Bu durumu nasıl aşabilirim?

Kesin öyle yedekte var muhtemelen birkaç. Kendi ilinde de buluştuğu biri vardır o yüzden sizi umursamıyordur. Yoksa flörtte bir de yani en sevgi seli zamanları normalde
Olabilir. Kimseye de güven olmuyor. Normalde ben Oraaya gittiğimde annesi kardeşi benle görüşmek istediler. Söylemişti bile. Anlam veremedim.
 
Merhaba arkadaşlar. Daha önce de konu açmıştım ama bu durum yıprattı. Belki yaşayan vardır ve bana akıl verirsiniz.
Arkadaş aracılığı ile boşanmış biriyle görüştüm. 4 ay falandı. Uzak mesafe iliskisiydi. İlkin gelemeyeceğim lütfen sen gel dedi ve işlerinin yoğunluğuna güvenerek gittim. Görüşmeden sonra da beğendik sözde birbirimizi fakat hep ağırdan alalım kafasında olduğu icin ben de zaten aceleye gerek yok demiştim.
Ama bir gün boyunca hiç konuşmamamız ve bunun 3 4 defa olması canımı sıkmıştı. Bu durumu normal karşılıyordu. Rahat ol. Konuşmasak ne olacak gibi.
O yanıma gelecekti bu sefer ama yine işleri okulu bahane etti. Ben de öğretmenim. O da. Ama bir de işyerleri vardı. Ben de okula uykusuz geldim ordan dönüşte.
3 aydır yüz yüze görüşmemiştik. Bu sefer yaz tatilinde görüşelim dedi. Ama bunu artık kabul edemedim. Ki beni istediğini, evlilik düşündüğünü, birbirimizi zaten beğendiğimizi aceleye gerek olmadığını söyledi. Beni anla biraz gibi şeyler sacmaladı.
Artık dayanamadım. Gelmene gerek yok gibi. O da uzatma işine bak dedi. 8 9 gün oldu. O bana yazmayınca da sosyal medyadan da whatsapptan da sildim. O silmemişti.
Şimdi içten içe pişman olsun istiyorum ama adam beni hiç umursamadığı icin mi silmedi numaramı.
Bu şekilde umursanmamak zoruma gidiyor. Hep yazsın da içimdekileri ona dökeyim istiyorum.
Nasıl asabilirim bu durumu ?
Daha ortada ilişki bile yokken evlilik düşünmek sizce ne kadar mantıklı?
Adamın umrunda değilsiniz, onun için silmemiş numaranızı, ayrıca adam size “işine bak” demiş, hala yazsın içimdekileri dökeyim diyorsunuz.

Yahu 4 ayda kaç kez yüzüyse görüştünüz? İçinizde ne birikmiş olabilir? Niye sadece konuştuğunuz birine bu kadar anlam yüklüyorsunuz? Engelleyin geçin.
Adam zaten aramıyormuş bile, hala neyini sorguluyorsunuz.
 
Daha ortada ilişki bile yokken evlilik düşünmek sizce ne kadar mantıklı?
Adamın umrunda değilsiniz, onun için silmemiş numaranızı, ayrıca adam size “işine bak” demiş, hala yazsın içimdekileri dökeyim diyorsunuz.

Yahu 4 ayda kaç kez yüzüyse görüştünüz? İçinizde ne birikmiş olabilir? Niye sadece konuştuğunuz birine bu kadar anlam yüklüyorsunuz? Engelleyin geçin.
Adam zaten aramıyormuş bile, hala neyini sorguluyorsunuz.
Haklısınız ama evlilik olayını ben açmadım. Kendi sağda solda ailesiyle bile konuşuyormuş
 
Onun için diyorum zaten, deseydiniz keşke o zaman, dur daha dün bir bugün iki ne evliliği falan deseydiniz keşke. Siz dünden razısınız sanmış havaya girmiş sanırım.
Kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum zaten. Ben görüşmeyi de tanımak için söylüyordum zaten. Hiç tanımadığım adamla evlilik yapamazdım zaten böylesi daha iyi oldu gerçi. Belli etti kendisini
 
