Evlilik nasıl bir duygu:)


bazıları neden el üstünde tutuluyo farkı ne bizden sence? bakıyorum afedersin mahallede kaşar dedikleri kızlar şuan preses gibi sanki bilmiyoruz geçmişini ama değer görüyo el üstünde ve resmen rüyasında görmediği hayatı yaşıyo anlayamadım bu tezatlığı:26:
 
İnan bende anlamıyorum bak bütün ailesi beni çok sever kıymetimi bilirler bende aynı şekilde ama eşim pireyi deve yapar ama ben hatamı biliyorum ona olan sevgimi hep dile getirdim vazgeçilmezim olduğunu onu herşeyden çok sevdiğimi hep söyledim o da şımardı kavga ediyoruz ben hep alttan alıyorum kadın olan benim ama naz yapan kendini ağırdan satan yatak ayıran hep o (ilk yaptığında yaptığın fedakarlıklar gözüne gelmiyo ama artık insan doluyo belli bi seviyeden sonra senn de ni şey yapasın gelmiyo bu evlilik için li ben şu an o moddayım
 
Doğru insanı bulursanız evlilik bu dünyadaki cennetinizdir.
 
benim için sevgililik gibi.
o varsa her şey anlamlı oluyor.
hep tatlı bir heyecan içindesin.
küssen barışacağını bilmene rağmen kaybetme korkusu hissediyorsun.
gün içinde bile özlüyorsun, öğle yemeklerinde buluşmak için dakika sayıyorsun.
sevgin katlanarak artıyor işte.

21 yaşında evlendim ben, daha bile önce evlensem olurmuş

(işin içine çocuk girince nolur bilmiyorum tabi)
 

kendi yaptığımdan yola çıkarak yazarsam:
kirli donlarını söylersin makinenin içine kendi atıverir.
tuvaleti sırayla temizlersiniz, ya da sen de ona lavabo giderlerindeki kılları temizleme görevini paslarsın bence o daha iğrenç.
her gün önüne yemek koymak gibi bi zorunluluğun yok, beraber girersiniz mutfağa elinizden ne geliyosa ikiniz yaparsınız. (ya da benim gibi bişey yapamıyormuş ayağına yatarak yemek işinden kurtulursun )
sen o kadar yorgunken hala senden hizmet bekleyecek biriyle evlenme zaten

çocuk konusunda katılıyorum, hiç çocukla uğraşasım gelmeyecekmiş gibi geliyor.
hayatı evlilik çevresinde düzenlemek yanlış bana göre. hayatta beraber yürümek bence evlilik. destek değil köstek oluyorsa bence evlilik işlevinden uzaklaşmış demektir.
 
Hayat gibi..
İnisleri de var cikislari da.
Seni ölümden koruyan su yarin bogabilir.
Seni isitan ates yarin yakabilir.
Bugun mutluysan yarin gozun cikana kadar aglayabilirsin de.
Ama tum bunlar olurken yaninda senden bir parca, dost bi gun anne bi gun baba abi abla olan biri olur.
Ya da derdine dert katar.
Hepsi hayatin cilvesi ve Allahin imtihani.
Rabbim herkese mutluluk ve huzur versin.
İmtihandaki kardeslerimize de sabir..
 


doğru söylemişsin alkışlıyorum
 

Bu konu hakkında 200 sayfalık kitap yazacak kadar doluyum sanırım. Tamamını mümkün değil buraya yazamam ama bir kısmını karalamak istiyorum.

"evlenince değişti" olayının temeli bence erkeği "amaca ulaşana kadar çile çeken" adama çevirmektir. O ayıya dayı dediği zamanlarda adamlara bir dolu sözler verdirtiliyor, içlerinden gelmediği halde ilgili rolleri yaptırılıyor... hem erkeğin ilgi kredisini bitiriyor, hem eşinden beklentisi yükseldikçe yükseliyor, hem de o "istemeden verdiği" sözler evlendikten sonra hatırlatılarak sinirleri bozuluyor(geçen burada bacımın biri "önceden söz verdin" diye zorla kocasını namaza başlatmaya çalışıyordu). daha da ötesi "başarmak"(burada evlilik-cinsellik) fiilinin ilk sonucu "değer kaybıdır". kimse zaten kazandığı bir madalya için aynı çabayı sürdüremez. Sonuç; erkek değişti, ilgisini kaybetti, hatta "bu muydu yani?" psikolojisi ile normalinden daha kötü biri haline geldi.

O "kaşar" denilen kızların evde eşlerine nasıl davrandıkları hakkında biraz fikriniz olsaydı muhtemelen "niye onlar el üstünde tutuluyor?" sormazdınız(tabiki düzgün karakterli bir erkekle evli olmak şartıyla). Adama şu yukarıdaki "süründürme" sürecini çektirmedikleri gibi bu kızlar evde/yatakta/sokakta daha rahattır, daha eğlencelidir. Ve en önemlisi her yerde/zamanda gurur yapmadan erkeğini onure edebilirler. Zaten evlenirken eşinden beklentisi fazla olmayan adam, erkekler zihniyetine göre böyle muhteşem bir muameleyle karşılaştığında da kadını imkanları elverdiği ölçüde mutlu eder. Daha da önemlisi mutlu etmek için çaba harcar.
 

