Ben size bir mesaj daha yazmıştım bu mesajımdan önce, sanırım görmediniz. Sorun değil tekrar yazarım, orada size bir soru sordum, o soruya vereceğiniz cevap benim için önemli. Ben size siz bu ibareyi kullandınız demedim ama kullanan o kadar çok insan var ki. Ve burayı okuyan da çok insan var.
Ihtimaller uzerine hayatimizi planlayamayizki,oyle bir durumda basimizin caresine bakariz ,boy ll e hayatmi gecer yahuKocalarınızın başına bir şey gelmesin dua edin.
Biz çalışıp hayatımızı kazanmaktan bahsederken hayatımız kimseye endeksli olmasın diyoruz.
Ya koca işsiz kalırsa?
Ya çalışamayacak hale gelirse?
Ya ölürse?
Ya boşanırsanız?
Ya ya ya...
Zibilyon tane ihtimal var. Kaldınız mı çocukla beraber güvencesiz, beş parasız ortalıkta...
Sigorta? Maaş? Güvence? Pardon koca bunları sağlayamayacaksa evlenmesin değil mi?
Bu garantili kocalar nerede üretiliyor ki ilişkinin son kullanma tarihi sizin ölümünüz?
Bizimki gibi olmayan toplumlarda hayır. Bireyler zaten saygı görmüyor, kadınlar birey olarak kaale bile alınmıyor.
Kadın-erkek eşitliğinin olmadığı Türkiye, İran vb toplumlara bakın kadınlar ya zorla arka planda ya da sindirildikleri için kendi istekleriyle arka planda. Bu arka planda olma kafasını arkada bırakması gerek kadınların.
Bizim toplumumuzda kadınlar eşit olacaklarsa söke söke alacaklar. Dilenmeyle, talep etmeyle hak alınmaz. Hak ve özgğrlükler ancak çabayla alınır, bedavaya gelenlerin içi boştur.
Toplumumuzda kadın 2. sınıf. Bunu kırmak gerek. Toplumda
Doktora mezunu kadın : az
Gelir getiren rekabetçi işler yapan kadın : az
Mecliste kadın : az ; ekonomi, dışişleri gibi önemli bakanlıklar kadınlara verilmiyor.
Maddiyatta, kariyerde kendine güvenen kadın daha da az.
İyi işler erkek hegomonyasında, az sayıda kadın çalışan da tacize uğruyor.
Teraziyi önce burda çevirmek gerek. Kadınlar artık toplumda 2. sınıf olmak istemiyorlarsa daha dişli olacaklar.
Sıkıntı şu ki kadınlarımız tembel. Bu gidişe dur demek mi yoksa çalışmak mı alınteri akıtmak mı dendiğinde kadınlar evlenince nasılsa kocam bakacağı seçiyor. Varolmak için çabalamaktansa tembellik daha kolay geliyor.
Söylediklerimi başka yere hiç çekmeyin ne yazdığımı çok iyi anladınız. Okuyan herkes de anladı. Ömrüm yettiğince mühendislikte kadınların önünü açıcam, 2 değil 5 çocuğum olsa da benim çektiklerimi diğer insanlar çekmesin diye elimden geleni yapıcam.
