- 7 Ocak 2011
- 6.828
- 4.295
- 373
- Konu Sahibi elifzeynep2012
-
- #1.741
çünkü kadınlar çözüm üretici, erkekler de kaçmaya meyillidirnedeni bu kadar basit sanırım, pratikte çok can acıtıcı olsa da. Kemal Sayar'ın da yaptığı bir tespittir bu ikili ilişkilerdeki en büyük handikapa dair. bir de sanırım artık insanlar için alternatifler çok fazla, kimse emek vermek, başkasına katlanmak istemiyor, kişiler değil de ilişkilerin sürekliliği önemli sanırım, kimle olursa olsun. e alternatifler de bolsa neden kahır çekilsin ki değil mi, yeni heyecanlar, tutku, tanınacak nice karşı cinsten insan varken umarım henüz çoğunluk olmamıştır ama maalesef ilişkilerin iyice yozlaştığını gözlemliyorum bir kesimde. heyecan bittiğinde yeni arayışlara girmeyi hak gören insanlar tanıdım son zamanlarda, belki de bu konular üzerine yeni kafa yormaya başladığım içindir zira bu ilişkime dek hep huzur vardı o nedenle genelin ilişkiye bakışını da pek bilmez sadece yaşadıklarıma odaklanırdım. bencilliğin yaygınlaşması, diğerkamlığın ise romantik bir kavram olarak zihinlerde yok olmaya yüz tutması maalesef insan ilişkilerini de tüketiyor.
ha işte. dediğimde bu... şuan ona bağlıyım ama bu aşk değil.. benm aşkımda bitti.. sadece sevgiyi özlüyorum.. biri yanımda olsa halimden anlasa bana nefes olsa..
ben yine çok mutlu olurum
çünkü kadınlar çözüm üretici, erkekler de kaçmaya meyillidirnedeni bu kadar basit sanırım, pratikte çok can acıtıcı olsa da. Kemal Sayar'ın da yaptığı bir tespittir bu ikili ilişkilerdeki en büyük handikapa dair. bir de sanırım artık insanlar için alternatifler çok fazla, kimse emek vermek, başkasına katlanmak istemiyor, kişiler değil de ilişkilerin sürekliliği önemli sanırım, kimle olursa olsun. e alternatifler de bolsa neden kahır çekilsin ki değil mi, yeni heyecanlar, tutku, tanınacak nice karşı cinsten insan varken umarım henüz çoğunluk olmamıştır ama maalesef ilişkilerin iyice yozlaştığını gözlemliyorum bir kesimde. heyecan bittiğinde yeni arayışlara girmeyi hak gören insanlar tanıdım son zamanlarda, belki de bu konular üzerine yeni kafa yormaya başladığım içindir zira bu ilişkime dek hep huzur vardı o nedenle genelin ilişkiye bakışını da pek bilmez sadece yaşadıklarıma odaklanırdım. bencilliğin yaygınlaşması, diğerkamlığın ise romantik bir kavram olarak zihinlerde yok olmaya yüz tutması maalesef insan ilişkilerini de tüketiyor.
çok güzel açıklamışsın. neden eski ilişkiler eski bağlılıklar bir insanla koca bir ömrü geçirmeler yok artık? çünkü artık hiçbir şey vazgeçilmez değil. gidenin yerine yenisi konuluyor. boşluklar dolduruluyor. kimse bir insana bütün duygularıyla teslim olmuyor artık. sadece gittiği yere kadar gidiyor, oysa yolun sonuna kadar gitmektir gerçekten sevmek.
