- 27 Kasım 2016
- 2.324
- 6.854
- 158
Trafikte sinirlenme olayini nasil atlatyiniz? Gun icinde surekli gulumseyerek geziyorum. Genelde pozitif dusuncelerim var ama trafikte henuz asamadim. Iste burda asamadim dememem gerekiyor:)Selam hoşgeldin aramıza,
Bende senin gibi bu başlıktan sonra üye oldum. Ben ilk başta daha basit hedefler seçtim. Misal, sabah olumlu uyanmak, gece bebişten dolayı uyuyamasam bile işe olumlu güleryüzle başlamak..
Ve inanır mısın kısa zamanda bu gerçekleşti.. Çünkü farkındalığım çok artmıştı.. Dedim ki üzgün de olsam gün başlıycak, güler yüzlü olsam da. O halde ben her şeye rağmen güler yüzlü olmayı seçiyorum dedim..Olumlamalar yaptım..
Yorgun da olsam hep iyiyim, muluyum dedim. Şükür dedim.
Ve trafikte sinirlenmiyorum artık.. Daha kolay park yeri buluyorum.. Zinde uyanıyorum.. Hayat kalitem arttı bildiğin.. :)
Sadece bakış açımı değiştirdim halbuki ve bunlar oldu..
Ben bu parmak olayini denedim ama yanlis mi yaptim acaba. Ya da cok sifaliyim. Parmaklarimin ayrilmaya hic niyeti yokZero limitte bahsedilen konular evrensel sistemde çözülüyor ve bu çözülmeyi anlamlandıramıyorsunuz. Biz insanlık olarak evrensel işleyişi çözebilmiş değiliz. Bu nedenle de tanımlayamıyoruz.
Ho'oponopono çok kolay ve etkili bir yöntem. Evet kitapta çok net bir şekilde nasıl bir uygulama yapılacağından bahsetmiyor. Ben kendime oluşturduğum çalışma şekli Ho'oponopono için şu oldu. Çok da işe yarıyor. Denemek isterseniz; içinde bulunduğunuz sizi yoran durum her ne ise önce onu söylüyorsunuz ve bu duruma neden olan bendeki hatalı duygu ve düşünceler için özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum. Sonra gün içinde aklınıza geldikçe sadece özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum cümlelerini tekrarlıyorsunuz. O konu üzerine ne kadar çalışma yapılması gerektiğini benim ho'oponopono ile ilgili okuduklarımdan anladığım konuyu unutmuşsanız çalışma tamamlanmıştır deniyor. Daha görsel şekli de kiynesyoloji kas testini uygulayabilirsiniz. Çeşitli yöntemler mevcut benim her zaman her yerde kolayca kullanabildiğim yöntemi paylaşayım. Sol eliniz baş ve işaret parmağınızı birleştirerek daire oluşturun. Sağ elinizin baş ve işaret parmağını bu oluşturduğunuz dairenin ortasında birleştirin. Zincir gibi iç içe olacak. Daha sonra Niyet ettiğiniz konu he ise bu tamamen şifalandı mı diye sorun ve parmaklarınız sıkıca birbirine değerken ellerinizi birbirinden ayırmaya çalışın. Eğer birbirinden çok kolay ayrılıyorsa daha çalışmaya devam edin. Birbirinden ayrılmayacak ya da zor ayrılacak noktaya gelene kadar özür dilerim, beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum demeye tekrar edin.
Bunu deneyecegim.Seni Seviyorum
Hayatınızda var olan olumlu olumsuz tüm her şeyde değişim ve dönüşüm sağlayacak sihirli cümle.
Kalpten gelen sevginin var olduğu yerde olumsuz herhangi bir durum olamaz. Sevdiğiniz insanla sevgiyi paylaştıkça sevgi daha da artar. Sizde olumsuz hisler ortaya çıkaran herhangi bir insana da sevginizi verdikçe o insan ya hayatınızdan çıkar gider ya da dönüşür.
Sevgi yaşamın sihridir.
Küçük bir çalışma paylaşmak istiyorum sizlerle.
Gözlerinizi kapatın, derin derin nefes alın verin. Şimdi kalbinize odaklanın yoğun olarak sevgiyi kalbinizde hissetmeye başlayın. Sevgi yoğunluğu yeterli değilse "Evrensel sevgiye bağlanıyorum, tüm kalbimin ve bedenimin sevgi ile dolmasını talep ediyorum" dedikten sonra sevgi akışını hissedin ve tüm hücrelerinize sevgi dolana kadar derin derin nefes alın verin. Tepe çakranızdan saf sevgi girmeye başlıyor ve tüm bedeninleriniz bu güzel enerji ile doluyor. Yüzünüzde bir gülümseme oluşuyor. Kalbinizde bu sevgiyi hissediyorsunuz. Kalbiniz genişliyor ve ferahlıyor; mutlusunuz. Şimdi yüzünüzde olan gülümseme devam ederken sevmekte zorlandığınız sizi yaşam içinde zorlamış olan insanı karşınızda imgeliyorsunuz. Onu görürgörmez " .... (Adını ve soyadını söyleyip) seni seviyorum." cümlesini sürekli tekrarlıyorsunuz. Her seni seviyorum cümlesini tekrarladığınızda kendinizi çok daha güçlü hissediyorsunuz. Sevgi aydınlığın gücüdür. Bu cümleyi tekrarlamayı sürdürdükçe kalbinizden başlayıp etrafınıza beyaz ışık yayılmaya başlıyor. Siz çok güçlüsünüz. Bu beyaz ışık ve seni seviyorum sözü karşınızdaki kişiye kadar ulaşıyor. Sizi ve onu kaplıyor. Bulunduğunuz odayı kaplıyor, bulunduğunuz evi kaplıyor. Sevgi ve ışık geneişleyerek yayılıyor sizden.
