Bu düşlerim elbet yaratır bir fırtına

AlisVolatPropriis

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
30 Ekim 2017
921
1.025
113
Bilmiyorum bu ailemle ilgili açtığım kaçıncı konu. Tam bir toparlanıyorum derken yine konu kilit. Kendimi yine mutsuz buluyorum. Pandemi biraz hafifleyince terapiye gideceğim ama o süre zarfında konuşacağım sadece sizler varsınız. Psikolojim hiç iyi değil hanımlar , belki iki üç cümleniz bile bana iyi gelecek
Annemle 2-3 aydır iyiydik günde 1 kere konuşuruz onda da ne evliliğimden ne kayınailemden bahsetmedi bu aralar. Bundan 10 sene önce üniversiteye gideceğim sene çok iyi puanlarımla istediğim teknik üniversiteye gidecekken ısrarları ve maddi olarak onları düşünmem sebebiyle tek tercihle yaşadığımız sehri tercih ettim ve yanlarında okudum. Tek şartım mezun olduktan sonra çok sevdiğim şehir olan Ankara’da iş bulup orda çalışmaktı. Mezun oldum yine yanlarında kaldım 2 sene çalıştım. Yani hep yanlarında kalmamı istediler hep kaldım. Ta ki sevdiğim adam karşıma çıkana kadar. Sonra evlendim. Ailemden 1.5 saat uzaklıktaki (trenle yarım saat) bir şehre gelin geldim. Annem ara ara onların yanına taşınsak diye söylenir. Eşime de söylemişliği var. Eşimde anne ben bu şehri sevmiyorum burda yaşamayı düşünmüyorum demişti. Ona hak veriyorum çünkü bende sevmiyorum o şehri. Çalışırken bunu daha çok anladım çünkü insanların kafa yapısı zihniyetleri ticari ahlakları çok farklı. Tabi illaki istisnalar hariç. Eşimde şuan ticaretle uğraşıyor ama ikimizde mühendisiz. Balayında gezerken otelde konaklamak yerine şehir şehir gezdik ve Antalya İzmir gibi yerlerde insanların yürürken bile gülümsediğini mutlu olduğunu farkettik. Burda komşularımıza selam veriyoruz yüzümüze bile bakmıyorlar. Biz eşimle aşırı deniz seven insanlarız ve deniz kenarında yaşama hayalleri kuruyoruz bir fırsat çıkarsa Antalya’ya yerleşelim diyoruz.
Eşim geçenlerde arabasını sattı. Ve dün annemle konuşurken sordu bende evet sattı dedim. İyi hadi hayırlı olsun bizim burdan ev alabilirsiniz düşünmüyor musunuz diye ağzımı aradı. Ben de şuan gündemimizde ev almak yok diye kestirip attım bozuldu. Bugün telefon açtım soğuk soğuk konuşuyor baya bi sordum neyin var diye, nihayet söyledi. Siz burda yaşamayı düşünmüyor musunuz, insan memleketinden başka yerde yasayınca sudan çıkmış balığa dönüyor ben yaşadım aynılarını cok zor, size bişey olsa bize bişey olsa anında yanyana olamayız dedi. Bende ben deniz şehrinde yaşamak istiyorum anne ama hayatın ne getirceğini bilemeyiz dedim. O da, keşke size bu kadar düşkün olmasaydım ne anneler var çocuklarını illa kendi oldukları şehirden evlendiriyorlar dışarıya izin vermiyorlar, eşinin aklını çelmesine izin verme kestirip atma dedi. Bende bu davranış çok yanlış aileler çocuklarının birey olmadına müsade etmiyorlar ayrıca, kim benim aklımı çelcek ya herkesin hayatımla ilgili bir isteği var ya benim kendi hayatımla ilgili isteklerimde olsun bir bırak dedim. Tabi sen evlendin artık bizden çıktın siz ne isterseniz onu yaparsınız dedi. Soğuk soğuk kapadık. Yok kızlar olmuyor ya oturdum ağlıyorum, eşimle mutluyum beni mutlu etmek için yaptığı fedakarlıkları görüyorum biliyorum, kızım mutlu aman olduğu yerde mutlu olsun demek bu kadar mı zor, ben mi yanlış düşünüyorum, annemi çoook ama çok seviyorum ama onun gibi ben ona bağımlı değilim sadece kalpten güçlü bir bağla bağlıyım. Yine yanlarında kalsaydım ama mutsuz bir evliliğim olsaydı, o zaman daha mı iyi olacaktı?
 
Her istediklerini yapmışsınız onlarda yenilerini istemeyi kendilerine hak görüyorlar. Hep dediğimiz oldu şimdi niye olmuyor diye bozuluyorlar haliyle. İnsanlar böyle maalesef anne-babada olsa. kendinizle ilgili kararlarda başkalarının dediğini ne zamana kadar dinleyebilirsinizki, bi yerde doluyor tükeniyor insan. Şimdi hem siz mutsuz oluyorsunuz hem onlar. Bu bakış açısını değiştirip sizin açınızdan vicdan azabı yapılmayacak bir durum olduğunu kabul edeceksiniz. Siz kararlı durdukça onlar alışacak.
 