bu arada, kemal sayar ne karizmatik adam değil mi, çok beğeniyorum
Evet, alternatiflerin coklugu baslarini donduruyor. Tamam kimse kimse icin surunmek istemez, zaten benimde karsimdakine yasatmaya calistigim sey onun surunmesi olmaz. Ama sartlar ne kadar zor olursa olsun insana emegi tatli gelir. Ben ugruna savasilmayi hak edicek bir insan oldugumu dusunuyorum. Ama o bunu yapmadi diye de kendi degerimi yok sayamayacagim. Hatta onun gibi korkak biri icin benim ilgim ona fazla bile. Soyle dusunuyorum, dikenler ve tuzaklarla dolu sarayin bahcesine girip, mucadele edip uyuyan guzeli uyandirmaya kac kisi cesaret edebildi? Istemezlermiydi bir prensesle evlenmeyi? isterlerdi.. Ama bunun icin ugrasmak ancak gercek bir prensin yapabilecegi bir erdemdir. Ve ben o prensi bekliyorum. Umarim gelmesi 100 yil surmez
Kesinlikle oyle.. Aradigimiz ve ozledigimiz tek sey bu. Kisi degil, duygular. Ayni frekansi yakaladigimiz herhangi biriyle mutlu olacagiz. Ne yasadim ki oburkuyle? yine akilli uslu gordugum, sakin, sevecen bi adamla mutlulugu mutlaka yakalarim. Ama zamani varsa bekleriz napalimSIKICI ama olsn
İçimde hafif kıskançlık oluşmuyor değil yazıları okuyunca. Sizi aramışlar dönmüşler bir şekilde. Ama benim ki bunu bile yapmadı. Yani zerre değerim olmadığı düşüncesi çok rahatsız ediyor beni. Tamam unutuyorum evet hayatıma devam ediyorum ama. Değersizlik düşüncesi canımı acıtıyor.
çok güzel açıklamışsın. neden eski ilişkiler eski bağlılıklar bir insanla koca bir ömrü geçirmeler yok artık? çünkü artık hiçbir şey vazgeçilmez değil. gidenin yerine yenisi konuluyor. boşluklar dolduruluyor. kimse bir insana bütün duygularıyla teslim olmuyor artık. sadece gittiği yere kadar gidiyor, oysa yolun sonuna kadar gitmektir gerçekten sevmek.
bu arada, kemal sayar ne karizmatik adam değil mi, çok beğeniyorum
İçimde hafif kıskançlık oluşmuyor değil yazıları okuyunca. Sizi aramışlar dönmüşler bir şekilde. Ama benim ki bunu bile yapmadı. Yani zerre değerim olmadığı düşüncesi çok rahatsız ediyor beni. Tamam unutuyorum evet hayatıma devam ediyorum ama. Değersizlik düşüncesi canımı acıtıyor.
Çook, özellikle o kitapları, konuşmaları terapi gibi geliyor
O zaman Kemal Sayar'ın makalesinden de bir pasaj paylaşalım:
"Aşk hayatın anlamını arayıştır. Kendinden geçmek, göklere yükselmek, hayatı bir vecd ve genişleme halinde yaşamak âşıklara özgüdür. Romantik aşkta aradığımız yalnızca insanî aşk ve ilişki değildir; aynı zamanda manevî deneyim ve bir bütünlük durumu özlemindeyizdir. Çünkü aşkla bir tamamlanmışlık duygusu yaşar, eksik bir parçamızın bize geri verildiğini hissederiz. 'Dinsel içgüdülerimiz modern kültürde başka bir yaşama biçimi bulamayınca gözlerden uzak yaşamasına izin verilen bir yere göçmüştür : Romantik aşka.' der bir yazar.
(...)
