- 27 Ekim 2016
- 635
- 335
- 103
Her zaman savunduğum şey var , evlilikte uzun süreli flörtlerde de aşk bitiyor heyecan kalmıyor elimin altında bunu elde ettim ee hayat bu muydu vs modu :-/arkadaşlar merhaba .
Uzun zamandır derdim bu .
Şu yalan dünya da eşimi çok seviyorum. Nasıl olsa bir gün öleceğiz diye sadece kırılırım oda sadece kırar .
Bir bebeğim var . Artı elime harçlık olacak bir iş le uğraşıyorum evde . Geri kalan aynı ev hanımıyım .
Bakın sıkıntım şu ki ; eşime verdiğim değerin aşkın karşılığını bulamıyorum a dostlar .
1 buçuk yıllık evliyim tamam belki çok erken ama giyim bakım makyaj konusunda kendimi hiç bozmadım . Hatta evde neler giymem ki .
Tabi bu kilo beni mahvetti. 80 kiloyum. Gelin görün ki adam beni hiç kıskanmamaya başladı ya şaka gibi. E haliyle benimde özgüvenim öyle bir düşüş yaşadı ki sittin sene toplamam gibi geliyor.
Ha bu adamın hiç mi iyi huyu yok ? Var . İyi de var kötü de .
İyisi dünya iyisi ; kötüsü kapı pencere indiren türden . Ama derdim bunlar değil ki .
Bakın farkediyorum:
1. Ben bu adamı aradıkça gün içinde daha bir rahat olmaya başladı .
2. Giydiği kıyafete karışınca ( tamamen özgüvensizlik ve kıskançlık) daha bir gıcığıma giymeye ısrar ediyor.
3. Ya ne istiyorsa yapıyorum gönlünü hoş ediyorum ama adam beni eskisi kadar düşünmemeye başladı.
4. Bir şeye kızıyorum veya kırılıyorum ya; gönül almayı şuraya koy -ne bu surat diye çıkışıyor bir de .
Kendimi çok değersiz hissediyorum be . Öyle böyle değil .
Ha çok mu kediyim ?
Kafam bir atarsa terliği kafasına onikiden atarım. Evi inletirim . Ama nadir olur genel de kedi gibi minnak minnak boynumu büker okşanmak isterim ( salaklığımı af buyurun )
Kadın ruhu onu da istiyor .
Misal bir tanığım var inanın tabiri caiz se kocasının ağzına tükürür ama gel gör ki karım karım diye dolanır ya.
Ya harbiden eşit olalım iyi olalım derken sevdiğini bu kadar belli ederken görülen bu değersizlik kaderin oyunu mu ?
Gelin hep birlikte bana yardımcı olun .
Acılarınız la üzüldüm sizinle yıllardır siz de bana çıkar yol gösterin.
Nasıl değerli olurum .?
Hadi anlatın klasik bir türk erkeğine karşı nasıl değerli olunur ? Anlatın siz de rahatlayın bende .
Öptüm sevgiler kk
bir de elmas, ben şu an bu yorumu tuzum kuru bir şekilde yazıyorum belki. okumak, eğitim görmek için hiç çabalamam gerekmedi. ailem bu konuda hep arkamdaydı.
o yüzden belki diyeceksin ki “sen rahat yetişmişsin, okumak için mücadele vermek ne demek bilemezsin, bu kadar baskıcı bir ailede büyümemişsin anlamazsın”. haklısın da. o aileye sahip olan sensin. biz sana hep “evlenmek için verdiğin mücadeleyi okumak için verirsen aileni ikna edersin” dedik, öyle yapmadın. belki haklıydın, ailen bu yapıdaydı. evlenince zaten okurum diye düşündün. belki elinden gelen bir şey yoktu, geçti bitti.
ama sen sonrasında da elinden geleni yapmadın ki. evlendikten sonra buraya açman gereken konular “össye nasıl çalışırım”, “sizce hangi bölümü tercih etsem?”, “üniversitedeki arkadaşlarımla ettiğim kavga” olması gerekirken senin bütün konuların, yorumların eş üzerineydi. “eşimi kıskanıyorum”, “eşim beni kıskanmıyor”, “eşimi nasıl etkileyebilirim, cinsel hayatımızda nasıl onu mutlu ederim”, “hamileyim” diye diye gitti konuların.
