- 31 Aralık 2017
- 6.460
- 22.146
- 348
- 28
- Konu Sahibi strawberry_cake
-
- #41
Cok guzel ifade etmissin demek istediklerimi
Bak benim basima gelen bir ornek , birinci kocadan sonra bir sure bosta kaldim kendi istegimle , hayatimda sadece dinginlik istedim , zaten oglum da vardi cok huzurla bir iki sene gecirdim ama o donem butun arkadaslarim birilerini ayarlamaya calisti, aklkma yatan birkac kisiyle tanistim da ama olmadi
Birgun bir arkadasim aradi , bana birini bulmus , adam muhafazakar , 40 yasinda ( bende 36 ydim zaten) annesiyle yasiyor , guzel bir meslegi var , toplumda oldukca saygin bir isim, zengin ve yakisikli , arkadasim anlata anlata bitiremedi resmen yalvardi cok yakisir sana nolur tanis diyr
Dedim raki iciyor mu , benimle meyhaneye gelip saatlerce dostlarimla sohbet edebilecek mi? Bor gece klubunde cilgilar gibi dans edecek mi benimle? E ben deistim , bundan rahatsiz olmayacak mi? Ben minilerimle gezerken malum siyasi kosullarda bunu kaldirabilecek mi? ( Meslegi acisindan onemliydi bu)
Hepsine cevap hayir , ee ben ne yapiyim ki bu adamla , bana ne mesleginden , parasindan , yakisikliligindan , benim hayatima tamamen ters , hele 40 yasinda anneyle yasamak daha da bir ters ben 22 yasinda ciktim ana evindenbir daha da donmedim ama iste zengin , yakisikli , saygin meslegi var vs vs bunlar onemli olsaydi hayatimda evlenir sonra bi sene sonra ben mutsuzluktan olurdum , boyle yasam olmaz ki ? Herkes kendisi gibi biroyle birlestirmeli hayatini , aksini benim anlamam mumkun degil
Aynen oyle , bende hic gormedim ortak zevkleri olan ve ayni noktadaki insanlarin anlasamadigini , bosanan oldu ama farkli nedenlerden bosandilarSizi bildiğim için okurken “muhafazakar ve annesiyle yaşıyor” dediğinizde güldüm ben burada.
Bunlar kesinlikle %100 mutlu bir hayatı evliliği garantilemez. Ancak belli bir standardı sağlar diye düşünüyorum ben. Annemle babam o kadar uzak insanlardı ki mesela. Annem lise terk babam üniversite mezunu ancak tam tersi şekilde kültürel bir eşitsizlik vardı. Ben annemle oturup sinemadan sanattan konuşabilirdim lise çağımda. Babamın bir filmi uyumadan izleyebildiğini görmedim mesela bunca yıldır ki annem çok severdi sinemayı. Belki anlamaz çok çok derin anlamlar çıkaramaz ama açık mesajları çok iyi anlardı. Müzik desek yine öyle, babam bu konularda çok boştu. Yine saygı ve sevgiyi korudular ancak çok mutlu bir evlilikleri vardı diyemem. Çünkü ortak noktaları, bir paylaşımları yoktu. Babam üniversite mezunu olmasına rağmen sanayide kendi rot balans dükkanımız vardı, orada çalışırdı. Gelip işte yaşadıklarını anlatsa anlamazdık. Gündemden başka konuşacak bir şeyleri pek olmuyordu, babamın işinin yoruculuğu da eklenince zaten vakit geçiremiyorlardı.
Kısacası onların evliliğinden ben şunu çıkardım, birlikte bir film bile izleyip sonrasında yorumlayamayacağın biriyle evlenme. Evde bir müzik açıp dans etsem bana göz devirecek biriyle evlenme, işte yaşadıklarını gün içinde yaptıklarını paylaşamayacağın bir insanla evlenme. Bunlar en en temelde baktığım şeyler benim, diğer kriterlere geçmeden önce bunları karşılaması lazım benim için.
Benzer yaşantılar ve hayata aynı pencereden bakabilmenin söz konusu olduğu, paylaşım miktarının yüksek olduğu ilişkilerde mutsuzluk görmedim çevremde.
İste bende boyle evlenenlerin neden evlendiğini merak ediyorum ama daha cevap alamadim sorumabu uç orneklerin anlaşması zaten mumkun degil çünkü taban tabana zıt
Ama artik oyle devirdeyizki ayni goruse sahip olmak da yetmeyebiliyor
Evlilik gerçketen çok zor bir kurum haline geldi
Sizi bildiğim için okurken “muhafazakar ve annesiyle yaşıyor” dediğinizde güldüm ben burada.
