Sen 14 yaşımın hatırasıydın. Aşk değildi belki bir heyecan.. Küçüktüm sonuçta ben. Ama sen ilk heyecandın, anlamlı bir alışkanlıktın benim için. Faydalı bir alışkanlık.. Beni terk ettiğinde bunu unutamadım. Sebep ne sendin ne ben anlamsızca bir terk edişti. Neden nasıl bilmem ama sen benim 18 yaşımın kötü hatırasıydın. Unutamamak.. Bilmiyorum. Belki bu cevapsızlık engel oluyordu kendimi senden almama. Bir umut.. Tam 4 yıl olmuştu sensiz. Ağlamalar ve dualar.. Rabbime hep, bugün belki yıllar sonra ama mutlaka bir gün bana geri dönsün diye dua ederdim. Bilmezdim o zamanlar dua ederken hayırlısını istemeli, fazla diretmemeli bazen, kısmet demeli. Ama hayır ısrarla istiyordum. Karşılaştık o bahçenin yakınında. 2. Yardım çağrımdı sana ve reddettin.. Ben durmadan özledim. Belki de özlediğimi sandım. İmkansız olmanı sevmiştim belki, bağımlıydım buna.
Zaman geçti, yıllar geçti..
Biriyle tanıştım. O kadar harika biriydi ki.. Konuşması, bakışları, sevmesi nehir gibi içine akan bir adam.. Aşık oldum
Nişanlandık..
Sonra birgün telefonum çaldı. Açtığımda sesini duyduğum an kalakaldım. Beni hatırladın mı? Hep seni aradım. Seni görmek istiyorum. Sadece seni görmeliyim.
Çok soğuk kanlıydım. Telefonu kapattım. Ağlama krizine girdim. Yıllar sonra ve sonunda unutmayı başardığım, dualarımdan çıkardığım ve bir adamı gerçekten sevdiğim zamanın tam ortasında gelen kötü hatıra..
Bir an için nişanlım bu durumu hak etmiyor fikri beni alt üst etti. Ağlamak hiç bu kadar can sıkıcı olmamıştı. Onu gerçekten seviyordum ve beni gerçekten hakettiğinden emindim. Ama şoka girmiştim ve bir süre nişanlımın telefonlarını açmadım. Kendime çok kızıyorum bunun için. Ama zamana ihtiyacım vardı. Kafamı toplamalıydım. Onunla görüştüm. Yüzüne bakarak içimi dökmeli ve bu defteri kendi içimde kapatmalıydım. Titriyordum.. Onu gördüm. Hiç değişmemişti. Ama bende korktuğum etkiyi yaratmadı. Çok ilginç.. Onu gördüğüm zaman hiçbir şey hissetmedim. Yıllarca içimde büyütmüşüm onu. Kocaman yapmışım.. Bomboş duruyordum karşısında. Aşk kadınıymışım ben geç anladım. Bende sevmeyi sevenlerdenmişim aslında. Bana geri dönemeyişinin sebeplerini anlattı. Son derece saçma.. düşündüm de yaşadıklarıma karşı, hepsi bu mu.. Gülümsedim sadece. Beni özlediğini beni hep sevdiğini anlattı. Onu kabul edeceğimden o kadar emindi ki.. Tahsilini tamamlamak için 1 yılımız daha olduğundan bahsetti.. Tabi 4 koca yıl onu bekleyen sadık ve sevgili kadın, 1 yıl daha neden beklemesindi.. O birlikte yaşayacağımız hayat planlarını anlatırken ben nişanlımın bana ulaşamadıkça ne kadar merak edeceğini, üzüleceğini düşünüyordum. Acaba şuan da ne yapıyordu güzel adam..
Derken masadam kalktım. Çok geç kaldın. Belki bir kaç yaş erken dönseydin bana, aklım ermediği vakit kabul ederdim seni. Bir şekilde hayatımda olabilirdin. Ama sana karşı olan bütün hislerimin bittiğini gördüm bugün. Buraya asla gelmemeliydim ama seninle yüzleşmem gerekiyordu. Sana hayır demeliydim. Seni görmesemde psikolojimde emeğin çok.. Sıradan bir mesaj atamayacak kadar fazla büyüktün orada. Hoşçakal.
Eve döndüğümde o kadar rahattım ki.. yine de nişanlıma karşı suçluluk hissediyordum
Ona her şeyi anlattım.. Bir an sinirlenip erkeklik gururuna yediremeyip beni bırakabilirdi.. Bana güvenemeyebilirdi. Ama hepsini göze aldım ve bilmesini istedim. Çok üzüldüğünün farkındaydım.. biraz yalnız kalmak istediğimi söylediğim zaman iki adam arasında kaldığımı düşündü ve bunun acısı kim bilir neler düşünmesini sağladı.. Ona olan sevgimi sorguladı.. Üstümde geçen emeğini neye değişecektim kim için onu arafta bırakıyordum.. Eminim hepsi geçiyordu aklından. Ama beni anladı. Ya da benim öyle anlamamı sağladı. Benim netleşmem için bana zaman tanıdı. Bu hiç kolay bir şey değil.. Beni sevmekten asla vazgeçmedi. Ama gerçek şu ki, içinde düşünüp korkutuğu ne varsa hiçbiri doğru değildi. Ona deli gibi aşıktım.
Şimdi evliyim, bir bebeğimiz var.. Mutlu bir ailem var. Ne olursa olsun dua ederken hep hayırlısını isteyin, ısrarcı olmayın. Rabbim gönlünüze göre verecektir inşallah..