"Eşim bana bakmak zorunda, çünkü ben onun hayat arkadaşıyım, çoucklarımda biricik evlatlarıdır." demişsiniz. Allah korusun eşiniz çalışamayacak duruma geldi veya vefat etti, siz de biricik evlatlarınızla eşsiz kaldınız. Hayat bu, erken yaşta göçüp gidebilir. Bu durumda ne olacak peki? Burada insanlar kadının çalışmasını savunurken birçok açıdan bu durumu değerlendirerek bunu savunuyorlar. Tercihler yapılırken hayatta başa gelebilecek olumsuz şeyleri de göz önünde bulundurmak lazım. 35-40 yaşından sonra iş bulmak hele ki bir kadın için çok zor, gençler için bile bu kadar zorken... Bulunur, bulunmaz değil ama hayat standartları ne olacak? Hadi sizde biraz tecrübe var, eğitim var. Biz istiyoruz ki genç kızlarımız nasıl olsa kocam ya da ailem bana bakmak zorunda diye düşünüp de eğitimlerine devam etmemeyi tercih etmesinler. Şimdi sizin karşınızda lise eğitimini tamamlamış bir genç kız olsa ve üniversite okuyup okumama, çalışıp çalışmama konusunda kararsız kalmış olsa ve gelse size sorsa, ona ne dersiniz? Eğer bir kadın kendine güveniyorsa, çok geniş açılı düşünebiliyorsa, bu hayatta 35 yaşında eşi vefat etse ve kendisi 2 küçük çocukla kalsa, başına öyle bir durum gelecek olursa hemen toparlanıp çocukları için çalışmayı göze alabiliyorsa, hemen ayağa kalkabilecek gücü varsa tamam, çalışmamayı tercih etsin. Eğer ki bu kadının çözümü, eşim vefat etti, çocuklarım da var, bize bakacak birini bulup yeniden evleneyim kafasındaysa ben bu klavyede iki kelime daha yazmak için kendimi yormam.Yorumlarıma dikkat ederseniz hiç birinde
kadın evde oturmalı ibaresini kullanmadım. Kadın üretmeli ama işe gitmiyor diye yagırganmamalı.
"Eşim bana bakmak zorunda, çünkü ben onun hayat arkadaşıyım, çoucklarımda biricik evlatlarıdır." demişsiniz. Allah korusun eşiniz çalışamayacak duruma geldi veya vefat etti, siz de biricik evlatlarınızla eşsiz kaldınız. Hayat bu, erken yaşta göçüp gidebilir. Bu durumda ne olacak peki? Burada insanlar kadının çalışmasını savunurken birçok açıdan bu durumu değerlendirerek bunu savunuyorlar. Tercihler yapılırken hayatta başa gelebilecek olumsuz şeyleri de göz önünde bulundurmak lazım. 35-40 yaşından sonra iş bulmak hele ki bir kadın için çok zor, gençler için bile bu kadar zorken... Bulunur, bulunmaz değil ama hayat standartları ne olacak? Hadi sizde biraz tecrübe var, eğitim var. Biz istiyoruz ki genç kızlarımız nasıl olsa kocam ya da ailem bana bakmak zorunda diye düşünüp de eğitimlerine devam etmemeyi tercih etmesinler. Şimdi sizin karşınızda lise eğitimini tamamlamış bir genç kız olsa ve üniversite okuyup okumama, çalışıp çalışmama konusunda kararsız kalmış olsa ve gelse size sorsa, ona ne dersiniz? Eğer bir kadın kendine güveniyorsa, çok geniş açılı düşünebiliyorsa, bu hayatta 35 yaşında eşi vefat etse ve kendisi 2 küçük çocukla kalsa, başına öyle bir durum gelecek olursa hemen toparlanıp çocukları için çalışmayı göze alabiliyorsa, hemen ayağa kalkabilecek gücü varsa tamam, çalışmamayı tercih etsin. Eğer ki bu kadının çözümü, eşim vefat etti, çocuklarım da var, bize bakacak birini bulup yeniden evleneyim kafasındaysa ben bu klavyede iki kelime daha yazmak için kendimi yormam.Zahmet olmayacaksa tekrar alayım soruyu
Yatmaktan kastınız nedir.? Konuyu tam okursanız sadece işe gitmek için erken kalkmadığımı göreceksiniz. Onun dışında sürekli çalışıyorum. Bana göre çalışmak para kazanmaktan ibaret değil, topluma faydalı olmakt8r
Bunların hepsi taktir-i ilahidir. Kimse başına ne gelecek bilemez. Temkinli olmalı fakat tamamen olumsuza endekslenmemeli. Ben mesleğim varken okuyorum, bunun icin okuyorum zaten.