Tekrarlamaya devam ediyorsunuz " .... (Adını ve soyadını söyleyip) Seni seviyorum." Siz bu cümleyi tekrarladıkça izin verin o kişiye karşı hissettiğiniz sevgi dışındaki tüm duygular sadece sevgiye dönüşsün. Siz ona karşı bu kadar yoğun sevgiyi ve ışığı sunduğunuzda ya bu insan size sarılacak ya da sizin olumlu enerjinizden rahatsız olup gidecektir. Her iki durumda da sizin için hayırlı olan durum gerçekleşmiştir. Olanı olduğu gibi kabul edin. Gerçekleşen hissettiğiniz her ne olursa olsun sevgi ve ışığı yaymaya devam edin. Huzuru hissettikten sonra. Sevgi enerjisine size destek olduğu için teşekkür edin ve dilediğiniz zaman gözlerinizi açabilirsiniz.
sabah erken ve akşam yatmadan.
15dk.kendinle başbaşa kalıp yapıyorsun.
gözlerini kapat ve çok sakin,huzurlu olduğunu gör.
o an yaşıyormuşsun gibi düşün ve hisset.
esmalar var her konuyla ilgili.
sana uygun olanı seç ve her gün sabah akşam oku.
gün içinde de sürekli ben sakin ve sabırlıyım.
çok mutluyum.
hayatımdaki her şey istediğim gibi diyorsun.
ama inanarak.
Sadece size özel değil. Genel itibari ile çoğumuz öfkemizi genelde bastırıyoruz. Bastırıldığı için de duygusal olarak hassas olduğumuz zamanlarda bu öfke hiç olmadık yerde açığa çıkıyor. Dilerseniz aşağıda paylaştığım meditasyonu yapıp o öfke enerjisini vücudunuzdan boşaltın. Ya da elinize kağıt kalem alıp, şimdi bende var olan öfke enerjisini ortaya çıkarıp bu kağıda yazıyorum. Öfkem bittiği anda bu kağıdı yırttığımda(yaktığımda) bu öfke benden tamamen çıkmış olacak diye niyet edin ve yapın.
Kendinizi en rahat hissettiğiniz pozisyona geçin.
Meditatif hale geçin. Bunun için derin nefesler alabilirsiniz. Kendi yönteminizi kendinizin belirlemesi en kolay yöntem. Zorlama olmadığı için daha çabuk etki gösteriyor.
Kendinizi ve öfkelendiğiniz kişiyi pembe ışıkla çevreleyin. Bu ışık ortama verilen öfkenin şiddeti ne olursa olsun; asla dışarıya bu enerjiyi vermiyor. Anında sizin verdiğiniz öfkeyi sevgiye dönüştürüyor.
O kişiye olan tüm yaşamlar boyunca birikmiş olan öfkenin dışa çıkmasına izin verin. Aynı şekilde o kişinin size olan öfkesini dışa vurmasına izin verin. Öfke meydan savaşını yapın. Tüm boyut, mekan ve zamanlardaki öfkenin son zerresine kadar akmasına izin verin. O kişi ile bir birinize sarılma hissi oluşana kadar.
İster bir kişiyle isterseniz birkaç kişiyle yapın. Aile ve iş yeri gibi ortamlardaki her bireyle önce tek tek sonra da hepbirlikte bu ışığın içine girerek herkesin birbirine öfkesini boşaltmasına izin verin.
Son olarak kendinizle bu kürenin içinde başbaşa kalın ve kendi öfkenizle yüzleşin.
Gözyaşlarınız akmak isterse bırakın aksın....
Öfke boşalımınız bittikten sonra bize bu kolaylığı veren rehberlerimize ve bunun bize ulaşmasına izin veren Rabbimize teşekkür edelim.
Normal de öfkeli biri değilim içimde hiç bir kızgınlığı tutmam arkadan konuşmam direkt o an o kişiye hissettiklerimi söyler tatlıya bağlarım kimseyle küs dargın kalamam ama anneme söylediklerim hiç aklımdan gitmiyor çok üzgünüm sadecebiz 3 kardeşiz kızkardeşim benden 1 yaş küçük ve evlenip boşandı 8 yaşında bir oğlu var onun yüzünden tartıştık annemle çocuğa bişey söyletmiyorlar hemen savunmaya geçiyorlar annemde öle yapınca tepemin tası attı senin çocuğun benim diye bas bas bağırdım beni sevmiyorsun diye kadını üzdüm çocuğun olursa beni anlarsın dedi normal konuşuyoruz hiç bir şey olmamış gibi ama içime dert oldu ne esma ne olumlama ne diğer yöntemler hiçbirini yapasım yok galiba ben kötü biriyim ve başıma gelenleri hakkediyorum o kadar uğraşıp didinmem sonucu annemi böyle üzmemden başka bişey çıkaramıyorum
Bunu da yapayim. Tabi once timus bezi nerde onu bulayim :)Kendine değer verdiğinde etrafındakilere de değer verirsin. Burada kendi değerini kabul edip kendini olduğun değerde görmen olmalı. Bunun için her sabah aynaya bakıp, timüs bezine vurarak kendimi seviyorum, ben değerliyim diye tekrarlamanı öneririm. İşe yarayan bir çalışma.
Allah yardımcın olsun canımcım, bunu gönülden diliyorum....
Yukarıdaki yazımı ve ilave yazacaklarımı da lütfen eleştiri olarak alma, bu ben dahil pek çok kişinin takıldığı, aşmakta zorlandığı bir konu... İyi niyetliyiz, hak etmiyoruz...
Sadece fikir görüşmek, beyin fırtınası yapmak için yazıyorum....
Düşünüyorum... Çok iyi niyetliyim, kimseyi kırmam, incitmemeye dikkat ederim, hep iyilik yardım yapmaya çalışırım ama insanlar benim bu kibarlığımı, ince duygularımı, iyiliksever yaklaşımımı suistimal ediyor, ya kullanıyorlar ya da incitiyorlar. Oysa ben hep iyi niyetliyim..... Şimdi bu duygumu, hayata yaklaşımımı inceleyelim...
Evde, işyerinde, apartmanda, sokakta yaşayan irtibatta olduğum insanlar tek tip mi? Hepsi iyi ailelerde yetişmiş, kibar, nazik, görgülü, ahlaklı kişiler mi? Yoksa yaşam alanlarımız aslında içinde yılanların, aslanların, ceylanların, timsahların, sevimli tavşanların, güzel kuşların yaşadığı bir yer mi? Eğer ben herkesi tavşan görüp hopidik hopidik davranırsam, marul vermeye kalkarsam ve aslında o bir aslan veya gergedansa çat diye kolumu koparır !!! "Ama ben ama ben marul vercektim" diyemem... Onun yaradılışı o. Bana haksızlık etti diye ne kadar dövünsem boş. Bu şekilde davranıyor olabilir miyiz?
