evet ona zaman tanımak istiyorum bi yandan..belki herşey bigün düzelir diye ama yaş 25 küçük değiliz..ya olmazsa diye korkularımda yıpratıyor beni.
ve malesef ondan bazen çok kırıcı cümleler duyuyorum bu konuda..
ayrıldığımız bi zamanda artık kendine göre okumuş birini bulursun.ne yapacaksın benim gibi birini..ailene denk biri yakışır biri olsun demeler...sırf canımı acıtmak için..
ve ben böyle bişeyi ona hiç söylemediğim halde..tabii ardından özür dilemeler,affet demeler ve barışma..
Bilmiyorum.ben bu duyguyu nasıl aşarım onunla?
yok kızmıyorum estafurullah ta sadece kendimde olmayacağına inandıramıyorumÇok kısa ve net yazıcam lütfen bana kızma : dengini bul
tembel biri değil çok zor işlerde çalışmış biri..sosyal ve iletişime çabuk geçen biri aslında...bilemiyorum bence acıyor gibisin, erkek arkadaşın çalışkan sorumluluk sahibi işsiz kalmayacak kapasitede biriyse olabilir ama yok ben bu işte çalışamam, yok emir altında duramam, yok bu maaş çok düşük vs diyen bi tipse kesinlikle evlenme. he bir de aşağılık kompleksi var mı ona dikkat et varsa sana hayatı zindan eder.
Sizin ve onun geleceği için en iyisi olur uzun uzun yorum yazıp sizi incitmek gercekten istemedim Allah sizin ve onun için en hayırlısı ne Olucaksa onu nasib etsin inşallahyok kızmıyorum estafurullah ta sadece kendimde olmayacağına inandıramıyorum
evet bağlılığın sebebi birazda bu...gönül işleriden anlamaz biriyken bu hale gelebiliyor insan...Merhaba canım, birebir kendimden canlı örneğini vereyim sana..Ben üniversite mezunuyum, eşim ise lise mezunu..Bence burdaki en önemli ve aşılması gereken nokta çevre baskısı değil aranızdaki durum..Evet bu ilişkiye başlarken çevrenin üstesinden nasıl gelicem diye çok düşündüm ama çok şükür ki eşimle bu konu hakkında en ufak bir sorunu bırak lafı bile olmadı..Hatta ilişkimizin üçüncü yılında ufak bir şaka yapmıştı bu konu hakkında ben de çok kızmıştım, bunu önemsesem bu kadar yıl seninle olmazdım diye..Ve o son oldu..Böyle bir ilişkinin geleceği olacaksa iki tarafın da bu onuda kompleksinin olmaması gerekiyor..Mesela ileride senin maaşının daha yüksek olması muhakkak..Benim de üç kat fazla eşimden..Ama senin önemsediğin noktalar ne onun üzerinde durmalısın ilk önce..Benim şu hayatta en çok önemsediğim şey HUZUR..Bir kişinin yanında huzurluysam, kendimi onunlayken rahat ve iyi hissediyorsam gerisi boş..Boş derken tabibirazcık gerçekçi de bakmak lazım..Bu noktada eşinin maaşı önemli değil ama çalışan çabalayan evine ekmek getirmek için uğraşan yapıda bir insan olması önemli..İnan benden daha az maaş almasına rağmen eşim benden kata kat fazla çalışıyor..Onun çalışıp didindiğini, emeğini görürken niye gerisini önemseyeyim..Eğer ki iki kişinin toplamı bir evi geçindirecek düzeydeyse bence sorun yok..Aile olmak bu değil midir zaten, herkes kendi emeğini ortaya koyar ve bu şekilde çevirilir ev..Senin benim yoktur yani, her şey ortaktır..Benim sana diyeceğim öncelikle sen kendini tam anlamıyla bir ölç tart, geleceği düşün..Bu durum sana dokunurmu, ağır gelir mi ona bak..Sonuçta üniversiteyi bitirememe ihtimali de olabilir.Bu durum seni rahatsız eder mi onu düşün..Ama öncelikle erkek arkadaşınla aranızdaki bu sorunu çözmelisin.Onun kompleksleri olduğu sürece bunun altındna kalakmazsın..Çünkü eğer ki devamı olur da iş resmiyete dökülme aşamasına gelirse etraftan çok fazla tepki alacaksın..Etrafa karşı güçlü olabilmen için de aranızda böyle bir sorun olmaması gerekir..Yoksa üstesinden gelemezsin..Ve kendin çevre baskısına da hazırlıklı ol :) Aslında kendinden ve karşı taraftan emin olduğun müddetçe zor bir durum yok ama aranızda böyle bir problem olduğu müddetçe geleceği zor gibi bence..Çünkü bu durumda ikiniz de çok fazla yıpranırsınız, aradaki bu farkı önemsememenizi sağlayacak olan sevgi saygınızı yitirebilirsiniz..Bayağı çok konuştum canım :) Özet olarak sana tavsiyem aranızdaki problemi çözüp, birbirinizden emin olmadan aileleri karıştırıp ciddi bir şeye başlamayın..
