- 14 Eylül 2014
- 20.301
- 95.318
- 798
Siz benim ilahlaştırmaktan kastımın yere düşüp ağlayan çocuğa müdahale etmeyen ebeveynlerin yaptıkları olduğunu düşündüğümü nereden çıkardınız ki? Ben bu tip şeylerden bahsetmiyorum, benim eleştirim daha çok ebeveynlik süreci. Yani öyle 1-2 hareket değil. Ayrıca siz ilahlaştırıyorsunuz da demedim, yapanlar var dedim.
Durla susla çocuk akran zorbası oluyor diyorsunuz, aksine sınırsız ve kontrolsüz olan, "ilahlaştırılan" çocuklar akran zorbası olmaya çok daha yatkın. Bir dönem kreşte sadece gözlem yapıp rapor yazmak için bulundum, bunu orada fark etmiştim.
Ayrıca size göre "çocuk" olduğu için tamamen kontrolsüz davrananlar çocuk da, sakin düzgünce iletişim kurabilen ağlayarak değil konuşarak sorununu anlatan çocuklar çocuk değil mi? Demek bunun çocuk olmakla alakası yok nasıl bir çocuk olduğuyla alakası var.
Çocuğa anlayışlı olmak farklı, her şeyi önüne serip kontrolsüz yetiştirmek çok farklı. Muhtemelen ne demek istediğimi bir iki nesil sonra bizden sonrakiler daha iyi anlayacak. Eskiden baskıyla yetiştirilen çocuklar bugün sorunlu büyükler oldular evet, yarın da bugünün tapılan çocukları sorunlu yetişkinler olacaklar gibi görünüyor. Umarım bu başarısız bir öngörü olur ve sağlıklı nesiller yetişir.
Kendi çocuğum değil benim de gözlemlerim. Çevremde oldukça büyük bir ebeveyn grubu var. İki tanesi hariç hepsinin tavrı sakinlik, şefkat, anlayış ve sevgi üzerine. Dışardan gelen yorumlar şımarttığımız yönünde olsa da yaş itibariyle bu tavırda devam etmenin faydasını görüyorum.
Ki bizim grup oldukça farklı görüşte annelerden oluşuyor. Bebeğini altı yaşına kadar emziren anne de var mesela aramızda. Geri dönüp baktığımızda evin kuralı olan ama aşırı keskin sert olmayan, şefkat ve anlayışla büyüyen çocklar daha empatik. Daha anlayışlı. Aralarında kavga edip birbirlerine vursalar dahi pişmanlık gösterip hemen sarılıyorlar birbirlerine.
Kreşte gözlemle de anlaşılmıyor zaten. Benim de elimde büyüyen iki yeğenim vardı. Çocukları anlamaya daha anlayışlı olmaya bebekten sonra başladım.