Bunlar kesinlikle %100 mutlu bir hayatı evliliği garantilemez. Ancak belli bir standardı sağlar diye düşünüyorum ben. Annemle babam o kadar uzak insanlardı ki mesela. Annem lise terk babam üniversite mezunu ancak tam tersi şekilde kültürel bir eşitsizlik vardı. Ben annemle oturup sinemadan sanattan konuşabilirdim lise çağımda. Babamın bir filmi uyumadan izleyebildiğini görmedim mesela bunca yıldır ki annem çok severdi sinemayı. Belki anlamaz çok çok derin anlamlar çıkaramaz ama açık mesajları çok iyi anlardı. Müzik desek yine öyle, babam bu konularda çok boştu. Yine saygı ve sevgiyi korudular ancak çok mutlu bir evlilikleri vardı diyemem. Çünkü ortak noktaları, bir paylaşımları yoktu. Babam üniversite mezunu olmasına rağmen sanayide kendi rot balans dükkanımız vardı, orada çalışırdı. Gelip işte yaşadıklarını anlatsa anlamazdık. Gündemden başka konuşacak bir şeyleri pek olmuyordu, babamın işinin yoruculuğu da eklenince zaten vakit geçiremiyorlardı.
Kısacası onların evliliğinden ben şunu çıkardım, birlikte bir film bile izleyip sonrasında yorumlayamayacağın biriyle evlenme. Evde bir müzik açıp dans etsem bana göz devirecek biriyle evlenme, işte yaşadıklarını gün içinde yaptıklarını paylaşamayacağın bir insanla evlenme. Bunlar en en temelde baktığım şeyler benim, diğer kriterlere geçmeden önce bunları karşılaması lazım benim için.
Benzer yaşantılar ve hayata aynı pencereden bakabilmenin söz konusu olduğu, paylaşım miktarının yüksek olduğu ilişkilerde mutsuzluk görmedim çevremde.
Ağırbaşlı insanlar oldum olası etkilemistir beni. Sanirim eşimin agirbasli ve oturaklı olması çekti beni. Ben 19 yaşımdayken duygularını açtı sonra 24 yaşımda üniversiteyi bitirince tekrar açıldı. Yıllarca beni beklemis olması ona karşı farklı bir güven duymamı sağladı. Bana olan sevgisine kapilip gittim e birde genctim aramizdaki kultur farkinin ilerde bu kadar basimi agritacaganin bilincinde degildim. Aslında bana olan sadakati ve sevgisi hic eksilmedi bu hususlarda hic şüphe duymadım kendisinden bu zamana kadar. Bu saydığım şeylere sahip olmasıLutfen yanlis anlamayin sadece ben bunu algilayamadigim icin soruyorum
Neden evlendiniz? Yani insan hayata farkli noktadan baktigi biriyle neden evlenir?
Gercekten bunu bu forumda cok duyuyorum ve bana o kadar yanlis geliyor ki , yasayana sormak istedim
Bekarken aynı şekilde aileden zengin, meslektaşım ve yaşıtım bir erkekle tanıştırıldım. Aile apartmanında boş dairesi vardı belli ki evlenince orada oturacak, ailesinin bağ evi varmış abisi yengesi anne baba her haftasonu giderlermiş, para havuzda toplanırmış ihtiyacı olan alırmış... derhal ayrıldım elbette. arkadaşlarımla eğlenmeye çıkarsak içkili gelirsek hoş karşılarlar mı? Her haftasonu kv kp görüşemem, hesabımı bilmeliyim havuzda ortak para bana uymaz... ama hani herkes karşı tarafı kendisi gibi biliyor ya hatalar hep ondan. Evlenince eşim benim görgüme uyar, uymayacak ne var ki kafası oluyor. 8 senelik evliliğimin son bir yılında anca mutluyum, yeterince kötü zamanlardan sonra ortak paydada buluşuyoruz galibaCok guzel ifade etmissin demek istediklerimi
Bak benim basima gelen bir ornek , birinci kocadan sonra bir sure bosta kaldim kendi istegimle , hayatimda sadece dinginlik istedim , zaten oglum da vardi cok huzurla bir iki sene gecirdim ama o donem butun arkadaslarim birilerini ayarlamaya calisti, aklkma yatan birkac kisiyle tanistim da ama olmadi
Birgun bir arkadasim aradi , bana birini bulmus , adam muhafazakar , 40 yasinda ( bende 36 ydim zaten) annesiyle yasiyor , guzel bir meslegi var , toplumda oldukca saygin bir isim, zengin ve yakisikli , arkadasim anlata anlata bitiremedi resmen yalvardi cok yakisir sana nolur tanis diyr