artık bir yerlerde hata yaptığını kabul etmen lazım. yani iş işten geçti çocuk çoktan doğdu ama, senin mesela önceliği kendini geliştirmeye vermen ve korunman lazımdı. korunarak olduysa da çift korunman lazımdı. anlatabiliyor muyum?
bunlar değiştiremeyeceğimiz şeyler. geçti gitti bitti. ama niye yazıyorum? bi bilinç oluşturmak için. artık bi silkelen. sende hata olduğunu fark et. bu zamana kadar mücadele vermedin ama bundan sonrası için mücadele ver. bu zamana kadar yaptığın hatalar için pişmanlık çekme ama ilerisi için daha fazla hata yapma.
çocuğunla zor olsa da oku. meslek en güzel altın bileziktir. altın bileziğini al koluna tak. çalışmana izin vermiyormuş, mücadele et. ikna et. belki kavga ederek belki huyuna giderek belki düzgünce ifade ederek anlat ama kendini güvence altına almak senin en doğal hakkın. bu hakkı sana vermiyorsa söke söke al.
allah korusun aranız şimdikinden de kötü olsa, boşanma durumuna gelseniz napacaksın? ailene güvenip boşanamazsın ki. senin ailen seni boşatmaz. senin sadece kendine güvenmen lazım. şu an elinde hiçbir şey yok. eşine kayıtsız şartsız güvenmekten başka hiçbir seçeneğin yok şu an senin. o yüzden bu kadar kafana takıyosun. o yüzden o senin dünyanın merkezi. ama böyle olmaz ki.
mehmet aslantuğ çok çok güzel bir cümle kurmuştu “kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı”
sen de bırakma. bırakmamalısın.
zaten kendine sosyal bir çevre oluşturduğun zaman eşinden ilgi alaka beklentin de azalacaktır. şu an sen bütün ilgini ona vermiş durumdasın, o yüzden yoğun bir sevgi bekliyorsun. ama başka şeylere vakit ayırsan, bir şeylere yoğunlaşsan, gezsen tozsan bu kadar bağımlı olmazsın ona. bu kadar yoğun ilgi istemezsin. hayatının merkezine onu değil kendini koyarsın.
yaşın o kadar genç ki ben çok üzülüyorum. az önce bir yorumunda bana abla diye hitap etmişsin ama ben senin ablan yaşında değilim ki. akranız.
ve benim böyle dertlerim yok. eve kapanmadım. gün sonunda bir erkek gelsin de beni sevsin diye beklemiyorum. kendime yatırım yapıyorum. bu sana haksızlık değil mi? senin yaşıtlarının en büyük derdi “sınavı nasıl geçicem, acaba mehmetle gezip tozsam sınavı yetiştirebilir miyim?” iken sen bambaşka bir hayat yaşıyorsun.
benim elimde değil deyip çekilmesine kenara. benim anam kaç yaşından sonra 3 çocukla okudu, meslek edindi, işe başladı. hiç gezip tozduğunu görmediğim insan işten edindiği arkadaşlarıyla kahvaltılara iftarlara gidiyor :)
böyle binlerce örnek varken sen gencecik yaşında mı başaramayacaksın?
burda yine konu aç ama “eşim benimle yeterince ilgilenmiyor” yerine “kendime nasıl yatırım yapabilirim” diye aç. olur mu?
hatam varsa affet ama tamamen seni düşündüğümden böyle yazdım
Biliyor musun yazın çok hoşuma gitti .bir de elmas, ben şu an bu yorumu tuzum kuru bir şekilde yazıyorum belki. okumak, eğitim görmek için hiç çabalamam gerekmedi. ailem bu konuda hep arkamdaydı.