Ihtimaller uzerine hayatimizi planlayamayizki,oyle bir durumda basimizin caresine bakariz ,boy ll e hayatmi gecer yahu
Boşuna mı okudun o kadar diyorlar dimi :))Ben çalışanları yadırgamıyorum zaten. Bakın bende çalıştım ve mezuniyetim olmasına rağmen hala okuyorum. Elbetteki meslek olmalı, insan herşeyden önce kendini geliştirmeli. Ama netice itibariyle şuan ev hanımıyım ve yadırganmak istemiyorum
Yaptığı yemek, temizlik sadece kendi aile bireylerine fayda sağlayan faaliyetler. Topluma fayda bunun neresinde? Mahalleyi doyurmuyor ki. Doyuruyorsa ayrı konu.Kusura bakmayın ben yemek yapmak işe temizliği üretmek olarak görmüyorum. Toplasam 3-4 saat sürecek olay ile eşimin sabahın köründe gidip saatlerce yorulduğu olayı bir tutamam. Ama benim düşüncem tabi. Sizinkine de sayıı duyarım
E tabi canim orasi oyle am rahat 9-10 sene calismamk demek oluyor bu. O kadar ara verdikten sonra insan zaten isindeki degisimleri yakalayamaz bu sartlarda is bulmakta skinti olur. Ben simdi coluk cocuk yokken gece gunduz calisiyorum.Dogmamis cocugum icin gelecek olusturuyorum. Cocuk olunca hem kolej parasini hemde diger ihtiyaclari katsilayabilecek duzeyde olurum insallah. Hemde onun her aniba ortak olmus olurum. Tabi is hayatndanda tamamen uzaklasmam belki evden danismanlik filan gun de 2-3 saatKüçük yaşlar için bende senin gibi düşünüyorum Pelin . Ama çocuklar okula başladığında zaten çalışmaya alışkın bir kadın evde oturamıyor. Kaliteli yaşam standartı , iyi bir eğitim şart çocuklara. Onlar okulda, bende gezme geçeceğime çalışıp çocuğumu koleje göndereyim diyorsun zaten.
Amaan cherry kime diyorsun bunlari. Burda "esim sinirlendi, tokat atti" gibi konularda "eh sende dirdir ediyorsun" yada daha klasik "isten dolayi streslidir o" gibi cevaplar geliyor. Ve halen evlenirken kv'delerinden seksi don almasini bekleyen kadinlar bu cherry. Sonrada gelmisin kadin-erkek esitliginden bahs ediyorsun.
Gercekten azimine hayranim fakat bosuna enerjini harciyorsun cherry'im. Asla anlamazlar bizi.
su kadar net konusayım kesınlıkle ev hanımı olmak zor zanaat. neden mı cunkuuu ızındeyken daha ıyı anladım calısan bayanın ev ısı vs konusunda bı bahanesı vardır hep. mesela ben cok yogunum yapamıorum sunu bunu dıorum yada ertelıyorum ama ev hanımı evde dıye butun ısler tıkırında gıtme zorunlulugu var ınsaların gozunde. yapmazsan evın dagınıksa pasaklı damgasını yersın alım allah. zor zor ev hanımlıgı daha zorMerhabalar ben üniversiye ve 6 yıllık kariyerden sonra ev hanımı olup çocuklarıma bakmayı tercih edenlerdenim. Elbetteki tercihimi çalışmaktan yana kullanabilirdim ama çocuklarımı kimseye teslim etmek istemedim. Varsın bir oyuncakları olsun ama anneleriyle oynasınlar. Varsın bir alışverişte et almayalım fakat yorgun bir anne ile olmasınlar. Hep ilk eğitimi benden alsınlar istedim. Şuan büyük 3,5 küçük 2,5 yaşında. Bende vakit değerlendirmek ve daha çok ilim için 2. üniversite tercihimi kullanıyorum. Belki oğullarımı okula gönderince çalışabilirim, bu benim tercihim. Eşim asla ve asla karışmaz bu konuya. Asıl konuya dönecek olursak; ben toplumumuzdaki ev hanımına bakış açısını anlayamıyorum. Çalışan hanım güçlü ve ayakta ama! ev hanımı yatıyor modundalar. Niyetim karşılaştırma yapmak değil, bana göre çalışanda, ev hanımıda değerlidir. Çünkü en önemlisi bizim, hepimizin güçlü bireyler olmamızdır. Eşim bana bakmak zorunda, çünkü ben onun hayat arkadaşıyım, çoucklarımda biricik evlatlarıdır. Toplumumuzdaki bu eş eline bakma meselesi yüzünden ara sıra eşime karşı hatalarım olmuştur. Ama sağolsun hep 'ben parayı kendim için değil, sizin için kazanıyorum' der. Yani biz yoksak hayatını bir şekilde zaten idame ettirir, onca yıl okuyup emek vermesine gerek yokki. Yapmayın hanımlar! Ev hanımlarını sadece dedikodu yapıp, totosunu devirip yatan hanımlar olarak görmeyin. Çalışma hayatınıda ev hanımlığınıda tatmış biri olarak, toplumumuzdaki çifte standartı kınıyorum.