Dedim raki iciyor mu , benimle meyhaneye gelip saatlerce dostlarimla sohbet edebilecek mi? Bor gece klubunde cilgilar gibi dans edecek mi benimle? E ben deistim , bundan rahatsiz olmayacak mi? Ben minilerimle gezerken malum siyasi kosullarda bunu kaldirabilecek mi? ( Meslegi acisindan onemliydi bu)
Hepsine cevap hayir , ee ben ne yapiyim ki bu adamla , bana ne mesleginden , parasindan , yakisikliligindan , benim hayatima tamamen ters , hele 40 yasinda anneyle yasamak daha da bir ters ben 22 yasinda ciktim ana evindenbir daha da donmedim ama iste zengin , yakisikli , saygin meslegi var vs vs bunlar onemli olsaydi hayatimda evlenir sonra bi sene sonra ben mutsuzluktan olurdum , boyle yasam olmaz ki ? Herkes kendisi gibi biroyle birlestirmeli hayatini , aksini benim anlamam mumkun degil
Çocuklarınız varmı bilmiyorum ama bir evlilikte şiddet aldatma hakaret vs gibi şeyler yoksa kendi mutlulugundan çok çocuklarının mutluluğu ağır basıyor. Kizim henüz çok küçük ama oğlum 2.5 yaşında ve bizi bir arada görünce mutluluktan çığlık atıyor anne baba deyip üzerimize atlıyor ikimize birden sarılmaya çalışıyor. Oğlumun o mutluluğu bana dunyalara bedel. Ama diğer taraftan kendi iç dünyamda yasadigim cekismeler var. Çocuklarımı bir ömür boyu mutsuzluğa mahkum etmektense kendi dünyamda yasadigim sıkıntıları aşma taraftariyim. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.Ortada çatışma yoksa iki tarafta haksız diyemeyiz. Şu kadınalrında çocuklarım için lafları baydı artık.
Parçalanmış ve mutlu bir aile mi, parcalanmamış ve mutsuz bir aile mi ? Eğer saygı devam ediyorsa bir şey diyemeyeceğim ama saygı da bittiyse bir an durmayın
Eşiniz ne düşünüyor evliliğiniz hakkında? Mutsuzluğu aşmak için bir şey yaptınız mı? Yoksa sessiz sedasız yaşayıp gidiyor musunuz?Çocuklarınız varmı bilmiyorum ama bir evlilikte şiddet aldatma hakaret vs gibi şeyler yoksa kendi mutlulugundan çok çocuklarının mutluluğu ağır basıyor. Kizim henüz çok küçük ama oğlum 2.5 yaşında ve bizi bir arada görünce mutluluktan çığlık atıyor anne baba deyip üzerimize atlıyor ikimize birden sarılmaya çalışıyor. Oğlumun o mutluluğu bana dunyalara bedel. Ama diğer taraftan kendi iç dünyamda yasadigim cekismeler var. Çocuklarımı bir ömür boyu mutsuzluğa mahkum etmektense kendi dünyamda yasadigim sıkıntıları aşma taraftariyim. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Çocuklarınız varmı bilmiyorum ama bir evlilikte şiddet aldatma hakaret vs gibi şeyler yoksa kendi mutlulugundan çok çocuklarının mutluluğu ağır basıyor. Kizim henüz çok küçük ama oğlum 2.5 yaşında ve bizi bir arada görünce mutluluktan çığlık atıyor anne baba deyip üzerimize atlıyor ikimize birden sarılmaya çalışıyor. Oğlumun o mutluluğu bana dunyalara bedel. Ama diğer taraftan kendi iç dünyamda yasadigim cekismeler var. Çocuklarımı bir ömür boyu mutsuzluğa mahkum etmektense kendi dünyamda yasadigim sıkıntıları aşma taraftariyim. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Teşekkür ederim aciklamaniz icinAğırbaşlı insanlar oldum olası etkilemistir beni. Sanirim eşimin agirbasli ve oturaklı olması çekti beni. Ben 19 yaşımdayken duygularını açtı sonra 24 yaşımda üniversiteyi bitirince tekrar açıldı. Yıllarca beni beklemis olması ona karşı farklı bir güven duymamı sağladı. Bana olan sevgisine kapilip gittim e birde genctim aramizdaki kultur farkinin ilerde bu kadar basimi agritacaganin bilincinde degildim. Aslında bana olan sadakati ve sevgisi hic eksilmedi bu hususlarda hic şüphe duymadım kendisinden bu zamana kadar. Bu saydığım şeylere sahip olması
hala cok degerli benim icin. Ama bir cok konuda farkliyiz birbirimizden çünkü ailelerden gorduklerimiz arasında uçurumlar var. Buda sürekli çıkıyor karşımıza.