Haklısınız. Zaten 10 gün oldu. Önceki kadar kötü değilim fakat, ister istemez aklıma geliyor
anlıyorum çünkü seni kancalamış ve çünkü sende buna izin verecek bir ruhsal hal var. yani kancayı geçirebileceği boşluklar var ruhunda. o kancayı çıkarıp atabilmenin tek yolu sadece 1 anlık karar vermek ve ben böyle birini neden isteyeceğim canım deyip kendi özgüvenine tekrar geri dönmek ve tamamen kendinde merkezlenmek. bir anlık farkındalık ve karardır sadece daha sonra kısa zaman içinde onun düşüncesinin senin zihninden yok olduğunu görürsün çünkü çok az zaman geçirmişsiniz. ayrıca bakış açını değiştirmiş olursun. şuan yaralı bilinçle bakıyorsun, bunu delik deşik olmuş bir kumaş gibi düşün. bu olayı kendine özgüven, sevgi, değer katmak için vesile olarak gör ve bundan sonra değiş mesela. kumaşı tamir et ve sen kendi içinde dengede ol ki benliğin de başkalarının kanca geçiremeyeceği, delemeyeceği kadar geçirgen ve nefes alabilen bir kumaş olsun. ruhundaki boşlukları doldurmanın yolunu kendi bakış açında ara. dışarıdan gelen etkiler sadece kendi seçimlerimizi görmek için vesiledir. takıntı yapmak ve sürekli karşıdan bir hareketi göstermesini beklemek kanca demek. asıl mesele nasıl bakmayı seçtiğin ve senin ruhsal sağlığın
 
anlıyorum çünkü seni kancalamış ve çünkü sende buna izin verecek bir ruhsal hal var. yani kancayı geçirebileceği boşluklar var ruhunda. o kancayı çıkarıp atabilmenin tek yolu sadece 1 anlık karar vermek ve ben böyle birini neden isteyeceğim canım deyip kendi özgüvenine tekrar geri dönmek ve tamamen kendinde merkezlenmek. bir anlık farkındalık ve karardır sadece daha sonra kısa zaman içinde onun düşüncesinin senin zihninden yok olduğunu görürsün çünkü çok az zaman geçirmişsiniz. ayrıca bakış açını değiştirmiş olursun. şuan yaralı bilinçle bakıyorsun, bunu delik deşik olmuş bir kumaş gibi düşün. bu olayı kendine özgüven, sevgi, değer katmak için vesile olarak gör ve bundan sonra değiş mesela. kumaşı tamir et ve sen kendi içinde dengede ol ki benliğin de başkalarının kanca geçiremeyeceği, delemeyeceği kadar geçirgen ve nefes alabilen bir kumaş olsun. ruhundaki boşlukları doldurmanın yolunu kendi bakış açında ara. dışarıdan gelen etkiler sadece kendi seçimlerimizi görmek için vesiledir. takıntı yapmak ve sürekli karşıdan bir hareketi göstermesini beklemek kanca demek. asıl mesele nasıl bakmayı seçtiğin ve senin ruhsal sağlığın
Ne güzel yazmışsınız aynen bu durumdayım. O boşluklardan beni yakaladığını ben de düşünüyorumm. Çok iyi çözdü beni. Her ne kadar da onu hayatımdan çıkarabileceğimi göstermeye çalışsam da o farkındaydı bu durumun beni üzeceğini. Belki de o yüzden umursamıyor
 