Konuyu ben açsam ancak olurmuş. Ben düştüm bu hataya evlenip ailemden bir buçuk saat uzaklıkta deniz kenarından bir ev tuttuk çok mutlu uyanıyordum içim içime sığmıyordu sonra annemin ısrarlarına gözyaşlarına dayanamadık onun yanına taşındık hergün ağlayarak mutsuz uyandım iki buçuk senedir gözyaşını annem yerine ben döküyorum çünkü bu şehri sevmiyorum asla sevmiyorum ailem uzağa göndermek istemedikleri için yanlarında okudum. Herşey içimde kaldı. Geri dönmek hayatımın en büyük hatası oldu sevmediğin yerde yaşamak zulum hemde uzaklaşmışken dönmek pişmanlık silsilesi. Üstüne bide evliliğim yıprandı ikimizde mutsuz olduk çocuklarla tek başıma kaldım şimdi boşanıyoruz çocuklara annem bakıyor sanırım tek artısı bu buraya gelmenin. Tayin bekliyorum gideceğiz bu şehirden. Tek tavsiyem mutlu değilsen asla geri dönme hergün kendini suçlamak çok ağır geliyor öyle pat diye geride dönemiyorsun ve yitip gidiyor yıllar. Annen alışacak bir küsecek iki küsecek ama alışacak nerede mutlu uyanıyorsan oraya aitsindir
 
Başkaları söylese gülüp geçiyorum da ailemden biri söyleyince kafama takmadan edemiyorum. Ama hayatımı onların isteklerine göre yaşayamam belli bir süre yaşadım zaten umarım alısırlar
 
Çok üzüldüm adınıza resmen Son cümlemin canlı örneği olmuşsunuz. Peki eşiniz kafanıza kaktı mı hiç bunu ?
 
Bu aileleri anlamıyorum ya doğurduğunuza bakmakla yükümlüsünüz ama sahip olmuyorsunuz. Ben binbir zorlukla ailemin olduğu şehirde yaşamaya mecbur bırakılarak evlendirildim.Eşimi istemiyorlrdı.istediklerini yaptım ne oldu hiç.mutsuzum çocuklarımı bakıcı bulamayarak zorluklarla büyüttüm.hani aile.
Velhasıl kendi hayatınıza mutluluğunuza bakın.
 
Yaşlandıkça, yalniz kalma korkusu artıyor, çocuklarını yanlarında istiyorlar.
Annen senin yerinde olsaydı ne yapardı acaba.
İki kardeşimde şuan yanlarında ama illaki onlarda evlenince babamla başbaşa kalcaklar asla onları yalnız bırakmayız pandemiden önce haftada 1 giderdik zaten. Ama zaten çocuk doğurmaya karar verince ilerde onun o evden ayrılacağınıda bilerek doğuruyosun sonuçta. Anne değilim onu anlayamıyor olabilirim ama ben kendi çocuklarıma böyle davranmayacağım nerede mutluysa gitsin ben giderim gelirim o gider gelir
 
Aile bagimliligi kötü
Özellikle ben bunu evhanimlarinda görüyorum
Benim annem mesela hayatini 3 çocuğuna adamış.
Hayatinda bizde baska kimse yok
Ne dost ne akraba ne komşu
Çok da alingan kadındır.
Birgun aramasam noldu hastalandinmi der hemen.
Surekli telde konuş herhafta sonu bekler
Bende ayni ildeyim annemle
80km var aramizda.
Ama hergun gelsem yetmez
Birsey desek hemen aglar duygu somurusu yapar.
Surekli adadım der durur.
Keske sosyal hayati olsaydi bizide bukadar zorlamasa ama artik 65yasoldu hayatta değişmez
 
Sanki eşim beni onlardan koparmış gibi davranıyor annem kendi hayatıma bakmaya çalışıyorum
 
Aynı benim annemi anlattınız ne akrabası var ne başka birşeyi bizden başka kimsesi yok bağlı demiyorum çünkü annem bize bağımlı, bunun yanlış birşey olduğunun farkındayım ama ona göre bu normal kaç yaşına gelmiş anlatamam da kabullenmez de, gercekten cok zorlanıyorum
 
asla anlamaz
Ben bir ara anne birkac komşun olsa dedim
İste sen beni istemiyrosun geliirm gideeim diye mi korktun
Korkma gelmem vs hep ağladı durdu
Benim annem bir de tansiyon hastası
Hemen uuzlunce tansiyonu firliyor hemen acile götürüyoruz
Napsak 3kizkardes degistiremedik
Oyuzden kabullendik artik
Cunku yapacak birsey yokk
 
