benim de akademik hayatım yurt dışında aynı sizin anlattığınız şekilde geçti iletişim açısından. inanın bu "prestij" takıntısı ve "had bildirme" durumu bizim ülkemize özgü. dünyadaki en iyi üniversitelerde eğitim almış, vermiş, bir sürü önemli pozisyonlarda bulunmuş hocalarım kantine gelip sıraya girer kahve alır, herkese defalarca teşekkür eder, asla azarlayıcı ve üstten konuşmaz; ve ülkemizde beklenilenin aksine saygı duyulduğumuzu gördüğümüz için biz de asla o saygısızlığı yapmazdık ki daha 20li yaşların başı bu anlattığım. akademisyen ne demek o zaman öğrendim. inanın saygı kazanmak ve uslup çok farklı bir şey, ne yazık ki toplumumuzda çok farklı anlaşılıyor.Yok neden polemiğe dönüşsün fikirlerimizi karşılıklı ifade ediyoruz diye düşünüyorum.
Haklısınız, genel geçer yazışma kuralları var.
Benim arkadaşlarımın başına gelmedi. Tez aşamasında deliren, saçı dökülen, ağlayıp bırakan arkadaşlarım bile oldu,diye bahsettim.
Ancak akademi de böyle katı kurallara sahip olan hocalarımızın da olduğunu biliyorum. Ve çok yoruyorlar.
Ancak ben şunu söylemeye çalışıyorum yani bir ödev gönderiyorsam o ödevin altına illa "sevgiler" yazdım "saygılar" yazmadım diye saygısızlık yapmış olmuyorum. Bunun karşısında azarlanmayı da doğru bulmam, uyarıyı kabul ederim.
Siz şunu demek istiyorsunuz prestijli bir üniversitedeki hocalarla istediğiniz gibi konuşamazsınız, çünkü biz de o prestije sahibiz.
Çok prestijli hocalarımdan zaten akademik üsluba yönelik eğitimimi aldım.
Ancak hiçbiri ısrarla biz prestijliyiz bize böyle böyle mail atacaksınız diye diretmede bulunmadı. Aksine her zaman çok anlayışlı ve hoşgörülü oldular. Hepsini ekstra saygı ve sevgiyle anıyorum.
Ancak diğer türdeki hocaları sadece bilgi birikimlerinden dolayı saygıyla anarım.
Öğrenci profesör ilişkisi sırf akademik üsluba bağlı bir şey değil bence.
Ayrıca şunu belirtmek istiyorum çok laubali öğrenciler de vardır uyarılması gerekir, bu zaten bir gerekliliktir.
Ama profesör öğrenci arasındaki iletişimin dediğiniz gibi sadece katı kurallar çerçevesinde olmadığına inanıyorum, bize kahve yapan hocamız bile vardı ki onu her yerde anıyorum, her zaman arıyorum. Mail atıyorum. İnanılmaz saygı duyuyorum. Kendisi bize, bizden bile hala çok şey öğrendiğini söyleyen mükemmel bir insandı.
Bence düzgün ilişkiler kurmak akademik üsluptan çok daha önemli.
Tez danismanim alaninda cok iyi taninan, sayisiz yayini ve kitaplari bulunan bir prof.tu.Her tez gorusmemizde kendisi bana sutlu cay hazirlardi :) en cok saygi duydugum hocamdir. Gerektiginde ufak nuktelerle dokundurmayi da iyi bilirdi ama asla engellemek gibi cigliklere girecegini sanmiyorum. Egonun esiri olan akademisyen cok. Konu sahibi de okkalisina denk gelmis.Yok neden polemiğe dönüşsün fikirlerimizi karşılıklı ifade ediyoruz diye düşünüyorum.
Haklısınız, genel geçer yazışma kuralları var.
Benim arkadaşlarımın başına gelmedi. Tez aşamasında deliren, saçı dökülen, ağlayıp bırakan arkadaşlarım bile oldu,diye bahsettim.
Ancak akademi de böyle katı kurallara sahip olan hocalarımızın da olduğunu biliyorum. Ve çok yoruyorlar.
Ancak ben şunu söylemeye çalışıyorum yani bir ödev gönderiyorsam o ödevin altına illa "sevgiler" yazdım "saygılar" yazmadım diye saygısızlık yapmış olmuyorum. Bunun karşısında azarlanmayı da doğru bulmam, uyarıyı kabul ederim.
Siz şunu demek istiyorsunuz prestijli bir üniversitedeki hocalarla istediğiniz gibi konuşamazsınız, çünkü biz de o prestije sahibiz.
Çok prestijli hocalarımdan zaten akademik üsluba yönelik eğitimimi aldım.
Ancak hiçbiri ısrarla biz prestijliyiz bize böyle böyle mail atacaksınız diye diretmede bulunmadı. Aksine her zaman çok anlayışlı ve hoşgörülü oldular. Hepsini ekstra saygı ve sevgiyle anıyorum.
