Aşk, evlilik; tek kişilk bir tiyatro sahnesi değildir ki!
Tek başınıza yürütmeye çalışasınız...
Delice seviyor olabilirsiniz, çok aşık olabilirsiniz...
Ama unutmayın, bazen aşk; onurunu da alarak, sessizce çekip gitmektir...
Bazen başı dik olarak; istenmediği yerde durmamaktır...
Kişiliğini ayaklar altına aldırmamaktır...
Siz böyle yaparak, eşinize aşkınızın büyüklüğünü göstermiş olmuyorsunuz; zayıflığınızı göstermiş oluyorsunuz...
Kendini, dünyanın merkezi zannetmesini sağlıyorsunuz...
Yapmayın...
Seviginizi kalbnize gömün ve onurlu bir birey olarak, yapmanız gerekeni yapın...
Siz açın boşanma davasını...
Dilekçeyi önüne siz fırlatın...
"Sensiz de ayaklarımın üzerinde durabilirim." deyin...
Bu sefer, süründüren siz olun...
Ne kadar acı olsa da...
ve sende bu adamdan boşanmamak için ayaklarına kapanıyorsun habenneyaptımki
kusura bakma ama adam haklı.
bu kadar gurursuz bir karım olsa bende o acı çekerken kahkahalarla gülerim.
kendisine saygısı olmayana benim hiç olmaz.
silkeneln kendine gel...
o öptürdüğü ayaklarını kırarım adamın.
hade yallah deyip koyarım kapının önüne.
hiç bir aşk gururumdan önde değil.
kimse kusura bakmasın.
Valla arkadaşım bu gece seninle yatar ertesi gün boşanma dilekçesi verir, yani erkekler bizim gibi duygusal değil, benim anladığım kadarıyla eşin anlaşmalı boşanma istiyor yani sana 5 kuruş vermek istemiyor. Sen hala yalvarıp yakarıyorsun.. Tut kolundan götür adliyeye verdir boşanma dilekçesini bak ne yapacak o zaman.
Bence gururunu bu kadar ezdirme.
Evlilik terapisti olan selin özkökden şöyle bir şey işitmiştim.''Hiç bir erkek ama hiç bir erkek hayatın da başka biri yoksa evde ki eşini bırakmaz.''
Ben selin hanımın yalancısıyım.
Zor bir durum. Bence hayatın da biri var gibi sende bi araştır bakalım..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?