Bir de çok hoşuma giden bir hikayeden, kısaca bahsedeyim, hayatta karşılaştıkça bunu anımsarım...
Adamın biri boğulmak üzere olan akrebe bir dal uzatmış, akrep dala tutunup tırmanmış adamın eline gelince de adamı sokmuş. Adam çığlıkla bağırmış "Ben senin hayatını kurtardım, karşılığın bu mu? " Akrep cevap vermiş "O senin fıtratın (yaradışın, huyun), bu da benim fıtratım"...
Herkes karakterince davranır, herkesten bizim gibi olmasını bekleyemeyiz. Bir aslanla karşılaştığında "Dur aslan kardeş ben vejateryanım, hayvanlara hep iyi davranırım" demen hiç bir işe yaramaz, koşmayı, kendini korumayı, önlem alma gereğini bilmelisin...
Çoookk sevgiler
Cok guzel anlatmissiniz. Atalarimiz yine cok guzel demis.
Iyilik yap, denize at...
İyilikleri aslında kendimiz için ruhumuz için benliğimiz için yaptığımızı keşke bilsek...İyiliğe ihtiyacı olan aslında karşıdaki değil kendimiziz.Bizim özümüz sevgi hem de saf çıkarsız sevgi, burdaki enerjiyi aktive edebilmemiz için iyilik bir araç.Rabbim bol bol yapabilmeyi nasip etsin,iyiliklerine vesile kılsın inşallah
Bu tarz insanlar ve olaylarla uğraşmayalı yıllar oldu :) Tam olarak düşüncem şu çok sevdiiğim değer verdiğim insanlar dışında kolay kolay organize yapmam.O değer verdiğim insanlar da organizeden çok sadece bir arada olmaktan keyif alacak insanlar olur. Çok istiyorlarsa kendileri düzenlerler keyifle giderim gülerim eğlenirim dönerim,sonrasında da çok teşekkür ederim herşeyin harika olduğunu yazarım.Eğer benim dışımda yok şöyle olsaydı böyle olsaydı diye yazan olursa mesela onun için çok iyi şeyler düşünmem : )))) Egosu konuşuyordur,art niyetlidir,maddecidir derim : )))) Hatta üzerine derim peki o zaman bir dahaki sefere sen düzenlersin benim önceliğim birlikte keyifli vakit geçirmekti der üzerine düşünmezdim herhalde ben yapmasam bile organizayonu. Hiç üzerine düşünülecek bir konu değil ki,yapıcılığı olmayan geçmiş zaman üzerine olan tüm eleştiriler ego dan çıkar.Ego dan çıkan sesleri boş teneke kutusunun çıkardığı gürültü olarak eşleştirebilirsin tatlım bundan sonra.Eğer bu kalıbı sabitlersen duymazsın bile zamanla.Ve aynı zamanda enerjini,düşünceni keyifli insanlara çevir.Yoksa imajine et.Kahkahaları,memnuniyetlerden varken diğerlerine hiç gerek var mı beaAmin insallah:)
Gunaydin herkese. Musmutlu gunler.
Sizlere bir sey danismak istiyorum. Nasil dusunecegimi bilemedim. Benim genel halim buydu. Ayni zamanda cikmak istedigim halim diyeyim:)))
Dun aksam bir yemek organizasyonu yaptim arkadaslarimla. Mekan secimi tam olarak bana ait degildi. Ama benim gitmekten cok zevk aldigim bir mekan. Rezervasyon yaptirmama ragmen kisi sayisisinin sigmayacagi bir yeri ayirmislar. Olabilir kisi sayisi fazladir gelen coktur falan filan. Arkadaslarimizdan bir kismi aaa burayi mi ayirmislar, biri esine sen niye mudahale etmedin? Esi tulelut arada oldugun icin ben mudahale.etmedim yoksa daha guzel bir yer ayarlanirdi... gibi bir ton laf:))) aksam biraz takildim ama simdi gulerek yazdim bunlari:)) neyse yerimiz degisti. Yemek yendi. Fotograflar cekildi whatsapp grubuna atildi. Fotograflarda en ondeyim ve pek hos cikmamisim. Aman dedim kimse gormeyecek nasil olsa. Tabiii bir arkadasim fotograflari facebookta her yere atmis:))) yani bir karizmamiz vardi dedim bu fotogtaflarla o da gittionu da atlattim ama gel gelelim su durumda takildim. Gerci simdi cok takilmadim gibi ama benim durumum belli olmaz yarim saat sonra niye boyle yapti diyebilirim
Sabah baska bir arkadasim tesekkur etmis. Yemek, ortam, muhabbet cok guzeldi diye. Pesinden isiklandirma, masa durumlari.hic yakismamis basarisiz yazmisben de yanlislikla mi yazdin yoksa baska yere atiyordun da yanlislikla buraya mi atttin yazdim gulerek. Yok dedi bilerek buraya attim. Hersey guzel, yer cok guzel ama mekan sahibi yatirim yapmamis yani senlik bir durum degil dedi sonra ozelden fotograflarin guzel cikmadigini, insanlarin elestirdigini falan yazmis.
Yazdikca komik geliyor. Ama ben ilk anda sinirlendim. Madem guzeldi isiklandirmaya o kadar takilmak gerekli miydi? Ay aslinda bu onlarin sorunu takilmalari da ben bu laflara niye takiliyorum. Nasil bir yol izlemeliyim?
Ne kadar basit bir olay degil mi?
Ben de arkadaşlarının tutumunu pek normal bulmadım. Madem yaşanmış geçmiş yapacak bir şey yok düşünmeyeceksin artık; ama bundan sonra seni olumsuz düşüncelere itecek insanlara da fazla Önem verme. Çünkü sürekli enerjini olumsuz etkileyecek insanlarla bir arada olup sonra da bununla mücadele etmenin anlamı yok. Seni yormayacak, üzmeyecek, sana pozitif enerjiler veren insanlarla beraber olman içinde bulunduğun süreci çok daha kolaylaştırır.Amin insallah:)
Gunaydin herkese. Musmutlu gunler.
