- 22 Eylül 2014
- 5.141
- 7.348
- 198
- Konu Sahibi guneykarimkure
-
- #121
Mutlu bir ailen annen baban vardı ise gerisi onemli degil. Ayrintilara (benzeyip benzeediğine) takilma güney.
Ne öncesini ne sonrasını hatırlıyorum. Ayildığım o anı hiç unutmuyorum. Elbiseli somurtuk bir fotografım var bir de. Kimse bilmez o fotoğrafta nicin oyle oldugumu, hatirlamiyorum derim. Ben hep erkek olmak isterdim. Elbise giydirdigi icin anneme çok kizmistim o gün:))) Erkek olmak işleyişimin de ayri bir psikolojik boyutu var. 33 yasindayım. Bizim zamaımızda cocuk ne anlar anlayısı vardi. Aciklama yapilmazdi. Ben simdi 20 aylik kizıma ayrintili anlayabilecegi her seyi anlatiyorum ve yanında olumsuz konusmamaya calisiyorum. Bu ara sinirlerim cok bozuk, ona da yansıyor. Umarım kendime benzetmem. Cocugum benim yasadıklarımi yasamasin deyip ayni baskiyı yapıyormusum gb geliyir bazen ve cok üzülüyorum(
Dert olarak beğenmemişsin dehep mutsuzluk görüyorum ben. doğum günümü kutlarken yanımda ya annem var ya babam, beraber hiç yoklar. yazın ailemle tatile gittiğimiz hiçbir fotoğrafım yok hep yaz okuluna tıkılmışım bir sürü belge almışım yaz okulunu bitirdim diye. lunaparkta her şeye istediğim kadar binebilirmişim ama genelde babam “çok yorgunum” dediği için acele acele iki oyuncağa bindirilip bir de yalandan fotoğrafım çekilmiş. tek bir fotoğrafa bakınca bile hatırlıyorum bunları ve cidden nefret ediyorum küçüklük fotoğraflarından.
anneme sarıldığım var bir tane, 17 sene önce ve son sarılışımız herhalde başka hatırlamıyorum öyle. orada çok benziyoruz, hala da çok benziyoruz zaten. ama çocuğum bana benzesin istemem. hep gözlerimin arkasında bir yerde bir soğukluk görüyorum çünkü annemden gelmiş.
direkt 22 yaşımdan, kendimden başka kimseyi düşünmediğim zamandan başlatmak isterdim ben fotoğraflarımı ve anneme hiç benzememek isterdim. :)
çok doluymuşum bu konuda ben demekki ne yazdım ama. yine yazdım konuna ama bu sefer beni üzmeyeceğini düşünerek. :)
Hatırlayamadığım zamanlar için hayal ederim..Fotoğrafa bakınca mı hayal edersin?
Yoksa gördüğün an canlanır mı aniden
O günü Yaşar mısın?
ben mutlu aileyi hak eden bir vekettim zaten
Hiç anlamadın pekiBilmece gibi yazıyorsunuz. Her yoruma birer şifre, birer ipucu yerlestirmissiniz adeta. Konuyu anlamak adına sorulan sorulara ısrarla sadece sizin anlayabileceginiz cevaplar vermissiniz. Birisi tüm ip uçlarını toplayıp perdeyi aralasin ve sizin açıkça söylemediğiniz yaralara dokunsun istiyorsunuz sanırım. Bu yaraların derinliği anlaşılıyor ama hayatta herkesin "kendine derin" yaraları olduğu için kimse bir başkasının anlatmaktan kaçtığı yaraları keşfedip sarmak için beklediğiniz çabayı göstermez. Kendinizi sagaltmak istiyorsaniz açıkça anlatın. Metaforlar, imalar, tamamlanmamış cümleler, belirli yerlerdeki gülücükler sadece sizin için anlaşılır ve hikayeyi tamamlıyor. Dışardan bakıldığında kopuk kopuk bir bilmece görünüyor sadece.
İkinci satırdan sonra okuyabildiniz mi bilemiyorum ama ben yine de yazayım. Hayat kabuk kabuk soyulup keşfedilmeyi bekleyecek kadar uzun değil. Bunun için yeterince uzun bir hayata sahip olsaydınız bile yeterince sabırlı, özverili ve sevgi dolu insanlar bulamazdınız.
Siz sanırım yaşadığınız travmanın etkisiyle -tanimadiklariniz dahil- insanları beni seven ve beni sevmeyenler başlıkları altında kategorize ediyorsunuz. İnsanların ve ilişkilerin bu iki başlıktan çok daha fazla kategoriye sahip olduğunu göremediğiniz için destek ve onay hissetmediginiz her yorum sahibini sizi sevmeyen kategorisine atayarak ya tiye almissiniz ya karşılıklı görmezden gelme teklif etmissiniz. Sizi konuda desteklemeyen insanlar adınızı bir kenara not alıp size kin güdecek, konu konu sizi kovalayıp açık arayacak değil ki?