Allah yardımcınız olsun.. :)
Bu arada eşim , benim de ciddi ciddi görüştüğüm ilk kişi diyebilirim..Acaba bundan sebep mi bu denli bağlandım ben de kimbilir
evet o azimle çalışacak biri aslında ama uzun yıllar geçtiği için benim desteğime çok ihtiyacı olduğunu vurguluyor.dediğim gibi sözel çıkışlı ve ben onu hangi meslek konusunda yönlendirmeliyim...hangi fikirleri sunmalıyım.onu bile bilmiyorum..Erkek arkadaşın azmederse mesleki yönden seni bile geçebilir, ona bağlı bu. Benim teyzem avukattır, eşi lise mezunuydu bankada çalışıyordu, eniştem çok çalıştı Ankara Hukuk Fakültesini kazandı, bitirdi, daha sonra sınavlara girdi tekrar hakim oldu, şu an Yargıtay'da hakimlik yapıyor. Tabi bu sadece kişinin içerisinde ki azme bağlı.
Eşler arasında sadece okulda alınan eğitimin değil, aileden gelen kültürel eğitimin de aynı ya da benzer olması gerektiğine inanıyorum ben. Acaba değişir mi, acaba okur mu, acaba ailesiyle anlaşabilir miyim, kompleks yapıp beni ezmeye çalışır mı gibi soruların çözümlerini gör ondan sonra karar ver derim ben.
teşekkür ederim.hayırlısı olur umarım.Sizin ve onun geleceği için en iyisi olur uzun uzun yorum yazıp sizi incitmek gercekten istemedim Allah sizin ve onun için en hayırlısı ne Olucaksa onu nasib etsin inşallah
evet aynen öyle düşünüyorum fakat onu nasıl yönlendirmem gerektiğini bilmiyorum..dediğim gibi sözel çıkışlı yeni yeni ders çalışıyor ve 2 yıllık yada 4 yıllık nasıl bi bölüm olmalı sizcebu düşüncen aslında senin tüm sorularının cevabı. destek ol ilişkinizi de akışına bırak. içinde geldiği gibi yaşa.
ileride bir gün herhangi bir sebepten ayrılsanız bile en azından ona bir şekilde destek olmuş olursun.
seninki kadar olmasa da benzer bir durum yaşadım. ilk erkek arkadaşımdı. o önlisans ben lisans okuyordum.
bu konunun onu rahatsız ettiğini söylerdi. her ne kadar ben umursamıyorum desem de. tekrar hazırlandı bu sırada ayrıldık fakat şu an lisans okuyor.
her ne olursa olsun şu an onun adına mutluyum.
yani benmi ona haksızlık ediyorum ?Suçu ailenize atmakla, onun okumamasına bağlamakla vicdanınızı rahatlatmaya çalışıyorsunuz ve fakat kendinize yalan söylemekten vazgeçin, siz ayrılmak istiyorsunuz ve ayrılmak için de nedenler arıyorsunuz ama ne yazık ki erkek arkadaşınız bütün bu olumsuzluklara rağmen sizi yüreğinin en güzel yerinde saklıyor ve siz de bu duruma üzülüp kendinizi ona karşı borçlu hissediyorsunuz ve borcunuzu da ona "seni seviyorum" diyerekten ödemeye yelteniyorsunuz fakat yanlış yoldasınız, siz içten içe ayrılmak istiyorsunuz ama bunu kendinize bile itiraf edemiyorsunuz.
Aranızdaki sürtüşmelerin, anlaşmazlıkların mimarı da sizsiniz....
yazık....
bilgi için sağolun..sözel çıkışlı olup istediği mesleğe göre çalışma yapabilmesi çok iyiymiş..Ben de önceden bana denk olsun üniversite okumuş, kültürlü, bilgili biri olsun ilerideki eşim derdim.Sonra bu konudaki düşüncelerim doğru olmadığını etrafımdaki insanları gözlemleyerek fark ettim. Diplomalı cahil olacağına karakteri sağlam olsun diye düşünüyorum artık. Bir insan lise mezunu olup akademisyenlere taş çıkartacak kadar bilgili de olabilir.