Benim annem keşke çalışsam diyor en azından kıçımın üstüne otururdum biraz der hep :)) 3-4 saat mi? :)Kusura bakmayın ben yemek yapmak işe temizliği üretmek olarak görmüyorum. Toplasam 3-4 saat sürecek olay ile eşimin sabahın köründe gidip saatlerce yorulduğu olayı bir tutamam. Ama benim düşüncem tabi. Sizinkine de sayıı duyarım
"Eşim bana bakmak zorunda, çünkü ben onun hayat arkadaşıyım, çoucklarımda biricik evlatlarıdır." demişsiniz. Allah korusun eşiniz çalışamayacak duruma geldi veya vefat etti, siz de biricik evlatlarınızla eşsiz kaldınız. Hayat bu, erken yaşta göçüp gidebilir. Bu durumda ne olacak peki? Burada insanlar kadının çalışmasını savunurken birçok açıdan bu durumu değerlendirerek bunu savunuyorlar. Tercihler yapılırken hayatta başa gelebilecek olumsuz şeyleri de göz önünde bulundurmak lazım. 35-40 yaşından sonra iş bulmak hele ki bir kadın için çok zor, gençler için bile bu kadar zorken... Bulunur, bulunmaz değil ama hayat standartları ne olacak? Hadi sizde biraz tecrübe var, eğitim var. Biz istiyoruz ki genç kızlarımız nasıl olsa kocam ya da ailem bana bakmak zorunda diye düşünüp de eğitimlerine devam etmemeyi tercih etmesinler. Şimdi sizin karşınızda lise eğitimini tamamlamış bir genç kız olsa ve üniversite okuyup okumama, çalışıp çalışmama konusunda kararsız kal
mış olsa ve gelse size sorsa, ona ne dersiniz? Eğer bir kadın kendine güveniyorsa, çok geniş açılı düşünebiliyorsa, bu hayatta 35 yaşında eşi vefat etse ve kendisi 2 küçük çocukla kalsa, başına öyle bir durum gelecek olursa hemen toparlanıp çocukları için çalışmayı göze alabiliyorsa, hemen ayağa kalkabilecek gücü varsa tamam, çalışmamayı tercih etsin. Eğer ki bu kadının çözümü, eşim vefat etti, çocuklarım da var, bize bakacak birini bulup yeniden evleneyim kafasındaysa ben bu klavyede iki kelime daha yazmak için kendimi yormam.
Not: Eşim bakmak zorunda dediğiniz için boşanma durumunu söylemedim çünkü boşanma durumunu söylesem bu defa nafaka vererek bakmak zorunda şeklinde bir görüş beyan edilebilir.
Sorumu sadece merak ettiğim için sordum fakat lütfen takdir-i ilahi demeyin rica ediyorum, başınıza geldiğini varsayarak cevap verirseniz sevinirim. Takdir-i ilahidir, hayatın ne getireceği belli olmaz tarzı cevaplar tam kaçış cevaplarıdır çünkü.
Benim annem keşke çalışsam diyor en azından kıçımın üstüne otururdum biraz der hep :)) 3-4 saat mi? :)Kusura bakmayın ben yemek yapmak işe temizliği üretmek olarak görmüyorum. Toplasam 3-4 saat sürecek olay ile eşimin sabahın köründe gidip saatlerce yorulduğu olayı bir tutamam. Ama benim düşüncem tabi. Sizinkine de sayıı duyarım
Benim annem keşke çalışsam diyor en azından kıçımın üstüne otururdum biraz der hep :)) 3-4 saat mi? :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?