o yüzden belki diyeceksin ki “sen rahat yetişmişsin, okumak için mücadele vermek ne demek bilemezsin, bu kadar baskıcı bir ailede büyümemişsin anlamazsın”. haklısın da. o aileye sahip olan sensin. biz sana hep “evlenmek için verdiğin mücadeleyi okumak için verirsen aileni ikna edersin” dedik, öyle yapmadın. belki haklıydın, ailen bu yapıdaydı. evlenince zaten okurum diye düşündün. belki elinden gelen bir şey yoktu, geçti bitti.
ama sen sonrasında da elinden geleni yapmadın ki. evlendikten sonra buraya açman gereken konular “össye nasıl çalışırım”, “sizce hangi bölümü tercih etsem?”, “üniversitedeki arkadaşlarımla ettiğim kavga” olması gerekirken senin bütün konuların, yorumların eş üzerineydi. “eşimi kıskanıyorum”, “eşim beni kıskanmıyor”, “eşimi nasıl etkileyebilirim, cinsel hayatımızda nasıl onu mutlu ederim”, “hamileyim” diye diye gitti konuların.
artık bir yerlerde hata yaptığını kabul etmen lazım. yani iş işten geçti çocuk çoktan doğdu ama, senin mesela önceliği kendini geliştirmeye vermen ve korunman lazımdı. korunarak olduysa da çift korunman lazımdı. anlatabiliyor muyum?
bunlar değiştiremeyeceğimiz şeyler. geçti gitti bitti. ama niye yazıyorum? bi bilinç oluşturmak için. artık bi silkelen. sende hata olduğunu fark et. bu zamana kadar mücadele vermedin ama bundan sonrası için mücadele ver. bu zamana kadar yaptığın hatalar için pişmanlık çekme ama ilerisi için daha fazla hata yapma.
çocuğunla zor olsa da oku. meslek en güzel altın bileziktir. altın bileziğini al koluna tak. çalışmana izin vermiyormuş, mücadele et. ikna et. belki kavga ederek belki huyuna giderek belki düzgünce ifade ederek anlat ama kendini güvence altına almak senin en doğal hakkın. bu hakkı sana vermiyorsa söke söke al.
allah korusun aranız şimdikinden de kötü olsa, boşanma durumuna gelseniz napacaksın? ailene güvenip boşanamazsın ki. senin ailen seni boşatmaz. senin sadece kendine güvenmen lazım. şu an elinde hiçbir şey yok. eşine kayıtsız şartsız güvenmekten başka hiçbir seçeneğin yok şu an senin. o yüzden bu kadar kafana takıyosun. o yüzden o senin dünyanın merkezi. ama böyle olmaz ki.
mehmet aslantuğ çok çok güzel bir cümle kurmuştu “kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı”
sen de bırakma. bırakmamalısın.
zaten kendine sosyal bir çevre oluşturduğun zaman eşinden ilgi alaka beklentin de azalacaktır. şu an sen bütün ilgini ona vermiş durumdasın, o yüzden yoğun bir sevgi bekliyorsun. ama başka şeylere vakit ayırsan, bir şeylere yoğunlaşsan, gezsen tozsan bu kadar bağımlı olmazsın ona. bu kadar yoğun ilgi istemezsin. hayatının merkezine onu değil kendini koyarsın.
yaşın o kadar genç ki ben çok üzülüyorum. az önce bir yorumunda bana abla diye hitap etmişsin ama ben senin ablan yaşında değilim ki. akranız.
ve benim böyle dertlerim yok. eve kapanmadım. gün sonunda bir erkek gelsin de beni sevsin diye beklemiyorum. kendime yatırım yapıyorum. bu sana haksızlık değil mi? senin yaşıtlarının en büyük derdi “sınavı nasıl geçicem, acaba mehmetle gezip tozsam sınavı yetiştirebilir miyim?” iken sen bambaşka bir hayat yaşıyorsun.
benim elimde değil deyip çekilmesine kenara. benim anam kaç yaşından sonra 3 çocukla okudu, meslek edindi, işe başladı. hiç gezip tozduğunu görmediğim insan işten edindiği arkadaşlarıyla kahvaltılara iftarlara gidiyor :)
böyle binlerce örnek varken sen gencecik yaşında mı başaramayacaksın?
burda yine konu aç ama “eşim benimle yeterince ilgilenmiyor” yerine “kendime nasıl yatırım yapabilirim” diye aç. olur mu?