Ancak diğer türdeki hocaları sadece bilgi birikimlerinden dolayı saygıyla anarım.
Öğrenci profesör ilişkisi sırf akademik üsluba bağlı bir şey değil bence.
Ayrıca şunu belirtmek istiyorum çok laubali öğrenciler de vardır uyarılması gerekir, bu zaten bir gerekliliktir.
Ama profesör öğrenci arasındaki iletişimin dediğiniz gibi sadece katı kurallar çerçevesinde olmadığına inanıyorum, bize kahve yapan hocamız bile vardı ki onu her yerde anıyorum, her zaman arıyorum. Mail atıyorum. İnanılmaz saygı duyuyorum. Kendisi bize, bizden bile hala çok şey öğrendiğini söyleyen mükemmel bir insandı.
Bence düzgün ilişkiler kurmak akademik üsluptan çok daha önemli.
Hoca öğrenci arasında kati resmi bir üslup olması gerektiğine inanmıyorum. En çok fayda gördüğüm ve halen saygı ve sevgiyle andığım hocalarım hep samimi ve öğrenci canlısı hocalardı.Üslup tek yönlü bir konu değildir. Betimlediğiniz şekilde bir içerikse hocanızın yazışma üslubu da bana doğru gelmedi.
Aslında söylemek istediğim şey kast sistemini andırır bir ilişkinin doğruluğu değildi, resmi ilişkilerin olması gereken üslubuydu.
Acaba yanlışlıkla engellemiş olabilir mi, belli bir yaşın üzerindeki kişiler teknolojide sıkıntı yaşayabiliyor. Annem, beni, ağbimi hatta çok sevdiği kuzeninin çocuğunu kara listeye eklemişti yanlışlıkla. Nasıl yaptığını hala bilmiyoruz.Aslında çok şeker iyi biri ve cidden de yaşlı. Bir nane yemiş midir bir şey diyemem. En yapmaz dediklerim yapıyor genelde. Ama evet çok doğru benim bir suçum yok. Cidden yok yani. Hiç yazmayacaktım ama bu sefer de niye yazmadın der diye yazayım dedim. Elimde kaldı.
Sizin görüşünüz o yönde olabilir, ben de buna saygı duyarım. Ancak akademik dünyanın doğrusu o değil.Hoca öğrenci arasında kati resmi bir üslup olması gerektiğine inanmıyorum. En çok fayda gördüğüm ve halen saygı ve sevgiyle andığım hocalarım hep samimi ve öğrenci canlısı hocalardı.
Akademik dünya Türkiyeden ibaret değil neyse ki :)Sizin görüşünüz o yönde olabilir, ben de buna saygı duyarım. Ancak akademik dünyanın doğrusu o değil.
Bizim ülkemizdeki tek saygı kıstası hiyerarşi maalesef. Benim altımsa bana her türlü saygı göstermek zorunda diye bakıyorlar. Ben hocalarıma en başta şu an benim olmadığım noktada oldukları için, onların sahip olduğu donanıma sahip olmadığım için duyduğum bir saygı var zaten ama bu illa zorlayarak belli kalıplar içinde yapılıyorsa bu beni itiyor açıkcası ve akademinin de gelişmesine katkı sağlamıyor ne yazık ki bu tarz egolar.benim de akademik hayatım yurt dışında aynı sizin anlattığınız şekilde geçti iletişim açısından. inanın bu "prestij" takıntısı ve "had bildirme" durumu bizim ülkemize özgü. dünyadaki en iyi üniversitelerde eğitim almış, vermiş, bir sürü önemli pozisyonlarda bulunmuş hocalarım kantine gelip sıraya girer kahve alır, herkese defalarca teşekkür eder, asla azarlayıcı ve üstten konuşmaz; ve ülkemizde beklenilenin aksine saygı duyulduğumuzu gördüğümüz için biz de asla o saygısızlığı yapmazdık ki daha 20li yaşların başı bu anlattığım. akademisyen ne demek o zaman öğrendim. inanın saygı kazanmak ve uslup çok farklı bir şey, ne yazık ki toplumumuzda çok farklı anlaşılıyor.
Bunun çok daha katı olduğu akademik disiplinler olduğu gibi çok daha esnek olanları da var.Akademik dünya Türkiyeden ibaret değil neyse ki :)
Hasta mı acep? Yani kafadan? Ne bileyim belki herkesin kendisine aşık olduğunu düşünme gibi birtakım sanrıları vardır. Tövbe tövbe… Haklısınız ben olsam ben de üzülürdüm. Ama sorun sizde değil onda gerçekten. Ne münasebet canım başsağlığı mesajı atanı engellemekİyi akşamlar arkadaşlar. İkinci kez yüksek lisansımı yapıyorum Sevdiğim bir alandan. Tez danışmanımın bir yakını vefat ettiği için ders yapamadık. Ben de birkaç gün sonra yoğundur diye mesaj attım. Aramak istemedim belki rahatsız olur diye. Gayet saygılı bir üslupla başsağlığı diledim ve beni engellemiş. Nerde hata yaptım sizce? Yani yanlışım nerde ki? Ben mi duygusalım. Düşünceli olmak suç mu oldu bilmiyorum. Çok çok üzüldüm. Ne yapacağım şimdi. Çok soğudum birden. Verdiğim emeklere üzülüyorum.