Sizlere bir sey danismak istiyorum. Nasil dusunecegimi bilemedim. Benim genel halim buydu. Ayni zamanda cikmak istedigim halim diyeyim:)))
Dun aksam bir yemek organizasyonu yaptim arkadaslarimla. Mekan secimi tam olarak bana ait degildi. Ama benim gitmekten cok zevk aldigim bir mekan. Rezervasyon yaptirmama ragmen kisi sayisisinin sigmayacagi bir yeri ayirmislar. Olabilir kisi sayisi fazladir gelen coktur falan filan. Arkadaslarimizdan bir kismi aaa burayi mi ayirmislar, biri esine sen niye mudahale etmedin? Esi tulelut arada oldugun icin ben mudahale.etmedim yoksa daha guzel bir yer ayarlanirdi... gibi bir ton laf:))) aksam biraz takildim ama simdi gulerek yazdim bunlari:)) neyse yerimiz degisti. Yemek yendi. Fotograflar cekildi whatsapp grubuna atildi. Fotograflarda en ondeyim ve pek hos cikmamisim. Aman dedim kimse gormeyecek nasil olsa. Tabiii bir arkadasim fotograflari facebookta her yere atmis:))) yani bir karizmamiz vardi dedim bu fotogtaflarla o da gittionu da atlattim ama gel gelelim su durumda takildim. Gerci simdi cok takilmadim gibi ama benim durumum belli olmaz yarim saat sonra niye boyle yapti diyebilirim
Sabah baska bir arkadasim tesekkur etmis. Yemek, ortam, muhabbet cok guzeldi diye. Pesinden isiklandirma, masa durumlari.hic yakismamis basarisiz yazmisben de yanlislikla mi yazdin yoksa baska yere atiyordun da yanlislikla buraya mi atttin yazdim gulerek. Yok dedi bilerek buraya attim. Hersey guzel, yer cok guzel ama mekan sahibi yatirim yapmamis yani senlik bir durum degil dedi sonra ozelden fotograflarin guzel cikmadigini, insanlarin elestirdigini falan yazmis.
Yazdikca komik geliyor. Ama ben ilk anda sinirlendim. Madem guzeldi isiklandirmaya o kadar takilmak gerekli miydi? Ay aslinda bu onlarin sorunu takilmalari da ben bu laflara niye takiliyorum. Nasil bir yol izlemeliyim?
Ne kadar basit bir olay degil mi?
Bu tarz insanlar ve olaylarla uğraşmayalı yıllar oldu :) Tam olarak düşüncem şu çok sevdiiğim değer verdiğim insanlar dışında kolay kolay organize yapmam.O değer verdiğim insanlar da organizeden çok sadece bir arada olmaktan keyif alacak insanlar olur. Çok istiyorlarsa kendileri düzenlerler keyifle giderim gülerim eğlenirim dönerim,sonrasında da çok teşekkür ederim herşeyin harika olduğunu yazarım.Eğer benim dışımda yok şöyle olsaydı böyle olsaydı diye yazan olursa mesela onun için çok iyi şeyler düşünmem : )))) Egosu konuşuyordur,art niyetlidir,maddecidir derim : )))) Hatta üzerine derim peki o zaman bir dahaki sefere sen düzenlersin benim önceliğim birlikte keyifli vakit geçirmekti der üzerine düşünmezdim herhalde ben yapmasam bile organizayonu. Hiç üzerine düşünülecek bir konu değil ki,yapıcılığı olmayan geçmiş zaman üzerine olan tüm eleştiriler ego dan çıkar.Ego dan çıkan sesleri boş teneke kutusunun çıkardığı gürültü olarak eşleştirebilirsin tatlım bundan sonra.Eğer bu kalıbı sabitlersen duymazsın bile zamanla.Ve aynı zamanda enerjini,düşünceni keyifli insanlara çevir.Yoksa imajine et.Kahkahaları,memnuniyetlerden varken diğerlerine hiç gerek var mı bea
Ben de arkadaşlarının tutumunu pek normal bulmadım. Madem yaşanmış geçmiş yapacak bir şey yok düşünmeyeceksin artık; ama bundan sonra seni olumsuz düşüncelere itecek insanlara da fazla Önem verme. Çünkü sürekli enerjini olumsuz etkileyecek insanlarla bir arada olup sonra da bununla mücadele etmenin anlamı yok. Seni yormayacak, üzmeyecek, sana pozitif enerjiler veren insanlarla beraber olman içinde bulunduğun süreci çok daha kolaylaştırır.