hatam varsa affet ama tamamen seni düşündüğümden böyle yazdım
çok güzel yazmışsınız elinize sağlıkbir de elmas, ben şu an bu yorumu tuzum kuru bir şekilde yazıyorum belki. okumak, eğitim görmek için hiç çabalamam gerekmedi. ailem bu konuda hep arkamdaydı.
o yüzden belki diyeceksin ki “sen rahat yetişmişsin, okumak için mücadele vermek ne demek bilemezsin, bu kadar baskıcı bir ailede büyümemişsin anlamazsın”. haklısın da. o aileye sahip olan sensin. biz sana hep “evlenmek için verdiğin mücadeleyi okumak için verirsen aileni ikna edersin” dedik, öyle yapmadın. belki haklıydın, ailen bu yapıdaydı. evlenince zaten okurum diye düşündün. belki elinden gelen bir şey yoktu, geçti bitti.
ama sen sonrasında da elinden geleni yapmadın ki. evlendikten sonra buraya açman gereken konular “össye nasıl çalışırım”, “sizce hangi bölümü tercih etsem?”, “üniversitedeki arkadaşlarımla ettiğim kavga” olması gerekirken senin bütün konuların, yorumların eş üzerineydi. “eşimi kıskanıyorum”, “eşim beni kıskanmıyor”, “eşimi nasıl etkileyebilirim, cinsel hayatımızda nasıl onu mutlu ederim”, “hamileyim” diye diye gitti konuların.
artık bir yerlerde hata yaptığını kabul etmen lazım. yani iş işten geçti çocuk çoktan doğdu ama, senin mesela önceliği kendini geliştirmeye vermen ve korunman lazımdı. korunarak olduysa da çift korunman lazımdı. anlatabiliyor muyum?
bunlar değiştiremeyeceğimiz şeyler. geçti gitti bitti. ama niye yazıyorum? bi bilinç oluşturmak için. artık bi silkelen. sende hata olduğunu fark et. bu zamana kadar mücadele vermedin ama bundan sonrası için mücadele ver. bu zamana kadar yaptığın hatalar için pişmanlık çekme ama ilerisi için daha fazla hata yapma.
çocuğunla zor olsa da oku. meslek en güzel altın bileziktir. altın bileziğini al koluna tak. çalışmana izin vermiyormuş, mücadele et. ikna et. belki kavga ederek belki huyuna giderek belki düzgünce ifade ederek anlat ama kendini güvence altına almak senin en doğal hakkın. bu hakkı sana vermiyorsa söke söke al.
allah korusun aranız şimdikinden de kötü olsa, boşanma durumuna gelseniz napacaksın? ailene güvenip boşanamazsın ki. senin ailen seni boşatmaz. senin sadece kendine güvenmen lazım. şu an elinde hiçbir şey yok. eşine kayıtsız şartsız güvenmekten başka hiçbir seçeneğin yok şu an senin. o yüzden bu kadar kafana takıyosun. o yüzden o senin dünyanın merkezi. ama böyle olmaz ki.
mehmet aslantuğ çok çok güzel bir cümle kurmuştu “kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı”
sen de bırakma. bırakmamalısın.
zaten kendine sosyal bir çevre oluşturduğun zaman eşinden ilgi alaka beklentin de azalacaktır. şu an sen bütün ilgini ona vermiş durumdasın, o yüzden yoğun bir sevgi bekliyorsun. ama başka şeylere vakit ayırsan, bir şeylere yoğunlaşsan, gezsen tozsan bu kadar bağımlı olmazsın ona. bu kadar yoğun ilgi istemezsin. hayatının merkezine onu değil kendini koyarsın.
yaşın o kadar genç ki ben çok üzülüyorum. az önce bir yorumunda bana abla diye hitap etmişsin ama ben senin ablan yaşında değilim ki. akranız.
ve benim böyle dertlerim yok. eve kapanmadım. gün sonunda bir erkek gelsin de beni sevsin diye beklemiyorum. kendime yatırım yapıyorum. bu sana haksızlık değil mi? senin yaşıtlarının en büyük derdi “sınavı nasıl geçicem, acaba mehmetle gezip tozsam sınavı yetiştirebilir miyim?” iken sen bambaşka bir hayat yaşıyorsun.