Her cümle altında ben şunu okudum sizde: "Beni sevmediğini anlıyorum, sana ihtiyacım yok ve seni bana maruz bırakacak değilim." Ben çok iyi görüyorum bu cümlelerin sahibi kocaman bir kadının terkedilen minicik bir bebeğin travmasını hala yaşadığını. Fakat durum ne kadar can acitirsa acitsin bir başka insan için travmanizla baş etmek yorucu ve yıpratıcı. İnsanlardan kendilerini kanitlamasini beklemeden ve onlara bir etiket vurmak için acele etmeden akışına bırakın ilişkilerinizi. Anlatmak istiyorsanız açık ve net anlatın. Bilmeceler, ip uçları, metaforlar kullanmamaya çalışın. İnsanlar çekirdeğinizi kesfetsin diye beklemek yerine o çekirdeğin kesfedilmesini sağlayın, kabukları kendiniz kaldırın. Ben bu yazıyı size gıcık olduğum için, sizden nefret ettiğim için yazmıyorum. Sizi bu yazıyı yazacak kadar çok umursuyor fakat iki gün sonra adınızı unutacak kadar umursamiyorum. Sizi kimsenin yazmadığı uzunlukta yazacak kadar seviyorum, çekirdeğinizi keşfetmek adına diğer konularinizi araştırmak istemeyecek kadar sevmiyorum. Ben hiç kimseyim. Siz de öyle. Hayatimizdaki bir iki insan dışında kimse için ne aşırı sevilecek kadar önemliyiz, ne nefret edilecek kadar. Şu an bu yazıyı yazarak sizi seven ve umursayan biri olarak açık ve net bir iç döküş konusu açmanızı tavsiye ediyorum. Uzun uzun yazın. Çok acı çektiğiniz için gülücük kullanmadan, imalar, sorular, metaforlar, varsayımlar kullanmadan, basitçe anlatın. Rahatlayacaksiniz.
Ben de mutlu olmaya ıkınan çocuktum :))Hatırlayamadığım zamanlar için hayal ederim..
Ama 7 yaşımdan sonraki fotoğraflarımda o günü tekrar yaşarım, anımsayabildiğim en ince detayına kadar yaşarım ama ikisinin ucu da hüzüne çıkıyor bende. Çok da mutlu bir çocuk değildim çünkü. :)
Çok geçmiş olsun . İnsallah amcamız iyileşir sağlığına kavuşurEvet,
İstiyorum
Biyolojik aile çıktı, onlarla boğuşuyorum
Annemden sonra toparlanamadım, tedavim devam ediyor
Geçmişten gelen her bir minik uçuş
Tedaviyi başa döndürüyor.
Asla anne olamayacağımı da öğrendim
Heh sözde gizli kalacaktı ama yazdım.
Babam akciğer kanseri, gününü görmeden ölmek istemiyorum diyor,
Çocuk sahibi olamayacağım halde, evlenmem bekleniyor.
Dünyanın sırrı babam ve bende.
İnanma ama akraba falan yok bizde.
Baba kız yalanınız.
Şımarmak istiyorum, bir bilmeyen, anlamayan oluversin.
Ama dikkat?
Milyarlık zenginim ama mutsuzum hastayım
Talep üzerine hiç yazmadım. Yazma motivasyonum dünden bugüne hiç değişmedi: faydalı olmak. Suçlamak, yargılamak, saplantılı şekilde gururlu davranmak. Çok zorsunuz.Hiç anlamadın peki
Ama beni yazdıklarımdan ve yazacaklarımdan analiz edin, tümevarımla benim ruh halimi çözün
Şeklinde talebim var mı?
Anlamadığın için, yazmak zorunda hissetmenin verdiği dayanılmaz sancıyla,
Belki ilk ben olurum “işte beklenen çıkarım” yazısını yazan ve en çok takdir toplayan üye,
Hayalini bir araya getiriyorum, ve
Neden diye sormadan duruyorum.
Bu uzun yazıyı kopyala, başka konuda işine yarayabilir.
Yalnızlığı o kadar iyi biliyorum kiÇok geçmiş olsun . İnsallah amcamız iyileşir sağlığına kavuşur
Akrabalar , çoğumuz için yok hükmündeler bence
14 yaşımda babamı kaybettim ; o zamandan yetişkinliğe uzanan yolculukta , bir günden bir güne aramayan, bir ihtiyacın var mı diye sormayan teyzeler , halalar... şimdi benim onları arayıp sormamı bekliyorlar.. daha çok beklerler..
Ben neye kanaat getirdim biliyor musun , bu dünyaya yapayalnız geliyoruz ya. Annemiz Doğum acısıyla ya da narkozun etkisiyle baygın oluyor. benim babam da kalkmış Cuma namazına gitmiş ben ameliyatla doğarken . Yani beni birisi alıp götürse , bebeğiniz öldü deseler, kimse bilemeyecekmiş gerçeği.