Ben insanlar yalan söylesin, iki yüzlü davransın ama ne olursa olsun pozitif olsun demiyorum; ama bu bahsettiklerin de gerçekten önemsiz konular. Ben önemli olanın karşımdaki insanın iyi niyeti, emeği olduğunu düşünüp yapılan herhangi bir organizasyona, verilen hediyeye olumsuz bir cevap vermeyenlerdenim. Beğenmediysem bile bunu söylemem, bunu söylemek bana göre doğruculuk demek değil, bir nevi terbiyesizlik. Yani kısaca sende bir sorun yok ama çevrende var:)
Hayatına tamamen istediğin insanları sokman mümkün değil. İşyerinde, oturduğun apartmanda, akrabalar içerisinde vs illa ki enerjini düşürecek insanlar olacak. Bu mücadeleyi sadece mecburen hayatında yer alan insanlara karşı versen yeter bence. Kendi iradenle hayatına soktuklarına, yani bir samimiyet kurup kendi isteğinle görüştüklerine gelince bence bu insanlar senin moralini yüksek tutacak insanlar olmalı. Hiçbirimiz kahraman değiliz, ne olursa olsun herkesle görüşürüm ve bunu yenerim demenin bir manası yok. Tabii bu benim kendime uyguladığım bir yöntem, kimseye zorla kabul ettirmek niyetinde değilim. Ama bir değişime karar verdiysem kendime de bir iyilik yapıp etrafımda bunu zorlaştıracak insanlar varsa onlarla da biraz arayı açmayı isterim.Oncelikle tesekkur ederim :)
Normalde lafin altinda kalmam hatta soylediklerinizin cogunu yazmayi dusundum. ama simdi yasam felsefemi degistiriyorum ya ne yapsam diye size sormak istedim:)
Organizasyon islerini severim ama sonunda boyle catlakliklar cikti mi haliyle uzuluyorum ki uzulmemem gerekir. Hatta artik uzulmuyorum onlar birer teneke sesi:))
Haklisiniz biraz terbiyeyle ilgili bunlar. Ama o onlarin sorunu. Ben de artik bunlari asmaliyim degil asiyorum:)
Bir sey daha fark ettim. Yazmak gercekten iyi geldi. Bir hirsla aldim telefonu buraya yazayim diye yazdikca guldum kendime:)))
Artik boyle durumlarda alirim kalemi,yazarim kagida:)
Hayatına tamamen istediğin insanları sokman mümkün değil. İşyerinde, oturduğun apartmanda, akrabalar içerisinde vs illa ki enerjini düşürecek insanlar olacak. Bu mücadeleyi sadece mecburen hayatında yer alan insanlara karşı versen yeter bence. Kendi iradenle hayatına soktuklarına, yani bir samimiyet kurup kendi isteğinle görüştüklerine gelince bence bu insanlar senin moralini yüksek tutacak insanlar olmalı. Hiçbirimiz kahraman değiliz, ne olursa olsun herkesle görüşürüm ve bunu yenerim demenin bir manası yok. Tabii bu benim kendime uyguladığım bir yöntem, kimseye zorla kabul ettirmek niyetinde değilim. Ama bir değişime karar verdiysem kendime de bir iyilik yapıp etrafımda bunu zorlaştıracak insanlar varsa onlarla da biraz arayı açmayı isterim.
Çok teşekkür ederim. Aslında çok güzel ifade edemediğimi düşünmüştüm ama sen güzel sonuçlar çıkardığın için işe yaradı mesajım:) kısaca demek istediğim şuydu: bu yemek işyerinin yaptığı bir organizasyon olsaydı ve sen mecburen katılsaydın, yaşanan olumsuzlukları atlatmak için aradığın çabalar takdire şayan olurdu. Ama bizzat kendin organize edip bu insanları davet edince, neden kendine bir savaş açıp sonra da bu savaşı kazanmaya çalıştığını anlayamadım ben. İnsanların seni üzmesine izin verme lütfen.Haklisiniz:)
Zaten bu olayi yasadigim kisiler kendi istegimle degil bulundugum bir ortam yuzunden hayatima girmis olan kisiler.
Aslinda bu ayrimi hic dusunmemistim. Kendi irademle hayatima soktuklarim ve mecburiyetten hayatima girenler. Bu cok guzel bir bakis acisi kazandiracak bana. Coook icten tesekkur ediyorum
Yakin zamanda cok guzel bir haber almanizi diliyorum:)tabi burayi okuyan herkesin de cok guzel haberler almasini diliyorum
Çok teşekkür ederim. Aslında çok güzel ifade edemediğimi düşünmüştüm ama sen güzel sonuçlar çıkardığın için işe yaradı mesajım:) kısaca demek istediğim şuydu: bu yemek işyerinin yaptığı bir organizasyon olsaydı ve sen mecburen katılsaydın, yaşanan olumsuzlukları atlatmak için aradığın çabalar takdire şayan olurdu. Ama bizzat kendin organize edip bu insanları davet edince, neden kendine bir savaş açıp sonra da bu savaşı kazanmaya çalıştığını anlayamadım ben. İnsanların seni üzmesine izin verme lütfen.
Topiği biraz hareketlendirelim:)
***
Bilinçaltı Anlamak ve Temizleme çalışmaları
Bilinçaltını anlamak için çalışma ilkelerini, bilinçaltı yasalarını ve bunları hazırlayan içsel dinamikleri bilmek gerekir.
Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır.
Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar.
Başaramayacağımıza inanıyorsak başaramayız. Değişeceğimize inanıyor isek değişiriz. Mali, malı şeklindeki ifadeler bilinçaltımızda mulaklık yaratır. Örneğin sigara içmemeliyim dedikçe sigara içmek isteriz. Çok yememeliyim dedikçe yemek isteriz. Size sakın kırmızı bir mercedes düşünmeyin veya şu an annenizi düşünmemelisiniz diyecek olursam her ikisi de akınıza gelecektir. Korkmayın diyecek olursam o ana kadar böyle bir duygu taşımasanız bile korkmaya başlarsınız. Bilinçaltımıza ne istediğimizden emin olarak, net ve şimdiki zaman üzerinden komutlar vermeliyiz. Geleceğe yönelik ifadeler istediklerimizin bir şekilde ötelenip, gerçekleşmesine engel olur.
“Aklınız neyi kabul edip inanıyorsa, onu gerçekleştirebilir” der. Napoleon Hill’
Evren yasalarla yönetilir. Bilinçaltlarımız da tıpkı evren gibi yasalarla yönetilir. Bilinçaltımızın yasası inanç yasasıdır. Bilinçli aklınızın kavrayıp, bilinçaltınızın inandığı şeyler gerçekleşir. Böylesine büyük bir güce sahip olduğumuzun çoğu zaman farkında değilizdir.
Bilincimizin gücünü bir fikri kavramak için, bilinçaltımızın gücünü ise sonuca ulaşmak için kullanırız. Birçok kişi bunun tersini yapar. Bilinçlerini neticeye ulaşmak için kullanırlar, bu da genellikle stres ve endişe yaratır. Bu durum bilinç gücümüzle, bilinç altı gücümüzün kullanımındaki farktır. Örneğin bir bayan danışanım içinde bulunduğu gerçekliği kendisinin yarattığına inanmıyordu. Evlenmek istiyordu ancak karşısına uygun kişinin çıkmamasından ve birlikteliklerinin kısa sürede bitmesinden yakınıyordu. Bilinç üstü seviyede bir hayat arkadaşı istiyordu ve kendince uygun standartları belirlemişti. Yaptığım çalışmalarda fark ettik ki ! bilinçaltı seviyede evliliğin özgürlüğünü kısıtlayacağı inancı, çevresinde gördüğü mutsuz evlilikler ve kendisinin de böyle olabileceği korkusu, karşısına daha iyi biri çıktığında evliliğinin bu birlikteliğine engel olacağı endişesi taşımaktaydı. Bu kadar yoğun bilinçaltı dinamikleri ile isteğine ulaşması mümkün değildi. Bir ipi düşünelim iki tarafından aynı anda iki kişi çekiyor. İpin gerilmesi gibi kişide gerginleşir.