benim elimde değil deyip çekilmesine kenara. benim anam kaç yaşından sonra 3 çocukla okudu, meslek edindi, işe başladı. hiç gezip tozduğunu görmediğim insan işten edindiği arkadaşlarıyla kahvaltılara iftarlara gidiyor :)
böyle binlerce örnek varken sen gencecik yaşında mı başaramayacaksın?
burda yine konu aç ama “eşim benimle yeterince ilgilenmiyor” yerine “kendime nasıl yatırım yapabilirim” diye aç. olur mu?
hatam varsa affet ama tamamen seni düşündüğümden böyle yazdım
Erkekler neye değer verileceğini bilmezler.arkadaşlar merhaba .
Uzun zamandır derdim bu .
Şu yalan dünya da eşimi çok seviyorum. Nasıl olsa bir gün öleceğiz diye sadece kırılırım oda sadece kırar .
Bir bebeğim var . Artı elime harçlık olacak bir iş le uğraşıyorum evde . Geri kalan aynı ev hanımıyım .
Bakın sıkıntım şu ki ; eşime verdiğim değerin aşkın karşılığını bulamıyorum a dostlar .
1 buçuk yıllık evliyim tamam belki çok erken ama giyim bakım makyaj konusunda kendimi hiç bozmadım . Hatta evde neler giymem ki .
Tabi bu kilo beni mahvetti. 80 kiloyum. Gelin görün ki adam beni hiç kıskanmamaya başladı ya şaka gibi. E haliyle benimde özgüvenim öyle bir düşüş yaşadı ki sittin sene toplamam gibi geliyor.
Ha bu adamın hiç mi iyi huyu yok ? Var . İyi de var kötü de .
İyisi dünya iyisi ; kötüsü kapı pencere indiren türden . Ama derdim bunlar değil ki .
Bakın farkediyorum:
1. Ben bu adamı aradıkça gün içinde daha bir rahat olmaya başladı .
2. Giydiği kıyafete karışınca ( tamamen özgüvensizlik ve kıskançlık) daha bir gıcığıma giymeye ısrar ediyor.
3. Ya ne istiyorsa yapıyorum gönlünü hoş ediyorum ama adam beni eskisi kadar düşünmemeye başladı.
4. Bir şeye kızıyorum veya kırılıyorum ya; gönül almayı şuraya koy -ne bu surat diye çıkışıyor bir de .
Kendimi çok değersiz hissediyorum be . Öyle böyle değil .
Ha çok mu kediyim ?
Kafam bir atarsa terliği kafasına onikiden atarım. Evi inletirim . Ama nadir olur genel de kedi gibi minnak minnak boynumu büker okşanmak isterim ( salaklığımı af buyurun )
Kadın ruhu onu da istiyor .
Misal bir tanığım var inanın tabiri caiz se kocasının ağzına tükürür ama gel gör ki karım karım diye dolanır ya.
Ya harbiden eşit olalım iyi olalım derken sevdiğini bu kadar belli ederken görülen bu değersizlik kaderin oyunu mu ?
Gelin hep birlikte bana yardımcı olun .
Acılarınız la üzüldüm sizinle yıllardır siz de bana çıkar yol gösterin.
Nasıl değerli olurum .?
Hadi anlatın klasik bir türk erkeğine karşı nasıl değerli olunur ? Anlatın siz de rahatlayın bende .
Öptüm sevgiler kk
sizinki sevgi değil bağımlılıkBiliyor musun yazın çok hoşuma gitti .