Yalnız geldik , yalnız gideceğiz . Anne baba, kardeş , akraba .. hepsi bir yere kadar yanımızdalar
Sen biyolojik aile ortaya çıktı deyince aklıma geldi. Birinci sınıfta Benim de bir arkadaşım vardı , annesi, o 4-5 yaşlarındayken terk edip gitmiş kızı. Sonra kız ergenlik çağında merak etti annesini bulmak istedi. Ama annesi olacak kişi , o zamana kadar merak etmediği güzelim kızını, yine umursamadı tabii ki. Kız ikinci kez yıkıma uğradı
Ben yaşamadan büyük konuşuyorumdur belki ama, bence bugüne kadar benim yanımda olmayan ana babayı , bu saatten sonra ne yapayım derdim. Keser atardım.
Sen de kalbinin sesini dinle...
Size beni iyileştirme görevi verilmedi değil mi?Talep üzerine hiç yazmadım. Yazma motivasyonum dünden bugüne hiç değişmedi: faydalı olmak. Suçlamak, yargılamak, saplantılı şekilde gururlu davranmak. Çok zorsunuz.
Evet . Yalnızdık ve başardık . Yine başarırız.Yalnızlığı o kadar iyi biliyorum ki
Hep yalnızdık.
Olsun, arabesk yapmayalım:)
Ben mutluyum, en az benim kadar mutlu olmanı istiyorum:)
Çok teşekkür ederim paylaştığın için :)
Çok memnun oldum :)
Hayırsevindim senin adına :)
ben saf kötülükle doğduysam demek. :))
Elbet öperim, boynumun borcu olsun, aklımda :)Evet . Yalnızdık ve başardık . Yine başarırız.
Babacığın ellerinden görünce benim için de öper misin ? Bence bir çocuğa gönlünü evini açmak dünyanın en yüce davranışı. Ne mutlu onlara seni yetiştirmişler
Ben de teşekkür ederim . Sayende biz de dertlerimizi döktük :)
Ben de mutlu olmaya ıkınan çocuktum :))
Bundan sonrası, çiçekler kadar güzel olsun umarım :)
Annenin kömürlük cezası mı?Bak çiçek diyince ne hatırladım. :)
Bir fotoğrafım var dondurma yiyoruz en yakın arkadaşınla, sanırım 8 yaşındayım burnumdaki yara taze düşüp taşa çarpmışım şükür ki kırılmamış burnumu çok severim.O dönem hiçbir şeye hayır diyemiyordum ve rahatsızdım bu durumdan.
Dondurmamızı yedikten sonra saklambaç oynuyoruz komşu Sevim teyze beni bakkala göndermek istiyor; “hayır” diyorum. Arkamdan bir ses: “cadı kız”
Esmer bir çocuktum ben, mahalledeki diğer çocuklar da sarı ya da beyazdı. Sevilmezdim nedense pek. Sevimsiz bulunurdum, annem yokken insanların kötü bakışına maruz kalırdım. Oysa sevimliymişim bence, kara gözler,fındık burun,elmacık kemikli çenesi itina ile çizilmiş bir çocuktum.
Daha küçükken de annemin bir arkadaşının oğlu ile oyun oynarken dişleri kırılmıştı ama kasıtlı yapmadım diye hatırlıyorum, annem karanlık kömürlükte cezalandırmıştı..
İçimi yaktın Güney. :)
Bir süredir kendimle savaşıyordum,sebebini şimdi anladım sanırım. Dışlanmak, bunca sene sonra patlak verir mi acaba? Baban için şifa diliyorum,annene rahmet.
Geçen gün Müge Anlı’yı izliyordum da, bir kadın 8-9 bebeğini kaybettikten sonra bir erkek evlat doğurmuş. Okula gidene kadar emzirmiş,ayağını taşa değirmeden sırtında taşımış hep. Oğlu ise eşinin annesini öldürmesinden sonra annesini alıp tarlaya gömmüş 6 sene sonra ortaya çıktı..
Vardır bir hayır, belki tedavi vardır?
Günün güzel geçsin:)
Tam o anda kalmıyor değil mi bakışlar,İlk fotoğrafım siyah beyaz baya küçüğüm ağzımın suları akarken çekmişler hemde stüdyoda insan bi ağzımı siler diyorum her bakışta hiç duygusallaşamıyorum o yüzden, diş çıkarma dönemi sanırım en fazla 8 aylığım ve abimin sevgi dolu bakışı ben dahil herkes makineye bakarken o bana bakmış ömür boyu öyle bakıp sevecek gibi şimdi 8 yıldır görmüyorum ömür boyu da görmek istemiyorum hayat işte
Hep mi ağlak fotoğrafların? :)Ben çocukluğumdan beri hep aglayan biriydim sorunlar hep değişti ama aglamam ve derinden yaralanmalarim değişmedi..
Herşeye ragmen ayaktayim çok şükür
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?