Bayılıyorum böyle profesörlere. Benim de böyle bir hocam var, ve her zaman gelişimimi ona borç bildiğimi söylerim. Bizimle sohbet eder, saatlerce vakit ayırır, özel konularımızı bile dinler. Kendisi de çok iyi okullarda eğitim almış bir insan. Ve inanılmaz bir saygı duyuyorum.Tez danismanim alaninda cok iyi taninan, sayisiz yayini ve kitaplari bulunan bir prof.tu.Her tez gorusmemizde kendisi bana sutlu cay hazirlardi :) en cok saygi duydugum hocamdir. Gerektiginde ufak nuktelerle dokundurmayi da iyi bilirdi ama asla engellemek gibi cigliklere girecegini sanmiyorum. Egonun esiri olan akademisyen cok. Konu sahibi de okkalisina denk gelmis.
Elbette kantinde sıraya girilmeli, elbette teşekkür edilmeli.benim de akademik hayatım yurt dışında aynı sizin anlattığınız şekilde geçti iletişim açısından. inanın bu "prestij" takıntısı ve "had bildirme" durumu bizim ülkemize özgü. dünyadaki en iyi üniversitelerde eğitim almış, vermiş, bir sürü önemli pozisyonlarda bulunmuş hocalarım kantine gelip sıraya girer kahve alır, herkese defalarca teşekkür eder, asla azarlayıcı ve üstten konuşmaz; ve ülkemizde beklenilenin aksine saygı duyulduğumuzu gördüğümüz için biz de asla o saygısızlığı yapmazdık ki daha 20li yaşların başı bu anlattığım. akademisyen ne demek o zaman öğrendim. inanın saygı kazanmak ve uslup çok farklı bir şey, ne yazık ki toplumumuzda çok farklı anlaşılıyor.
Siz Türkiye2de isim yapmış üniversitedeki hocaların öğrenciyle ders dışı iletişiminin olmaması gerektiğine inanıyorsunuz.Bunun çok daha katı olduğu akademik disiplinler olduğu gibi çok daha esnek olanları da var.
Türkiye'de de özellikle taşra üniversitelerinde "öğrenci canlısı" hocalar oldukça fazla.
Burada asıl konu hizmet alan ve hizmet veren arasında olması gereken mesafe bence. Öğrenciyle samimi olmanın hiçbir pratik faydası yok ki. Hoca da öğrenci de durması gereken yeri bilmeli diye düşünüyorum.
Hayır, öyle bir inancım yok.Siz Türkiye2de isim yapmış üniversitedeki hocaların öğrenciyle ders dışı iletişiminin olmaması gerektiğine inanıyorsunuz.
Eğitim de size göre hizmet.
Hizmet almak ve vermek.
Ben profesörlerime bundan çok daha fazlası gözüyle bakıyorum açıkcası. Özellikle "öğrenci canlısı" olanlar. Emin olun onlar öğrencilerinin gözünde hizmet veren kişi değil adeta bir guru :)
Taziye mesajında kalpler emojilet yok ki. Ortada bir ölüm var üzüldüğümü belirtmişim. Bir insan bunu da egosuna yediremeyip o cenaze evinde engellemeyi dert ediyorsa ilginç gerçektenBen de üniversitede çalışıyorum hanımefendi.
Öğrencilerimize bunları da öğretiyoruz. Öğretmekteki amacımız, yarın kurum dışı bir yerde akademik bilgi, görgü ve nezaket açısından eksik değerlendirilmemeleri.
Benden en az 30 yaş büyük kendisi. Yani benim yaşımda kızı var. Evli.Kız arkadaşı falan var mı ? O görüp engellemiş olmasın ?
Yorumum sizin mesajınızla ilgili değildi.Taziye mesajında kalpler emojilet yok ki. Ortada bir ölüm var üzüldüğümü belirtmişim. Bir insan bunu da egosuna yediremeyip o cenaze evinde engellemeyi dert ediyorsa ilginç gerçekten
O da olabilir. Zira 15 dakika ders anlatıp bizden ses alamayınca hoparlörün kapalı olduğunu anlamıştı mesela.Acaba yanlışlıkla engellemiş olabilir mi, belli bir yaşın üzerindeki kişiler teknolojide sıkıntı yaşayabiliyor. Annem, beni, ağbimi hatta çok sevdiği kuzeninin çocuğunu kara listeye eklemişti yanlışlıkla. Nasıl yaptığını hala bilmiyoruz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?