Her istediklerini yaptım yine olsa yine yaparım hertürlü yardım ederim ama evliliğim konusuna gelince bir türlü anlaşamıyoruz, tabi senin hayatın sen karar verceksin yasayarak gorceksin diyor ama kalpten söylemedigini biliyorum, evlendikten sonra çatışmaya başladığımız için eşimi suclu olarak görüyor kocacı diye itham edilirim bazen Hayırsız evlat mıyım diye de düşünür kendimi de elestiririm arada
 
bu sorunlar hep var
Orta yolu kendi kendinize bulacaksinz
İki tarafi kirmadan
Zor ama mecburuz
 
Ailenizi umursamayın. Orta yol falan bulunmuyor aileyle bizim yanimizda yaşa, bizim işimizi gör, seni stres topumuz yapalım, bizden ayrı hayatın olmasin vs... Bir kere geliyorsunuz dünya ya neden hayallerinizin peşinde koşmuyorsunuz ? Şu anda abimle yaşıyorum kendisinden nefret ediyorum, ailem de yanlarına dönmem için psikolojik baskı yapıyor oradan da nefret ediyorum. Beni özledikleri,sevdikleri için değil. Özgür olmamı istemedikleri için. Sizin durumunuz da aynı. Sizi özlediklerinden sevdiklerinden istemiyorlar yanlarında durmanızı
 
Annem bir tartışmamızda sen benim malımsın demisti ben şok olmuştum tepki gösterince de öyle demek istemedim sen benim cocugumsun demek istedim demisti. Gerisini siz dusunun
 
Annem bir tartışmamızda sen benim malımsın demisti ben şok olmuştum tepki gösterince de öyle demek istemedim sen benim cocugumsun demek istedim demisti. Gerisini siz dusunun
Aileden ne kadar uzak olursanız kafanız o kadar rahat olur bilmiyorum erkek kardeşiniz var mı ama olsaydi ona da illa yanimizda kal derler miydi öyle düşünün. Ben gerçekten cocugunu seven hicbir ailenin illa yanimizda kal diye israr edeceğini karı-koca arasina kışkırtıp fitne sokacağına inanmıyorum. Siz alın basinizi gidin yaptım demek yapacağım demekten daha kolaydır.
 
Erkek kardeşim var ve o zaten başka şehirde calışma planları yapıyor, annem pek sesini cıkarmıyor ona ama ona da arada psikolojik baski yapar. Ailemle ugrastigim kadar kimseyle ugrasmadim gercekten beni bir salsalar mutlu olcam da işte. Allah size de kolaylik versin
 
Anneniz size düşkün değil, kendisine düşkün aslında. Size düşkün olsaydı sizin mutlu olmanızı, hayallerinizi gerçekleştirmenizi isterdi. Tek derdi yalnız kalmamak, çocuğunun yanında olması, büyütüp emek verdiği çocuğunun başka bir hayatının olmasını istememesi.

Biraz acımasızca olacak yazdıklarım ama belki sizi kendinize getirir. Ölüm diye bir gerçek var malum. Hepimiz vakit gelince öleceğiz. Buna anne babalar da dahil. Beklenmedik bir ölüm olmazsa onlar bizden önce ölecekler. Ve bir gün öldüklerinde birkaç ay sürecek acı dışında size kalan "bunun için mi vazgeçtim hayallerimden" pişmanlığı olacak. Çünkü sonsuza kadar sizinle olmayacaklar ve onlar gittiğinde şayet her istediklerini yaparsanız boş bir hayat kalacak size.

Benim sevgili annem hamilelik haberini verdiğimde birkaç ay öncesinde anevrizma geçirdiği için "zamanı mıydı şimdi çocuk yapmanın. Ben hastayken nasıl o o işi yapabildin" diyerek telefonu suratıma kapattı. Beş dakika kadar donup hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Ağlarken de "ne kötü bir evladım annem hasta ve üç aylık evli olmama rağmen (!) sevişip çocuk yaptım. Bencilim ben" diye üzüldüm. Neyse ki eşim annemin manipulasyonlarına maruz kalmamıştı ki beni kendime getirdi.

Şimdi o anları hatırladığımda annemin ne kadar bencil olduğunu, beni hiç sevmediğini görebiliyorum. Tek derdi kendisiymiş.

Anlaşıldığı üzere "size düşkünüm" cümlesini kendi bencilliğine paravan yapan tüm ebeveynlerden nefret ediyorum. Muhtemelen henüz anne olmadınız. Anne olduğunuzda anlayacaksınız ne dediğimi. Bir canlı için hayatınızı feda edecek kadar çok sevdiğinizde, annenizin yaptığının sevgi olmadığını anlayacaksınız. Biraz canınız yanacak, her yeni aydınlanmada ağlayacaksınız ama öğreneceksiniz.

Gerekirse kırın, kırılsın anneniz. Bir tane hayatınız var başka olmayacak. Sık sık gidin annenize, arayın yanında olun ancak sakın kendi hayatınızdan vazgeçmeyin.
 
Valla ben de aynini diyorum beni bi salsalar diye. Korkmayın en fazla bir ağlar iki ağlar ücüncü de kabullenir. Bu yaşınıza kadar onlar için yaşamışsınız bu saatten sonra da kendiniz için yaşayın
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…