Ve abla lafı için pardon :) ben kk da herkezi benden büyük sanıyorum da :)
Evet doğru olanı yazdın her kelimene katılıyorum. Ama bir şeye katılamıyorum üzülerek . Ben okumak için çok mücadele ettim . Ta ilk okulda ilerde olumayacağımı biliyordum. Ve bile bile SBS sınavımı büyük bir puanla bitirdim . Hayalim de ingiliZce öğretmenliğiydi . Hala aksanım yakındır ağzım döner yani:)
Hadi şimdi okudum çalışamam canım . Sadece eşim değil ki ailem de izin vermez . Ben bunu aklımdan çıkardım . Ha ne olur du ? Çocuk olmasaydı şimdiye çoktan kadın aktivite merkezinde elime belgemi alırdım . Yine yapardım bişeyler . Yapmam lazım biliyorum. Çevrem YÖK arkadaşım YÖK. Kaldı ki şu anda buna zamanımda YÖK. Evet bütün hayatımı eşime endeksledim . Çünkü aslında bu kadar vaktim yokken kafam hep onda . Ha o beni bu kadar seviyor mudur düşünüyor mudur sanmam . Laf ta seni beni solda bırakır . Aslında o kaçar. Bunu da anlarım . Nasıl ilgilenir eder yarım saat sonra hop kendini bir çeker . Tabi ben sazan hemen atlarım bir tripler bir isyanlar . Sanki arabesk rap yapıyorum.
Kurtulmam lazım biliyorum. Bu yüzden burdayım
çalışamam canım . Sadece eşim değil ki ailem de izin vermez . Ben bunu aklımdan çıkardım .
açıkçası bu cevaptan sonra benim de umudum kalmadı :/çok güzel yazmışsınız elinize sağlık
ancak konu sahibinin verdiği cevaplara dayanarak maalesef hiç ışık göremiyorum
söylenenleri ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor
daha önceki tavsiyelere kulaklarını tikamis ama umarım bu kez dikkate alir
Esit olma mevzuu heryerde calismiyo bence:))) yada anladigim turden degil.arkadaşlar merhaba .
Uzun zamandır derdim bu .
Şu yalan dünya da eşimi çok seviyorum. Nasıl olsa bir gün öleceğiz diye sadece kırılırım oda sadece kırar .
Bir bebeğim var . Artı elime harçlık olacak bir iş le uğraşıyorum evde . Geri kalan aynı ev hanımıyım .
Bakın sıkıntım şu ki ; eşime verdiğim değerin aşkın karşılığını bulamıyorum a dostlar .
1 buçuk yıllık evliyim tamam belki çok erken ama giyim bakım makyaj konusunda kendimi hiç bozmadım . Hatta evde neler giymem ki .
Tabi bu kilo beni mahvetti. 80 kiloyum. Gelin görün ki adam beni hiç kıskanmamaya başladı ya şaka gibi. E haliyle benimde özgüvenim öyle bir düşüş yaşadı ki sittin sene toplamam gibi geliyor.
Ha bu adamın hiç mi iyi huyu yok ? Var . İyi de var kötü de .
İyisi dünya iyisi ; kötüsü kapı pencere indiren türden . Ama derdim bunlar değil ki .
Bakın farkediyorum:
1. Ben bu adamı aradıkça gün içinde daha bir rahat olmaya başladı .
2. Giydiği kıyafete karışınca ( tamamen özgüvensizlik ve kıskançlık) daha bir gıcığıma giymeye ısrar ediyor.
3. Ya ne istiyorsa yapıyorum gönlünü hoş ediyorum ama adam beni eskisi kadar düşünmemeye başladı.
4. Bir şeye kızıyorum veya kırılıyorum ya; gönül almayı şuraya koy -ne bu surat diye çıkışıyor bir de .
Kendimi çok değersiz hissediyorum be . Öyle böyle değil .
Ha çok mu kediyim ?
Kafam bir atarsa terliği kafasına onikiden atarım. Evi inletirim . Ama nadir olur genel de kedi gibi minnak minnak boynumu büker okşanmak isterim ( salaklığımı af buyurun )
Kadın ruhu onu da istiyor .
Misal bir tanığım var inanın tabiri caiz se kocasının ağzına tükürür ama gel gör ki karım karım diye dolanır ya.
Ya harbiden eşit olalım iyi olalım derken sevdiğini bu kadar belli ederken görülen bu değersizlik kaderin oyunu mu ?
Gelin hep birlikte bana yardımcı olun .
Acılarınız la üzüldüm sizinle yıllardır siz de bana çıkar yol gösterin.
Nasıl değerli olurum .?