Ne güzel yazmışsınız aynen bu durumdayım. O boşluklardan beni yakaladığını ben de düşünüyorumm. Çok iyi çözdü beni. Her ne kadar da onu hayatımdan çıkarabileceğimi göstermeye çalışsam da o farkındaydı bu durumun beni üzeceğini. Belki de o yüzden umursamıyor
insanlar aslında kelimelerden çok daha süblim yollarla anlaşıyorlar. türkçe karşılığını bulamadım, materyal gerçekliğin katı maddeden daha az yoğun katmanları, 5 duyuyla bilinmeyen ama başka şekilde (6. his, 3. göz vb. denen şeylerle) duyumsanıp hissedilen şeyler. mesele kelimeler değil arkasındaki niyettir aslında ve bunu anlarız, görürüz. herkes her şeyi hisseder aslında. herkes herkesin ruhsal durumunu görür. ortamda salınıp duran enerjileri hisseder. bütün hayvanlar içgüdüyle hareket ederken biz içgüdümüzü görmezden geliriz nedense.
bazen senin başkalarını net olarak görememen kendini de net olarak görememenden gelir. ruhsal dünyanın içinde yaşıyor olmana rağmen onu zihninle keşfetmemiş yani farkına varmamış olabilirsin. gördüklerini görmezden geliyor olabilirsin. çeşitli duyguların aşırı ucunda takılı kalmak, bir ideoloji, inanç yüzünden beyninin yıkanması, ruhunda açlık - boşluk olması, maskelerine sımsıkı tutunmaktan olabilir veya dünyanın geri kalanı duygularımızı bir mantığa, formüle oturtmaya çalışır. sana tanı koyarlar ama anlamanı sağlamazlar. ruhsal dünyamızı bizim keşfetmemiz gerekiyor. gölge çalışması ve iç monolog bunun için güzel bir yol. bunu araştırmanı öneriyorum, çoğu başlıkta yazıyorum bunu. hangi dinden olursan ol dini inanç yetmiyor insanın kendisi bir yolculuğa çıkmak zorunda ölmeden önce ve kendi ruhuna, maddi gerçeklikteki ruhsal katmana uyanmak zorunda bence yoksa uykuda ölüp gidiyoruz. neyse konu için çok ağır olduysa üzgünüm, nedense içimden geldi yazmak sadece. farkındalıkların devam etsin doğru yoldasın bence
 
insanlar aslında kelimelerden çok daha süblim yollarla anlaşıyorlar. türkçe karşılığını bulamadım, materyal gerçekliğin katı maddeden daha az yoğun katmanları, 5 duyuyla bilinmeyen ama başka şekilde (6. his, 3. göz vb. denen şeylerle) duyumsanıp hissedilen şeyler. mesele kelimeler değil arkasındaki niyettir aslında ve bunu anlarız, görürüz. herkes her şeyi hisseder aslında. herkes herkesin ruhsal durumunu görür. ortamda salınıp duran enerjileri hisseder. bütün hayvanlar içgüdüyle hareket ederken biz içgüdümüzü görmezden geliriz nedense.
bazen senin başkalarını net olarak görememen kendini de net olarak görememenden gelir. ruhsal dünyanın içinde yaşıyor olmana rağmen onu zihninle keşfetmemiş yani farkına varmamış olabilirsin. gördüklerini görmezden geliyor olabilirsin. çeşitli duyguların aşırı ucunda takılı kalmak, bir ideoloji, inanç yüzünden beyninin yıkanması, ruhunda açlık - boşluk olması, maskelerine sımsıkı tutunmaktan olabilir veya dünyanın geri kalanı duygularımızı bir mantığa, formüle oturtmaya çalışır. sana tanı koyarlar ama anlamanı sağlamazlar. ruhsal dünyamızı bizim keşfetmemiz gerekiyor. gölge çalışması ve iç monolog bunun için güzel bir yol. bunu araştırmanı öneriyorum, çoğu başlıkta yazıyorum bunu. hangi dinden olursan ol dini inanç yetmiyor insanın kendisi bir yolculuğa çıkmak zorunda ölmeden önce ve kendi ruhuna, maddi gerçeklikteki ruhsal katmana uyanmak zorunda bence yoksa uykuda ölüp gidiyoruz. neyse konu için çok ağır olduysa üzgünüm, nedense içimden geldi yazmak sadece. farkındalıkların devam etsin doğru yoldasın bence
Kesinlikle haklısınız. Hissettiğimiz için huzursuz oluyoruz. İlgi ver derken aslında senin ile ilgilenmediği için. Boşuna kendimizi yoruyoruz. Halbuki Bırakıp gitmek çoğu zaman kendimize verdiğimiz en büyük hediye.
 
Back
X