Yanmazsan olmazsın. Ağlamaz isen, çöle düşmez isen, inlemez isen tamamlanmazsın. 'Mecnun olup çöle düşmeyeceksen/Ne Leylâyı çağır ne çölü incit' dedi bu toprakların bir türküsü. Çölü incitme! Onun uğruna cefa çekmeyi göze almıyorsan varlık vadisinde berduşluk etme. Ol ya da öl. Olmak için sefer etmen gerek, kendinden sefer etmekle başla işe, kendi evinden ayrıl ve yola koyul. Belki bir çölü aşman gerekecek, belki yedi vadiden geçeceksin, belki bir dağı delmen istenecek senden. Aşkın bir çabayla sınanacak önce. Ayrılıkla imtihan edileceksin. Ona âyan olan sana, sana âyan olan ona âyan olacak. Aranızdaki sessizlik sır tutmayacak. Eğer aşk 'sadâkatin kapısında köpeklerle birlikte beklemek'se bundan erinmeyeceksin. Ruhun onu beklemekle dem tutacak. Kendinden ölerek onda olacaksın. Sessizliğin sesiyle. Kuş sürülerini ürkütmeden. Rüzgârla, yağmurla, ırmak ve dağlarla konuşarak yalnızca. 'Ben rüzgârım sen ateş/Seni alevlendiren benim' diye gözyaşında yıkanarak. 'Sen uyuduğunda/ kapanan benim gözlerimdi' diyecek kadar o olacaksın. Aşkın olduracak, hem seni hem onu. "Kemal Sayar / Aşkın Halleri
Evet.. Belki sevgisizlikten gidiyorlar. Veya sevgilerinin mucadele etmeye degecegini dusunmuyorlar. Ama soyle de birsey var, insanda mucadele ruhu yoksa yalnizca vazgectigi simdiki kiside degil, hickimsede savasmak icin bir deger bulamaz. Yalniz, issiz adamciklar olarak kalirlar. Insan en cok emegini sever demisler. Hicbirsey yasanmamisken, ugruna savas verilmemisken hissedilen sey sevgi degil, ask veya bilinmeze duyulan hayranliktir. Bu iki duyguda gecicidir. Sevgi baki kalir. Sevmek icin zamanini ve enerjisini harcamayan insanlar kendileri kaybederler. Sevgisiz bir hayat bence cok skici olsa gerek
bugunku konusmalara soyle bı baktım da aynı seylerı dusunup hıssedıyorum sızlerle.
savasmadan cekip gitmesi de cok koymustu. hatta ayriligimiz da oyle "pat" diye bi anda oluverdi cok sasirmistim.
aptalca bi resmi kiskanip da bi kere aradi, acmamstim once telefonu ama sonra mesajlar ustune mesajlar. cok onemli bisi sorup kapaticam dedi.
merak ettim actim, donmek istedi. ama sonra noldu, aslinda bitmesi gerekiyordu bi anlik biseydi dedi tekrar gitti pirrrrrrrrr! diye
tekrar arayacagini da dusunmuyorum. soz verdi cunku bana,tutacaktir da bu kez guveniyorum ona. cok kararli olduguna da..
10 ay olacak nerdeyse. nerde citf gorsem birbirini seven icim kopuyor,gozlerim hala doluyor.
hakkimda hayirli olani istiyorum artik, umarim gelir bulur benive hepimizii
Evet.. Belki sevgisizlikten gidiyorlar. Veya sevgilerinin mucadele etmeye degecegini dusunmuyorlar. Ama soyle de birsey var, insanda mucadele ruhu yoksa yalnizca vazgectigi simdiki kiside degil, hickimsede savasmak icin bir deger bulamaz. Yalniz, issiz adamciklar olarak kalirlar. Insan en cok emegini sever demisler. Hicbirsey yasanmamisken, ugruna savas verilmemisken hissedilen sey sevgi degil, ask veya bilinmeze duyulan hayranliktir. Bu iki duyguda gecicidir. Sevgi baki kalir. Sevmek icin zamanini ve enerjisini harcamayan insanlar kendileri kaybederler. Sevgisiz bir hayat bence cok skici olsa gerek
bugunku konusmalara soyle bı baktım da aynı seylerı dusunup hıssedıyorum sızlerle.
savasmadan cekip gitmesi de cok koymustu. hatta ayriligimiz da oyle "pat" diye bi anda oluverdi cok sasirmistim.
aptalca bi resmi kiskanip da bi kere aradi, acmamstim once telefonu ama sonra mesajlar ustune mesajlar. cok onemli bisi sorup kapaticam dedi.
merak ettim actim, donmek istedi. ama sonra noldu, aslinda bitmesi gerekiyordu bi anlik biseydi dedi tekrar gitti pirrrrrrrrr! diye
tekrar arayacagini da dusunmuyorum. soz verdi cunku bana,tutacaktir da bu kez guveniyorum ona. cok kararli olduguna da..