Bilinçaltımız mıknatıs gibidir. Kendi inançlarını yansıtan şeyleri çeker. Bilinçaltımızda belli bir inanç varsa, bilinçaltımız bu inanca uygun titreşimler yaratır ve bunu yansıtan veya buna uyan olayları ve insanları kendine çeker. Buna son dönemlerde adı çokça duyulan çekim yasası denmektedir. Yerçekimi yasasının varlığının kesin olması gibi çekim yasasının varlığı da kesindir. Eğer bilinçaltınız yaşamınızın zor geçeceğine inanırsa, gerçekten yaşamınız zor olacaktır. Karşılaşacağınız olaylar ve insanlar hayatımızı zorlaştıracaktır. Eğer bilinçaltımız paranın zor kazanılacağına inanırsa, para zor kazanılır. Karşınıza çıkan fırsatlar para kazanmak için insan üstü çaba göstermeniz gerekenler olacaktır. Sizin gerçeğinizi yaratan inancın ne olduğuna siz karar veremezsiniz, bilinçaltınız verir.
İstemediğimiz bir durum karşısında bu durumu hazırlayan içsel sebepler ne olabilir ? Bu durum çoğu zaman bilinçaltı korkularımızın bir sonucudur.
Birçok insan kendini sık sık aynı senaryonun içinde bulur. Ne yaparlarsa yapsınlar aynı sorunlarla karşılaşırlar. Böyle bir durumda dışsal şartları değiştirmek yerine içimizdeki bilinçaltımızdaki engelleyici inançlarımızı değiştirmek, korkularımızla uyumlanıp, onların varlığını kabul edip, bu korku dinamiğinin ikincil çıkarlarına saygı duyup, kişiye daha fazla fayda sağlayan, olumsuzluk taşımayan, mutluluk, huzur ve sağlık veren sevgi enerjisine dönüştürmek gerekir. Bu şekilde bilinçaltımız yeniden programlanır. Bilinçaltı virüslerimizin farkına varıp olumlama çalışmaları ile temizlemeliyiz.
Bilinçaltımız sezgilerimiz aracılığıyla bizimle konuşur. Bilinçaltımızdan rehberlik veya yardım istediğimizde, bir dürtü, ilham veya önsezi hissederiz. Bilinçaltımızı programlarsak, rüyalar şeklinde cevaplar da alabiliriz. Sezgisel olarak, bir mesaj olduğunu anlarız.
Hayatınızda bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsak önce kavramak yani ne istediğimizi tam olarak tespit etmek, sonra olmuş gibi inanmak ve daha sonra da bunun için şükretmek gerekir. Kendiniz için olmasını istediğiniz şeyi bir yere yazın. Bilgisayarınızdaki ekran koruyucuya, cep telefonunuzun açılış mesajına, veya gün içinde sıkça görebileceğiniz bir yerlere koyun. Her gece, aynı yaratıcı imgelemeyi düşünün, gördüklerinizi görün, duyduklarınızı duyun ve hissettiklerinizi hissedin… istediğiniz yerlerde değişikliklerinizi yapın. İstediğiniz şeyin gerçekleşeceğine güvenin…
BİLİNÇALTI PROGRAMLAMA ARACI (ONAMALAR)
Bilinçaltımızı, yeniden programlamanın en temel yollarından biri onamadır.
Onama; basitçe bilinçaltımıza yerleştirmek istediğimiz hedeflerimizi veya yeni inançlarımızı tekrarlama sürecidir. Bu süreç, söylem bilinçaltına yerleşinceye kadar devam etmelidir. Bazı onama yöntemleri;
• Kendi onamalarınızı yüksek sesle veya zihnen tekrarlamak,
• Onamalarımızı yazmak,
• Kayıt ettiğiniz kendinden telkin bantlarını dinlemek
• Olmak istediğiniz kişi gibi davranmak, (hayran olduğunuz bir kişi yerine kendinizi koymak ve onun gibi davranmak )
• Kitap ve makaleler okumak
Hayattan şikayet ettiğinizde bilinçaltımız şikayet ettiğiniz hayatı size vermek için talimatlarınızı sadakatle yerine getirir. Ne söylediğimize ,özellikle ‘tekrar ,tekrar’ söylediklerimize dikkat edelim.
Bilinçaltı virüs programınızı çalıştırmadığınızda dışarıdan gelen olumsuz telkinlerin etkisi altında kalabilirsiniz. Her gün arkadaşlarınızdan çok gülersek çok ağlayacağımızı, çocuğu olanın derdi olduğunu, paramız olunca düşmanlarımızın çok olacağını, hayatın zor olduğunu vs.. duyuyorsunuzdur. Devamlı dinleyince bilinçaltımız onun doğru olduğuna inanmaya başlar sonra da (çekim yasasından ötürü) gerçekliğinizde onun doğru olduğunu görürsünüz.
Kendimize verebileceğimiz telkin örnekleri ; her gün, her şekilde daha iyi oluyorum, her şey bana kolay ve zahmetsizce geliyor, sevgi ile dolu, neşe saçan bir varlığım, keyif aldığım her şey şimdi burada, hayatımın patronu benim, ihtiyacım olan her şey zaten bende var, hepimiz için bolluk var, sonsuz zenginlikler şimdi hayatıma özgürce akıyor, daha çok verdikçe daha çok aldıkça daha mutlu hissediyorum,
Bu onamaları uyurken veya yataktan kalkmadan önce yazabilir, okuyabilir veya kaydedip dinleyebilirsiniz.
Onamada başarının anahtarı tekrardır. Bilinçaltımız kaslarımız gibidir. Onu istediğiniz şeylerle onamanız gerekir. Onamaları her gün yapmakta tembellik ederseniz, onu sizin yerinize başkaları yapacak, sonuçlar da her zaman sizin istediğiniz gibi olmayacaktır
Gandi derki “Söylediklerinize dikkat edin, düşünceleriniz olabilir. Düşüncelerinize dikkat edin, davranışlarınız olabilir. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olabilir. Alışkanlıklarınıza dikkat edin kaderiniz olabilir.”
