Öylece karşımda duruyordun en güzel halinle. Ellerin vardı ellerimin arasında, bir de yüzün.
Bir insanın yüzüne ne kadar uzun bakılabilirse, o kadar uzun baktım; sana gözlerine,gülüşünün çizgilerine. Mutluydun, mutluyduk Fakat buruktuk da biraz.
Bir hayal kurmuştum. Ben senin doğum gününü kutladığımda nasıl olacağını, sana yapacağım en büyük sürprizin ne olacağını planlamaya başlamıştım kafamda. Sana bunu anlatırken yarıda kestim. Sustur beni dedim ve sustuk.
Bu hayalin devamını söyleyemedim. En büyük hediyen beni kabul etsen de,sevgilim, senin için düşlediğim hediye abini geri getirmek olurdu.
Bunu anlatıp, anımsatmak, o an'ı bozmak istemedim. Daha doğrusu gülen kalbini soldurmak istemedim. Abini sana asla geri getiremeyeceğim, getiremeyecekler. Bu hayalin devamını asla bilmeyeceksin. Benim bile gözlerimi doldururken, senin yanan kalbini hissedersem kül olurum.
Keşke mümkün olsa.içindeki ateşi hissediyorum. Elimden gelse de abine sarılmanı sağlayabilsem. İnan bana, o gün gelene dek sana sarılmayı hiç bırakmıycam. Sonrasında dahi..