Belki canınızı acıtacak birşey yaşamamışsınızdır, olabilir mi? :) Detaylı düşününce daha doğrusu konuşup kendine hatırlatınca daha çok şey vardır ama üstünü örtüyor insan, benim canımı yakanlar içimi acıtanlar sadece unutamadıklarım. Mesela kaybettiğimiz eşya değil bir bebekken bana evlerine ilk gittiğimde diğer torunları için benim oğluma almayı düşündüğüm eşyaları sormalarıydı. Orda kendimi sıkıp zorla da olsa anlatıp arabada hüngür hüngür ağlamak. Hayalini kurduğunuz bebeği daha yeni kaybetmişken planını yaptığınız şeyleri başka bir bebek için anlatmak ne kadar canınızı acıtacaktır tahmin edin. Oğlumda doğuma zaten kaybetme korkusuyla girmişken, doğumhanede oğlum geç ağlamış yanıma geç getirmişlerken çıkar çıkmaz birşey olursa diye ile başlayan cümle duymaktı canımı yakan. Ya da eşimin gözlerinin dolması mesela :) yani zaten duygusal olduğum dönemlerde kaldıramadığım ve eşimin de karşılaştırdığı benle paylaştığı şeyler bunlar, unutmuş olmamak anormal değil bence. hani yaralar iyileşse de izi kalır derler ya, o hesap belki :) bence sizin canınız yanmamış, ne güzel işte :) şu an telafi etmeye çalışıyor farkındayım, ben de gereksiz yere eski defterleri açmıyorum. İnsanım ben, bu kadarını yapabiliyorum sadece üzerini kapatıyorum. Unutmadım diye çetelesini tutuyor olsam ve eşimi dolduruyor olsam görüşmezdik galiba :)