BİLİNÇALTI ONAMA MEDİTASYONLARI:
Belli başlı korkularımız; değersizlik, güvensizlik, parasızlık, yalnızlık, başarısızlık, esir olma, suçlanma, acı çekme, dışlanma, çaresizlik, ayrılık, aşağılanma, güçsüzlük, yokluk, kaybetme, yetersizlik, yok olma, hastalık, incitilme, sevilmeme, reddedilme, acizlik, terk edilme, onaylanmama … korkusu
Korku enerjisini sevgi enerjisine dönüştürmek gerekir.
Bilinçaltı Onama Örnekleri
Benim………..……….korkum var.
Ben…………..………..korkumu kabul ediyorum.
Ben…………..………..korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben…………..………..korkumu seviyorum.
Ben…………..………..korkumu sevgiyle gönderiyorum.
Olumlaması
Ben……………………yım.
Ben her halimle…………………olduğumu biliyor ve inanıyorum
Ben her halimle…………………….. olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle ……………………olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben her halimle……………………..olduğum için şükrediyorum
DEĞERSİZLİK
Benim………..(değersizlik)……….korkum var.
Ben…………..(değersizlik)………..korkumu kabul ediyorum.
Ben…………..(değersizlik)………..korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben…………..(değersizlik)………..korkumu seviyorum.
Ben…………..(değersizlik)………..korkumu sevgiyle gönderiyorum.
Ben yalnız ve tek başıma çok değerliyim.
Ben yalnız ve tek başıma çok değerli olduğumu biliyor ve inanıyorum
Ben yalnız ve tek başıma çok degerli olduğumu kabul ediyorum.
Ben yalnız ve tek başım çok degerli olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben yalnız ve tek başıma çok degerli olduğum için şükrediyorm.
Ben her halimle çok değerliyim.
Ben her halimle çok değerli olduğumu biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle çok değerli olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle çok değerli olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben her halimle çok değerli olduğum için şükrediyorum.
Ben kendime değer veriyorum.
Ben kendime olduğum gibi değer veriyorum.
Ben herkese değer veriyorum.
Ben herkese olduğu gibi değer veriyorum.
Ben herkesin olduğu gibi olmasına izin veriyorum
Ben kendime değer veriyorum.
Ben kendime olduğum gibi değer veriyorum.
Ben herkese değer veriyorum.
Ben herkese olduğu gibi değer veriyorum.
Ben herkesin olduğu gibi olmasına izin veriyorum
Ben kendi değerime sahip çıkıyorum.
Ben kendi değerime sahip çıktığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben kendi değerime sahip çıktığımı kabul ediyorum.
Ben kendi değerime sahip çıktığım için kendi mi takdir ediyorum.
Ben kendi değerime sahip çıktığım için şükrediyorum.
Kendi gerçeğimi sevgiyle yaratıyorum.
Ben içimdeki değere ulaşıyorum.
Kalbinizden çıkaracağınız en güzel pembeliği çıkarın, pembe ışıklar,
Pembe tüller..korkunuzun karanlığını pembelik içinde yok edin.
Şu an korku enerjisinin sevgi enerjinse dönüştüğü çok değerli bir an
Bilinçaltımız aynı zamanda duygularımıza ve hislerimize renkler verebilir. Genelde çalışmalarımda insanlar olumsuz hisleri koyu, karanlık renkler ile tarif ederler. Pembe evrende sevgi rengini temsil eder. İnsanlar bu rengin yanında karamsar düşünmezler. Kendi içinde olumlu, iyileştirici bir enerjiye sahiptir. Beş duyumuzla algılarımızın da ötesinde çok farklı titreşimlere sahip pembe renkler vardır. Bilinçaltı onama çalışmalarında da pembe renk kullanılır.
SEVGİ
Ben kendimi seviyorum.
Ben kendimi olduğum gibi seviyorum.
Ben kendimin olduğu gibi olmasına izin veriyorum.
Ben herkes seviyorum.
Ben herkesi olduğu gibi seviyorum.
Ben herkesin olduğu gibi olmasına izin veriyorum.
BOLLUK
Evren bolluk içinde.
Evrenin bolluğu bana akıyor.
Para bana çoğalarak geliyor.
İhtiyacım olan her şeyi ihtiyacım olduğu anda evren bana verir.
Ben çok parayı hak ediyorum.
Ben çok paraya layığım.
BEREKET-BOLLUK
Evrenin bana vermek istediği tüm bolluk ve bereketi ayırım yapmaksızın olduğu gibi kabul ediyor ve istiyorum.
Bu bilinç ve sorumlulukla onu paylaşmak için elimden geleni yapacağım.
Çok parayı hak ediyorum.Çok paraya layığım.
Ben MUTLUYUM.
Ben SAĞLIKLIY
Ben HUZURLUYUM.
Ben GÜÇLÜYÜM.
Ben BAŞARILIYIM.
Ben GÜVENDEYİM.
Ben ÖZGÜRÜM.
Ben DEĞERLİYİM
Ben YETERLİYİM
GÜÇSÜZLÜK
Benim güçsüzlük korkum var.
Ben güçsüzlük korkumu kabul ediyorum.
Ben her halimle çok güçlü olduğumu biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle çok güçlü olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle çok güçlü olduğum için ben güçsüzlük korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben güçsüzlük korkumu seviyorum.
Ben güçsüzlük korkumu sevgiyle gönderiyorum.
Kalpten pembe ışık çıkarılır.
GÜÇ
Ben yalnız ve tek başıma çok güçlüyüm.
Ben yalnız ve tek başıma çok güçlü olduğumu biliyor ve inanıyorum
Ben yalnız ve tek başıma çok güçlü olduğumu kabul ediyorum.
Ben yalnız ve tek başım çok güçlü olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben yalnız ve tek başıma çok güçlü olduğum için şükrediyorum.
Ben her halimle çok güçlüyümendimi takdir ediyorum.
