Öyle doğru yazmışsın ki mune...
Dünyanın rahatı baş dinginliğinde,bunun üzerinde hiç bir şey tanımam.
Eşimin ailesi birlikte çalışıyordu.Ama kimin hakkı kime geçiyor,belli değildi.
Bununla eşimin hakkını kasdetmiyorum.Onunda bütün birikimi,biz sana evlenirken yaparız denerek eve harcanmış o ayrı.Evli görümcemlerin de baba malıydı ama,adları yoktu ortada.Ben böyle kazancı şüpheli buluyorum,evlatlarıma da yedirmek istemedim.Üst katlarında 1 yıl oturduktan sonra çıkıp gittik,maaşsız,işsiz,evsiz...
Çünki ben böyle ince düşünürken,annemin bana hediye aldığı bir tişorte bile hesap soran gözlerle bakıyorlardı.
Bulabildiğimiz öyle eski bir evdi ki,rüyamda bile görmemiştim,o derece.
Babam da esnaftı benim,işyeri ve kazancı iyiydi.
Ama aile olmanın bilinciyle hiç kimseye sırtımı yaslamadım,2 tarafa da durumumu belli etmeden kendi yağımızla,gerekirse yağsız kavrulduk.
Bize kırık pirinçten pilav yapıyordum,iki taraftan gelecek olsalar,kenarda tuttuğum pilavlık en ucuz pirinci kullanıyordum:))
Fakat bebeğimizin hiç bir şeyini eksik etmedik,köy sütü,yumurtası,peyniri.
Eşimin bayramlık kıyafet almam için verdiği parayı kenara koyup, bilmem kaç bayram basit etekler dikip olanlarla kombin yaptım.
Ama bunları asla ezim ezim ezilerek değil,bir amaç uğruna gururla yaptım.
Çalışana darlık olmaz asla,eşimle,çocuklarımı da yanımda götürerek çalıştım.Bir valiz eşya hep bagajımızdaydı.Ama çocuklarımızın mutlu yüzleri bizim yorgunluğumuzu unutturuyordu.

Kolaymıydı,elbette hayır.Ama başkasına muhtaç olmaktan elbette daha kolaydı.
Ve sonuç,hiç kimseye minnet borcumuz yok,neyimiz varsa en güzelinden,kendimiz kazandık

bir kuruşun bile hesabını sormaya meraklı eşimin ailesi,ancak karşıdan bakabiliyor yutkunarak.
Onlarla elbette görüşüyorum,fakat,kendi istediğim şekilde.
Morsever evet çok genç,tecrübesiz,fakat inatçı da.Söylenenlerin yüzde birini anlasa
ve uygulasa hayatı değişir.
:Ey dipdiri meyyit,iki el bir baş içindir,
Davransana ellerde senin,başta senindir"
"Kimki kazanmazsa bir ekmek parası,
Dostunun yüz karası,düşmanının maskarası..."
Mehmet Akif çok doğru tespit etmiş...Hazineleri açan altın anahtardır çalışmak

...