Hele ki erkek arkadaşın kendini senin yanında yetersiz hissedip okumaya karar vermiş, ne güzel başta kendi için sonrasında kariyeri için güzel bir adım atmış tebrik ediyorum onu. Sen de ne mutlu ki vesile oluyorsun. Şimdiki sistemi sormuşsun bizim zamanımızda öss vardı ama kardeşim başka bir sistemde en küçüğümüz de son sisteme göre sınava girdiğinden az çok bilgi sahibi olduk. İki aşamalı bir sınav ilkinden barajı geçerse ikincisine girme hakkı oluyor. Sınav Nisan gibi yanlış hatırlamıyorsam. Daha çok lise 1 konularından oluşur ilk sınav, diğer ise okumak istediği dala göre sınav seçeneklerinden oluşuyor. Yani sözel çıkışlı olup eksiklerini tamamlayıp kendini geliştirirse tıp da okuyabilir. Eskisi gibi sözel çıkışlısın illa sözel bölüme gidebilirsin olayı yok.
Bir de dikkatimi çeken şey senin ona hislerin. Gerçekten ne hissediyorsun? Seviyor musun acıyor musun? Onunla ömrünün geri kalanını geçirme fikri sana nasıl geliyor? Anlaşmanız nasıl, ortak paydada buluşabiliyor musunuz?
Dipnot : ilk mesajına bakarak yazdım diğer yorumları okumadım
Uzmanlik alanim cinsellik ve cinsel islev bozukluklari ayni zamamda ciftler ve aileler. Bir iliskinin bitimini bu sekilde genelleyen bir uzmanin da ben etik ve profesyonellik anlayisini merak ettim. Hic bir psikolog ciftlerin dinamigini gozardi edip kisisel ozelliklerini bakmaksizin noyle birbgenellemede bulunmaz. Kaldi ki sizin o verdiginiz doktor es orneginde adam da okumamis etmemis bir kadini tanistirmaktan utanabilir ya da evliligi bu sebeplerden bitirebilir. Kisiler arasi egitim denkligi onemli bulunuyor olsada tek ele alinacak bu degildir. Lise mezunu olup kulturel acidan kendini cok gelistirip iyi bir iste iyi bir maasla calisabilen cok insan var. Egitim denkliginden ziyade ciftlerin hayata bakis acilarinda ki uyum daha onemli. Universite mezunu ciftler bile farkli kulturlerden dolayi ayrilirken.
evet aynen öyle düşünüyorum fakat onu nasıl yönlendirmem gerektiğini bilmiyorum..dediğim gibi sözel çıkışlı yeni yeni ders çalışıyor ve 2 yıllık yada 4 yıllık nasıl bi bölüm olmalı sizce
cevabınız için teşekkür ederim.Bununla ilgili yapılmış bir sürü araştırmalar var. İlginizi çekerse bir kaç tane aşağıda gönderiyorum. Her ne kadar siz konusunda uzman bu insanların böyle genellemeler yapmasını doğru bulmasanız da araştırmalar da aynı genellemelere dayanıyor. İstisnalar olabilir tabi, ama bu kaideyi bozmuyor. Bir de erkeklerin yapı olarak megaloman oldukları düşünülürse flört ederken problem olmayan eğitim farkı evlendikten sonra aşağılık kompleksi olarak geri dönüyor. Eğitim farkı, yaşadığım için biliyorum, kadını da yavaş yavaş sosyal çevresinden koparıyor. Bir süre sonra erkek kadını aşağı doğru çekmeye başlıyor. Diyeceksiniz ki bunlar sizin yaşadıklarınız. Evet bunlar benim yaşadıklarım ama benim gibi bir sürü bu durumu yaşayan örnekler de mevcut. Amacım sadece konu sahibine yardımcı olmaktı, atışmak değil.
Eğer vaktiniz varsa aşağıdaki makaleleri incelemenizi öneririm. Bunun gibi yüzlerce makale olduğunu da unutmayın. Bu konuda yazılmış kitaplar da mevcut.
Differentials in marital instability: 1970;
LL Bumpass, JA Sweet - American Sociological Review, 1972 - JSTOR
The effects of socioeconomic heterogamy and changes on marital dissolution for firstmarriages;
MS Tzeng - Journal of Marriage and the Family, 1992 - JSTOR
Does marriage make people happy, or do happy people get married?
- A Stutzer, BS Frey - The Journal of Socio-Economics, 2006 - Elsevier
cevabınız için teşekkür ederim.
bahsedilen o istisnalardan olmazsam eğer,yaşadığım beraberliğin sonu ayrılık...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?