Bu yorumunuzu gordum simdi , lutfen bilinc altinizdan toplumun size kodladigi yanlis bilgileri silinÇocuklarınız varmı bilmiyorum ama bir evlilikte şiddet aldatma hakaret vs gibi şeyler yoksa kendi mutlulugundan çok çocuklarının mutluluğu ağır basıyor. Kizim henüz çok küçük ama oğlum 2.5 yaşında ve bizi bir arada görünce mutluluktan çığlık atıyor anne baba deyip üzerimize atlıyor ikimize birden sarılmaya çalışıyor. Oğlumun o mutluluğu bana dunyalara bedel. Ama diğer taraftan kendi iç dünyamda yasadigim cekismeler var. Çocuklarımı bir ömür boyu mutsuzluğa mahkum etmektense kendi dünyamda yasadigim sıkıntıları aşma taraftariyim. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Beni en çok mutsuz eden şeylerden biri şu. Ben hep icimden geldigi gibi davranmayi tercih etmisimdir kimseye taviz vermem bu konuda ama esim cevre baskisina cok yenik dusuyor. Baskalarinin onu yönetmesine izin vermesi iradesini etrafindaki cahil insanlara tabi etmesi beni cok sogutuyor. Çevremdeki insanlar eşlerine karşı hep ince düşünceli ve isteklerine kararlarına saygı gösteren insanlar. Bir erkek bana göre eşine yeri geldiğinde kendini değerli hissettirebilmeli. Ama eşim bunu israrla yapmiyor. Çünkü kendi ailesinde hic böyle birşey görmemiş. Annesi ve babası karnımız doysun yeter kafasindalar hayattan başka beklentileri yok. Esim ilk zamanlar öyle değildi tabi nişanlılık döneminde ve evliliğimizin ilk iki yılında eşim çok değer verirdi özel günlerimize vs ama sonra sonra sallamaya başladı. Daha doğrusu özellikle yapmamayı tercih ediyor niye diye sorduğumda ağırlığımi koyuyorum diyor. Bu zihniyeti beni deli ediyor. Özrü kabahatinden buyuk yani anlayacağın. Bunlar özel hayatımızda beni mutsuz eden şeyler. Günlük hayattanda bir kaç örnek vereyim. Eşim ilk tatilini balayında yaptı desem yeridir. Teoride tatili çok sever ama tatile gittik diyelim. Ikıncı gün söylenmeye başlar ben memleketimi ozedim biz niye geldik bumuydu yani bunun içinmi geldik diye diye icimdeki butun hevesi alIr götürür. Senin bünyan tatil yapmaya alışık değil derim hep. Sonra çocuklar konusunda mesela oğlana eğitici bir oyuncak alalım diyorum. Ne gerek var bizim zamanimizda boyle seylermi vardi diyor. Eğitici oyuncakların çocukların gelişimi açısından ne kadar büyük bir önem ifade ettiğini anlatabilirim bu durumda kendisine ama nefesimi boşuna tüketmemeyi tercih ediyorum çünkü ciddiye alinmayacagimi biliyorum. Çocuklarım çifte vatandaş mesela ne gerek var pasaport cikarmaya sanki avrupayami gidecekler diyor. Bu vizyonsuzlugu beni cileden cikariyor. Baskasi olsa nelerini vermezdi cocugunun cifte vatandaslik haklarina sahip olmasi icin. Ne bileyim cevremdeki insanlarin whatsapp durumuna bakip dalga geciyor hayat tarzlarindan dolayi. Onunla evlenmeden once benimde oyle bir hayat tarzim vardi halbuki bende ister istemez ustume aliniyorum. Daha bunun gibi bir cok sey var.Aranızdaki en büyük farklar nedir? Yani sizi en cok mutsuz edenler
Karakterin erken oturmuş abla o zaman senin.Temelde tabi ki 5 sene önceki halimle ayni kisiyim , bes senede degistigim gelistigim mevzular olmustur ama temel seyler hic degismedi asla da degisemez
Ben hic kendisi gibi olmayan biriyle karsilasmadim acikcasi , cok da erkek arkadasim oldu , elbette sakladiklari ufak tefek sey olmustur ama insan biriyle haberleri bile izlese televizyonda tepkisinden fikrinden hayatin neresinde durdugu anlasilir
Benim karsima hic cikmadigi icin boyle insanlar belki de anlayamiyorumdur bu mevzuyu , kafam basmiyor gercekten
Karakterin erken oturmuş abla o zaman senin.