Ben her halimle çok güçlü olduğum için şükrediyorum.
Ben kendi gücüme sahip çıkıyorum.
Ben kendi gücüme sahip çıktığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben kendi gücüme sahip çıktığımı kabul ediyorum.
Ben kendi gücüme sahip çıktığım için kendi mi takdir ediyorum.
Ben kendi gücüme sahip çıktığım için şükrediyorum.
Kendi gerçeğimi sevgiyle yaratıyorum.
Ben içimdeki güce ulaşıyorum.
DEĞİŞİME GÜVEN
Gelecekte her şeyin iyi olduğunu bilerek güven ve huzurla ilerliyorum.
Geçmişi kolayca ve rahatça bırakıyorum.
Yeniyi sevinçle karşılıyor ve kabul ediyorum.
Evren güvende ben güvendeyim.
Ben kendimi tam olduğum halimle seviyor, beğeniyor, onaylıyorum.
Ben herkesi tam olduğu haliyle seviyor, beğeniyor, onaylıyorum.
Ben kendi hayat yolumu kendim açıyorum.
Ben kendi hayat yolumu kendim açtığımı blilyor ve inanıyorum.
Ben kendi hayat yolumu kendim açtığımı kabul ediyorum.
Ben kendi hayat yolumu kendim açtığım için kendimi takdir ediyorum.
Ben kendi hayat yolumu kendim açtığım için şükrediyorum.
Gerçekleşmesini istediğiniz hayalinizi bu şekilde imgeleyebilirsiniz.
GÜVENSİZLİK
Benim güvensizlik korkum var.
Ben güvensizlik korkumu kabul ediyorum.
Ben güvensizlik korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben güvensizlik korkumu seviyorum.
Ben güvensizlik korkumu sevgiyle gönderiyorum.
Kalpten pembe ışık çıkarılır.
GÜVEN
Ben yalnız ve tek başıma güvendeyim.
Ben yalnız ve tek başıma güvende olduğumu biliyor ve inanıyorum
Ben yalnız ve tek başıma güvende olduğumu kabul ediyorum.
Ben yalnız ve tek başım güvende olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben yalnız ve tek başıma güvende olduğum için şükrediyorum.
Ben evrende güven içindeyim.
Ben herkese güveniyorum.
Bütün insanlar bana güveniyor.
Ben kendime güveniyorum.
Ben yaşamın akışına güveniyorum.
Ben güvendeyim.
Evren güvenli.
Evren beni seviyor,onaylıyor ve destekliyor.
(başarısızlık,başarı sevilmeme,sevgi,esaret,özgürlük…..)
BAĞIŞLAMA (AFFETME) MEDİTASYONU
Kendimize ve başkalarına karşı duyduğumuz; öfke, kızgınlık, kırgınlık, nefret, suçluluk… duygularımız enerjimizi tüketip, geleceğe umutla bakmamızı ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi engeller. Bağışlamak geçmişin günümüz üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırır ve geleceğe umutla bakma özgürlüğünü verir. Ruhsal iyileşme sürecinin doğal bir ürünüdür. Geçmişten gelen olumsuz duygu yükünden özgürleşmektir. Bağışlamak hayatımızın en özgürleştirici ve zenginleştirici yatırımıdır.
BAŞKASINI BAĞIŞLAMA (Afettme): Bağışlamaya karar verdiğiniz ve niyet ettiğiniz kişinin görüntüsünü imgeleyin.Ona bakarak yüksek sesle tekrarlayın.
Ben seni bağışlamaya niyet ettim.
Ben seni kendi iyiliğim için bağışlıyorum.
Ben kendimi sevdiğim için seni bağşlıyorum.
Sana en güzel düşüncelerimi yolluyorum.
Seni serbest bırakıyorum.
Sen özgürsün.
Ben özgürüm.
Seni bağışlıyorum.
Seni seviyorum.
Kalbinizden çıkaracağınız pembe ışığı onun kalbine yolla ve yüzündeki değişimleri gözlemle.
KENDİNİ AFFETME: Kendi görüntünü imgele,gözünün önüne getir.Ona bakarak yüksek sesle
Yaşadığım ve yaptığım her şeyi seviyorum.
Tüm Yaşadıklarımı yaşanması gerektiği için yaşadım.
Yaşadığım ve yaptığım her şey için KENDİMİ ONAYLIYORUM.
Beni bir başkasının onaylaması gerekmiyor.
Ben kendimi onaylıyorum.
Ben kendimi seviyor,beğeniyor ve onaylıyorum.
Yaşadığım her şey benim kendi seçimim.
Verdiğim her karar benim kendi seçimim.
Ben tüm kararlarımı ve yaşadığım her şeyi onaylıyorum.
Ben kendimi onaylıyorum.
Ben kendimi bağışlıyorum.
Ben kendimi tümüyle seviyor ve takdir ediyorum.
Hayatı seviyorum.
Yaşamayı seviyorum.
Kalbinizden çıkaracağınız pembe sevgi ışığını kendi kalbinize yollayın.Işıklar gittikçe yüzünüzdeki değişimleri takip edebilirsiniz.
OLUMSUZ HUYLARI TEMİZLEME MEDİTASYONU:
ÖRNEK-İNATÇI
Ben ……….(inatçıyım.)….
Ben ……….(inatçı)……….olduğumu kabul ediyorum.
Ben………..(inatçılığımı)…sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben………..(inatçılığımı)…seviyorum.
Kalpten pembe ışık çıkarılır.
*Meditasyonun gayesi bedenimizdeki korku enerjisini sevgi enerjisine dönüştürmektir.Günde 1 kere sizde var olan korkular için bu meditasyonu yüksek sesle yapabilirsiniz.
*Gün içinde korku duygusunun yükseldiğinin hissedilmesi durumunda önce derin bir nefes alıp verin.Ardından mümkünse yüksek sesle aşağıdaki cümleyi tekrarlayın.
Bu benim…………………..duygum.
Ben kendimi……………….duygum olduğum halimle seviyor ve kabul ediyorum
Odağımı,ruhsal gelişimim için,özgürce,kolayca ve sevgiyle yönlendiriyorum
Alıntıdır.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?