O kızlar senin gibi dar bir bakış açısıyla düşünen insanlarla değil de; hayattan tat almayı bilen, geçmişe değil şimdiye ve olası geleceğe umutla bakan erkeklerle karşılaşma şansına erişmişlerdir.
"Sanki geçmişini bilmiyoruz" demekle olmuyor tabii. kim bilir ne güzel özellikleri vardır hakaret ettiğin o kızcağızların. Bir de herkes kendine değer verecek önce. Sen kendini düşünmezsen başkası asla düşünmez.



iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
beklentiniz olmazsa evlilikten guzel bi evliliginiz olur.. bunu yapsin sunu yapmasin demiceksin esin icin.oldugu gibi kabullenirsen hersey oldugundan guZel olur

Math.aşkı
 

Tamda böyle bişey evlilik
 

karakterlerinii çok iyi biliyorum semtte parmakla gösterilirdi tanımayan adam yoktu malesef bende tanıyorum ama dediğiniz gibi bi özelliğini henüz göremedik. bu yorumdan da baya rahatsız olan olmuş çok ilginç geldi bana ben karakterli olanlarla değil ne olduğunu bildiklerim için yorum yaptım

bazılarını tanımayan kalmaz her delikten çıkarya onlardan bahsediyorum
 

Allah her şeyi gönlünüze göre versin, fasulye ve ben de güze dilekleriniz için teşekkür ediyoruz
 
Bu konu daha çoookk uzayacak gibi
 
"Varlık barıştırır yokluk savaştırır" boşuna dememiş atalarımız maalesef maddiyat çok çok önemli çünkü ben hiç kimsenin eşine ilk günkü gibi aşkı ve sevgiyi hissettiğini düşünmüyorum özellikle kadınların maddi özgürlüğü olması gerek eğer yoksa çok büyük beklenti içinde olmazsanız hayal kırıklığı yaşamazsınız kısaca evlilik güzel lakin çok para sıkıntın olmazsa
 

Çok güzel ya maşallah diyorum güzel özetlemişsiniz herkese böylesi nasip olur umarım

Bazı arkadaşlar kirli donunu corabını yıkıyorum yazmış Yahu yıkayacaksın ya yı ka ya cak sın malesef
Tuvaletti ki seslerini falan duymak istemiyorsan evlenmeyeceksin
Evlilikten ne bekliyolar anlamıyorum
Hiç birimiz prenses değiliz pamuklara sarılmıcaz
 

Ben buna katılmıyorum, ya da bu durum kişiden kişiye değişir. Biz ailecek çok sıkıntılı günler yaşadık, bir gün ekmek alacak paramız yoktu cebimizde, rahmetli anneannem geldi kapıya "ekmek alıcam lazımsa size de alayım" dedi, annem birşey diyemedi, al dese parasını veremeyecek alma dese evde ekmek yok. Anneannem anlamıştı, gidip bize de almıştı. O parasız geçen günlerde bile annemle babam arasında tek bir kavga olmadı.

Annem bunun hep sevgiyle ve aşkla ilgili olduğunu söyledi bana. Eğer babanı sevmiyor olsaydım çeker giderdim, neden çekeyim bu sıkıntıyı ama seviyorum, o üzülecek diye yüreğim kuş gibi çırpınıyor demişti.

Babam da ilk evlilik günlerini anlatır bazen, maaşı alıp taksitleri ödemişler birgün, öğlen yemeği için eve gelmişler. Tam yemek yiyecekler elektrik faturası gelmiş, o zaman kapıdan tahsil ediliyormuş örneğin ceplerin 25 lira kalmış elektrik faturası 20 lira, babam ödemiş, kalan 5 lirayı 2,5 2,5 paylaşmışlar. Sonra ay başına kadar makarna ekmek. Babam bu hikayeden sonra şöyle der "iyi ki çekmişiz onca sıkıntıyı, bu evin her köşesinde o sıkıntıların izleri var. Her eşyasında tırnağım alın terim var, o yüzden işte biz şimdiki gençlik gibi kapıyı kolayca çarpıp gitmedik bu evden. Sevgiyle sarıldık birbirimize, sevgimizle aştık her zorluğu.



 
bence evlılık oturana kadar sıkıntı verır ama oturduktan sonra Allah a hergun şükretme sebebi maddı problem yoksa ıkı tarafta bırbırını sevıyorsa hayattakı en guzel sey . tabı ıkı tarafta olgunluga ermiş beklentısının sadece yuva kurmak olması lazım evlendıkten sonra hala anne kuzusu olan yada gozu dısarda olan bı erkekle olmaz evlılılık ıskenceye dönüşür
 
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…