Hadi anlatın klasik bir türk erkeğine karşı nasıl değerli olunur ? Anlatın siz de rahatlayın bende .
Öptüm sevgiler kk
Eşin de ailen de karışamaz ki sana canım, reşit bir bireysin sen. Düşünüyorum da ben okuyup atanacağım ve bana izin verilmeyecek! Yakarım gemileri, basar giderim. Özgürlüğüm her şeyden değerlidir. Önce ben gelirim, sonra hayatımdaki diğer kişiler! Sen böyle olmadığın için eşin de sana bu şekilde davranıyor olabilir mi acaba?Biliyor musun yazın çok hoşuma gitti .
Ve abla lafı için pardon :) ben kk da herkezi benden büyük sanıyorum da :)
Evet doğru olanı yazdın her kelimene katılıyorum. Ama bir şeye katılamıyorum üzülerek . Ben okumak için çok mücadele ettim . Ta ilk okulda ilerde olumayacağımı biliyordum. Ve bile bile SBS sınavımı büyük bir puanla bitirdim . Hayalim de ingiliZce öğretmenliğiydi . Hala aksanım yakındır ağzım döner yani:)
Hadi şimdi okudum çalışamam canım . Sadece eşim değil ki ailem de izin vermez . Ben bunu aklımdan çıkardım . Ha ne olur du ? Çocuk olmasaydı şimdiye çoktan kadın aktivite merkezinde elime belgemi alırdım . Yine yapardım bişeyler . Yapmam lazım biliyorum. Çevrem YÖK arkadaşım YÖK. Kaldı ki şu anda buna zamanımda YÖK. Evet bütün hayatımı eşime endeksledim . Çünkü aslında bu kadar vaktim yokken kafam hep onda . Ha o beni bu kadar seviyor mudur düşünüyor mudur sanmam . Laf ta seni beni solda bırakır . Aslında o kaçar. Bunu da anlarım . Nasıl ilgilenir eder yarım saat sonra hop kendini bir çeker . Tabi ben sazan hemen atlarım bir tripler bir isyanlar . Sanki arabesk rap yapıyorum.
Kurtulmam lazım biliyorum. Bu yüzden burdayım
OKB hastası mısın, ne demek ölümler arttı diye kocama daha cok bağlanıyorum...Şu an bunları okuyor olmam bile üzücü . Aksine de çevremde ölümler çok arttı. Ve bu beni sevdiğim adama daha çok düşürdü kızlar
Ne demek çalıştırmazlar? Zincire mi vuracaklar sen çalışmaya başlasan?Biliyor musun yazın çok hoşuma gitti .
Ve abla lafı için pardon :) ben kk da herkezi benden büyük sanıyorum da :)
Evet doğru olanı yazdın her kelimene katılıyorum. Ama bir şeye katılamıyorum üzülerek . Ben okumak için çok mücadele ettim . Ta ilk okulda ilerde olumayacağımı biliyordum. Ve bile bile SBS sınavımı büyük bir puanla bitirdim . Hayalim de ingiliZce öğretmenliğiydi . Hala aksanım yakındır ağzım döner yani:)
Hadi şimdi okudum çalışamam canım . Sadece eşim değil ki ailem de izin vermez . Ben bunu aklımdan çıkardım . Ha ne olur du ? Çocuk olmasaydı şimdiye çoktan kadın aktivite merkezinde elime belgemi alırdım . Yine yapardım bişeyler . Yapmam lazım biliyorum. Çevrem YÖK arkadaşım YÖK. Kaldı ki şu anda buna zamanımda YÖK. Evet bütün hayatımı eşime endeksledim . Çünkü aslında bu kadar vaktim yokken kafam hep onda . Ha o beni bu kadar seviyor mudur düşünüyor mudur sanmam . Laf ta seni beni solda bırakır . Aslında o kaçar. Bunu da anlarım . Nasıl ilgilenir eder yarım saat sonra hop kendini bir çeker . Tabi ben sazan hemen atlarım bir tripler bir isyanlar . Sanki arabesk rap yapıyorum.
Kurtulmam lazım biliyorum. Bu yüzden burdayım
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?