10 ay olacak nerdeyse. nerde citf gorsem birbirini seven icim kopuyor,gozlerim hala doluyor.
hakkimda hayirli olani istiyorum artik, umarim gelir bulur benive hepimizii
10 aydır hiçbir şekilde aramadı mı?
ilk günlerde en çok canımı acıtan şey başkasını sevip, onunla aşk yaşayabileceği düşüncesiydi biliyor musun... Sonra bana başlarda duyduğu aşkı hatırladım, gözyaşları, yalvarmalar, peşimden aylarca koşmalar, istemememe rağmen bu ilişki için beni zorlamalar dil dökmeler... sonunda terk edip gitti. Başta onu tetikleyen neydi bilmiyorum ama aşk değildi ve benden sonra hayatına zorla girmeye çalıştığı insanlara da duyduğu aşk olmayacak muhtemelen. şu saatten sonra dışarıdan bakan bir göz için sana ne diyebilirsiniz ama onca hayaller kuruluyor ve o hayallerin başkasıyla gerçekleşecek olduğunu düşünmek acıtıyor ama bir de bakıyorsun ki o sevmeyi bilmiyor, heyecanlarına aşk adını veriyor ve aslında kendini ömür boyu sürecek bir mutsuzluğa ve yalnızlığa hapsediyor. belki acımasızca ama bunu bilmek içimi rahatlatıyor. belki de çok emek verdiğim için, belki de defalarca gitmek istememe rağmen izin vermeyip bu acıyla beni başbaşa bıraktığı için... emek denilince son zamanlarda aklıma hep Küçük Prens ve onun gülüne gösterdiği özen geliyor. "gülünü özel kılan ona ayırdığın zamandır, verdiğin emektir". ıssız adamlar çoğalıyor, ilişki salt bedensel hazza indirgeniyor ve biz bu cehennem içinde saf sevgiyi arıyoruz, umarım buluruz hepimiz
İçimde hafif kıskançlık oluşmuyor değil yazıları okuyunca. Sizi aramışlar dönmüşler bir şekilde. Ama benim ki bunu bile yapmadı. Yani zerre değerim olmadığı düşüncesi çok rahatsız ediyor beni. Tamam unutuyorum evet hayatıma devam ediyorum ama. Değersizlik düşüncesi canımı acıtıyor.
ilk günlerde en çok canımı acıtan şey başkasını sevip, onunla aşk yaşayabileceği düşüncesiydi biliyor musun... Sonra bana başlarda duyduğu aşkı hatırladım, gözyaşları, yalvarmalar, peşimden aylarca koşmalar, istemememe rağmen bu ilişki için beni zorlamalar dil dökmeler... sonunda terk edip gitti. Başta onu tetikleyen neydi bilmiyorum ama aşk değildi ve benden sonra hayatına zorla girmeye çalıştığı insanlara da duyduğu aşk olmayacak muhtemelen. şu saatten sonra dışarıdan bakan bir göz için sana ne diyebilirsiniz ama onca hayaller kuruluyor ve o hayallerin başkasıyla gerçekleşecek olduğunu düşünmek acıtıyor ama bir de bakıyorsun ki o sevmeyi bilmiyor, heyecanlarına aşk adını veriyor ve aslında kendini ömür boyu sürecek bir mutsuzluğa ve yalnızlığa hapsediyor. belki acımasızca ama bunu bilmek içimi rahatlatıyor. belki de çok emek verdiğim için, belki de defalarca gitmek istememe rağmen izin vermeyip bu acıyla beni başbaşa bıraktığı için... emek denilince son zamanlarda aklıma hep Küçük Prens ve onun gülüne gösterdiği özen geliyor. "gülünü özel kılan ona ayırdığın zamandır, verdiğin emektir". ıssız adamlar çoğalıyor, ilişki salt bedensel hazza indirgeniyor ve biz bu cehennem içinde saf sevgiyi arıyoruz, umarım buluruz hepimiz
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?