Ben mesela 19 yasın da evlendim ki bırak düşüncelerimi kişiliğimi vücudum bile oturmamıştı bence. Ha eşim de keza öyle o da 22 yasındaydı.
8 sene gecti.
Diyorum ki nasıl evlendim o yaşta Bi dur diyen olmadı.
Ama o an evet dedim ooo bizden harika olur dedim vs vs. Ha Bi şekil de oturttuk her sey yolun da ama ben o 19 yasın da ki düşüncelere asla sahip değildim.
Ha 2 3 yıl öncesine kadar gayet inançlı bir insandım. Sonra bir sorgulama dönemi derken şuan hiç bir inanca mensup değilim. Fikrim bakışım tamamen değişti.
Eşim misal cok kıskanç baskıcıydı cok katı düşğnceliydi herseyime mudahale ederdi. Şuan da tam 700 km ötede 1 yıldır mecburi hizmetimi tamamlıyorum ve her konu da destek. Bi 5 yıl önce bunu eşim asla ve asla kabul etmezdi.
Demem o ki ben cok değiştim. Tipim gülüşüm ne bileyim sohbetim hala aynı hala çok sıcakkanlı hala çok gevezeyim. Ama düşüncelerim hayata bakışım hiç ama hiç aynı değil.
Beni en çok mutsuz eden şeylerden biri şu. Ben hep icimden geldigi gibi davranmayi tercih etmisimdir kimseye taviz vermem bu konuda ama esim cevre baskisina cok yenik dusuyor. Baskalarinin onu yönetmesine izin vermesi iradesini etrafindaki cahil insanlara tabi etmesi beni cok sogutuyor. Çevremdeki insanlar eşlerine karşı hep ince düşünceli ve isteklerine kararlarına saygı gösteren insanlar. Bir erkek bana göre eşine yeri geldiğinde kendini değerli hissettirebilmeli. Ama eşim bunu israrla yapmiyor. Çünkü kendi ailesinde hic böyle birşey görmemiş. Annesi ve babası karnımız doysun yeter kafasindalar hayattan başka beklentileri yok. Esim ilk zamanlar öyle değildi tabi nişanlılık döneminde ve evliliğimizin ilk iki yılında eşim çok değer verirdi özel günlerimize vs ama sonra sonra sallamaya başladı. Daha doğrusu özellikle yapmamayı tercih ediyor niye diye sorduğumda ağırlığımi koyuyorum diyor. Bu zihniyeti beni deli ediyor. Özrü kabahatinden buyuk yani anlayacağın. Bunlar özel hayatımızda beni mutsuz eden şeyler. Günlük hayattanda bir kaç örnek vereyim. Eşim ilk tatilini balayında yaptı desem yeridir. Teoride tatili çok sever ama tatile gittik diyelim. Ikıncı gün söylenmeye başlar ben memleketimi ozedim biz niye geldik bumuydu yani bunun içinmi geldik diye diye icimdeki butun hevesi alIr götürür. Senin bünyan tatil yapmaya alışık değil derim hep. Sonra çocuklar konusunda mesela oğlana eğitici bir oyuncak alalım diyorum. Ne gerek var bizim zamanimizda boyle seylermi vardi diyor. Eğitici oyuncakların çocukların gelişimi açısından ne kadar büyük bir önem ifade ettiğini anlatabilirim bu durumda kendisine ama nefesimi boşuna tüketmemeyi tercih ediyorum çünkü ciddiye alinmayacagimi biliyorum. Çocuklarım çifte vatandaş mesela ne gerek var pasaport cikarmaya sanki avrupayami gidecekler diyor. Bu vizyonsuzlugu beni cileden cikariyor. Baskasi olsa nelerini vermezdi cocugunun cifte vatandaslik haklarina sahip olmasi icin. Ne bileyim cevremdeki insanlarin whatsapp durumuna bakip dalga geciyor hayat tarzlarindan dolayi. Onunla evlenmeden once benimde oyle bir hayat tarzim vardi halbuki bende ister istemez ustume aliniyorum. Daha bunun gibi bir cok sey var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?