.sanki ondan ayrılırsam başına kötü bişey gelecekmiş gibi..bu kadar masumca.
 
annemin haberi yok.o hiç bi zaman benimle bu konuları konuşan biri olmadı.lise dersane yıllarımda bi erkekle konuşmam bile büyük bi hataydı benim için..kaldıkii biriyle sevgili olmayı zaten istemiyordum.belkide bu baskıdan,olmayacak birine fazlasıyla bağlılık hissediyorum.
 
ne muhendısıysınız? 2 yıllık ınsaat teknıkerlıgı okuyabılır bence sımdı santıyelerde 2000-2500un altında almıyorlar ıyıde bır maas
benim mimarlıkta son dönemim.
oda liseden sözel çıkışlı..bilemiyorum inşaat teknikerliği seçebiliyorlarmı?
 
evet çalışkan biri seni asla kimseye muhtaç etmem diyor ama benim çalışacağımda bi gerçek tabii.
ama bulunduğu çevrede iyi bi işe girmesi zaten imkansız gibi..ilerde nasıl olur gerçekten başarırmı..benim onu özünde asla küçümsemediğimi anlarmı bilmiyorum..
bikez tartıştığımızda artık aileene sana denk birini bulursun demişti...düşünsenize benim nu söze ne kadar üzüleceğimi...ardından binlerce özür affet demeler ve ben barıştım..herzamanki gibi.
 
benim sorunum güven konusunda yaşadığım tereddütler..
kendi aileme laf söyletmeme gibi durumumun olmaması..çünkü evin küçüğüyüm ve malesef herkes söz hakkına sahipmiş gibi davranıyor.bu benim bile aşamadığım bi sorun..
 
ben onun bu kompleksini nasıl aşabilirim?
evlendekten sonra dahamı artar sürekli sevgimi kanıtlamak zorundaymışım gibi hissediyorum.buda çok kötü benim için.
 
evet şimdiden hor görüyorsun diyor ve şok geçiriyorum..neyini?ne zaman?
o kadar çok dikkat ettiğim halde o bunu hissediyor.içten içe bana kızıyor belki..belli etmiyor.ben bunu nasıl aşabilirim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…